Kardeşim danniel kampa yeni gelmişti ve onu gezdiriyordum söylediğim yerlere bakıyor ve etkilenerek gülümsüyordu arenanın yanından geçiyorduk
-Orası neresi kev ?
-Arena orda melezler birbirlerine meydan okur veya eğitim görür dedim gözleri büyüdü ve bana baktı
-Biraz savaş izliyebelirmiyiz kev ?
Ona olur izliyelim demek üzereydimki önde orta boylarda bir kulube gördüm.Kokusu buraya kadar geliyordu.
-Sen git biraz izle ben birazdan dönüyorum. dedim
-Tamam görüşürüz
Ona bakmamıştım o kulubede beni çeken bir şey vardı içine girip araştırmak istiyordum.Koşarak oraya gittim ve kokunun nedenini anladım kapının üstünde ahır yazıyordu
-Demek Pegasuslar burada. diye kendi kendime mırıldandım ve kafamı içeri soktum ve etrafa bakındım.
Vayy be burada birsürü pegasus vardı içeri girdim ve hepsine teker teker bakmaya başladım.Kahverengi , Beyaz , kahverenkli beyaz böylece gidiyordu hepsi yanlarına gittiğimde sevgiyle kişniyordu.Ama biri vardiki çok ilgimi çekmişti.Simsiyahtı yanına geldiğimde kişnememişti sadece direkman bana bakıyordu.Size söylüyorum o anda bir gözünü daha fazla kısıp dudağının bir kenarı hafif yukarı kalkmış bana bakıyor olduğuna yemin edebilirdim.Ben ona bakıyordum oda bana ona yaklaştım ve burnunu okşadım kesik kesik kişnedi sanırım kahkaha atıyordu.Bende ona bakıyordum dayanamadan kahkahayı basmıştım.Masadan biraz küp şeker alıp ona verdim zevkle kişnedi ve elimden küp şekerleri yedi.Siyah pegasusun kapısına baktım , tabelasında boşta yazıyordu.Tabelanın altına kendi adımı yazıp ona baktım yemin ederim resmen gülümsüyordu ona geri döneceğime söz verip ahırdan ayrıldım ve mutlulukla arenadaki savaşları izliyen kardeşime koşturdum.