Kehaneti beğenmenize sevindim millet
İyi maceralar size
(Buraya da kopyalıyorum canavarları, bakmanız daha kolay olur.)
~ Yüzleri ve vücutlarının üst kısmı çok soluk renkli gözleri kan kırmızısı, dişleri kurtlarınki gibi upuzun. sol bacakları eşek bacağı gibi, kahverengi posttan, sağ bacağı insan bacağı gibi ama pirinçten yapılmış canavarlar var, bunlara empusalar deniliyor. Kitapta hatırlarsanız Kelli ve Tammi vardı
~ Dev akrepler var. Parıl parıl, safran sarısı, boyları 3 metre, pütürlü kıskaçları var, zırh misali pullu kuyrukları bulunuyor, kuyruğun ucunda boyu percy'nin kılıcı kadar uzun bir iğnesi mevcut.
~ Janus- Geçitlerin ve Seçimlerin Tanrısı (onu canavardan sayar mısınız bilmem, iki tane kafası olan küçük bir Tanrı.)
~ Kampe: belden yukarısı kadın, belden aşağısı ejderha vücutlu en az 6 metre uzunluğunda, pulları, kara pençeleri devasa, kuyruğu dikenli. bacaklarına dolanmış bir sürü yılan var. Belinde sürekli değişen hayvan yüzleri var...
~ Briares, yüz elli kimse yani hekatonkheirlerden biri.
~ Orthus: 3'lü G çiftliğini koruyan iki başlı köpek.
~ Sfenks: Bilmeceyi bulmaca oyununu soran kadın başlı aslan gövdeli yaratık.
~ Telekineler (insan, deniz aslanı ve doberman karışımı garip yaratıklar... poseidon'un 3lü yabasını yapmışlardı)
~ Acımasız hayalet kral Minos.
~ Antaeus: üstünde peştamal olan 3 kişilik yer kaplayan dev, teni koyu kırmızı üstünde mavimsi dövmeler var, dalga dövmeleri. Babası Poseidon, annesi Gaia *Toprak Tanrıçası* bu yüzden ayakları yere basarken yenilmez... ~ Laistrygonialar: 2,5 metre boyunda kırmızı gözlü ve dişli devler.~ Drakonlar, yunan savaş zırhı giymiş yılan kadınlar... ~ Devasa boyutlarda koridorlara zor sığan bir yılan var - ismini bilmiyoruz. (Tyson ve Kıvırcık'ın peşine düşüyordu.)Hatta ben size diğer arşivi de ekleyeyim, tam olsun. Sonra Lucy bize eksik canavar yazdı falan demeyin. Annemin yazdıklarından:
Argos Panoptis,
Yunan mitolojisinde nemf İo'nun kardeşi, yüz gözlü bir canavardır. Panoptis sıfatı
herşeyi gören anlamını taşır ve etkin bir gözetmen olduğunu gösterir, zira uykudayken bile birkaç gözü açık kalır.
Argos
Hera'nın hizmetçisiydi.
Olimpos tanrılarının yanına kabulü
Ehidna adlı canavarı öldürmesiyle gerçekleşmiştir. Hera tarafından verilen son görevi ise, beyaz bir ineği
Zeus'un erişiminden korumasıdır. Ancak Hera aslında o ineğin Zeus'un sayısız sevgililerinden biri olan
İo olduğundan haberdardır. İo'yu kurtarmak için, Zeus
Hermes'i yollar ve lir çalarak Argos'u tamamen uyuttuktan sonra kafasını keserek onu öldürür. Hizmetçisinin anısına, Hera Argos'un yüz gözünü bir
tavuskuşu kuyruğunda korur.
(Percy Jackson ve Olimposlular serisinde, Argos hatırlarsanız kampın koruyucusuydu
Bir de dikkatinizi çekerim Hera'nın tavuskuşu şeklindeki yelpazesi buradan geliyormuş. Tabii, tavuskuşu da.)
********
Echidna,
Yunan mitolojisinde yer alan çoğu canavarın annesidir.
Tartarus ve
Gaia'nın kızı olup, güzel bir kadın yüzüne ve sürüngen vücuduna sahiptir. Eşi
Tifon ile
Olimpos tanrılarına saldırmış ancak yenilmişlerdir. Bunun üzerine, tanrılar onları
Etna Yanardağı'nın altında bir mağaraya hapsetmişlerdir.
********
Yunan Mitolojisi'nde, Diomedes'in kısrakları diye adlandırılan 4 adet at, kontrol edilmesi mümkün olmayan, son derece vahşi ve görünüşleri muhteşem insan yiyen canavarlardı.
Ares ve
Cyrene'nin oğlu,
Trakya Kralı dev Diomedes'e ait bu atları
Herkül'ün tek başına yakalaması mümkün değildi.
Bunun üzerine Herkül, ona aşık olan erkek sevgililerinden
Abderus'u ve birkaç arkadaşını yardıma çağırarak bu atları yakalar, fakat yolda Diomedes'in saldırısına uğrarlar. Diomedes ile savaşırken, atların kontrolünü
Abderus'a bırakan Herkül, Diomedes'i yenilgiye uğratır fakat bu sırada kontrolden çıkan atlar, Abderus'u yiyerek paramparça ederler.
Bunun üzerine çok üzülüp kızan Herkül, Diomedes'i öldürüp, onu kendi atlarına yem eder ve ölen Abderus'un mezarının yanında, Eski Yunan'ın en önemli şehirlerinden biri olan
Abdera'yı kurar.
Karınlarını iyice doyuran hayvanlar sakinleşirken, Herkül de onların bu durumu sayesinde kolayca hayvanları
Atina'ya ulaştırır ve görevini tamamlar.
Eurystheus hayvanların
Zeus için kurban edilmesi amacı ile
Olympos'a göndermek istemesine rağmen,
Zeus bu hediyeleri kabul etmemiş, ve bu hayvanların öldürülmesi amacı ile kurtlar ve aslanlar göndermiştir.
Büyük İskender'in atı olan
Bucephalus'un bu atların soyundan geldiğine inanılmaktadır.
********
Herkül'ün 12 görevinden 4'üncüsü olan Erymanthian
Yaban Domuzu'nun yakalanması görevi, Herkül'ün bir önceki görevi ile benzer bir şekilde hedef olan hayvanın canlı olarak yakalanmasını sağlamaktı.
Erymanthian Dağında ve civar köylerdeki insanlar arasında dehşet saçan ve birçok köy ile tarlaya zarar veren Yaban Domuzu, Herkül'ün en büyük düşmanı olan
Hera'nın hizmetinde bir canavardı. Herkül'ün yapması gereken 12 ödevin birçoğunda olduğu gibi bu görevinde de asıl amacı, dünya üzerinde Hera'ya hizmet ederek, onun hakimiyetini burada güçlü kılan faktörleri (yaratıkları) yakalamak veya öldürmek böylece babası
Zeus'un hakimiyetini güçlendirmekti.
Erymanthian Dağı yolu üzerinde eski dostu
centaur Pholus'u ile mağarasında ziyaret eden Herkül, çiğ yenen et yemeği esnasında, Pholus'u Tanrı
Dionysius'un ona armağan ettiği özel şarabı açması için ikna eder. Şarabın sulandırılarak içilmesi gerektiğini bilmeyen Pholus, şarabı açarak Herkül'e ikram eder fakat, şarabın keskin kokusu, civardaki tüm centaurları mağara etrafına toplar ve ünlü
Chiron'un da dahil olduğu tüm
centaurlar bu yemeğe katılırlar .
Sulandırılmadan içilen şarap ile sarhoş olup, kontrolden çıkan centaurlar kavga etmeye başladıklarında, Herkül kendini ve dostu Pholus'u korumak için
Hidra kanı içeren zehirli oklarını kullanmak zorunda kalır. Birçok centaur bu oklar sonucunda ölürken, ölümsüz olan Chiron, zehrin verdiği dayanılmaz acı sonucu, ölümsüzlüğünden vazgeçip,
Tartaros'ta (cehennem)'de o an için işkence görmekte olan
Prometheus ile yer değişmeye razı olur.
Bu esnada, dışarıda ölmekte olan centaurların yanına çıkan Pholus bu kadar etkili bir savunma sağlayan Herkül'ün oklarından birini incelerken, elinden oku düşürür ve ayağına saplanan ok ile oracıkta aniden ölür. Bu olayın ardından Herkül, Chiron'un ona verdiği tavsiye ile Yaban Domuzunu, kış ortasında karın kalın bir tabaka oluşturduğu alana sürekleyerek yakalayıp,
Eurystheus'e götürür. Yaban Domuzunu gördüğü zaman, korkup kaçan Eurystheus, domuzu kafes içine kapattırır.
********
Girit Boğası diye adlandırılan yaratık Yunan Mitolojisinde 2 hikâye içerisinde yer almakta, bunlardan birinde
Avrupa'yı
Girit Adası'na getiren boğa olarak tasvir edilirken, diğer hikâyede Herkül'ün 12 görevi içerisinde yer alan ve Girit adasında halka zarar veren bir canavar olarak tasvir edilmektedir.
Herkül'ün 12 görevi içerisinde 7.sırada gerçekleştirdiği Girit Boğası vazifesinde, Herkül, Girit Adası kralı
Minos'tan aldığı izin ile, hayvanı önce yorup daha sonra kolları ile kavrayarak yakalamış ardından
Atina'ya,
Eurystheus'a ulaştırmayı başarmıştır. Eurystheus'un hayvanı Hera için kurban etmek istemesi üzerine,
Hera bunun Herkül'e daha fazla şan ve şöhret kazandıracağını düşünerek reddedip, hayvanın salıverilmesini emretmiştir.
********
Gorgonlar,
Yunan mitolojisinde keskin dişli, saç yerine başlarında canlı yılanlar olan, dişi canavarlardır. Efsaneye göre gözlerine bakanı taşa çevirirler. Üç kızkardeştirler;
Medusa,
Euryale ve
Stheno.
Gorgon adı
Yunanca gorgo (korkunç, berbat) kökünden gelir.
Medusa, çok güzel bir kız olarak dünyaya gelip, sonradan Athena tarafından gorgona çevirilmiştir. Bu nedenle ölümlüdür.
********
Harpialar, eski
Yunan mitolojisinde Thaumas ile
Elektra'nın üç kızını topluca belirten isimdir. Siren'lere benzeyen bu kanatlı ifritler, fırtınaların ve ölümün sembolü sayılırlardı.
Adları
Aello (Bora),
Kelaino (Karanlık) ve
Okypete (Hızlı uçan) olan Harpiaların,
Zeus tarafından, geleceği büyük bir doğrulukla bildiği için (başka bir efsaneye göre de çocuğuna eziyet ettiği için) cezalandırılan Trakya'nın efsanevi kralı
Phineos'un yiyip içtiklerini çalmakla görevlendirildiklerine inanılırdı. Genellikle kadın başlı,
akbaba bedenli olarak canlandırılırlardı.
(İişte bunlar geceleri kampta dolaşan melezleri yemeye çalışan Harpyalar
)
********
Argolis'antik şehrinde,
Lerna bataklıklarında yaşayan dokuz başlı bir canavarın adıdır.Hydra nın nefesi bir insanı öldürecek kadar zehirliydi. Bu canavarın öldürülmesi Herkül'ün on iki görevi arasında 2 sırada yer alan vazifedir. Babası
Titan (
Typhon) ve annesi canavarların tanrıçası
Ehidna(bazı kaynaklarda annesi
Styx) olan Hidra'nın Lerna gölündeki yuvası, ölümden sonraki dünya ile insanların dünyası arasındaki kapının tam ağzında yer almakta olup, Hidra ise bu kapının bekçiliği görevini üstlenmekteydi. Hidra'nın öldürülmesinin çok zor olmasının sebebi kesilen her bir başın yerine iki tanesinin çıkması idi.
Herkül bu canavar ile karşılaşmadan önce bataklık içerisindeki zehirli gaz ve dumanlarla kaplı Hidra yuvasının girişinde, ağzını ve yüzünü bir örtü ile örterek kendini korumuştur.
İolaus tan kalmasını istedi.Canavar ile karşılaşıp savaşmaya başlayan Herkül bir süre sonra, kestiği kafaların yerine devamlı yenilerinin çıktığını görünce aslında boşuna savaşıp yorulduğunun fark etmiş ve tam umutsuzluğa kapılmaya başladığı anda yardımına
İolaus (Herkül'ün yeğeni) yetişir.
Sanıldığına göre, o anda
Athena'nın da yardımı ile canavarın kesilen başlarının bir daha çıkmaması için boyunlarının meşale ile yakılmasını akıl eder ve hemen orada yaktığı meşaleyi Herkül'e uzatır. Bu meşale sayesinde kestiği başların yerini dağlayarak canavarı öldürmeyi başaran Herkül, Hidra'nın kestiği başlarından birini bir kesede saklayarak, onun zehirli kanını daha sonraki görevlerinde oklarında kullanmış böylece bu okların açtığı yaraların kapanmaz bir hale gelmesini sağlamıştır.
Kerberos
Yunan mitolojisinde,
Hades'in yönettiği, ölülerin bulunduğu yeraltının kapısında bekçilik yapan üç başlı köpek (
Hesiode'a göre 50,
Horace'a göre ise 100 başı vardı). Kuyruğu bir
yılan olan ve sırtında sayısız yılanbaşı bulunan , ısırıkları zehirli bu köpek
Herakles'ün 12 görevi arasında yer alır. Kerberos
Yunanca 'çukur (çok derinlerdeki, şeytani çukur) iblisi' demektir. Yarı kadın yarı yılan
Ekhidna ile dev
Typhon'un oğlu olan Kerberos'un kardeşi
Orthros 'tur. Dev zincirlerle bağlı olan bu köpeğin görevi yer altına giren ölülerin tekrar yeryüzüne çıkmalarını önlemektir. Sadece beş kere yenilmiştir:
- Son görevi Kerberos'u yakalamak olan Herakles tarafından yakalanarak.,
- Müzik yeteneğini kullanan Orpheus tarafından uyutularak,
- Lethe ırmağındaki su yardımıyla Hermes tarafından uyutularak,
- Roma mitolojisinde, ilaçlı keklerle Aineias tarafından uyutularak,
- Yine bir Roma masalında, ilaçlı keklerle Psykhe tarafından uyutularak.
Kerberos özellikle kapıların, eşiklerin ve sınırların bekçisi olmanın arketipi olmuştur.
Orta Çağdan günümüze kurgu yapıtlarda sıkça bu özelliğiyle yer almıştır (
Dante'nin İlahi Komedya'sında ve
Fluffy olarak
J. K. Rowling'in
Harry Potter ve Felsefe Taşı adlı kitabında.) Ayrıca günümüzde güvenlik ve savaş alanında da kullanılmaktadır (
MIT tarafından geliştirilen
Kerberos protokolü gibi.)
Herakles'in onikinci ve son görevi, Hades'in krallığını yaptığı ölüler diyarının bekçi köpeği olan Kerberus'u
Atina'ya getirmekti.Görevi aldıktan sonra, diğer tarafa geçmek için
Eleusis'tan yardım ve bilgi alan Herakles,
Tanareum bölgesinde ölüler diyarına geçiş yapabileceği girişi bulur.
Athena ve
Hermes'in yardımı ile girişten geçen ve
Charon'u da yine Hermes'in yardımı ile geride bırakan Herakles Kerberus ararken, Ölüler diyarında Hades tarafından zincirlenen
Thesus'u sihirli kelepçelerinden güç de olsa kurtarır.
Hades ve
Persephone'nin karşısına çıkıp durumunu anlatan Herkül, onların onayını alarak Kerberus'u geri getirmek üzere izin alır. Kerberus'un karşısına çıkıp, güreşte onu yenmeyi başaran Herakles, Kerberus'u yeraltı dünyasından çıkararak Atina'ya; Eurystheus'un karşısına çıkarır. Korkudan nereye saklanacağını bilemeyen
Eurystheus, yakınında bulunan büyük bir
amfora'nın içerisine saklanır. Herakles'in Kerberus'u yeryüzüne çıkardıktan sonra,etrafa saçılan zehirli salyasından dünya üzerindeki ilk zehirli bitkiler oluşmuş ve buradan yayılarak diğer ülke ve topraklarda da yetişmeye başlamıştır.
**************
KetoGaia'nın
Pontos ile birleşmesinden doğmuş canavar, tanrıça. Kardeşi
Phorkysle birleşip
Graiaları ve
Gorgoları doğurur.Vede ayrıca çok güçlü ve sinirli bir tanrıça olduğu için diğer bir adıda kırmızı tanrıçadır.
**************
Medusa,
Yunan mitolojisinde gözlerine bakanı taşa çevirdiğine inanılan yılan saçlı, keskin dişli, dişi canavar.
Medusa hayata çok güzel bir kız olarak başladığında,
Athena onu çok kıskanmıştı.
Poseidon'un Medusa'nın güzelliğinden başı öylesine dönmüştü ki, ona
Athena'nın tapınaklarından birinde sahip oldu. Bu
Athena için son derece aşağılayıcı bir davranıştı, o da Medusa'yı bir
Gorgon yaparak cezalandırdı. Medusa, bir insan olarak doğduğu için ölümlüydü.
Yerebatan Sarnıcı'ndaki medusa
Bu cezayla yetinmeyen Athena, daha sonra,
Perseus'a onu yakalayıp öldürmesi için yardım etti. Perseus, Medusa'nın başını kestiğinde, Poseidon'dan olan çocukları
Pegasus ve
Chrysaor dışarı fırladı. Kan damlaları
Libya çöllerinde birer yılana dönüştüler. Daha sonraları bu yılanlardan biri
Mopsus'u öldürmüştür.
Perseus Medusa'nın kestiği kafasını alıp gittikten sonra, Athena olay yerine geldi. Medusa'dan geriye ne kaldıysa inceledi. Derisini yüzüp
Aegis'in markası yaptı. İki damla kanını da Kral
Erichthonius'a biri hastalıklara deva, diğeri öldürücü bir zehir olarak hediye etti.
**************
Minotor: Yunan mitolojisinde yarı insan-yarı boğa yaratık. Özgün sözcük Minotor'dur ve Yunanca "Minos’un Boğası" anlamına gelir.
Girit’te hüküm süren güçlü kral
Minos, gücünü kanıtlamak için
Poseidon’dan ona kurban edeceği bir boğayı denizden çıkartıp vermesini ister. Ama hayvan Minos’a o kadar güzel görünür ki onu kurban etmeye kıyamaz ve saklar. Bunun yerine başka bir boğayı kurban eder. Poseidon bunu fark ettiğinde çok sinirlenir ve Minos’un karısı Pasiphae’de boğaya karşı bir aşk uyandırır. Pasiphae’nin boğayla çiftleşmesinden boğa başlı ve kuyruklu, insan bedenli Minotor doğar.
Minotor, sanatçı
Daidalos’un yaptığı,
Labyrinthos adlı, içinden kimsenin çıkamayacağı yapıya kapatılır. Minotor insan etiyle beslenmektedir. Bunun için, Atinalılara karşı savaş kazanmış olan Minos onlardan, haraç olarak, her dokuz yılda bir Minotor’a kurban etmek için yedi genç erkek, yedi genç kız ister. Üçüncü haraç vakti geldiğinde,
Theseus Minotor’u öldürmek için Girit’e giden gemiye biner. Labyrintos’a sokulacak kafile halkın gözü önünden geçirilirken, kralın kızlarından
Ariadne Theseus’u görür görmez ona aşık olur. Daidalos’un öğüdüyle Theseus'a bir yumak iplik verir. İpliğin ucunu girişe bağlamasını, böylece dönerken ipi takip edip çıkışı bulabileceğini söyler. Ariadne Theseus'un kendisiyle evleneceğine dair bir de söz alır. Theseus, uykuda yakaladığı Minotor’u kıpırdamaz halde yere bastırıp yumrukları ile öldürür.
**************
Nemea Aslanı; Argolis Bölgesinde Nema adındaki vadide yaşayan ve etrafa dehşet saçan bir aslanın adıdır. Bu aslan
Herkül (Yunan Mitolojisindeki karşılığı Heracles) tarafından öldürülmüştür.Nemea Aslanının Typhon ve Echidna'nın çiftleşmesinden bir araya geldiği söylense de , bazı tarihçilere göre Zeus ve Selene'in çiftleşmesinden doğma, ay'dan düşen bir varlık olduğu da zaman zaman belirtilmektedir.
Nemea Aslanını öldürüp, postunu yüzmek, Herkül'e kuzeni Eurystheus tarafından verilen 12 görev içerisinde ilk sırada olandı. Aslan o sıralarda Nemea bölgesine dehşet saçmaktaydı. O zamana ait herhangi bir av silahı ile bu hayvanı öldürmek mümkün görünmemekteydi. Aslan ilk karşılaştığında Herkül, önce bir odun daha sonra ok ve yay ve en son olarak ta bronz bir kılıç ile hayvanı öldürmeye çalışsa da başarılı olamamış, daha sonra aslan ile saatlerce güreştikten sonra kolları ile boğarak öldürmeyi başarmıştır.
Hayvanı uzun bir uğraştan sonra öldükten sonra, saatler boyunca uğraşmasına rağmen, aslanın postunu yüzemeyen Herkül'ün imdadına, yaşlı bir kadın kılığına bürünen
Athena yetişir ve Herkül'e bu postu yüzmek için en iyi aletin, aslanın kendi pençeleri olduğunu anlatır. Bu küçük ilahi yardım ile ilk görevini başarı ile bitiren Herkül, Nemea Aslanın her türlü kesici silaha karşı olan postunu daha sonra kendisi için bir zırh gibi kuşanarak diğer görevlerini gerçekleştirirken kullanmıştır.
**************
Stymphalian Kuşları, Savaş Tanrısı
Ares'in evcil hayvanları olarak anlatılan Stymhalian Kuşları, insan yiyen efsanevi mitolojik canavarlardı. Herkül'ün 12 görevinden altıncısı, bu kuşları yerleşip etrafa önemli zararlar verdikleri,
Stymphalia Gölü bölgesinden kovmaktı.
Pirinçten yapılmış pençeleri, keskin metalden yapılma tüyleri olan bu hayvanlar, insanlara bu silahları ile saldırıp onları avlıyorlar, ya da o çevredeki tarlalara veya meyva bahçelerine zarar veriyorlardı.
Kuşları sık ormanlarla kaplı Stymphalia Gölü Bölgesinden görüp okla vurmak cok zor olduğu için, Herkül kuşları sık ağaçların arasında göremiyordu. Tam bu sırada yine ilahi kudretlerin araya girmesi ile Herkül,
Athena ve
Hephaistos'tan ufak bir yardım almış, bu tanrıların onun için özel olarak ürettirdiği çıngırakların çıkardığı sesler ile kuşların bulundukları ağaçlardan kaçmasını sağlamış, daha sonra zehirli okları ile kuşların birçoğunu öldürmüş, kaçanlar ise bir daha geri dönmemek üzere uzak diyarlara kaçmışlar, bir daha da izlerine hiçbir yerde rastlanmamıştır.