Kampa tekrar gelmemle anında meşhur olmam bir olmuştu, üstelik bu sefer Zeus'un kızı olduğumu sandıkları için değil, geçen yıl Hades kızı olarak yaşadığım maceralar yüzünden beni seviyorlardı.
Kampa gelir gelmez Siyah İnci'nin yanına gittim. O benim biricik pegasusumdu.
"Merhaba oğlum, nasılsın? Evet, bende seni çok özledim"
Siyah İnci diğer pegasuslar gibi Hades çocuklarına karşı soğuk değildi, hatta sadece Hades çocuklarını severdi. Bunun sebebi de geçmişte Hades'in kendisinin onu ölmek üzereyken bulması ve kurtararak melez kampına getirmesiydi.
Bir an aklıma Siyah İnci ile ilk karşılaştığım an aklıma geldi. O gün ne unutulmaz bir gündü ama! Sanırım kendimi tutamayacağım ve anlatacağım...
Hades'in kızı olduğumu öğrendiğimden beri edindiğim tüm arkadaşlarım benden uzaklaşmaya başlamışlardı o gün. Buna çok üzülüyordum, kesinlikle tamamen arkadaşsız kalacağımdan korkmaya başlamıştım. Ama onları zorla arkadaşım yapamazdım ya!
Sessizce yürürken pegasusların ahırına geldiğimi fark ettim. Daha doğrusu onlar bana fark ettirdi. Ben geldiğim anda hepsi bağırmaya, oldukları yerde tepinmeye başladılar. İrkilerek bir adım geri çekildim. İçeriden Poseidon kulübesinden bir kız çıktı.
"Ah, pegasuslar Hades çocuklarından pek hoşlanmazlar" dedi sert bir tavırla. Daha beni tanımıyordu bile ve bu kadar ters konuşuyordu. Ama onu iyi birisi olduğuma nasıl ikna edebilirdim ki, babam Hades'ken?
"Özür dilerim, onları rahatsız etmek istememeiştim" dedim. Kız bana tuhaf bir şekilde baktı.
"Hiç de diğer Hades çocuklarına benzemiyorsun" dedi. Bunun beni kabullenmesi için tek şansım olduğunu biliyordum. Gülümsedim.
"Ben... Şeyy, sakıncası yoksa adını öğrenebilir miyim?" dedim. Kızın gülen yüzü soldu.
"Bunun iyi bir fikir olduğunu sanmıyorum Hades kızı, ama eğer istersen sana bir hediye verebilirim" dedi. Heyecanlanmıştım. Kuzenim bana bir hediye verecekti. Adını bile bilmediğim kuzenim.
İçeriye girdi ve 5 dakika sonra simsiyah bir pegasusla geri geldi. Pegasusun gözleri kırmızı, rengi siyahtı ama daha önce hiç görmediğim kadar sakin ve uysaldı bana karşı.
"Bu çok özel bir pegasus. Onu almak isteyen kimseye karşı nazik davranmadı. Sen hariç! Büyük ihtimalle siz birbirinizi buldunuz. O artık senin" dedi. Şaşkınlıktan gözlerim büyümüştü.
"Bana bir pegasus mu vereceksin?" diye sordum. Kız başını evet anlamında salladı. Pegasus bana yaklaştı ve yelesini okşamama izin verdi.
"Ona Siyah İnci diyeceğim" dedim gülümseyerek. "Ve büyük ihtimalle benim bu kamptaki en iyi arkadaşım o olacak..."
Tabi tam olarak haksız sayılmazdım ama bir en iyi arkadaşım daha vardı... Lucy!