Annemle Karşılaşıyorum

Océanın yelesini okşadım ve ineceğimizi söyledim. Empire State binasına giriş yaptıktan sonra aynı şekilde görevlinin yanına gittim. Aramızdaki konuşma burada öyle bir kat yok.. Bak buraya boşuna gelmedim.. Geçtikten sonra anahtarı aldım ve asansöre bindim. 600. kata çıkarken asansörde çalan müziği dinledim ve ne olduğunu anlamaya çalıştım sanırım seksenlerin disco müziklerindendi. Tanrıların inip çıkarken bu müziği dinlediğini düşündüm ve güldüm.

Taht odasına girdiğimde karşımdaki güzel Tanrıçaya baktım. Kelimeler onu anlatmaya yetmezdi sanki. Hayalinizde canlandırdığınız en güzel kız vardır ya öyle görünüyordu Afrodit de.. Onun Afrodit olduğunu anlamıştım tabi ki de. Hiçbir Tanrıça onun kadar güzel değil. Önünde eğildim ve gülümseyerek "Anne.." dedim.

Anneme hayranlıkla bakmaya devam ediyordum. Hayatım boyunca onun kadar güzel birini görmemiştim. Kendime baktım. Biraz hayalkırıklığına uğradım. Ben böyleyken onun yanında çok soluk kalıyordum. Belki ondan birkaç tavsiye alırdım ama şimdi bunları konuşmak için gelmemiştim. Dört yaşımdan beri annemin neye benzediğini düşünerek büyümüştüm. Ve şimdi onu görüyordum! Hayallerimdekinden daha güzeldi. Konuşmam için beni beklediğini fark ettim. Bir an nefes alamadım. Ne diyeceğimi unutmuştum! Sırf konuşmuş olmak için "Hayallerimdekinden daha güzelmişsin" dedim. Sonra bir arkadaşımla konuşuyormuşum gibi konuştuğumu fark ettim ve "Anne" diye ekledim. Ona baktığımda bana gülümsediğini gördüm.

Anneme hayran bir şekilde bakmayı bırakmam en az beş dakikamı almıştı. Elimde değildi ki.. Aslında ilk başta amacım sadece annemi görmekti ama şimdi bazı konularda bilgi alabilirdim ondan. "Anne bana kızlar hakkında biraz bilgi verir misin? Beni çok uğraştırıyorlar" dedim ve güldüm. Aslında biraz kibirli bir gülüştü bu. Okula başladığım ilk günden beri çıkma tekliflerinden kurtulamamıştım. Tamam bu iyi hoştu da, şimdi işler farklıydı. Artık çapkındım ve birden fazla kızı idare etmenin yolunu bulmam gerekiyordu. Aslında çapkın olma işinden hoşlandığımı fark ettim. Keşke daha önce o kadar kibarlık yapacağıma çapkın olsaymışım! Bana cevap vermek üzere olan annemi dinlemek için bunları düşünmeyi bıraktım.

Elimdeki broşa baktım. Eros demesi kampta Alex'in bana çakma eros deyişini hatırlatmıştı ama sonra bu düşünceyi sildim. Broşa bakmaya devam ettim. Annem bana sihirli eşya mı verdi şimdi birden bir şeyleri kavramışcasına gülümsedim ve anneme baktım. Onun bir Tanrıça olduğunu unutarak teşekkür edercesine sarıldım ve broşu taktım. Ardından anneme gitmem gerektiğini söyledim ve oradan koşarak ayrıldım.