Olimpos Rpg Percy Jackson ve Olimposlular ile Olimpos Kahramanları serilerinden esinlenilerek oluşturulmuş, zirvedeki rpg forum sitesi. |
|
| Lucianna Fackrell*Görevlerim | |
| | |
Yazar | Mesaj |
---|
Lucianna Fackrell Athena'nın Çocuğu/Kulübe Lideri
Mesaj Sayısı : 4356 Kayıt tarihi : 22/08/10
| Konu: Lucianna Fackrell*Görevlerim Paz Ağus. 22, 2010 1:56 am | |
| Tamamladığım görevleri turkuaz yapıp, üstlerini çizecek ve bu başlık altından belirteceğim.~Görevler~1- Tanrı/Tanrıça ebeveyninle ilk karşılaşmanızın rpsini yaz. Mekan: Olimpos Konseyi Katılacaklar: Sadece sen. (Ebeveynin olan Tanrı sitede varsa, kendisinden sana katılmasını isteyebilir, birlikte rp yapabilirsiniz.)
2- Melez Kampı'nda, kulübendeki ilk gününün rp'sini yazacaksın. Mekan: Ait olduğun kulübe. Katılacaklar: Serbest (istediğin herkesi davet edebilirsin.)
3- 'İlk gününün sonu'nu anlatan bir rp yazacaksın, kampla ilgili ilk izlenimlerin, ilk maceraların... Mekan: Melez Kampı içindeki herhangi bir yer. Katılacaklar: Serbest.
4- Long Island kıyısında bir Tanrı/Tanrıça ile karşılaşacaksın. Mekan: Long Island kıyısı Katılacaklar: Sadece sen. (Karşılacağın Tanrı sitede varsa, sana katılmasını isteyebilirsin ilk görevle aynı şekilde...)
5- Bir pegasus edineceksin! Mekan: Pegasus Ahırları Katılacaklar: Sen ve pegasusun. (Bu görevi tamamladıktan sonra Admin'e pegasusunun ismi ve bilgilerini içeren bir pm atmalısın, böylece profiline ekleyebilirim.)
6- Kamptan kaçıp New York'taki evine gideceksin. Mekan: New York Katılacaklar: Sen. (isteğe bağlı: pegasusun veya bir arkadaşın.)
7- Arenada rp yazacaksın. Mekan: Arena Katılacaklar: Sen ve istediğin herkes.
8- Bir arkadaş edinip kulübesine ziyarete gideceksin. Mekan: Arkadaşının kulübesi Katılacaklar: Sen ve arkadaşın.
9- 'Bayrak kapmaca' yarışında yaşadıklarını anlattığın bir rp yazacaksın. Mekan: Orman Katılacaklar: Sadece sen.
10- Bir kehanet yazıp -veya kehanet başlığından alıp- onun üzerine rp yazacaksın. Mekan: İstediğin her yer Katılacaklar: Sen ve istediğin herkes.
11- Kano Gölü'nde bir arkadaşınla rp yazacaksın. Mekan: Kano gölü Katılacaklar: Sen ve arkadaşın.
12- Ormanda rp yazacaksın. Mekan: Orman Katılacaklar: Sadece sen.
13- Plajda rp yazacaksın. Mekan: Plaj Katılacaklar: Sen ve istediğin herkes.
14- Tanrı ebeveynin tarafından sana bir sihirli eşya verilmesiyle ilgili rp yazacaksın. Mekan: İstediğin yer Katılacaklar: Sen ve ebeveynin. (Ebeveynin oyunda olan bir karakterse, sana eşlik etmesini isteyebilirsin. Rp bittikten sonra sihirli eşyanın profilinde görünmesi için 'karakter' kategorisinden mesaj yaz.)
15- Kulübeni temizleme rp'si yaz. Mekan: Ait olduğun kulübe Katılacaklar: Sen ve istediğin kardeşlerin. (Her hafta denetleme olduğu için, kulübende az kişi varsa ve bulaşıkları yıkamak istemiyorsan, sık sık bu görevi yapacaksın...)
16- Kampın güç sınırlarıyla alakalı bir rp yazacaksın. Mekan: Kampın Giriş-Thalia'nın Ağacı Katılacaklar: Sen ve istediğin herkes.
17- Okçuluk alanında bir macera yaşayacaksın. Mekan: Okçuluk Alanı Katılacaklar: Sen ve istediğin herkes.
18- Tarlalarda yaramazlık yaparken yakalanmanla ilgili bir rp yazacaksın. Mekan: Tarlalar Katılacaklar: Sen ve istediğin herkes.
19- Medusa'ya bir macera yaşayacaksın. Mekan: 'Em' Teyze'nin Mağazası veya Yeraltı-Medusa'nın ini. (veya ikisi birden) Katılacaklar: Sen ve istediğin arkadaşların.
20- Labirentte *uzun* bir macera yaşayacaksın. Mekan: Labirent Katılacaklar: Sen ve en az 1 arkadaşın. (Uzun*dan kastım en az 20 post, o nedenle birkaç arkadaşınla birlikte yapabileceğin bir görev.)
21- Canavarlar ve Sirenlerle savaşacaksın! (2 ayrı mekanda birden) Mekan: Canavarlar denizi & Siren körfezi. Katılacaklar: Sen ve istediğin herkes.
22- Deniz Tanrısı'nın evine gideceksin. Mekan: Poseidon'un Krallığı Katılacaklar: Sen ve istediğin herkes. (Elini kolunu sallayan oraya gidemez. Mantıklı olması için yanına bir Poseidon çocuğu al.)
23- Asphodel Tarlaları'nda rp yazacaksın. Mekan: Asphodel Tarlaları Katılacaklar: Sen ve istediğin herkes.
24- Styks Irmağı'nda rp yazacaksın. Mekan: Styks Irmağı Katılacaklar: Sen ve istediğin herkes. (İlla ırmağa girmek zorunda değilsin, ekşın yaşaman yeterli.)
25- Tüm kamp geçirilen mutlu bir akşamın rp'sini yazacaksın. Mekan: Kamp içinde herhangi bir yer. (mesela amfitiyatro...) Katılacaklar: Sen ve tüm kamp! Anlatıcı: Sen ve maksimum 2 kişi.
26- Kulübende bir arkadaşını ağırlayacaksın.
Mekan: Ait olduğun kulübe Katılacaklar: Sen ve arkadaşın.
27- Araba yarışlarına katılacaksın! Mekan: Etkinlikler başlığı, araba yarışları Katılacaklar: Sen ve yarışmacı arkadaşların.
28- Bayrak kapmaca yarışında anlatıcı olacaksın. Mekan: Etkinlikler başlığı, bayrak kapmaca Katılacaklar: Sen ve yarışmacı arkadaşların.
29- Büyük bir grupla macera yaşayacaksın! (en az 8 kişi!) Mekan: İstediğin yerler Katılacaklar: Sen ve arkadaşların. (Açıklama: Bu görev, 'kehanet' veya 'labirent' görevleriyle birleştirilemez ve en az 4 mekan gezme zorunluluğu vardır.)
30- Tanrı Ebeveynin ile bir tartışma rp'si yazacaksın. Mekan: Empire State Binası/Olimpos Katılacaklar: Sen ve ebeveynin.
31- Kulübende başına ilginç bir olay gelmesiyle ilgili rp yazacaksın. Mekan: Ait olduğun kulübe Katılacaklar: Sen ve istediğin herkes.
32- Kampın girişinde canavarlarla mücadele edeceksin. Mekan: Kampın Girişi-Thalia'nın ağacı Katılacaklar: Sen ve istediğin herkes.
33- Cirit sahasında bir arkadaşınla birlikte macera yaşayacaksın. Mekan: Cirit Sahası Katılacaklar: Sen ve arkadaşın.
34- Sıradan bir gününün felakete dönüşünün rp'sini yazacaksın. Mekan: New York Katılacaklar: Sadece sen. (Açıklama: Bknz. New York'ta Lucianna'nın Ares yüzünden hapse atıldığı rp.)
35- Ölüler Tanrısı'nı ziyarete gideceksin. Mekan: Hades'in Sarayı Katılacaklar: Sen ve istediğin herkes. (ve Tanrı Hades!!)
36- Bir yetenekte kendini geliştirmek için ders alacaksın. Mekan: Derslikler (herhangi biri.) Katılacaklar: Sen ve eğitmenin/profesörün.
37- Kampın marketinde alışveriş rp'si yazacaksın. Mekan: Kamp Marketi Katılacaklar: Sen ve istediğin herkes. (Açıklama: Baktım görev listesi bu sefer çok ağır oldu, arada rahatlayın istedim )
38- Arkadaşlarınla voleybol maçı yapacaksın. Mekan: Voleybol sahası Katılacaklar: Sen ve en az 1 arkadaşın.
39- El işleri alanında rp yazacaksın. Mekan: El işleri alanı Katılacaklar: Sen ve istediğin herkes.
40- Tırmanma duvarına gideceksin! Mekan: Tırmanma duvarı Katılacaklar: Sen ve istediğin herkes.
41- Lotus Kumarhanesi'nda macera yaşayacaksın. Mekan: Las Vegas Katılacaklar: Sen ve istediğin herkes.
42- Hoover Barajı'nda bir macera yaşayacaksın. Mekan: Hoover Barajı Katılacaklar: Sen ve istediğin herkes.
43- Ceza tarlalarında bir macera yaşayacaksın. Mekan: Yeraltı-Ceza Tarlaları Katılacaklar: Sen ve istediğin herkes.
44- Melez konseyi kararıyla bir göreve çıkacaksın! Mekan: İstediğin yerler Katılacaklar: Sen ve istediğin herkes. (Açıklama: Kurgun güzel, ekibin sağlam olsun ki, konsey göreve çıkışını onaylasın. En az 3 ayrı başlık ve 20 post!)
45- Bir Tanrı/Tanrıça ile rp yaz. Mekan: Empire State Binası/Olimpos Katılacaklar: Sen ve isteğin üzerine seninle rp yapmayı kabul eden Tanrı/Tanrıça. (Açıklama: bu kişi ebeveyninden farklı biri olmak zorundadır!!)
.
En son Lucianna Fackrell tarafından C.tesi Kas. 06, 2010 8:06 am tarihinde değiştirildi, toplamda 22 kere değiştirildi | |
| | | Lucianna Fackrell Athena'nın Çocuğu/Kulübe Lideri
Mesaj Sayısı : 4356 Kayıt tarihi : 22/08/10
| Konu: Geri: Lucianna Fackrell*Görevlerim Paz Ağus. 22, 2010 5:15 am | |
| Görev: 2- Melez Kampı'nda, kulübendeki ilk gününün rp'sini yazacaksın. Mekan: Athena Kulübesi Katılacaklar: Lucy. Gözlerimi açtığımda, gelmeye alışık olduğum bir yerdeydim: Büyük Ev'deki revirdeydim! Derhal yataktan fırladım ve başucumda otururken uyuyakalmış Stell'i uyandırmadan yatağa yatırdım. Arkadaşımın üstünü örtüp saçlarını okşadıktan sonra hemen aynanın karşısına geçtim, boynumdaki yarayı incelemeye başladım. "Ah, harika!" Yara izini ömrüm boyunca taşıyacağımdan emindim. Aceleyle saçlarımı düzelttim, üzerime çeki-düzen verdim. Sonuçta, koca bir yılın ardından kampa tekrar dönmüştüm. Henüz yataktan kalkmaya iznimin olmadığından emindim, bu nedenle kimseye görünmeden kulübeme kadar yürümek için çok fazla çabalamam gerekti, ama yakalanmadan içeri adımımı atmayı başardım. Ben yokken odada çok şey değişmişti, bunu görmek beni hem üzdü hem sevindirdi. Üzüldüm çünkü, anılarımı bıraktığım şekliyle bulamamıştım ve sevindim çünkü, kulübeme yeni bir kardeşim katılmıştı! Şu anda odada yoktu ama eşyalarından hangi yatağın onunki olduğunu hemen anladım. Oda gerçekten çok dağınıktı, bir an önce el atmam gerekecekti. Aceleyla gardolabımı açtım ve en sevdiğim, Athena yeşili olan elbisemi çıkardım. Afrodit ile birkaç kaçırma olayı dışında uzaktan-yakından ilişkim yoktu ama, geride bıraktığım bir yıl bana yeni bir özellik katmıştı: süslenme ihtiyacı. Hemen -özlemiş olduğum- banyoma girerek ılık bir duş aldım, çıkınca da yeşil elbisemi giydim üzerime. Tabii, siyah topuklu ayakkabılar, babamın hediye ettiği küpeler ve boynumdaki yarayı kapatmak için kullanacağım siyah şal da diğer aksesuarlarımdı. Sıra saçlarıma geldiğinde, düzleştiricimi New York'taki evimde unuttuğum için birkaç Tanrı'ya lanet okudum ve en sonunda özensiz görünüşlü ama beni saatlerce uğraştıran dağınık topuzda karar kıldım. Makyaj yapmayı hiçbir zaman sevememiştim, sadece pempemsi-kırmızımsı değişik renkli rujumu sürdüm ve işte, akşam için hazırdım. Kampta ben yokken yaşanan en büyük değişim, şüphesiz Üç Büyükler'in dört çocuğunun daha kampa gelmiş olmasıydı. Stell adına seviniyordum çünkü iki yeni kardeşi ve iki yeni kuzeni olmuştu ama değişen güç dengeleri, endişelenmeme sebep oluyordu. Kaçak ve esir olarak geçirdiğim aylarda düşünmek için bolca zamanım olmuştu, şimdi önümde macera ve eğlence dolu günler vardı. Fazla kafa yormamı gerektirecek bir durum da yoktu ortada; klasik Ares ile rekabet muhabbetlerim, henüz öğrenemediğim hakkımdaki büyük kehanet, Stell ve Zeus arasındaki bitmek bilmez kavga falan işte... klasik melez problemleri. Aynada son kez görünüşümü kontrol ettikten sonra, dışarı çıktım ve kulübemin kapısını çektim. Kampı seviyordum, kokusu bile bir başkaydı. Laubali bir ortam istediğim için, kano gölünün yolunu tuttum, satirler her zaman relaks takılırlardı çünkü. Şey... kulübeye çeki-düzen verme işini sonraya bırakmaya karar verdim, sonuçta 17 yaşında sorumluluk duygusu nedir bilmeyen bir melezdim ve yaşamayı seviyordum! | |
| | | Lucianna Fackrell Athena'nın Çocuğu/Kulübe Lideri
Mesaj Sayısı : 4356 Kayıt tarihi : 22/08/10
| Konu: Geri: Lucianna Fackrell*Görevlerim Paz Ağus. 22, 2010 5:39 am | |
| Görev: 4- Long Island kıyısında bir Tanrı/Tanrıça ile karşılaşacaksın. Mekan: Long Island kıyısı Katılacaklar: Lucy.
Süslenmiş püslenmiş Kano Gölü'ne gidiyordum ki, aklıma beni kurtaranların hepsine henüz teşekkür edememiş olduğum geldi. Liste çok kalabalık değildi: benden köşe bucak kaçan annem Athena ve Tanrı Poseidon. Hemen yönümü değiştirerek, Long Island Kıyısı'nın yolunu tuttum. Poseidon ile genelde burada karşılaşırdık. Tabii, ölmek üzereyken onun sarayına gittiğim de olmuştu (daha üzerinden 24 saat bile geçmemişti!) ama neyse. Long Island'a ulaştığımda bu sefer her zaman yaptığım gibi deniz kıyısına oturmadım, tiki takılarak gidip yakındaki bir şezlonga uzandım. Tanrı Poseidon işi yoksa zaten kısa zamanda onu beklediğimi fark edip yanıma gelirdi, çağırmama gerek yoktu. Yanılmamıştım. 5 dakikaya yakın bir bekleyişten sonra, hafif esmer tenli, uzun boylu, üzerinde hawai tişörtü olan yeşil gözlü Tanrı, kıyıda belirdi. Derhal yerimden kalkıp önünde kibarca reverans yaptım, bana göre saygıyı en çok hak eden Tanrılardan biri oydu, sadece beni kurtardığı için de değil. "Merhaba Lucy, daha iyi görünüyorsun." diyerek her zamanki gibi deniz kıyısına oturdu Tanrı. "Sizin sayenizde Tanrı Poseidon, buraya teşekkür etmek için geldim." dedim, ona olan minnettarlığımı yansıtan bir ses tonuyla. "Lütfen söyleyin, sizin için yapabileceğim herhangi bir şey var mı?" diye de ekledim. Bir süre düşünür gibi yaptıktan sonra, bana döndü ve, "Evet, aslında var." dedi. Merakla ona bakmaya başladım, sanırım bana güzel bir görev verecekti. Ama söyledikleri, hayallerimi yıktı. "Benim için kampta olduğun sürece kızım Rose ve yeğenim Jenny'ye göz kulak olmanı istiyorum." "Tabii Tanrı Poseidon, siz hiç merak etmeyin." dedim. Tanrı güldü. "Biliyorum Lucy tehlikeli ve maceralı bir görev istiyorsun ama bence bu kadar çok şey atlattıktan sonra, birkaç gün dinlensen iyi olur." Bu, bir öneriden çok emirdi. "Peki efendim." dedim itaatkarca. Tabii, ikimiz de bunu gerçekten yapacağıma inanmıyorduk. Tanrı Poseidon ayağa kalktı ve denize doğru ilerlemeye başladı. "Hala yaşadığın için mutluyum, Lucy. Görüşmek üzere." "Görüşmek üzere Tanrı Poseidon." dedim ve arkasında da gözlerinin olduğunu düşünerek, ayağa kalkıp eğildim. Deniz Tanrısı, hafifçe başını salladı -bu eğilmeme karşılık yapmış olduğu bir işaretti- ve suyun içinde gözden kayboldu. "İşte yapılacaklar listesindeki yeni madden Lucy, Rose ve Jenny'ye göz kulak ol." dedim kendi kendime. Sonra akşam yemeği için gazinonun yolunu tuttum. | |
| | | Lucianna Fackrell Athena'nın Çocuğu/Kulübe Lideri
Mesaj Sayısı : 4356 Kayıt tarihi : 22/08/10
| Konu: Geri: Lucianna Fackrell*Görevlerim Paz Ağus. 22, 2010 5:41 am | |
| Görev: 10- Bir kehanet yazıp -veya kehanet başlığından alıp- onun üzerine rp yazacaksın. Mekan: İstediğin her yer Katılacaklar: Sen ve istediğin herkes. Not: Kehanette genelde pasiftim, fazla konuşmam olmadı *çünkü kayıptım* ancak Tanrıça Athena, yaptığımı kabul ettiğinden, buraya ekliyorum. | |
| | | Lucianna Fackrell Athena'nın Çocuğu/Kulübe Lideri
Mesaj Sayısı : 4356 Kayıt tarihi : 22/08/10
| Konu: Geri: Lucianna Fackrell*Görevlerim Paz Ağus. 22, 2010 5:42 am | |
| Görev:22- Deniz Tanrısı'nın evine gideceksin. Mekan: Poseidon'un Krallığı Katılacaklar: Sen ve istediğin herkes. Not: Poseidon tarafından tıbbı yardım almışlığım bile var | |
| | | Lucianna Fackrell Athena'nın Çocuğu/Kulübe Lideri
Mesaj Sayısı : 4356 Kayıt tarihi : 22/08/10
| Konu: Geri: Lucianna Fackrell*Görevlerim Paz Ağus. 22, 2010 6:01 am | |
| Görev: 15- Kulübeni temizleme rp'si yaz. Mekan: Athena Kulübesi Katılacaklar: Lucy.
Tanrı Poseidon ile yaptığım görüşmenin ardından, tekrar kulübemin yolunu tuttum. Titiz kızım işte ne yaparsınız, ortalığı öyle pis ve dağınık bırakmak içime sinmedi. Asıl nedeni mi merak ediyorsunuz? Tüm gece Stell ile geyik yapacağımıza emindim ve yarın denetleme vardı. Eh, Athena kızıyım ben. Bir hafta boyunca bulaşıkları yıkamaktansa, birkaç saatimi kulübemi toparlayarak geçirmem mantıklı geldi. İçimden de geçiriyordum: "Umarım Stell de benim gibi düşünüyordur." diye. Tüm gece onun kulübesini toplamasını bekleyemezdim, dedikodular asla beklemezdi! İlk olarak omurgamın kırılması riskini göze alarak mobilyaları çektim ve altlarını sildim -hayır, sadece uydurdum. İlk olarak, viledayla bir güzel yerleri sildim, sonra da halıyı süpürdüm. Mobilyaların tozunu aldım, giderken eşyalarımı toplu bırakmış olduğum için mutluydum, fazla işim yoktu. Özenle Anna'nın dağınık eşyalarını da düzenledikten sonra, işim neredeyse bitmişti. Yokluğumda solmaya yüz tutmuş Athena Çiçekleri'ni suladım güzelce, güneş görsünler diye kulübenin dışındaki pencere kenarına koydum onları. Yatak odalarıyla işim bittikten sonra... asıl kabusumun başlama zamanı gelmişti: meşhur çalışma odasını düzenleyecektim. İçerisi bin tane bilim adamı aynanda gelip on bin icadı bir arada yapmış gibiydi: Masaların üstlerinde çeşit çeşit projelerin kağıtları, taslaklar, garip deneyler, haritalar ve kitaplar vardı. Tamam, size hiç 'Lucianna Fackrell çalışma hayatında düzen abidesidir.' diyen oldu mu? Olmadığına eminim. Neden bu kadar çok tepki verdiniz ki? Tüm çalışmalarımı düzenlemeye başladım elim mahkum. Siz deyin 2, ben diyeyim 3 saat sonra, ortalık 5 üzerinden 4 alabilecek hale geldiğinde, pes ettim. Yapmayın, birinciliğe oynamıyordum, tek amacım sonuncu olmaktan kaçınmaktı. "Pekala, şimdi çılgın eğlence zamanı!" dedim coşkuyla ve kamp ateşinin yolunu tuttum, bu kadar temizlik ve düzen bana fazla gelmişti. | |
| | | Lucianna Fackrell Athena'nın Çocuğu/Kulübe Lideri
Mesaj Sayısı : 4356 Kayıt tarihi : 22/08/10
| Konu: Geri: Lucianna Fackrell*Görevlerim Paz Ağus. 22, 2010 6:29 am | |
| Görev: 5- Bir pegasus edineceksin! Mekan: Pegasus Ahırları Katılacaklar: Lucy ve Sherry. Kampa gelir gelmez vakit kaybetmeden süslenmiş, saatlerimi vererek odamı temizlemiş, Long Island'a gidip Tanrı Poseidon'a teşekkür etmiştim. Şimdi, sıra benim için çok önemli olan bir dostumla hasret gidermeye gelmişti. Hızla ahırlara doğru yöneldim ve pegasusum Sherry'nin yanına ulaştım. "Ah, Sherry! Seni ne kadar çok özledim bilemezsin!" dedim, gözlerimin dolduğunu hissediyordum. Pegasusum da kişnemeye ve beni yalamaya başladı. Birbirimize sımsıkı sarılmışken, birlikte yaşadığımız maceralar bir film şeridi gibi gözlerimin önünden geçti... Geçen sene onunla ilk tanışmamızdan hemen sonra, kamptan kaçıp babamı ziyarete gitmiştik. Sabaha karşı kampa geri döndüğümüzde, harpyalara yakalanmamak için sessizce ilerleyişimizi hatırladım ve gülmeme engel olamadım. Aldığımız görev üzerine, Stell ve ben apar topar Las Vegas'a, Lotus Kumarhanesine gitmiştik ve kaçabilmem Sherry sayesinde olmuştu. Ah, tabii bir de annemin isteğim üzerine bana görünmeden Stell'e yardımcı olması. Bir keresinde de, -ki bu sanırım en korkunç görevlerimizden biriydi- onunla birlikte canavarlar denizine gitmiştik, Sherry ile vedalaştıktan sonrası tam bir faciaydı tabii, Stell de ben de sirenlerin etkisine girmiştik ve ölümümüze saniyeler kala Afrodit'in fları sayesinde kendimize gelebilmiştik... Ah, tabii Sherry ile defalarca Olimpos'u basışlarımıza da değinmeden edemem. Hepsi ayrı bir maceraydı ama hala kabuslarını gördüğüm bir tanesi vardı: Tanrı Ares ile yaptığım düello! Kısacası, pegasusum Sherry benim hayatımda ve maceralarımda, çok önemli bir yere sahipti. Onun o bilmiş gözleri, herşeyi anladığını belli eden bakışları, benim için her zaman vazgeçilmezdi. Dayanamayıp sessizce ona sıradaki planlarımızı anlatmaya koyuldum: "Dostum, sakın bu gece erkenden uyuyayım deme, birlikte tekrar kamptan kaçıp babamı ziyarete gitmemiz gerekiyor, bir de Stell'e kesinlikle belli etmeden, aralarındaki hesabı kapatmak için Olimpos'a, Zeus'a hesap sormaya gideceğiz. Bu arada sana verdiğim sözü de unutmadım, en geç bir hafta içinde seni gezmek için Canavarlar Denizi'ne götüreceğim -bu sefer Tanrıça Afrodit olmayacak- oradan dönüşte de istersen Em Teyze'nin Bahçe Cüceleri Mağazası'na uğrarız, ne zamandır gitmek istiyorum oraya zaten..." Planlarımı duyunca heyecan ve mutlulukla kişnedi Sherry. Evet, kafadan kontaktım. Evet, psikopatlık derecesinde adrenalin tutkunuydum ve... evet, herşeye rağmen Athena'nın kızıydım, mutluydum. | |
| | | Lucianna Fackrell Athena'nın Çocuğu/Kulübe Lideri
Mesaj Sayısı : 4356 Kayıt tarihi : 22/08/10
| Konu: Geri: Lucianna Fackrell*Görevlerim Paz Ağus. 22, 2010 7:07 am | |
| (8- Bir arkadaş edinip kulübesine ziyarete gideceksin. Mekan: Hades Kulübesi Katılacaklar: Lucy ve Robyn) (Not: Bu konuşmalar normalde eğlenmek için kurguladığımız mesajlaşmalardan ibaretti ancak, sonrasında çok hoşuma gittikleri için Robbi'nin de onayını alarak buraya yazmaya karar verdim. İki tarafın konuşmalarını da ben yazacağım, Robbi'nin Rose ile buluşması gerekiyormuş. ) Öncelikle gelelim başlığımıza: Beni tanıyan tanır, bastım mı ayrı ayrı en az on sefer -çok şanslıysanız- basarım, o nedenle 'basış no' yazma gereği duydum. Ayriyeten belirtmek isterim: Bu konuşmalardan önce ikimiz de alkol almadık! Robbi'nin rengi kırmızı, benimki mavi. Şimdiden verdiğim rahatsızlıktan dolayı, kulübe sakinlerinden özür dilerim. İşte başlıyoruz. Lucy aceleyle Hades kulübesine koşar ve kapıyı çalmayı lüzumsuz bularak içeri atar kendini. Arkasından büyük bir gümbürtüyle kapatır kapıyı. Sanırsınız ki peşinde dev bir cehennem tazısı ordusu var -daha önce gerçekten de böyle bir macera yaşamıştı, herneyse- fakat, tek neden Robyn'den alınması gereken bir hesabı olmasıdır. Hesap ise tahmin edebileceğiniz gibi, en yakın arkadaş Stell ile ilgilidir. Robyn, Lucy'nin yokluğunda tüm vaktini kardeşi Stell ile didişerek geçirmiştir. Stell durumundan memnundur ama yine de olay çıkarmak için Lucy'den, ağabeyine haddini bildirmesini ister. Lucy de sütten çıkmış ak kaşık olmadığından, arkadaşının isteğini yerine getirmek için, Robyn'i kulübesinde basar. Olanlardan habersiz masum vatandaş konumundaki Robyn, o sırada kılıcı Gölge'yi temizlemektedir. Lucy'nin çıkardığı gümbürtüler üzerine elinde kılıcı, kapıya doğru yaklaşır. Lucy bunun bir düello daveti olduğunu varsayar, olmama ihtimaline karşı Robyn'in düşüncelerini okumak aklının ucundan bile geçmez. Neden mi? Nedeni basittir: Lucy dövüşmek istemektedir! "Madem öyle, istediğini alacaksın alçak!" diye bağırır Lucy. Robyn anlamamıştır ama anlamamazlıktan geldiğini zannetmesinler diye, anlamadığını belli etmemektedir. Verilebilecek en uygun cevabı verir. "Küçük cadının şıracısı, hoşgeldin." (Evet, bana gerçekten böyle dedi.) Bu sözler, zaten taşmakta olan bardağa inadına eklenen yeni damlacıklar gibi gelir Lucy'ye ve nerede olduğunu önemsemeden kılıcını Robyn'e doğru sallar. Hayır, Athena kızı olduğu için zekasından faydanalıp, kulübe denetlemesinden bir gün önce Hades kulübesini mahfetmeye çalışmamaktadır. (İnanın...) Kılıç kullanma konusunda usta olan Robyn, sinirlerine hakim olamaz ve devasa kılıcını hızla Lucy'nin boğazına saplamaya yeltenir. Athena kızı durur mu? Durmaz! Ani bir manevrayla yana kayar ve Gölge'nin kulübe kapısında bir delik açmasına sebep olur. Robyn kılıcını saplandığı yerden çıkarmaya çabalarken, onu gafil avlayarak gelip Nefesalan'ı Hades oğlunun boynuna dayar. Robyn derin bir nefes alıp hamleyi savuşturmaya çalışsa da, başarı elde edemez ve tıslar gibi söyler sözcüklerini... "Tamam, sen kazandın. Şimdi bırak beni ve git kulübemden." o sırada Robyn'in aklındaki tek düşünce, denetlemeden önce kapıyı nasıl eski haline getirebileceğidir. Lucy istediği kadar hararetli bir kılıç muharebesi yapamamanın vermiş olduğu deli cesaretiyle, kılıcını rastgele havaya fırlatır. Evet, doğru bildiniz: kılıç Hades'in portresine saplanır ve resmin yere düşmesine, camının kırılmasına neden olur. Bunun üzerine Lucy geldiğinden beri yapmadığı birşey yapar: Kendini mantıklı düşünmeye davet eder. Robyn'in hala şoku atlatamamış olmasından faydalanarak, ortasına saplanmış bir kılıç bulunan kapıyı açar ve hızla olay yerinden uzaklaşır. Saklanmak için gideceği yer basittir: Melez Market. Orası kuş uçmaz kervan geçmez bir yer olduğundan, Robyn onu ararken markete bakmayı akıl edemez ve kulübesine eli boş ve öfkeden yumruk şeklini almış olarak döner. Sonra mı? Sonra Lucy hiçbir şey olmamış gibi yeni bir maceraya yelken açmaya gider, Robyn de ne de olsa tüm hasarların suçunu Stell'in üstüne atacağı için iki rahat, sevgili Rose ile buluşmaya. Kulübeye ilk gelen kişi, fenalık geçirmesin diye içeride olanları sizlerle paylaşalım istedik. İşte, bu rp Lucy döndükten sonra hayatınızda meydana gelecek değişiklikler isimli serinin ilk postudur. Yazar: LucyYönetmen: RobynGünah Keçisi: Herşeyden habersiz Stell. | |
| | | Lucianna Fackrell Athena'nın Çocuğu/Kulübe Lideri
Mesaj Sayısı : 4356 Kayıt tarihi : 22/08/10
| Konu: Geri: Lucianna Fackrell*Görevlerim Paz Ağus. 22, 2010 7:40 am | |
| Görev:3- 'İlk gününün sonu'nu anlatan bir rp yazacaksın, kampla ilgili ilk izlenimlerin, ilk maceraların... Mekan: Kano GölüKatılacaklar: Lucy. Revirden kaçıp onca şey yaptıktan sonra, en sonunda yolum yine Kano Gölü'ne düştü, tıpkı kampa ilk geldiğim, Stell ile ilk tanıştığım gün olduğu gibi... Yokluğumda kampta bazı değişiklikler olmuştu ama, genel olarak aynı görünüyordu gözüme herşey. Her zaman derim, bazı şeyler hiçbir zaman değişmez diye zaten. Mesela, hala kulübelerin kapısında kilit sistemi yok, istediğim vakitte istediğim kulübeyi basabiliyorum. Hala laubali satirler ve onlarla cilveleşen orman perileriyle dolu etraf. Hala harpyalar geziniyor ortalıkta, kaçak bir melez bulurlarsa mideye indirsinler diye... Sanırım demeye çalıştığımı anladınız. Melez Kampı, benim için yazlarımı geçirdiğim güvenli bir barınaktan çok öte. Burası benim yuvam. Dostlarımın, arkadaşlarımın yaşadığı yer. Bana güven duygusunun ne olduğunu öğreten, başım dik yürüyebilmemi sağlayan yer. Bu kamp, benim deli olmadığımı anladığım yer, üç ay boyunca kola içmeden hayatımı sürdürdüğüm yer. İlk kez bir fırtına ruhuyla savaştığım, geceleri hayattan zevk almak için plajda oturup yıldızları seyrettiğim yer. Bu kamp, hayatımda ilk kez birine 'dostum' diye seslendiğim yer. En önemlisi, bu kamp asla yalnız olmadığım yer. Benim gibi sorunları olanlarla dolu bir yer. Herşeyden önce, Stell'in kulübesinin yan komşum olduğu yer. Bana sorsalar 'asla vazgeçmem dediğiniz bir yer var mı' diye, burası söyleyeceğim tek yer. Buranın kıymetini en iyi, benim gibi kendi rızası dışında gelme hakkı elinden alınanlar bilir. Aylarca esir tutulan, 'şimdi kampta olsaydım...' demediği günü kalmayan kişiler bilir. Ama hepsinden iyi, ben bilirim. Çilek tarlalarından tırmanma duvarına, kampın her karış toprağını ezbere bilirim. Hayatımın en stres dolu ve şüphesiz en güzel günlerini yaşadığım yeri, herkesten iyi bilirim. Çünkü ben, Lucianna Fackrell'ım: Her daim korku ve yalnızlığın esiri olarak büyümüş bir melezim. Hikayem size tanıdık geldi mi? (Biraz da acıların melezi takılayım dedim, hep uçuk hep kaçık nereye kadar ) | |
| | | Lucianna Fackrell Athena'nın Çocuğu/Kulübe Lideri
Mesaj Sayısı : 4356 Kayıt tarihi : 22/08/10
| Konu: Geri: Lucianna Fackrell*Görevlerim Paz Ağus. 22, 2010 8:38 am | |
| 6- Kamptan kaçıp New York'taki evine gideceksin. Mekan: New York Katılacaklar: Lucy & Sherry. Artık benim için de, pegasusum Sherry için de bayağı bir durumdu kamptan kaçmak. Kendimi bazen işinin ehli bir seri katil gibi hissetmeme neden oluyordu bu konudaki uzmanlığım. Tabii, bunu kafaya taktığım yoktu. Bu sefer, adrenalin yaşamak için değil, babama hala yaşadığım haberini vermek için kaçıyordum hem. Sherry ile göklerde süzülürken, kendimi aylardır olmadığım kadar mutlu hissettim. Bir pegasusla seyahat etmeyi gerçekten çok özlemiştim. Kamp, New York'taki evime yakın olduğu için yolculuğumuz haliyle kısa sürdü. Kendi kendimi teselli ettim: bir bu kadar da dönüşte uçacaktım. Sherry'den şimdi gitmesini ve ıslık çaldığımda beni almak için tekrar gelmesini istedim. Bu sırada da kampa dönmek yerine, gökyüzünde gönlünce süzülmesine müsaade ettim. Yokluğumda o da en az benim kadar sıkıntılı günler geçirmişti. Derin bir nefes alarak cesaretimi toplamaya çalıştım. İnanın, benim için devasa bir iskelet adam ordusuyla savaşmak -gerçekten savaştım da söylüyorum- kesinlikle babamla konuşmaktan daha kolay. Neden mi? Çünkü benden en az Tanrı Ares kadar nefret eden bir karısı var. İşte bu nedenle, kamptan kaçış saatim sabaha karşı 4'tü. Delirmemiştim, sadece üvey annemle karşılaşmak istemiyordum. Kapıyı babamla aramızda geliştirdiğimiz şifrenin doğrultusunda çaldım: bir güçlü ve iki zayıf tıklatış. Birkaç dakika boyunca kapının önünde dikildikten sonra, en sonunda babam beni karşılamak için geldi. Beni gördüğüne çok sevinmişti, son karşılaşmamızda bir drakonu haklamaya çabalarken kolumu kırmıştım. Şimdi... sadece boğazımda büyük bir yara vardı, onun dışında sağlamdım. "Ah, Lucy! Senin için ne kadar endişelendim bilemezsin!" "Alış artık, baba. Ben hayatı maksimumlarda yaşamayı seviyorum." Sonra dostça babamın omzuna bir yumruk attım, birlikte sessizce oturma odasına doğru yöneldik. Karısının uyanmasından korktuğum için, ışıkları yakmasına müsaade etmemiştim. "Anlat bakalım neler geçti başından?" diye sordu babam. "İnan bana aylardır birinin bana bu soruyu sormasını bekliyordum..." diyerek başımdan geçenleri bir bir anlattım, kaçırılışımdan, Poseidon'un sarayına, revirde gözlerimi açışımdan, Robyn ile yaptığımız düelloya kadar herşeyi. Konuşmam bittiğinde tatmin olmuş şekilde derin bir nefes aldım. Babamın şoku atlatması nereden baksam birkaç dakika sürecekti... "Yani sen, 5 gün boyunca boynunda korkunç ve durmadan kanayan büyük bir yarayla mı yaşadın?" Bunun üzerine sadece kafamı sallamakla yetindim. O anları hatırlamak bana acı, daha çok da öfke veriyordu. "Herşeyi anlattın ama bir detayı atladın Lucy, kim kaçırdı seni?" "Baba, tam olarak kaçırıldım denemez. Sadece, bir şekilde oyuna getirildim, boşver sen." dedim endişeyle. Bir süre klasik ebevyn-çocuk muhabbeti yaptıktan sonra sıkıldım ve tam kalkmaya hazırlanırken, odanın ışıkları yandı. Gelen babamın eşi ve benim üvey annem Melinda Fackrell'dı. "Senin ne işin var burada? Hem de gecenin bu saatinde?" diye sordu bana bakarak sinirle. "Ben de tam kalkı-" "O da ne demek öyle Melinda? Lucy benim kızım, elbette istediği zaman evime gelebilir!" "Unuttun sanırım ama beş yaşında da bir oğlun var ve onun canavarların akşam mezesi olmasını istemiyorum!" Evet, Melinda doğru bir noktaya parmak basmıştı. Bunun üzerine benim de babamın da söyleyebileceğimiz bir söz yoktu. Babamla vedalaşarak oradan ayrıldım ve Sherry ile kampa geri döndüm. Hava aydınlanmaya başlamıştı, uyuyabileceğimi sanmadığım için arenaya gidip çuvallarla biraz antrenmam yapmaya karar verdim. | |
| | | Lucianna Fackrell Athena'nın Çocuğu/Kulübe Lideri
Mesaj Sayısı : 4356 Kayıt tarihi : 22/08/10
| Konu: Geri: Lucianna Fackrell*Görevlerim Paz Ağus. 22, 2010 10:15 am | |
| Görevler:
1- Tanrı/Tanrıça ebeveyninle ilk karşılaşmanızın rpsini yaz. Mekan: Olimpos Konseyi Katılacaklar: Lucy ve Tanrıça Athena.
14- Tanrı ebeveynin tarafından sana bir sihirli eşya verilmesiyle ilgili rp yazacaksın. Mekan: Olimpos Konseyi Katılacaklar: Lucy ve Tanrıça Athena. Birden çok posttan oluştuğu için rp'yi buraya kopyalamıyorum, okumak isteyenler Empire State Binası başlığından ulaşabilirler. | |
| | | Lucianna Fackrell Athena'nın Çocuğu/Kulübe Lideri
Mesaj Sayısı : 4356 Kayıt tarihi : 22/08/10
| Konu: Geri: Lucianna Fackrell*Görevlerim Ptsi Ağus. 23, 2010 2:22 am | |
| 17- Okçuluk alanında bir macera yaşayacaksın. Mekan: Okçuluk Alanı Katılacaklar: Lucy. Tam tamına 1,5 yıldır Melez Kampı'ndaydım ama daha önce hiç ilgimi çekmediğinden, uğramamış olduğum bir yer vardı: okçuluk alanı. Hayatım boyunca hiç ok atmayı denememiş olduğumu düşündüm ve onca macera arasında buna ihtiyaç duymamış olmam beni şaşırttı. Bir denesem, ne kaybederim ki? diye düşündüm -düşünmez olaydım- ve elime bir tane yay, birkaç tane de ok alıp, hedef tahtasına isabet ettirmeye çalıştım. İlk denemem başarısız olmuştu, oku bir canavara kılıç saplarmış gibi tüm gücümle gerdirmemem gerektiğini anladım. İkinci denemem de çok hafif oldu, ok hedef tahtasına ulaşamadan yere çakıldı. "Tamam, şimdi tam on ikiden vuracağım." dedim ve hedef tahtasını nişan aldım. Tam atışımı yapacaktım ki, tahta ile aramdaki boşlukta tuhaf bir şekil belirmeye başladı. "Ah, harika!" dedim her zamanki gibi, gelen bir fırtına ruhuydu! Hem bu sefer, geçen yıl karşıma çıktığında olduğu gibi insan şeklinde de değildi, yarasa kanatlı ve çevresinde hortum olan tuhaf ve orjinal biçimindeydi. "Varlığın büyük tehdit çocuk." dedi bana ve üzerime doğru ilerlemeye başladı. Hazır elimde ok ve yay varken, bir deneme yapayım dedim ve onu nişan aldım. Ah! Eğer saydam bir varlık olmasaydı okum tam iki gözünün arasına isabet edecekti. Demek ki bende iş vardı, okçuluk konusunda kendimi geliştirebilirdim. Tabii, önce şu pis ölümsüz canavarın icabına bakmalıydım. Hemen sağ bileğimdeki bilekliğin üzerindeki tuşa bastım ve kılıcım Nefesalan'a dönüşmesini sağladım. Kalkanım Aegis'i sona saklayacaktım. "Dostum siz sıkılmadınız mı benimle uğraşmaktan?" dedim ve düello başladı. Geçen senekinden farklı olarak bu sene düşünce okuma gücüm vardı ve inanın bana fırtına ruhları akıllı varlıklardır, rakibimin yapacağı her hamleyi önceden öğrenebiliyordum. Bir de... onu bana kimin gönderdiğini! Tahmin edemediniz değil mi? Ben söyleyeyim: elbette Tanrı Ares. Ne olmuş yani bir kez sevgilisi Tanrıça Afrodit'i kaçırıp, bir kez de tüm Olimpos Tanrıları'nın önünde onunla düello yaptıysam? Hem, ilk atak ondan gelmişti: ilk o beni öldürmeye çalışmıştı... Herneyse, sonuç olarak karşımda korkunç bir fırtına ruhu vardı ve 'git' dememle gideceğe benzemiyordu. Onları yenmenin bir taktiği vardı -deneyerek keşfetmiştim- ve ben bu taktiği biliyordum. İişim çok zor olmayacaktı. Önce hızlıca hareket edip sık sık yer değiştirerek onun da hızlanmasını sağladım. Biraz da aklındaki düşünceleri yorumlayıp sinirini bozduğumda, tuzağıma düştü ve hızla çevremde dönmeye, beni girdabının içine çekmeye çalışmaya başladı. İşte, istediğim de buydu. Havanın beni ele geçirmesine izin verdim ve yarattığı akımın kuyruğuna takıldım. Artık peşindeydim, ensesine bir ulaşabilsem... süper olacaktı. Neden mi? Ok ve sıradan diğer kılıçlar onları doğramaz çünkü dediğim gibi saydamlar. Ama benim ilahi bronzdan yapılmış özel kılıcım onlara etki ediyor. Tek sorun şu, fırtına ruhları istedikleri zaman istedikleri yere gidebiliyorlar hafif bir esinti misali. O kadar kolay yer değiştiriyorlar ki, kılıcınızla onları hedef almanız imkansız. İşte bu noktada, devreye Athena zekam giriyor: Kendi yarattığı, arkasında bıraktığı hava akımının beni ele geçirmesine izin veriyorum, böylelikle o nereye giderse gitsin, peşinde oluyorum. Biraz daha yaklaşmayı da başarır başarmaz -şekil A- kılıcımı boğazından geçiriyorum ve altın sarısı kanı akmaya başlarken, yok oluyor. Ve, sonuç: Canavarı kılıcımdan geçirmeyi başardım ve onun altın sarısı kanları eşliğinde yere yapıştım. Ama sıkı takipçilerim bilirler, geçen seferki hatamı yine tekrarlamaktan da geri kalmadım. Evet, yine kendi kılıcımla kendimi yaralamıştım ama bu sefer kolumu değil, omzumu. Revire gidip yaramı temizlemelerini istemek zorundaydım ve tabii okçuluk alanında bir kılıçla kendimi nasıl yaraladığımın mantıklı bir açıklamasını bulmak. Neden mi? Çünkü fırtına ruhlarının etraflarına yaydığı sis çok güçlüdür ve sadece istedikleri kişilerin onları görebilmesini sağlarlar. Ve evet, okçuluk alanındaki diğer melezler bana deliymişim gibi bakıyorlardı, etkilenmedim çünkü bu bakışlara alışmıştım artık... Revirin yolunu tutarken son sözlerim şunlar oldu: "Ah, Ares! Bittin sen. Bu sefer seni öyle bir duruma düşüreceğim ki, arkana bakmadan kaçmak isteyeceksin." Gerçekten de öyle olacağına emindim çünkü planım hazırdı: Hephaistos'un Ares ve Afrodit'e bir tuzak kurmasını sağlayacaktım. | |
| | | Lucianna Fackrell Athena'nın Çocuğu/Kulübe Lideri
Mesaj Sayısı : 4356 Kayıt tarihi : 22/08/10
| Konu: Geri: Lucianna Fackrell*Görevlerim Ptsi Ağus. 23, 2010 3:00 am | |
| 21- Canavarlar ve Sirenlerle savaşacaksın! (2 ayrı mekanda birden) Mekan: Canavarlar denizi & Siren körfezi. Katılacaklar: Lucy, Stell, Rose. İsteyen rp'yi Canavarlar Denizi'nde okuyabilir. (Tanrıça'ma not: Biz iki ayrı mekan işini unutup hepsini Canavarlar Denizi'nde yazmışız... İsterseniz ilk postları silip Siren Körfezi'ne taşıyabiliriz...) | |
| | | Athena Admin/Tanrıça/Kamp Müdiresi
Mesaj Sayısı : 5210 Kayıt tarihi : 16/08/10
| Konu: Geri: Lucianna Fackrell*Görevlerim Ptsi Ağus. 23, 2010 4:57 am | |
| Kendime Not: 1, 2, 3, 4, 5, 6, 8, 10, 14, 15, 17, 20, 21, 22 numaralı görevlerin puanları verilmiştir. Lucy'ye not: Tebrikler Lucy, daha geleli 1 gün olmadan 14 görev yapmışsın bile ve hala yapmaya devam ediyorsun, gördüm. Kampın gururu seni :p | |
| | | Lucianna Fackrell Athena'nın Çocuğu/Kulübe Lideri
Mesaj Sayısı : 4356 Kayıt tarihi : 22/08/10
| Konu: Geri: Lucianna Fackrell*Görevlerim Ptsi Ağus. 23, 2010 9:03 am | |
| Teşekkürler Tanrıça'm, listeyi ilk bitiren olmak istiyorum da... 13- Plajda rp yazacaksın. Mekan: Plaj Katılacaklar: Lucy. Üzerimde sıradan bir şort ile tişört vardı, öylesine kampı turlarken biraz plajda takılmamın iyi olabileceğini düşündüm. Gidip bir şezlongun üzerine uzandım ve gözlerimi kapattım. Dalgaların sesiyle sakinleşirken, güneşin beni ısıtmasına izin verdim. Gerçekten huzurlu bir gündü. Sonra, o geldi... "Güzel bir gün, değil mi?" diye sordu yanıma yaklaşırken, uzun boylu ve siyah saçlı bir adam. Kamptaki çocukları sayesinde onu tanımıştım. "Merhaba Tanrı Hermes." sonra kalkıp kibarca önünde eğildim. "Ne zamandır görüşmüyorduk Lucy, kaçırılmana da çok üzüldüm. Şimdi iyisin ya?" Hermes'i severdim, onun da benimle bir sorunu yoktu. Yani, Lucy ölsün mü yaşasın mı? anketinde, 'yaşasın' cevabını vereceklerdendi. "Sağolun Tanrı Hermes, iyiyim." "Bir sorunun var gibi, anlatmak ister misin?" hergün bir Tanrı gelip sizinle dertleşmiyor, haliyle şaşırdım biraz ama bozuntuya vermedim. "Şu Stell ve benim hakkımdaki kehanet, çok canımı sıkıyor da." dedim üzgünce. "Dert etme Lucy, Percy Jackson'ın da başına bir benzeri geldi ve o doğru olanı yapmayı başardı, sen de başarabilirsin. Yani... Olimpos'u yıkmak istiyorsan bilemem tabii." Gülümsedim. "Olimpos ve Tanrılarla bir sorunum yok ama..." "Ama? Dur tahmin edeyim, Stella'nın senin gibi düşündüğünü zannetmiyorsun." Şok olmuş bir şekilde Hermes'e baktım. "Herkes onun hakkımızda ne düşündüğünü biliyor Lucy, sır vermiş olmadın. Hem... zaten kehanete göre siz ikiniz ortak bir fikre varacaksınız. O nedenle genelde seninle aramızı hoş tutup, Stella'yı öldürmeye çalışıyoruz." "Çok da hoş tutmuyorsunuz efendim. İki gün önce Tanrı Ares yüzünden hapse atıldım." "Ah, yapma Athena kızı. O esnada birkaç dakikalığına da olsa bizi oyuna getirdi. Hemen vurma yüzümüze." "Şey, saygısızlık etmek istemem ama... buraya sadece benimle sohbet etmek için mi geldiniz?" "İki şey için geldim. Son olaydan sonra bize karşı tutumun değişmiş mi öğrenmek ve... şu zarfı sana iletmek için." Sonra Tanrı elime bir zarf tutuşturdu, bu bir mektuptu. Ve, gönderildiği adres de... Em Teyze'nin Bahçe Cüceleri Mağazası! "Te-teşekkür ederim." dedim. Hermes ayağa kalktı, bana başıyla selam verdi ve sonra ortadan yok oldu. O gidince hemen mektubu açıp okumaya başladım: 'Bazen en büyük erdem sana doğru denileni yapman değildir, Lucy. Kesin bir karara varmadan önce buraya uğra, sana fikrini değiştirmeni sağlayacağından emin olduğum birşey söyleyeceğim. İmza: M.' "Ne?" diye bağırdım. Medusa beni öldürmeye mi davet ediyordu? Sonra zarfın içindeki diğer kağıdı gördüm, üzerinde şöyle yazıyordu: 'Not: Seni öldürmeyeceğim. Sadece, annenle ilgili anlatacaklarım var. Yalnız gel.' Medusa gibi bir canavarın, annemle nasıl bir alakası olabilirdi ki? Sonra kalkanım Aegis aklıma geldi, aralarındakinin hoş bir ilişki olmadığından emindim. "Tamam Medusa, madem istiyorsun, istediğini alacaksın." dedim kararlılıkla. Kabuslarıma giren korkunç bir canavar da olsa, benimle konuşmak istiyordu, yanına gidecektim. | |
| | | Lucianna Fackrell Athena'nın Çocuğu/Kulübe Lideri
Mesaj Sayısı : 4356 Kayıt tarihi : 22/08/10
| Konu: Geri: Lucianna Fackrell*Görevlerim Ptsi Ağus. 23, 2010 9:48 am | |
| 19- Medusa'yla bir macera yaşayacaksın. Mekan: 'Em' Teyze'nin Mağazası Katılacaklar: Lucy.
'Bazen en büyük erdem sana doğru denileni yapman değildir, Lucy. Kesin bir karara varmadan önce buraya uğra, sana fikrini değiştirmeni sağlayacağından emin olduğum birşey söyleyeceğim.
Not: Seni öldürmeyeceğim. Sadece, annenle ilgili anlatacaklarım var. Yalnız gel.
İmza: M.' Medusa'dan aldığım bu garip not üzerine, tamamen sağ duyudan yoksun bir insan olduğum için, Em Teyze'nin Bahçe Cüceleri Mağazası'na gittim. Stell onu öldüreli sadece birkaç gün olmasına rağmen, tekrar geldiğine göre düşündüğümden çok daha güçlüydü. Umursamadım, amacım onu öldürmek değil, sadece anlatacaklarını dinlemekti. Pegasusum Sherry beni mağazanın önüne kadar getirdi, acilen buradan kaçmam gerekebilir diye, fazla uzağa gitmemesini ve ben çağırır çağırmaz geri gelmesini söyledim. Derin bir nefes aldım ve, güneş gözlüğümü takarak mağazadan içeri girdim. Gözlüğün beni korumayacağını biliyordum ama, böyle kendimi daha güvende hissedecektim. Kapıyı açtığımda küçük bir zil sesi duyuldu, hemen ardından da ayak sesleri. "Gelmene sevindim, Lucy. Aslında pek ihtimal vermiyordum ama... Geçsene." Hareket etmediğimi görünce beni temin eden bir ses tonuyla konuşmaya devam etti. "Korkma, gerçekten sana zarar vermeyeceğim. Bakabilirsin, güneş güzlüklerim takılı. Sen bana canlı lazımsın, heykelin işime yaramaz." Tamam, salağın teki olduğumu düşünün -ben de öyle düşünüyorum- ama gözlerimi açıp yüzüne baktım. Doğru söylüyordu, gerçekten de güneş gözlüklerini takmıştı ve gülümsüyordu. Saçlarına da tuhaf bir siyah örtü sarmıştı. Anladım, bugün gerçekten Em Teyze olarak takılıyordu. "İçeri geçmeyeceğim, söyleyeceklerini de hemen söyle." "Tamam, bekle bari buraya sandalye getireyim, oturarak konuşalım." Medusa'nın misafirperverliği gözlerimi yaşartıyordu. Eğer oturan küçük bir kız heykeli yapmak gibi bir planı varsa, istediğini alamayacaktı. Geri geldi ve oturmam için sandalyeyi hemen yanıma koydu, hala güneş gözlüğü takılıydı ama yine de yüzüne bakmamaya gayret ediyordum. Bir tuzak olmasından şüphelendiğim için sandalyeyi iyice kontrol ettim, temiz olduğuna kanaat getirdikten sonra oturdum. "Evet, seni dinliyorum?" "Ben kız kardeşlerim gibi doğuştan böyle olmadım, Lucy." Medusa'nın nasıl dünyaya geldiğine daha önce hiç kafa yormamıştım cidden. "Hayat hikayen beni ilgilendirmez, annemle ilgili kısma gel." dedim sinirle. Bu yaratık dertleşmek için kendine daha uygun birini bulabilirdi; minotor gibi mesela. "Çok güzel bir genç kızdım, etrafımdaki tüm erkekler bana aşıktı. Hatta bazı Tanrılar bile. Deniz Tanrısı Poseidon, bunların en başında geliyordu. Ben onu sevmiyordum ama dinlemedi. Benim peşime düştü, ben de yardım eder ümidiyle annen Athena'nın tapınağına gittim. Poseidon hala peşimdeydi." Annemin adını tıslar gibi söylemesi sinirlerimi bozmuştu ama hikayesini bitirmesine izin verdim. "Poseidon beni annenin tapınağında yakaladı Lucy, annenden yardım dilendim ama parmağını bile kıpırdatmadı! Hatta olanlardan iğrendiği için beni böyle bir yaratığa dönüştürdü! Senin annen yüzünden baktığımı taşa çeviren bir gorgonum!" Evet, bunu gerçekten bilmiyordum. Yani... annemin bu kadar vurdum duymaz ve acımasız olduğunu. "Peki benden ne istiyorsun?" "Senden sadece gerçekleri görmeni istiyorum. Anlattıklarıma inanmıyorsan git ve annene sor, sana farklı bir cevap vermeyecektir. Uyan küçük melez, onlar sadece canlarının istedikleri gibi davranan bencil varlıklar! Zeus'a baksana! Kendi yarattığı insanların bile iyiliğini istemiyor o!" Medusa gerçekten de beynimi bulandırmayı başarmıştı. Ama o... beni tanımıyordu, adımı nerden biliyordu? Ve neden Tanrılara karşı cephe almamı isteyecekti? Bu onun işine yaramazdı ki... "Kimin için çalışıyorsun Medusa? Bana bunları anlatmanı senden kim istedi?" "Ah, hesapta bu yoktu! Sana başımdan geçenleri anlatacaktım ve sen de evine dönecektin. Şu dakikadan itibaren hayatın tehlikede melez, hemen buradan git yoksa bahçe cüceleri takımına katılırsın." Kimse koşa koşa oradan uzaklaşmadım diye beni suçlayamazdı, beni oyuna getirmeye çalışan üstün zeka kim, öğrenmem gerekiyordu! Medusa'nın üstüne atladım ve sandalyeyle birlikte yere devrildik. Benim gözlerim sımsıkı kapalıydı, onunkilerse şimdi açık, heyecanla bakışlarımla buluşmayı beklemekteydiler. "Seni öldürmemi istemiyorsan, kim olduğunu söyle!" diye bağırdım. Bu sırada o beni üstünden atmaya çalışıyordu, ben de gözlerimi açmamak için direniyordum. "Ahh... bırak beni Athena kızı!" diye tısladı ve benden kurtulmayı başardı. Sonra hızla ayağa kalkıp beni ensemden kavradı, duvara yapıştırdı. Yüzü ve yüzüm arasında sadece iki parmaklık mesafe vardı, nefesini bile hissedebiliyordum. Ve... kafasındaki yılanların tıslama seslerini duyuyordum. Ama pes etmeye niyetim yoktu, bilekliğimin kılıç şeklini almasını sağladım ve ellerinden kurtuldum. Gözlerim hala kapalı olduğundan, düşüncelerini duyarak yerini kestirmeye çabalıyordum. O sırada aklından, isme ulaştım. Aklımın eremeyeceği kadar kadim günlerden biri, bunu Medusa'dan istemişti. Bir Titan... Zamanın Efendisi Kronos! Tamam, bilmem gerekenlere ulaşmıştım, artık baktığını taşa çeviren yılanlarla dolu bir kafacığım olsun istiyordum. Medusa düşüncelerini okuyabildiğimden habersiz, beni hazırlıksız yakaladığını sanarak, arkadan üzerime doğru gelmekteydi. İyice yaklaşmasına izin verdikten sonra, hızla arkamı dönüp Nefesalan'ı boynundan geçirdim. Vücudu bir toz bulutuna dönüşüp gözden kaybolurken, kafası mağazanın dışına doğru yuvarlanmaya başladı. Aceleyle masaların birinin örtüsünü aldım ve koşarak gidip kafayı buna sardım. Artık benim de bir Medusa başım vardı! Mutlulukla ıslık çalarak Sherry'yi çağırdım. Kampa geri dönerken aklımdaki düşünce şuydu: "Athena'nın kızı olduğum çok belli, ben de en az onun kadar gaddar ve acımasızım." | |
| | | Lucianna Fackrell Athena'nın Çocuğu/Kulübe Lideri
Mesaj Sayısı : 4356 Kayıt tarihi : 22/08/10
| | | | Lucianna Fackrell Athena'nın Çocuğu/Kulübe Lideri
Mesaj Sayısı : 4356 Kayıt tarihi : 22/08/10
| Konu: Geri: Lucianna Fackrell*Görevlerim C.tesi Ağus. 28, 2010 8:28 am | |
| 16- Kampın güç sınırlarıyla alakalı bir rp yazacaksın. Mekan: Kampın Giriş-Thalia'nın Ağacı Katılacaklar: Sen ve istediğin herkes.
23- Asphodel Tarlaları'nda rp yazacaksın. Mekan: Asphodel Tarlaları Katılacaklar: Sen ve istediğin herkes. Bu iki görevi daha önce kehanet sırasında yapıp işaretlemeyi unutmuşum. (Bakmak isteyenler: 2. Kehanet başlıklarında okuyabilirler.) | |
| | | Lucianna Fackrell Athena'nın Çocuğu/Kulübe Lideri
Mesaj Sayısı : 4356 Kayıt tarihi : 22/08/10
| Konu: Geri: Lucianna Fackrell*Görevlerim C.tesi Ağus. 28, 2010 8:56 am | |
| 7- Arenada rp yazacaksın. Mekan: Arena Katılacaklar: Lucy (Gider ayak bir de görev yapayım dedim.) Kulübeme son kez uğrayıp bavulumu toparlamıştım. Şimdi... veda etmesi en zor olan yerdeydim: Arenada. Arena, bana göre kampın kalbiydi. Nedenini bilmiyordum ama kılıç kullanmak bana her zaman kendimi iyi hissettirmişti. Dersliğime uğrayıp araç gereçlerime son kez baktım, sonra Nefesalan'ı çıkarıp masanın üzerine bıraktım. Hem de bileklik şeklindeyken bana geri döner diye, tüm ihtişamıyla, kılıç şeklinde. Artık savaşmaya, mücadele etmeye tahammülüm yoktu. Huzurlu bir hayat istiyordum veya... huzurlu bir son. En yakın arkadaşım bana sırtını dönmüştü, çevremdeki tüm düşünceler beynime hücum ediyordu ve ciddi anlamda delirmeye başlıyordum. Hem, birkaç eski dostu ziyaret etmek keyifli olabilirdi.
Evet, Lucianna'nın kamptaki macerası buraya kadardı. Takvim 28 Ağustos'u gösterirken, yuvamı geride bırakıyordum. Artık yoktum. Gitmiştim. Nokta. | |
| | | Athena Admin/Tanrıça/Kamp Müdiresi
Mesaj Sayısı : 5210 Kayıt tarihi : 16/08/10
| Konu: Geri: Lucianna Fackrell*Görevlerim Ptsi Ağus. 30, 2010 10:14 am | |
| Kendime Not: 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 10, 13, 14, 15, 16, 17, 18, 19, 20, 21, 22, 23 numaralı görevlerin puanları verilmiştir.
Lucy'ye not: görev birincisisin ve listen çok düzenli, teşekkür ederim. | |
| | | Lucianna Fackrell Athena'nın Çocuğu/Kulübe Lideri
Mesaj Sayısı : 4356 Kayıt tarihi : 22/08/10
| | | | Lucianna Fackrell Athena'nın Çocuğu/Kulübe Lideri
Mesaj Sayısı : 4356 Kayıt tarihi : 22/08/10
| Konu: Geri: Lucianna Fackrell*Görevlerim Perş. Eyl. 02, 2010 8:58 pm | |
| 25- Tüm kamp geçirilen mutlu bir akşamın rp'sini yazacaksın. Mekan: Amfitiyatro Katılacaklar: Tüm kamp Anlatıcı: Lucy.
Stell ile Atlas'ın yanından dönmemizin üzerinden fazla zaman geçmemişti. Tüm kamp güzelce yemeğimizi yemiş -bugünün bulaşıkçısına acıyorum doğrusu- kamp ateşimizin etrafına toplanmıştık. Artık yazın sonlarına yaklaştığımızdan, herkes bu güzel saatlerin kıymetini daha iyi biliyor gibiydi. Heyecanımızın dorukta olduğunu da anlamıştım çünkü sihirli kamp ateşimiz metrelerce yükselmiş, kıpkırmızı parlamaktaydı.
Hep beraber antik Yunan şarkıları mırıldandık, mutluca ritim tuttuk. Gökyüzünü milyonlarca yıldız ve Tanrıça Artemis'in yönettiği ay süslüyordu. Sevinçten içi içine sığmayan tek kişi ben olmadığım için mutluydum. Stell, yanıbaşımda oturmuş sırıtışına engel olamıyordu, yarın ölü arkadaşı Luke'u ziyarete gitmesi gerektiğini düşünüyordu. Rose ve Robyn'inki ise bambaşka bir heyecandı, yarın birbirlerini anneleri ile tanıştıracaklardı!
Jenny, babasının ona son armağanı olan kolyeyi denemek için, karşısına bir canavar çıkmasını ümit ediyordu. Apollon kızları Crist ve Ange ile Artemis avcısı Sat, dün gece yaptıkları çılgın partiyi düşünüyorlardı, Ange bir yandan da yarın ok atma sahasına giderken ne giyeceğine kafa yoruyordu. Ares kızı Mia, heyecanla yarının gelmesini bekliyordu, çok iyi olduğu kılıç sanatında kendini daha da fazla geliştirmek için can atıyordu.
Hades'in oğlu Hector, mutluluktan neredeyse ağlayacaktı: kardeşleri Stell ve Robyn saatlerdir kavga etmemişlerdi. Alex, yeni icatlarına kafa yoruyordu ama aklının magazinsel tarafı, babasına Afrodit ile barışmasını söylemekle doğru mu yaptığını ölçüp tartmaktaydı.
Kardeşim Dia, yeni geldiği yuvasına ve hayatındaki çalkantılara alışmaya çalışıyordu ama kendini evinde hissettiği ve yakın arkadaşlar kazandığı için mutluydu. Bugün annemizin karşısına çıkıp ona 'hoşgeldin' dediği an, bir saniye olsun aklından çıkmıyordu.
Kısacası, tüm kampın düşünceleri ayrı telden çalıyordu ama ortak bir noktamız vardı; hepimiz çok mutluyduk.
Ben mi? Diğerlerinin zihinlerini okumak daha da mutlu olmamı sağlamıştı ama içimdeki hafif hüzün dalgasına engel olamıyordum. Kampın sonu yaklaşıyordu yani, sıkıcı bir yatılı okul yılı daha gelip çatmıştı. Yarından itibaren yavaş yavaş bavulumu toparlamaya başlayacaktım.
Bunları düşünmemeye karar verdim, daha kamp bitmeden önce önümüzde harika bir veda partisi vardı. Bu öyle bir parti olacaktı ki, kesinlikle bin yıl sonranın mitoloji efsanelerinde boy gösterecek, tüm duyanları hayrete düşürecekti. Düşünsenize, Olimpos konseyindeki Tanrı ve Tanrıçalar, eğlence fanatiği satirler, sevimli nemfler, biz kalıbına sığamayan melezler, herşey harika olacaktı! | |
| | | Athena Admin/Tanrıça/Kamp Müdiresi
Mesaj Sayısı : 5210 Kayıt tarihi : 16/08/10
| Konu: Geri: Lucianna Fackrell*Görevlerim Cuma Eyl. 03, 2010 7:09 am | |
| Kendime Not: 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 10, 12, 13, 14, 15, 16, 17, 18, 19, 20, 21, 22, 23, 25 numaralı görevlerin puanları verilmiştir. Lucy: az kalmış bitirmene | |
| | | Lucianna Fackrell Athena'nın Çocuğu/Kulübe Lideri
Mesaj Sayısı : 4356 Kayıt tarihi : 22/08/10
| | | | Lucianna Fackrell Athena'nın Çocuğu/Kulübe Lideri
Mesaj Sayısı : 4356 Kayıt tarihi : 22/08/10
| | | | Lucianna Fackrell Athena'nın Çocuğu/Kulübe Lideri
Mesaj Sayısı : 4356 Kayıt tarihi : 22/08/10
| Konu: Geri: Lucianna Fackrell*Görevlerim Çarş. Eyl. 08, 2010 12:50 pm | |
| Tanrıça'm sadece 9. görevim kaldı, onu da özellikle 2. bayrak kapmaca yarışının sonuna saklıyorum Iıı, yeni görevler istiyorummm! | |
| | | Zeus Tanrı
Mesaj Sayısı : 294 Kayıt tarihi : 19/08/10
| Konu: Geri: Lucianna Fackrell*Görevlerim Perş. Eyl. 09, 2010 8:26 pm | |
| Kendime not: 11 ve 24 numaralı görevlerin puanı verilmiştir | |
| | | Lucianna Fackrell Athena'nın Çocuğu/Kulübe Lideri
Mesaj Sayısı : 4356 Kayıt tarihi : 22/08/10
| Konu: Geri: Lucianna Fackrell*Görevlerim Cuma Eyl. 17, 2010 4:55 am | |
| 9- 'Bayrak kapmaca' yarışında yaşadıklarını anlattığın bir rp yazacaksın. Mekan: Orman Katılacaklar: Lucy. Suratımda muhteşem bir gülümsemeyle, birincilik ödülü olan defne yapraklarından yapılmış taç başımda, ormanın derinliklerine doğru ilerledim. Rose ile planımız birkaç aksilik dışında işe yaramıştı ve Stell bile kazanmamızı engelleyememişti! Çok mutluydum ve önümüzdeki hafta kimlerle ittifak yapmam gerektiğine, derhal karar vermeliydim. Yarış biter bitmez Robyn'e Hades kulübesiyle birlik olmamızı önermiş ve cevabımı almıştım: şimdi karşımda Hades ve Poseidon kulübelerinin ittifakı vardı, ben ve kardeşlerimse, bir başımıza kalmıştık! Bu durum değişmeliydi. Arkamdaki çalıların arasında bir çıtırdı duyup kılıcımı çıkartmak için elimi kınıma attım. Yerinde yoktu. Kahretsin! Yarış başlarken annem Tanrıça Athena, tüm kılıçları toplamıştı! Elimde sadece birkaç lanet ok vardı ve atma konusunda başarılı olduğum da söylenemezdi. Eğer karşıma çıkan bir cehennem tazısı olsaydı, ayvayı yemiştim. Tanrılarıma şükür değildi, gelen Apollon kızı Ange'ydi. Sırtımdaki ok çantasını fark edince gülümsedi. Hemen konuya daldım ve onu 3. bayrak kapmacada bizim kulübeyle ittifak olması için ikna ettim. Biraz düşünmesi ve kardeşlerine danışması gerektiğini söylese de, bizim takımımıza geldiğine kesin gözüyle bakıyordum. İşte bu harika olmuştu! 5 Apollon çocuğunu tarafımıza çekmiştim bile, zaten Athena kulübesi de benimle birlikte 4 kişiydi. Şimdiden bu kadar fazla kişi olduğumuza ve yeni ittifaklara ihtiyaç duyduğumuza göre, bu seferki stratejim çok kişinin aktif olmasına dayanmalıydı. Beynimden kısaca bayrak koruyucularını, ormanda gezecekleri ve karşı takımın bayrağına odaklanacakları planladım. Şimdi bana birkaç kulübe daha lazımdı, bu sefer Afrodit kızlarını tarafıma çekmeliydim çünkü planıma göre, çok işime yarayacaklardı. Alçak fabrikatörleri aratmayacak bir kahkaha atarak ormanı çınlattım. Sonra da çarpık gülümsememle Afrodit kulübesinin yolunu tutarak, şöyle söyledim: "Kork benden Stell, Jenny'yi de yanıma çektim mi, bizi asla yenemeyeceksiniz!" Afrodit kızlarını yanıma çektikten sonra, Zeus kulübesine uğrayıp Jenny'yi Rose'un onu satışı üzerine dolduracaktım. Böylece arası açılan iki arkadaş farklı takımlarda yer alacaklardı. Eh, Rose çoktan kırmızı takıma geçtiğine göre, Jenny mavi takımı benimseyip bizim yeni ittifakımız olacaktı! Athena kızı olduğum ve stratejilerde üstüme rakip tanımadığım için kendimi seviyordum! BÖYLECE, 1. VE 2. GÖREV LİSTELERİNİ BİTİRMİŞ OLUYORUM, 3. LİSTEYE GEÇİYORUM!!! | |
| | | Lucianna Fackrell Athena'nın Çocuğu/Kulübe Lideri
Mesaj Sayısı : 4356 Kayıt tarihi : 22/08/10
| Konu: Geri: Lucianna Fackrell*Görevlerim Cuma Eyl. 17, 2010 5:01 am | |
| Görev Listesi 3.(Bitirdiğim görevlerin üstünü çizip, turkuaz yapacağım ve hepsini bu başlık altından bildireceğim.)
26- Kulübende bir arkadaşını ağırlayacaksın.
Mekan: Ait olduğun kulübe Katılacaklar: Sen ve arkadaşın.
27- Araba yarışlarına katılacaksın! Mekan: Etkinlikler başlığı, araba yarışları Katılacaklar: Sen ve yarışmacı arkadaşların.
28- Bayrak kapmaca yarışında anlatıcı olacaksın. Mekan: Etkinlikler başlığı, bayrak kapmaca Katılacaklar: Sen ve yarışmacı arkadaşların.
29- Büyük bir grupla macera yaşayacaksın! (en az 8 kişi!) Mekan: İstediğin yerler Katılacaklar: Sen ve arkadaşların. (Açıklama: Bu görev, 'kehanet' veya 'labirent' görevleriyle birleştirilemez ve en az 4 mekan gezme zorunluluğu vardır.)
30- Tanrı Ebeveynin ile bir tartışma rp'si yazacaksın. Mekan: Empire State Binası/Olimpos Katılacaklar: Sen ve ebeveynin.
31- Kulübende başına ilginç bir olay gelmesiyle ilgili rp yazacaksın. Mekan: Ait olduğun kulübe Katılacaklar: Sen ve istediğin herkes.
32- Kampın girişinde canavarlarla mücadele edeceksin. Mekan: Kampın Girişi-Thalia'nın ağacı Katılacaklar: Sen ve istediğin herkes.
33- Cirit sahasında bir arkadaşınla birlikte macera yaşayacaksın. Mekan: Cirit Sahası Katılacaklar: Sen ve arkadaşın.
34- Sıradan bir gününün felakete dönüşünün rp'sini yazacaksın. Mekan: New York Katılacaklar: Sadece sen. (Açıklama: Bknz. New York'ta Lucianna'nın Ares yüzünden hapse atıldığı rp.)
35- Ölüler Tanrısı'nı ziyarete gideceksin. Mekan: Hades'in Sarayı Katılacaklar: Sen ve istediğin herkes. (ve Tanrı Hades!!)
36- Bir yetenekte kendini geliştirmek için ders alacaksın. Mekan: Derslikler (herhangi biri.) Katılacaklar: Sen ve eğitmenin/profesörün.
37- Kampın marketinde alışveriş rp'si yazacaksın. Mekan: Kamp Marketi Katılacaklar: Sen ve istediğin herkes. (Açıklama: Baktım görev listesi bu sefer çok ağır oldu, arada rahatlayın istedim )
38- Arkadaşlarınla voleybol maçı yapacaksın. Mekan: Voleybol sahası Katılacaklar: Sen ve en az 1 arkadaşın.
39- El işleri alanında rp yazacaksın. Mekan: El işleri alanı Katılacaklar: Sen ve istediğin herkes.
40- Tırmanma duvarına gideceksin! Mekan: Tırmanma duvarı Katılacaklar: Sen ve istediğin herkes.
41- Lotus Kumarhanesi'nda macera yaşayacaksın. Mekan: Las Vegas Katılacaklar: Sen ve istediğin herkes.
42- Hoover Barajı'nda bir macera yaşayacaksın. Mekan: Hoover Barajı Katılacaklar: Sen ve istediğin herkes.
43- Ceza tarlalarında bir macera yaşayacaksın. Mekan: Yeraltı-Ceza Tarlaları Katılacaklar: Sen ve istediğin herkes.
44- Melez konseyi kararıyla bir göreve çıkacaksın! Mekan: İstediğin yerler Katılacaklar: Sen ve istediğin herkes. (Açıklama: Kurgun güzel, ekibin sağlam olsun ki, konsey göreve çıkışını onaylasın. En az 3 ayrı başlık ve 20 post!)
45- Bir Tanrı/Tanrıça ile rp yaz. Mekan: Empire State Binası/Olimpos Katılacaklar: Sen ve isteğin üzerine seninle rp yapmayı kabul eden Tanrı/Tanrıça. (Açıklama: bu kişi ebeveyninden farklı biri olmak zorundadır!!)
.
En son Lucianna Fackrell tarafından Paz Ekim 31, 2010 11:23 am tarihinde değiştirildi, toplamda 7 kere değiştirildi | |
| | | Lucianna Fackrell Athena'nın Çocuğu/Kulübe Lideri
Mesaj Sayısı : 4356 Kayıt tarihi : 22/08/10
| Konu: Geri: Lucianna Fackrell*Görevlerim Cuma Eyl. 17, 2010 5:19 am | |
| | |
| | | | Lucianna Fackrell*Görevlerim | |
|
Similar topics | |
|
| Bu forumun müsaadesi var: | Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
| |
| |
| |
|