4- Long Island kıyısında bir Tanrı/Tanrıça ile karşılaşacaksın.
Mekan: Long Island kıyısı
Katılacaklar: Sadece sen.
(Karşılacağın Tanrı sitede varsa, sana katılmasını isteyebilirsin ilk görevle aynı şekilde...)
Kampta 2. gün
Sevgili günlük:
Evvveeett!Kampın ikinci gününe kadar dayandım! Kendimi alkışlıyorum. Ama hala bir sorunum var. Tanrıça Demeter'in kızı olduğumu biliyorum ama annemle hiç karşılaşamadım. Ah şimdi yine moralim bozuldu.
Günlüğümü kapattım ve yataktan kalktım.Birazdan güneş doğar diye düşünüyordum. Birazcık erken kalkarım da.
Bugün de yürüyüş yapmaya karar vermiştim. Parlak turuncu melez kampı tişörtümü ve en sevdiğim grimsi kot pantolonumu giydim. Saçlarımı da at kuyruğu yaptım. Yan ranzada uyuyan kardeşime not biraktım ve dışarı çıktım.
Bütün kampı dolaştıktan sonra Long Island kıyısında yürümeye başladım. Güneş doğmaya başlamıştı.Birden önüme daha önce hiç görmediğim bir kız çıktı. Sarı saçları ve mavi gözleri vardı.
Yaklaşık 8 yaşlarında olmalı, diye düşündüm.Tişörtümü çekiştirerek sordu.
''Afedersiniz.Maya adlı bir kızı gördünüz mü?Bu kampa yeni gelmiş olmalı.''
Biraz şaşırmıştım.
''Evet...Yani şeyy,o benim'' dedim.Birden kız dönüşmeye başladı. Etrafını bir ışık sarmıştı.Hemen gözlerimi kapattım.
''Ben de emin olmak istemiştim.'' diyen bir ses duyana kadar da açmadım.Bir kadın sesiydi.O küçük kız birden bir kadına dönüşmüştü.
''Merhaba kızım, ben Tanrıça Demeter''
Bir anda öylece kalmıştım.Hayatım boyunca annemi hayal etmiştim ama karşımdaki kişi daha da güzeldi.Şaşırıp kalmıştım.
''Haydi gel seninle biraz yürüyelim'' dedi annem ve üzerindeki siyah elbiseyi dalgalandırarak yürüdü.Ben de ona katıldım.
''Baban nasıl?'' diye sordu bana biraz sıkıntıyla.O anda ona kızgın olmam gerekirdi.Babam hayatı boyunca ondan başka kimseyi sevmemişti ve annemden bahsedince o kadar hüzünleniyordu ki ondan bahsetmemeye alışmıştım.Ama o anda Annemin sesinde özlem ve acıyı görünce kızgın olmak mümkün değildi.
''İyi'' dedim solgun bir sesle.
Biraz daha yürüdük.Sonra annem başladı:
''Maya,seninle konuşmak için gelmedim buraya,sana birşey vermek istiyorum.''
Bana bir bilezik uzattı.İnce altın rengi sıradan bir bilezikti.Üzerinde pırıl pırıl parlayan bir taş vardı.Bir hayret nidası attım.
''Bunun adı doğataşı,sana yardım etmesi için yaptım. Biraz da Hephaistos'un da yardımı oldu tabii ki.''
Ne diyeceğimi bilemedim.
''Ç..Çok teşekkürler tanrıçam'' diyebildim sadece.Tanrıça Demeter'in yüzünde sıcacık bir gülümseme oluştu.
''Bana anne demeni tercih ederim kızım.''
Ve ikinci günümün sabahı da böyle geçti işte.