Çok heyecanlıydım. Ne desem elim ayağıma dolanıyor, her yeri şaşkınlık,hayret ve ilgiyle izliyordum.Galiba yeniden bebekliğimi yaşıyordum.Hafifçe güldüm. Çok mutluydum. Ancak hala bir çok yeri bilmiyordum. Bende bana söylenenlerden bildiğim kadarıyla Demeter kulübesinin yolunu tuttum. Elimde ağır bir çanta, düşünceli bir şekilde yürüyordum.Sonunda karşıma bir kulübe çıktı. Umarım burası doğru yerdi. Girmeden önce biraz bekledim.İnceledim. Öle garip şeyler olmuştuki son bir kaç haftade öldü zannettiğim annemin bir tanrıça olduğunu öğrendim. İnanın böle bir şey duyunca ne kadar şaşırdığınıza ve kafanızın karıştığına inanamıyorsuuz ama mutluydum çünkü bambaşka bir dünya karşımdaydı. Sonra ağır çantamı yerden alıp yavaş adımlarla kulübeye yöneldim. Kapıyı açmaya çalıştım biraz zor oldu ama çantamla birlikte yere yapıştım.Ovv… Yüzüm çok acıyordu. Sonra birinin “İyi misin?" Dediğini duydum. Yavaşça kalktım. Neyse en azından hala sağlamdım.Sonra bana seslenen kıza baktım.Kızıl saçlıydı.Saçları gerçekten hoş duruyordu. Gözleri mavinin gri tonlarıydı. Gerçekten bembeyaz teni üzerinde saçı ve gözleri öle uyumluyduki.Sonunda çok güzelbir kızla karşı karşıya olduğumun farkındaydım. Rezil bir giriş yapmıştım. Nasıl düştüm? Ahh…kesin çok kötü gözüküyorum.Sonunda kızı cevapsız bıraktığımı fark etmiştim.Sonunda ayağa kalktım.“İyiyim. Bir şey sorabilir miyim acaba? Demeter kulübesi burası öle değil mi?”
“Ah evet.Sen de yenisin.”
“Anlıyamadım.”
“Ben de burda yeniyim.İlk günün mü?”
“Evet.”
"Adım Maja. Biz kardeşiz benim de annem Demeter."
Şaşkınca kıza bakıyordum. Gerçekten de bir kardeşim olmuştu. Aslında daha çok vardı da. Sonra birden benim ampuller yandı.
"Benim de adım liliana. Bana kısaca lily desen daha iyi olur. Bu arada ben odamı bilmiyorum."
"Maria'ya sormalısın. Hadi gel o yukarda."
Bavulumun ucundan tuttuğum gibi Maja'yı takip ettim. Üst katta bir sürü oda vardı.Zaten kulübe dışardan da büyük görünüyordu ama bu kadar o da olduğunu hiç tahmin etmemiştim. Sonra Maja kahverengi saçlı oldukça hoş bir kıza bir şeyler söyledi. Sonra kız bana gelip "Merhaba kardeşim. Ben Maria. " Sonra bavulu yere bırakıp elimi uzattım. [color:74a8= violet]"Ben de Liliana.Ama bana kısaca Lily diyebilirsin." "Pekala Lily beni takip et." Sonra Maria'yı takip ettim. Beni çok tozlu bir odaya götürdü. Hiç kullanılmadığı belliydi. Bavulu odaya bırakıp günün sorusunu sordu. " Burda böcek veye onun gibi herhangi bir şey var mıdır?" Maria önce düşündü. Sonra ekledim. "Böceklerden ve sürüngenlerden korkarım da. Bir nevi fobi." Maria birden gülmeye başladı. Çok mu komikti bu? Biraz kırılmıştım. "Özür dilerim. Sana gülmüyorum. Sadece aynısı bende de varda. " Sonra bende gülmeye başladım. "Hadi bavulunu bırak aşağı gidelim kampı gezdiriyim ikinize." Galiba Maja ile bendik bu iki kişi. Bavulumu bıraktım ve hemen onların peşinden gittim. Kulübeden çıktıktan sonra bir an onları kaybettim zannettim ama yanılmıştım. Orada birileri onların önünü kesiyordu. Bir kız ve oğlandı. Sonra onların yanına gitmeye karar verdim. O iki kişi kardeşlerimin gitmesine izin vermiyordu. Sonra beni fark ettiler. "Ahh bir Demeter kızı daha. Merhaba tatlım." Maria'ya döndüm. "Silahları var mı?" Maria şaşırdı. "Ne? Yani hayır ama." oğlana döndüm fazla iriydi ama bu sorun olmazdı. Kız daha çok sorun olacak gibiydi. " Niçin onlarla uğraşıyorsunuz" Kız kahkaha attı. Anlaşılan Maria onlara zarar vermek istemiyordu. Veya onlarla uğraşmak iyi değildi.Haklı olabilirdi? "Kendine çok güvenen bir melezimiz varmış da haberimiz yokmuş." Yanındaki arkadaşına döndü. "Önce onunla ilgilen" diyerek beni gösterdi. Sonra çocuk elimden sıkıca tuttu. Maria o sırada diğer kız onlarla uğraşma onlar daha yeni diyordu ki kız ona hiç aldırmıyordu. Çocuğu ters bir hamleyle yere yapıştırdım. Pek etkilenmemişti ama kızların şaşırdığını fark ettim. Sonra ayağa kalkığ bana doğru bir yumruk yönlendirdi. Hızlı reflekslerimle yumruğunu yakaladım ve sertçe sıkıp çocuk iki büklüm olana dek devam ettim. Sonra sertçe fırlattım. Çocuk ve onun arkadaşı feci şekilde şaşırdı. Sonra çocuk bir daha deneyip bana bir tekme savurdu. Ben de bacağını yakaladığım gibi sert birdarbe indirdim. Sonra kız olan üstüme doğru atıldı. Beni kollarımdan yakalamıştı.Kollarından kurtulup onu da sırt üstü yere yapıştırdım. Galiba o diğerine göre daha sert yapıştı yere sadece kımıldanmakla yetindi. "Bu size bir ders olur. Savunmasız bir kızla uğraşmamanız gerektiği konusunda." kardeşlerime baktım. Sanki dünyanın en inanılmaz durumuyla karşı karşıyaydılar. "Ne var bunda şaşılacak?" Maria konuşmaya başladı. " Sen hiç böle gözükmüyorsun. Sen bunu nasıl? " "Siyah kuşak karete." dedim gülümseyerek. "Pek denemem ama zor durumlarda yaparım. " Maja "Karate mi?" Başımı salladım. " Evet. Hiperaktif olunca babam enerjimi bir şeylere yönlendirmemi istedi. Ve ben de karateye başladım. Çok uzun zaman önce." Sonunda şaşkınlığını atan maria konuşmaya başladı. " Yine de bizi şikayet edebilirler." "Sen bana az önce ne dedin? Hiç böle gzükmüyorsun. Gerçekten narin gözüküyorum. Nasıl bu ikisi benim gibi narin bir kızdan dayak yediklerini söyleyebilirler? Hem de silahsız." Kardeşlerim gülmeye başladılar. Hatta kahkaha atmaya. Sonra hep birlikte kampı gezmeye gittik.