Olimpos Rpg
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Olimpos Rpg

Percy Jackson ve Olimposlular ile Olimpos Kahramanları serilerinden esinlenilerek oluşturulmuş, zirvedeki rpg forum sitesi.
 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Temizlik Denetlemesi - 16

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Cornelia Fackrell
Poseidon'un Çocuğu/Pegasus Binicilik Eğitmeni
Poseidon'un Çocuğu/Pegasus Binicilik Eğitmeni
Cornelia Fackrell


Mesaj Sayısı : 871
Kayıt tarihi : 03/10/10

Temizlik Denetlemesi - 16 Empty
MesajKonu: Temizlik Denetlemesi - 16   Temizlik Denetlemesi - 16 Icon_minitimePtsi Ağus. 08, 2011 8:02 am

Yine erkenden açmıştım gözlerimi sabaha. Uzun zamandır erken kalkmayı alışkanlık edinmiş olmam sayesinde hiçte zorlanmıyordum sabahları uyanmaya. Gözlerimi kırpıştırarak kendime gelmeyi denedim ve yatağımda doğruldum. Camlardan giren güneş, kulübeyi beklediğimden daha fazla sıcak yapmıştı, yine de parıltısı o kadar güzeldi ki seviyordum bu görüntüyü. Gözlerimi güneşten alıp kardeşlerime çevirdiğimde daha hiçbirinin, en azından bizim odadakilerden hiçbirinin uyanmadığını gördüm. Zaten Rose olmadığı için odada ben, Kate, Luna ve Bells kalıyorduk. Diğerleri ise yan odadaydılar. Kardeş sayısı arttıkça odalar iyice darlaşmaya başlamıştı ve bu durumda Afrodit kızı olmasak bile eşyalarımızı zor sığdırıyorduk. Yine de halimize şükrediyordum, ne de olsa çoğu kulübe bizden daha fazla kişiydi ve onların hallerini düşünemiyordum. Esneyerek yatağımdan kalkarken, erken kalkmış olmamı fırsat bilerek duşa girdim. Bir süre duşta oyalandıktan sonra çıkıp üzerime rahat bir şeyler geçirdim ve saçlarımı kurulayarak salık bıraktım. Duşta o kadar oyalanmış olmama rağmen, henüz hiçbir kardeşimden ses çıkmıyordu, sanki kulübe sessizliğe gömülmüştü uzun zamandır. Tabi öyle bir şey yoktu, özellikle de bu aralar kardeşlerim artıkmış, kulübemize neşe gelmişti. Bu beni çok mutlu ediyordu, uzun zaman sessizliği çektikten sonra bunun olması rahatlatıcıydı doğrusu. Yaklaşık 16 senedir bu kamptaydım kardeşim Rose ile. O evlenip gittiğinden beri yanımda bizden sonra gelen kardeşlerim vardı ve onlar beni hiç yalnız bırakmıyorlardı. Bundan mutluluk duyarak gülümsedim ve son kez odama göz attıktan sonra, yatağımı sonra toparlamak üzere dağınık hali ile bırakıp mutfağa indim. Yine kahvaltıyı ben hazırlayacaktım, artık buna alışmıştım ne de olsa. Uzun süre boş kalmayı sevmiyor, sürekli uğraşacak şeyler arıyordum. Çayı ocağa koyduktan sonra, mutfaktaki masayı silip bütün kahvaltılık yiyecekleri masaya çıkardım. Kardeşlerim için bir yandan da kahveyi makineye koyup, yumurtaları dolaptan çıkardım. Onlara sevdikleri omletten yapmayı planlıyordum ki birden gözüme ekmek sepeti çarptı. Hiç ekmeğimiz kalmamış gibi gözüküyordu. Anlaşılan dün gece birilerinin karnı acıkmış ve bitirmişti. Gülümseyerek markete gitmek üzere gideceğim sırada ocaktaki çay ve makinede ki kahve aklıma geldi. Bir an taşıp taşmama ihtimalini düşünsem de çabuk gidip geleceğimi düşünerek kulübeden çıktım ve markete doğru ilerlemeye başladım.

Yolda tanıdığım her meleze selam verirken, bir yandan da hızlı yürümeye çalışıyordum. Tabi bu kampta hızlı gitmek erken vakit olsa bile çok zordu. O kadar çok tanıdığım melez vardı ki bir konuşmaya başladık mı en az beş dakika sürüyordu. Sonunda markete vardığımda sanki cennete gelmiş gibiydim. Sıcacık ekmeklerden alıp market görevlisine parasını ödedikten sonra tekrar kulübeme doğru ilerlemeye başladım. Bu sefer geldiğimden daha az kişi ile konuşsam da zaman o kadar hızlı ilerlemişti ki kulübenin önüne vardığımda çayın taştığına ve kahvenin dibinin tuttuğuna emin gibiydim. Hızla kapıyı açıp mutfağa yöneldiğim sırada, Luna ve Kate’i mutfakta sofrayı hazırlarken buldum. İçim o kadar rahatlamıştı ki o an anlatamam. Bir daha ocak açıkken bir yere çıkmamam gerektiğini öğrenmiştim ama en sonunda, yani sanırım. “Günaydın kızlar.” dedim neşe ile. İkisi de beni fark edince gülümsediğinde elimdeki ekmekleri fark edip Luna “O sıcacık ekmeklerimizde gelmiş.” dedi gülerek. Bunun üzerine Kate elimdeki ekmekleri alıp dilimlerken arkamdan gelen “Günaydın.” sesi ile arkama döndüm. Anlaşılan bu sabah kardeşlerim herkesi uyandırmışlardı ve bana yapacak şey bırakmamışlardı. Kate’nin bana her zamanki yerimi göstermesi üzerine iş kalmadığını anlayarak başımla onayladım ve yerime geçtim. Artık kahvaltıya başlamak için sadece tüm kardeşlerimin gelmesini bekliyordum.

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Luna Harrods
Poseidon'un Çocuğu
Poseidon'un Çocuğu
Luna Harrods


Mesaj Sayısı : 282
Kayıt tarihi : 01/05/11

Temizlik Denetlemesi - 16 Empty
MesajKonu: Geri: Temizlik Denetlemesi - 16   Temizlik Denetlemesi - 16 Icon_minitimeCuma Ağus. 12, 2011 11:23 am


Her sabah olduğu gibi, bu sabahta yataktan kalkmamak için kendi kendime direniyordum. Uzun zamandır kulübeme gelmemiştim ve geleli birkaç gün olmasına rağmen hala odama, yatağıma olan özlemimi dindirememiştim. Kendimi yatağımdan kalkmaya ikna ettiğimde ilk iş olarak yerimden kalkarak bir tanecik kızım Helen’in yanına gittim. Yüzündeki o masum gülümseme her şekilde mutlu olduğunu belli ediyordu. Onun yüzünde gördüğüm her mutluluk simgesi beni olan her şeye rağmen daha da mutlu ediyordu. İstemeden de olsa bende hafif bir tebessüm ile kızımın saçlarını okşamaya başladım. Onun saçları o kadar yumuşak, teni o kadar eşsizdi ki sanki sadece benim için dünyaya gelmiş bir iyilik meleği gibiydi. Rüyamda onu kollarımın arasında acı çekerken gördüğümde o kadar çok korkmuştum ki, şimdi mışıl mışıl uyuduğunu görmek, bana huzur veriyordu. Ben kızımı izlerken, o birden yerinde kıpırdayıp hafifçe gözlerini araladı. Beni karşısında görünce gülümsedi ve tekrar gözlerini kapayarak uykuya daldı. Sonunda gözlerimi ondan ayırıp odaya çevirdiğimde kısaca odama göz attım. Artık odamız büyümüş ve beş kişi kalmaya başlamıştık. Kardeşlerim beni de bu odaya aldıkları için çok mutluydum. Banyoya doğru ilerlemeye başladığımda, Lia’nın yatağında olmadığını fark ettim. Anlaşılan uzun zamandır erken kalkmaya alıştığı için artık hiç kalkmıyordu ve aslında bu iyi bir şey olmasına rağmen bazen nasıl böyle erken kalktığını merak ediyordum. Lia’yı düşünmeyi bırakıp duşa girdim. Henüz kimsenin uyanmamasından faydalanarak duş aldım. Suyu hissetmeyi, bende bütün kardeşlerim gibi seviyordum. Hatta bu aralar güçlerime o kadar yoğunlaşmıştım ki su gücümü çok daha iyi kullanabiliyordum. Son kez saçımı hafifçe kurulamanın ardından, banyodan çıkıp çantamı kurcalamaya başladım. Kampa geleli birkaç gün olmasına rağmen hala çantamı boşaltmamıştım. Aslında artık burada kalıcı olsam da üşengeçliğimin kendisini göstermesi sayesinde hiç bunlarla uğraşasım gelmiyordu. Sonunda aradığım tarağı çantamda bulunca, tekrar banyoya yöneldim ve saçlarımı açtım. İçeriden seslerin geldiğini fark etmemle hafifçe gülümsedim. Aslında kalabalığı sevmezdim ama bu yeni gelen kardeşlerim çok iyi ve neşeliydiler. İnsanı morali bozukken bile güldürebiliyorlardı. Gerçi hepsiyle çok tanışma fırsatı bulamasam da başlangıç için iyiydi bu. İçeriden kıkırdama seslerinin yükselmesi ile odaya geçtim ve karşımda Bells’i ve üzerindeki kızımı görüp gülmeye başladım. Bells ile beni fark ettiklerinde bana dönüp gülümsediler ve tekrar oyunlarına geri döndüler. Kızımın gülme sesini duymak bana huzur veriyordu. Eh kardeşlerimin de buna katkısı çoktu, burada bana yardımcı oluyorlar ve kızımı hiç yalnız bırakmıyorlardı. Kate’nin esnemesi ile kendime gelerek gülümsedim ve “Günaydın.” diyerek mutfağa doğru ilerlemeye başladım. Lia’nın uyanıp benden önce davrandığını düşünsem de ona yardım etmek istiyordum birazda olsa. Odamdan çıkıp merdivenlerden inerken yanık gibi bir şeyin koktuğunu fark ederek adımlarımı hızlandırdım. Mutfağa girdiğimde hiç beklemediğim bir şekilde kahve ve çayın ocakta olduğunu ama taşmak üzere olduklarını gördüm. Ocakları hemen kapatır kapatmaz bunun niye olduğunu anlamak için etrafıma bakındığımda önce ekmeklerin kalmadığını, ardından da Lia’nın dışarıdan hemen dönmek üzere çıktığını fark ettim. Ama anlaşılan istediği gibi gitmemişti işleri. Neyse, onun gelmesini beklemeden son eksiklikleri de ben tamamlamaya karar verdim ve sofrayı hazırlamaya koyuldum. Ben tabakları masalara yerleştirirken, duştan çıkmış olduğu belli olan kardeşim Kate de gelip bana yardım etmeye başladı. İkimiz hem bir yandan sohbet edip, hem de sofrayı kuruyorduk. Sofrayı kurup eksiğimiz kalmadığını fark ettiğimde, kardeşlerimi uyandırmak üzere yukarı çıkacaktım ki kapının açılması ile irkildim. Lia’yı ve elindeki sıcak ekmekleri görünce gülümseyerek “O sıcacık ekmeklerimiz de gelmiş.” dedim ve ekmekleri elinden alan Kate’e baktım. O ekmekleri kesmeye koyulduğu sırada yukarıdan gelen Bells ve kızıma bakıp sofraya geçmelerini işaret ettim. Bütün kardeşlerim tek tek aşağıya indiklerinde çayları ve omletleri tabaklara dağıtmaya başladım. Herkese omletini verdikten sonra bana kalan kadarını da tabağıma aldım. Helen’in omletine attığı bakışı görünce bende kendi tabağıma çevirdim gözlerimi ve omletin güzel kokusunu içime çektim. Tam tabağı yerine, masaya koyacağım sırada masanın titremesi ile tabağı yani omleti yerde buldum. Gözlerimi istemeden de olsa kızgın bir bakış alsa da bunu kızımın yaptığını fark edip yumuşadım. Kıkırdaması onu ele veriyordu. Zaten ne yaparsa yapsın ona kızamıyordum, hele de bu kadar tatlıyken. “’Bir şey demeden önce beni dinle anne. Gerçekten yanlışlıkla oldu.” Bu sözleri üzerine ona bir şey demeyerek oturduğum yerden kalktım ve yerdeki omleti temizledikten sonra tekrar sofraya döndüm. Çayımdan bir yudum alırken kardeşlerimin konuşmasına katılıp günlük olaylardan bahsetmeye başladım. Bir yandan onları dinliyor, bir yandan da anlatıyordum. Sonunda konuşmamız ve herkesin kahvaltısı bittiğinde masaya göz attım. Sadece sofrayı toparlamak kalmıştı geriye.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Temizlik Denetlemesi - 16
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Zeus Kulubesi Temizlik RP'si (Temizlik Denetlemesi 5)
» Temizlik Denetlemesi - 15.
» 13. Temizlik Denetlemesi
» Temizlik Denetlemesi 9
» Temizlik Denetlemesi 15

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Olimpos Rpg :: Melez Kampı :: Kulübeler :: Poseidon Kulübesi-
Buraya geçin: