| İki iyi arkadaş.. | |
|
|
Yazar | Mesaj |
---|
Cornelia Fackrell Poseidon'un Çocuğu/Pegasus Binicilik Eğitmeni
Mesaj Sayısı : 871 Kayıt tarihi : 03/10/10
| Konu: İki iyi arkadaş.. Çarş. Ekim 20, 2010 3:13 am | |
| Odamda sıkılmıştım. Ne zamandır savaşmak için çalışmadığımı, kendimi geliştirmediğimi fark ettim. Aslında canavarlarla çok rahatça dövüşebiliyor ve onları yenebiliyordum. Ama yine de çalışmam gerektiğinin farkındaydım. Odamda okuduğum kitabı yerine kaldırıp üzerime rahat edebileceğim kıyafetleri giydim. Kulübemden çıkıp arenaya doğru ilerlemeye başladım. Tek başıma olduğum için orada çalışcak birini de bulamaya bilirdim ama yinede gitmeye kararlıydım. Kulübemden çıkıp arena ya doğru ilerlemeye başladım.
Arenadan içeri girdiğimde çoğu melezin çalıştığını fark ettim. Çoğu benim gibi gezmek yerine arada buraya da uğruyorlardı. Bu düşüncelerimi kafamdan uzaklaştırarak arenaya bir göz attım. Melezler olmasına rağmen tanıdığım kimseyi görmemiştim. Ben tam etrafa bakarken arkamdan gelen ses ile irkildim.
"Selam Lia." dedi. Arkamda birisinin olduğunu bilmediğim için hızlıca arkmı döndüm. Karşımda Afrodit'in oğlu Arthur'u görünce rahatladım ve " Selam Arthur." diyerek gülümsedim. | |
|
| |
Arthur Dragomir Küçük Tanrı
Mesaj Sayısı : 491 Kayıt tarihi : 06/10/10
| Konu: Geri: İki iyi arkadaş.. Çarş. Ekim 20, 2010 3:41 am | |
| Sıkılmış bir şekilde kulübemde oturuyordum. Kardeşlerim dışarıdaydı. Ben de kulübede yalnızdım. Dövüşecek canavar ya da hava atacak kız da yoktu. Sonunda kulübeden çıktım ve arenaya gittim. Çevreme bakındım bazılarını tanıyordum ama beni iki saniyede yere serebilirlerdi. Benden daha uzun zamandır buradaydılar. Ben de benim gibi geleli çok olmamış birini seçtim ve ona doğru yürüdüm. "Selam Lia" o da bana selam verince gülümsedim. Ardından "Biraz dövüşmeye ne dersin? Seni yendiğimde üzülmezsin umarım" diye sordum ve en kendimi beğenmiş gülümseyişimi takındım. | |
|
| |
Cornelia Fackrell Poseidon'un Çocuğu/Pegasus Binicilik Eğitmeni
Mesaj Sayısı : 871 Kayıt tarihi : 03/10/10
| Konu: Geri: İki iyi arkadaş.. Perş. Ekim 21, 2010 5:15 am | |
| Arthur yine kendini beğenmiş bir şekilde konuşmaya başlamıştı. Bu davranışlarına alışmış olsamda bazen -şu anda olduğum gibi- sinir olabiliyordum. Ama sonunda onu yendiğimde yüzünün alıcağı şekilden mutlu olucağımı biliyordum. Arthur'a gülümseyerek "Tabi savaşalım Arthur ama dikkat et sonunda üzülen sen olmayasın." dedim. En sevdiğim kılıcımı elime alarak dövüşe hazırlandım. Ben bu konularda kendimden çok emindim. Böyle savaş koonularında babama çekmiştim ve çok güçlüydüm. Bundan da mutluluk duyuyordum. En sonunda Arthur'a dönüp " Hazır mısın ?" diye sordum kendimden emin bir şekilde.. | |
|
| |
Arthur Dragomir Küçük Tanrı
Mesaj Sayısı : 491 Kayıt tarihi : 06/10/10
| Konu: Geri: İki iyi arkadaş.. Perş. Ekim 21, 2010 5:54 pm | |
| Kibirli gülümsememi yüzümden düşürmeden evet yanıtını verdim. Ardından hemen dövüşmeye başladık zaten. Excalibur'u bazen elimden düşürsem de hızlı hareketlerimle onu tekrar yerden alıyor ve Lia ile dövüşmeye devam ediyordum. Afrodit çocuğundan, üstelik de benden böyle dövüşmek beklenemezdi. Anlaşılan kendimi geliştirmiştim. Bu iyiydi. İkimiz de birbirimize karşı eşittik. "E hadi ama nasıl olsa yenileceksin neden ikimizi de uğraştırıyorsun ki?" diye yeniden kibirli halime bürünüp konuştum. O sırada kılıcı başıma doğru geliyordu. Son anda engelledim. Anlaşılan dövüşe devam edecektik. | |
|
| |
Cornelia Fackrell Poseidon'un Çocuğu/Pegasus Binicilik Eğitmeni
Mesaj Sayısı : 871 Kayıt tarihi : 03/10/10
| Konu: Geri: İki iyi arkadaş.. Perş. Ekim 21, 2010 10:05 pm | |
| Arthur kendni baya geliştirmişti ama unuttuğu birşey vardı. Şu an ben kendimi zorlamıyordum sadece onun hamlelerine karşılık veriyordum. Niyetim onu yenilgiye uğratıp ona zarar vermek değildi. Ama o hala benim Poseidon'un kızı olduğumu unutup pes etmemi bekliyordu. Hemde hiç daha güç göstermemişken. Artık hamlelerime biraz gücümü katıp ona neler yapabileceğimi az da olsa göstermeliydim. Kılıcımla vuruşlarımı hızlandırdım. Arthur biraz şaşırıp arada kılıcını düşürmesine rağmen yine de iyi dövüşüordu afrodit oğlu olarak. "Nasıl gidiyor Arthur? Düşündüğün kadar güçsüzmüymüşüm?" diyerek gülümsedim. | |
|
| |
Arthur Dragomir Küçük Tanrı
Mesaj Sayısı : 491 Kayıt tarihi : 06/10/10
| Konu: Geri: İki iyi arkadaş.. Cuma Ekim 22, 2010 12:06 pm | |
| Kahretsin daha iyi dövüşmeye başlamıştı. Madem işi uzatmak istiyordu.. Öyle olsun. Kibirli ifadem bir anda yüzümden silindi. Nasıl becerdim bilmiyorum ama birden ciddileştim. O da bendeki bu değişimi fark etmiş gibiydi. Şimdi ikimiz de gerçek gücümüzü göstericektik. Bir an için kibirli gülümsemem geri geldi. Sonra tam konuşacakken birden excaliburla saldırdım. Lia saldırımı son anda engelledi. Bir süre öyle savaştık. O güçlü olabilirdi ama umrumda değildi. Onu yenecektim. Bundan emindim. Nasıl yaptığımı anlamadan birden onun kılıcını yere düşürdüm ve kılıcımı boğazına dayadım. Kendimi beğenmiş bir şekilde güldüm. "Hayır, düşündüğümden de güçsüzmüşsün arkadaşım" dedim. Ben gülerken o da bunu değerlendirdi ve kılıcı yerden aldı. Eğilip kılıçtan kurtulmayı başardım. Yine yenememiştim! | |
|
| |
Cornelia Fackrell Poseidon'un Çocuğu/Pegasus Binicilik Eğitmeni
Mesaj Sayısı : 871 Kayıt tarihi : 03/10/10
| Konu: Geri: İki iyi arkadaş.. Cuma Ekim 22, 2010 12:19 pm | |
| Ah! Kılıcımı bir anlığına yere düşürmüştüm. Ama onu her şekilde yenecektim. Onun konuşmasından yararlanıp kılıcımı yerden aldım ve kılıcımı ona doğru savurdum. Bunu sadece zaman kazanmak ve olduğum yerde iyi bir pozisyon almak için yapmıştım. Tabiki düşündüğüm gibi de yerimde düzeldim ve "Ah, üzgünüm Arthur yine olmadı. Beni bu kadar kolay yeneceğini düşünme. Bence benimle savaşmadan önce kamptakilere nasıl dövüştğümü sormalıydın." dedim ve güldüm. Ben bunları konuşurken Arthur hem beni dinliyor, hem de hamleler yapıyordu. Ama ben bütün hamlelerinden kolaylıkla kaçabiliyordum. En sonunda giderek hızlandım ve kılıçla savaşırken etrafında dönmeye başladım. Böyle bir hamle benden beklemediğine emindim. Yüzünden çok rahatlıkla anlaşılıyordu. Yine de pes etmeyip benimle savaşıyordu. Bu Arthur için baya bir iyi gelişmeydi. Dönmekten yararlanıp Arthur'un elindeki kılıcı yere düşürdüm ve kılıcımı boğazına dayadım. Aslında onu yenmek gibi bir niyetim yoktu ama beni güçsüz olarak görmesini değiştirmeye niyetliydim. "Pes mi arkadaşım?" dedim ve Arthur'a baktım. Ne tepki vereceğini merak ediyordum ama o kılıcını yerden almaya uğraşıyordu. Bende ona kılıcını vermemekte kararlıydım. Ardından "Arthur sende iyi dövüşüyorsun ama bu dövüşü burada berabere bitirelim. Ne dersin? Sonra devam ederiz. Şimdi kulübeye kardeşimin yanına gitmem lazım." dedim ve ona baktım. Kılıcım hala boğazındaydı. Eğer bitirmek istemezse onu yenene kadar dövüşebillirdim. Eninde sonunda yeneceğime emindim ama bu dövüşün daha fazla uzamasını nedense istemiyordum. | |
|
| |
Arthur Dragomir Küçük Tanrı
Mesaj Sayısı : 491 Kayıt tarihi : 06/10/10
| Konu: Geri: İki iyi arkadaş.. C.tesi Ekim 23, 2010 12:36 pm | |
| Düşen kılıcıma baktım ve onu alma olsalığımı düşündüm. Cevap sıfır.. Yenilmekten nefret ediyordum! Eğer az önce dikkatim dağılmasaydı ben yenmiş olacaktım. Yine de sakin bir şekilde teslim olurmuş gibi elimi kaldırdım ve tamama benzer bir şeyler geveledim. O da gülümseyerek kılıcını indirdi ve tokalaştık. Ben de excaliburu aldım. O gittiğinde arenada kalmaya karar verdim ve kılıç çalışmaya devam ettim. Bu işte iyi olacaktım o kadar.... Rp Bitmiştir | |
|
| |
A. Anna Bianca Sentius Persephone'nin Çocuğu/Kulübe Lideri
Mesaj Sayısı : 2668 Kayıt tarihi : 25/08/10
| Konu: Geri: İki iyi arkadaş.. C.tesi Ekim 23, 2010 10:08 pm | |
| | |
|
| |
| İki iyi arkadaş.. | |
|