Olimpos Rpg Percy Jackson ve Olimposlular ile Olimpos Kahramanları serilerinden esinlenilerek oluşturulmuş, zirvedeki rpg forum sitesi. |
|
| Kampta ilk gün akşamı | |
| | Yazar | Mesaj |
---|
Misafir Misafir
| Konu: Kampta ilk gün akşamı Perş. Ekim 21, 2010 6:04 am | |
| 3- 'İlk gününün sonu'nu anlatan bir rp yazacaksın, kampla ilgili ilk izlenimlerin, ilk maceraların... Mekan: Melez Kampı içindeki herhangi bir yer. Katılacaklar: Serbest.
7- Arenada rp yazacaksın. Mekan: Arena Katılacaklar: Sen ve istediğin herkes.
Kamptaki ilk günüm gayet güzel geçmişti. Yeni hayatıma dair gerçekleri öğrenmem ve bunları hazmedebilmem birkaç saatimi almıştı. İlk olarak ebeveynimin kim olduğunu bilmediğim için Kheiron Hermes kulübesine gitmemi söylemişti, fakat babamın bana verdiği silahı görünce bunun Ares'e ait olduğunu bildiğini, dolayısıyla benim de bir Ares oğlu olduğumu söylemişti. Ares kulübesinde babamın diğer oğulları, yani kardeşlerimle tanıştım. Ben hariç 4 kişi daha vardı, isimleri Hermia ve Steve olan ikisini hatırlıyordum. Tüm günümü kulübede boş boş zaman öldürerek geçirmiştim. Dışarı çıkmanın zamanı gelmişti. Kulübeden adını hatırlayamadığım birinin tavsiyesine uyarak dışarı çıkıp etrafı gezmeye karar verdim. U biçiminde sıralanmış kulübelerin orta bölgesinde benim gibi birçok melez vardı. Ama onlar benden çok daha uzun süredir burada olmalıydılar. Bense ne yapacağımı nereye gideceğimi hiç bilmiyordum. En sonunda kulübeye giden yolda gördüğüm Arena'ya gitmeye karar verdim. Arena'nın meşe kapılarını açtım, içeride kimse yok gibiydi. Arenanın ortasına yürüdüm, tam ortaya geldiğimde pantolonumun cebinden babamın verdiği iskambil kartını çıkardım. Bununla kampa gelmeden önce öldürdüğüm gibi birçok canavar öldürecektim muhtemelen. Kartın üstünde sadece bir kalp olması sebebiyle ona Assassin's Heart(Katilin kalbi) adını verdim. Karta bakmayı bırakıp baş parmağımı kalbe bastırdım, ve kalp biçim değiştirip yaklaşık bir metre boyunda gümüş bir kılıca dönüştü. Bunu kullanmayı hiç bilmiyordum, ama sanırım babam savaş tanrısı olduğu için doğuştan gelen bir beceriye sahiptim. Kılıcı havada savurdum birkaç kez. Bunu bir kez de arkamı dönüp yapmaya kalktım. Kılıcı arkaya doğru savurunca iki metalin birbiriyle çarpışma sesi geldi bir anda. Karşımda benim yaşlarımda bir kız duruyordu. O da kılıcını çıkarmış, benim yaptığım hamleyi ustaca engellemişti. Neden bilmiyorum ama bu yaptığı hareket beni öfkelendirmişti. Kılıcımı geri çektim ve tüm gücümle onun kılıcına vurdum, elinden düşürmüştüm kılıcını. Savaş tanrısının oğluna kimse saygısızlık yapamazdı. Ama kız benden çok daha hızlıydı. Yere yuvarlanıp kılıcını geri almasıyla ayağa kalkması bir oldu. "Düello mu istiyorsun yeni çocuk?" dedi yüzünde muzip bir gülümsemeyle. "Evet, tam olarak bunu istiyorum." diye cevap verdim içimi kaplayan öfkeyi tamamen dışa vuran bir ses tonuyla.
En son Adrian Black tarafından Paz Ekim 24, 2010 3:42 am tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi |
| | | Misafir Misafir
| Konu: Geri: Kampta ilk gün akşamı Perş. Ekim 21, 2010 6:19 am | |
| "Düello mu istiyorsun yeni çocuk?" dedim yüzümdeki her zamanki muzip gülümsemeyle...Ne zamandır çömezlerle antreman yapmamıştım ve karşımdaki bu çocuk,kesinlikle yeniydi.Kılıcını ustaca ve biraz küstahca kullandığından onun ilk bşata bir Hades oğlu olduğunu düşündüm.Fakat savaş başlayınca...Kesinlikle bir Ares çocuğu ile karşı karşıya olduğumu anladım.Savaş,benim açımdan -sizin de takdir edeceğiniz gibi- pek güzel geçmiyordu... Kılıcıma çoğu zaman iyi hakim olmayı başarmamın nedeni,çocukta sezdiğim tuhaf ukalalık belirtileriydi.Tüm dikkatim ondaydı ve savaş,iyi gidiyor sayılırdı....Ta ki... Çocuk,beklediğimden güçlü çıkmıştı.Çetin bir ceviz olmasının yanı sıra,bana acıması yoktu.Ve ben,tıpkı şuan yaptığımız gibi eşit savaşları severdim.Birçok kez kılıcım yere düştü ve almaya hamle yaparken darbeler aldım...En son canıma tak ettiğinde,en son ve en güçlü silahıma başvurup başvurmamaya karar vermeye çalışıyordum.Eğer kullanırsam çocuk,benim en güçlü -aynı zamanda en zayıf- yanımı açığa çıkartmış olacaktı.Ve bu benim için sadece anlık bir zafer pırıltısı demekti.Yine de bu ukala çocuğun havasını bir iğneyle patlatmaya kararlıydım... Ne yazık ki bu imkansızdı... |
| | | Misafir Misafir
| Konu: Geri: Kampta ilk gün akşamı Perş. Ekim 21, 2010 6:43 am | |
| Düello hızlı başlamıştı. Karşımdakinin kılıç kullanma konusunda benden çok daha usta olduğuna şüphem yoktu, kılıcı da benimkinden uzundu. Ama tüm gücümü ve konsantrasyonumu düelloya verdiğimden, yaptığım hamleler rakibimi zor durumda bırakıyor, bazen de silahını kaybetmesine sebep oluyordu. Düelloda üstünlüğü ele geçirmiştim, kazanmama çok az kalmıştı. Bir anda kızda bir şey dikkatimi çekti. Sanki düşünceleri düelloda değil, başka bir şeydeydi. Kılıcını savururken düşünceleri sanki bana değil başka bir şeye odaklanmıştı. Bu tüm gücünü kullanmasına da engel oluyordu. Sanki tüm gücünü kullansa beni yenebilecekmiş gibi! Kalp atışlarım hızlanıyordu, içimdeki öfkeli bir ses "Bitir artık şu savaşı!" diye kükrüyordu resmen. Kılıcımın kabzasını iki elimle tutup havaya kaldırdım, ve tüm gücümle kıza doğru savurdum. O an hissettiğim öfkeyle yaptığım bu hareket, o an yapılması gereken hamleler listesi hazırlansa son sıralarda yer alırdı muhtemelen. Kız hızını kullanarak geri çekildi ve tüm gücüyle kılıcıma vurup elimden düşürdü. Herşey o kadar hızlı olmuştu ki ne olup bittiğine anlam verememiştim. Ben şaşkınlığımı üzerimden atamadan kılıcının kabzasıyla yüzüme vurdu. Birkaç saniye sonra yerdeydim. O ise üstümde, kılıcını boğazıma doğrultmuştu. Öfkeme hakim olamamamın bedelini ödemiştim işte. "Pekala, sen kazandın." dedim tatsız bir ses tonuyla. Bunu kabullenmek gerçekten zordu benim için. "Tebrikler." derken sesim titriyordu resmen. "Teşekkür ederim." dedi yüzünde yine aynı muzip tebessümle. "Özür dilerim, öyle bir anda sert çıkmak istemezdim. Ve seninle bu şekilde tanışmayı da... Buradaki ilk günüm henüz, adım Adrian Black." diyerek onun ne cevap vereceğini beklemeye koyuldum.
|
| | | Misafir Misafir
| Konu: Geri: Kampta ilk gün akşamı C.tesi Ekim 23, 2010 7:36 am | |
| Bir Ares çocuğu..Üstelik de ne ukala ne de çok bilmiş...İlginç...Antremanı kazanmam bana biraz imkansız görünmüştü başta,fakat sonra,beklediğim zafer gelmişti.Ve üstelik de yeni biriyle tanışmıştım.Antreman bittikten sonra o bitmez tükenmez gibi gözüken ukalalığı,yerini arkadaş canlısı bir Ares çocuğuna bırakmıştı.Gülümsedim.Fakat bu sefer muziplikten eser yoktu... "Ben Anna Maria...Aslında Maria.İlk günün demek?Hoşgeldin!Burayı çok seveceksin.Umarım kısa zamanda alışırsın.Tanıştığıma çok memnun oldum!..." dedim ve ona baktım.Kendisine çaktırmadan onu incelemeye başlamıştım.Gelen her yeni meleze ilk tanıştığımda yaptığım gibi....Yaş olarak belki benden büyüktü belki ve küçük...Fakat huy bakımından kesinlikle birbirimize benziyorduk!Kararlı,gözükara ve -savaş harici- sevecen... Yeni melezlerle tanıştığımda üstümde bir heyecan olurdu...Derin derin nefesler alırdım hep.Tabii sadece ilk birkaç dakika...O an da üzerime bir heyecan çökmüştü ve nefes nefeseydim.Daha birkaç dakika önce kılıçla antreman yapmıştım ve bu yüzden nefes nefese kalmam,sıradan bir günde normal gözükebilirdi.Fakat o an,farklı bir nedenden dolayı heyecanlıydım.Yeni biriyle tanışmıştım! Üstümdeki heyecan rehavetini arenadan ayrılırken bile atamamıştım ve nedenini inanın bilmiyorum.Bu çocukta birşey vardı.Birşey..Birşey...Ama ne? |
| | | Misafir Misafir
| Konu: Geri: Kampta ilk gün akşamı C.tesi Ekim 23, 2010 11:38 am | |
| "Ben Anna Maria...Aslında Maria.İlk günündemek?Hoşgeldin!Burayı çok seveceksin.Umarım kısa zamandaalışırsın.Tanıştığıma çok memnun oldum!..." Eh, beklediğimden iyiydi açıkçası. Savaşırken biraz sert olmuş olabilirim, bu yüzden içinde bana karşı bir öfke olabileceğini düşünmüştüm. Ama o çoktan unutmuştu. Sıcak bir gülümseme eşlik ediyordu yüzüne, kalkmama yardım ederken. Ben de onunla tanıştığım için çok memnun olduğumu söyledim, ve az önce birbirimizi neredeyse öldürmeye çalışmamıza rağmen gülümseyerek ayrıldık. Arena'nın kapılarına doğru yürürken rüzgar kızıl saçlarını dalgalandırıyordu. Maria gittikten sonra birkaç dakika Arena'da kaldım. Kaybettiğim savaşı düşünüyordum, ve daha çok onun bana karşı olan tavırlarını. Savaşırken kendimi kaybedip ona tüm gücümle saldırmıştım, o ise bana son derece dostça davranmıştı. Keşke kendime hakim olabilseymişim! Terden sırılsıklam olmuştum, kenardan bir şişe su alıp başımdan aşağı döktüm. Islanan saçlarımı savurup Arena'nın kapılarına doğru yürümeye başladım ben de. Şimdi kulübeme dönme zamanıydı. Soğuk bir duş çok iyi gelecekti bana.
(Rp bitmiştir.)
|
| | | | Kampta ilk gün akşamı | |
|
Similar topics | |
|
| Bu forumun müsaadesi var: | Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
| |
| |
| |
|