Kampa yeni gelmiştim ve hiçbir yeri bilmiyordum. Dün gece Long Island Kıyısı'na gittiğimde hiç arkadaşım olmadığını düşünmüş , biraz sosyalleşmek için kampı gezmeye karar vermiştim. Sadece kardeşlerimi tanısam olmazdı ki , başka kişilerde tanımalıydım. Kampı gezmek için dışarı çıktım ve nereden başlamam gerektiğini düşündüm. Sonra ayaklarım beni nereye götürürse oraya gitmeye karar verdim. Ayaklarım beni tahtadan bir yere götürdü. Acaba burası neresiydi ? O anda kafama dank etti. , Pegasus Ahırı ! Tabii ya , başka bir yer olamazdı. Onları çok merak ediyordum. Bu yüzden hemen içeri girdim. Ne desem , burası biraz kötü kokuyordu ama katlanabilirdim. Hepside birbirinden tatlı onlarca pegasus vardı ! Birden bir şey dikkatimi çekti. Pegasuslar iki grup halinde ayrı ayrı duruyordu.Tahminimce sahibi olanlar ve olmayanlardı. Acaba benimde bir pegasusum olsa nasıl olurdu ? İyi ama hangi grubun sahipsiz olduğunu nasıl anlayacaktım ? Belki bu kanatlı atları incelersem anlayabilirdim. Önce sağ tarafta ki gruba yöneldim. En önde kırık beyaz tüyleri olan bir pegasus duruyordu. Pegasusu incelemeye başladım. Her hangi bir belirti aradım ama bulamamıştım. Belki de diğer grup sahibi olanlardı. Son bir umut biraz daha bakındım ama bir şey bulamadım. Belki de gruplara ayrıldıkları bölüme bakmalıydım. Ve öylede yaptım. Bölümün dışında '' Sahibi Olanlar '' yazıyordu. Hemen diğer gruba yöneldim. Orada da '' Sahibi Olmayanlar '' yazıyordu. Sevinçle pegasuslara bakmaya başladım. Acaba hangisi benim olabilirdi ? Hepsine teker teker bakarken çok güzel bir pegasus gördüm. O da beni görmüş olacaktı ki gözlerini bana dikmiş bakıyordu. Hemen yanına gittim. Bu pegasusun beyaz tüyleri vardı ancak kanatlarının alt kısımı ve üst kısmının bazı yerleri , kuyruğu ve yelesi altın sarısı rengindeydi . O kadar ihtişamlı ve güzel duruyordu ki ! Bana bakmayı sürdürüyordu ve sanki bakışlarıyla ,'Bana sahip olmak ister misin ?' diyordu. Çok güzel mavi gözleri vardı. O na bakarak şöyle dedim, '' Nasıl olur da hala bir sahibin olmaz ? Senin sahibin olmamı istermisin ? '' İstediğini belirten bir şekilde bana baktı ve hareket etti , yelesini okşayarak konuşmaya devam ettim ,'' Tamam o zaman , sen artık benim pegasusumsun , sana bir isimde bulmam lazım. Buldum , sana İsveç'ce Işıltı anlamına gelen Glimt adını vereyim '' Beğendiğini belirterek kişnedi. O anda dışarıdan sesler geldi. Beni arıyorlardı. Pegasusuma daha sonra geleceğimi ve gelirken de küp şeker getireceğimi söylerek dışarı çıktım. ilk arkadaşımı edinmiştim...