Olimpos Rpg
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Olimpos Rpg

Percy Jackson ve Olimposlular ile Olimpos Kahramanları serilerinden esinlenilerek oluşturulmuş, zirvedeki rpg forum sitesi.
 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Temizlik Denetlemesi - 14

Aşağa gitmek 
+4
April Diana Lancaster
Rafael Luther
Cornelia Fackrell
Katherine M. von Dorff
8 posters
YazarMesaj
Katherine M. von Dorff
Poseidon'un Çocuğu/Kulübe Lideri/Pegasus Binicilik Eğitmeni
Poseidon'un Çocuğu/Kulübe Lideri/Pegasus Binicilik Eğitmeni
Katherine M. von Dorff


Mesaj Sayısı : 4525
Kayıt tarihi : 05/03/11

Temizlik Denetlemesi - 14 Empty
MesajKonu: Temizlik Denetlemesi - 14   Temizlik Denetlemesi - 14 Icon_minitimeC.tesi Haz. 11, 2011 11:13 am

Bir kez daha düşmenin getirdiği acı ile belini tutarken, hangi kabusu gördüğünü düşünüyordu. Melez olması buna etki ediyor olabilirdi fakat Roma Kampı sınırları içerisinde kaldığı dönemlerde hiç bu kadar kabus gördüğünü hatırlamıyordu. Yunan Kampı sınırlarında altın post, melezleri canavarlardan koruyor olabilirdi ama her gece görülen kabuslardan korumuyor gibiydi. Hala sızlayan belini öfkeli bir şekilde tutarak pijamalarını çıkarma zahmetine girmeden odasından çıktı. Erken kalkanlardan biriydi. Aslında ikinci kişiydi. Lia, kulübede en erken kalkan kişiydi. Katherine bunu ilk geldiği günden beri biliyordu. "Günaydın." dedi esnemesini zor bastırarak. Gözlerini zor açık tutabiliyordu. Ama bir kez daha uykuya dalıp kabus görmeye hevesli değildi. Lia, kahvaltılarını hazırlamayı bırakıp ona döndü. Katherine'i şaşırtacak derecede canlı bir gülümseme ile ona baktı ve "Günaydın." diyerek işine devam etti. Bu kızın, erken saatte nasıl uyanıp bu kadar canlı kalabildiğini ona sormak üzere zihnine not etti. Çünkü o, hiçbir zaman bunu başaramıyordu. Katherine, üstünde pijaması ve yataktan çıkma saçı ile bir süre ne yapacağını bilemeyerek dikilse de, en sonunda Lia'ya yardım etmeye karar verdi. "Ben... Biraz kendime düzen verip geliyorum." dediğinde Lia anladığını belirtircesine başını salladı. Kahvaltıyı hızlı bir şekilde hazırlaması Katherine'e o gün ne yapacaklarını hatırlatmıştı. Kulübe temizliği! İç çekerek odasına girdi. Bakışları direk Rose'un yatağına kaydı. Onun düğününde bulunmuştu. Kardeşinin artık kulübede eskisi kadar kalmayacağının farkındaydı. Ama yokluğunu oldukça hissettirdiği konusunda Lia ile hemfikirdiler.

Kendine düzen verip, her zaman yaptığı hafif makyajlarından birini yaptıktan sonra, hazır olduğuna karar verip odasından çıktı. O hazırlanırken, uyanmış olan Rafael de masada oturmuş, sofrayı neredeyse hazırlamış olan Lia'yı izliyordu. Katherine mutfağın kapısında durup süslenmek için ne kadar zaman harcadığını düşünerek şaşırdı. Konuştuğunda düşüncelerini bir bakıma dışa vurmuştu. "Ama ben sana yardım edecektim Lia! Neden her şeyi tek başına hazırladın?" Lia cevap vermeden sert bakışlarını Rafael'e odakladı. Lia, Katherine'in bakışlarını takip etmiş olacak ki "Hayır. Rafael de bana yardım etti." dedi sakince. Kardeşinden bakışlarını ayırdıktan sonra Lia'ya kalan işler için yardım etti. Diğer kardeşleri uyanırken, onlar sofrayı hazırlamışlardı bile. Tam herkes kahvaltıya oturduğu sırada Katherine bir anda ayağa fırladı. Herkes ona bakarken, o tavada unuttuğu omlet yüzünden söyleniyordu. Tavaya yapışmış olan yanık omleti incelerken, yanakları öfkelendiği için kızarmaya başlamıştı. Bir kez olsun, kahvaltıda bir şeyler hazırlamaya karar vermişti ve o da yanması ile sonuçlanmıştı. Arkasında gülen kardeşlerinin sesini rahatlıkla duyabiliyordu yine de sakin kalmaya çalışarak yüzüne sahte bir gülümseme yerleştirdi. Tavaya yapışmış olduğu için düşmeyeceğinden emin olduğu omlet yüzünden endişelenmeyip tavayı yan tuttu ve kardeşlerine gösterdi. "Anlaşılan omlet yiyemiyoruz. Neyse, boşverin. Ama bunu kamptaki herhangi birine anlattığınızı duyarsam sizin için hiç de iyi olmaz." bunu dedikten sonra, sanki çok şeker bir şey söylemiş gibi tatlı tatlı gülümsedi. Tavayı öylesine bıraktıktan sonra sofraya oturdu. Eğlenceli bir gün olacak gibiydi.


Not:
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://camelot.hareketforum.org/
Cornelia Fackrell
Poseidon'un Çocuğu/Pegasus Binicilik Eğitmeni
Poseidon'un Çocuğu/Pegasus Binicilik Eğitmeni
Cornelia Fackrell


Mesaj Sayısı : 871
Kayıt tarihi : 03/10/10

Temizlik Denetlemesi - 14 Empty
MesajKonu: Geri: Temizlik Denetlemesi - 14   Temizlik Denetlemesi - 14 Icon_minitimePaz Haz. 12, 2011 3:45 am

Dün bütün gününü ağabeyi ile geçirdikten sonra gece kulübeye geldiğinde, yine her zamanki gibi uyuyamayacağını düşünüyordu. Ama bu sefer beklediğinden farklı olarak yatağına yatar yatmaz kendisini uykunun derinliklerine bırakmıştı. Bu gece onu rahatsız eden ne düşünceler, ne de canavarlar yada diğer sorunlar yoktu. Aksine süper bir gün geçirmiş ve gecede kendisini güzel bir uykuya bırakmıştı. Sabah gözlerini araladığında saat daha 7'yi bile göstermiyordu. Esneyerek yatağında doğrularak etrafına bakındı. Kardeşi Kate uyuyordu, sanki yüzünde rahatsız edici bir ifade vardı. Bir an kabus görüp görmediğini düşünse de sonradan onu ilgilendirmediğini fark etti. Ne de olsa onu uyandırmak -hemde bu saatte- ona kalmamıştı, biraz daha uyuyup dinlense daha iyi olacağını düşündü. Ne de olsa kabus gördüğüne emin olamıyordu, belkide sadece kendisi yanılıyordu. Gözlerini Kateden ayırarak Rose'nin boş yatağına çevirdi gözlerini. Onu o kadar çok özlemişti ki... İlk başta okulu, ardından da evliliği yüzünden kampa pek uğrayamaz olmuştu. O gelmezse yazında geri Paris'teki evine gitmeyi düşündü bir an. En azından kardeşini görebilirdi, hatta onu kolundan tutup bir süreliğine kampa da gelmesini sağlayabilirdi. Aklındaki düşünceleri sonra düşünmek üzere aklının bir kenarına not ederken yavaşça yatağından kalktı. Banyoya doğru ilerleyerek önce elini yüzünü yıkayıp kendine geldi, ardından da saçını başını düzeltti. Su ona her zaman iyi gelmişti ve yine enerji vermişti. Odasına dönerek üzerindeki geceliği çıkarıp kısa bir şort ve askılı bir badi üzerine geçirerek sessizce odasından ayrıldı.

Salona geldiğinde hafifçe göz attı odaya. Yine kirlenmişti ama öncekiler kadar çok dağınık değildi. Kardeşleri giderek kendilerini toparlamaya başlıyorlar ve ona yardımcı olmaya başlıyorlardı. Yine de bu, bugünün temizlik günü olduğunu unutmaları anlamına gelmiyordu. Mutfağa doğru ilerlediğinde eline bir bez alarak her zaman yemek yedikleri masayı salona taşıdı ve üzerini temizledi. İyi ki melezdi yoksa bu masayı tek başına salona taşıması gerçekten zor olurdu. Ardından domates ve salatalığı keserken kardeşi Kate'nin uyandığını fark ederek gülümsedi. Onun günaydın demesine yanıt verdi neşe ile. Bugün oldukça dinamikti, bunda dünün etkisi oldukça fazlaydı. Mutfakta sofrayı hazırlamaya devam ederken kardeşi Kate geri odasına çıkmış ve Rafael uyanmıştı. Rafael'in de yardımı ile hazırladıkları sofraya son kez göz attı. Sonunda bütün kardeşleri geldiğinde masaya kahvaltı etmek üzere oturdular. Tam eline su içmek için bardağı doldurduğumda kardeşi Kate'nin yakmış olduğu omleti görerek tüm kardeşleri ile birlikte gülmeye başladı, hele de Kate'nin sözlerinden sonra. Kısa bir süre geçmesinin ardından yemek yemeyi bitirmişti. Bu aralar çok az yiyordu ama nedenini kendisi de bilmiyordu, sadece canı istemiyordu. Ardından herkes yavaş yavaş yemeğini bitirmeye başladığında "Bugün ne olduğunu biliyorsunuz değil mi?" diye soru yöneltti kardeşlerine. Aslında aralarında temizlik yapmak istemeyenler olabilir, aksine bu güzel havada dolaşmak isteyenler olabilirdi. Aslında kendisi de öyle istiyordu ama temizliği bırakamazdı. Belki kardeşleri itiraz ederse onları yollar tek başına yapardı temizliği, yine de kendisi çıkamazdı kulübeden. Kardeşlerinin hep bir ağızdan mutlulukla "Evet, temizlik!" demesiyle kısa bir şok geçirdi. Tek başına yada zorla yaptırmaya o kadar çok alışmıştı ki temizliği, böyle itiraz etmediklerinde çok mutlu olmuştu. Onlara bugün hiç beklemedikleri bir sürpriz yapmayı planlıyordu. Belki de bu onlara temizlik yapmayı bile sevdirebilirdi, ne de olsa temizlikten çok eğlenecekleri kesindi. Gülümseyerek kardeşlerine kısa bir göz attıktan sonra "Tamam o zaman, hepiniz karnınızı doyurun öyle başlayalım temizliğe." diyerek hiç sevmese de içtiği çaydan bir yudum daha aldı.


Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Rafael Luther
Poseidon'un Çocuğu
Poseidon'un Çocuğu



Mesaj Sayısı : 77
Kayıt tarihi : 01/05/11

Temizlik Denetlemesi - 14 Empty
MesajKonu: Geri: Temizlik Denetlemesi - 14   Temizlik Denetlemesi - 14 Icon_minitimePaz Haz. 12, 2011 11:16 pm

Sabah gözlerini ovalarken, bir yandan da açmaya çalışıyordu. Sağ eli meşgul olduğu için sol elini masanın üzerine attı ve saati aramaya başladı. Gözleri kapalı olduğu için biraz zordu tabii. Saati ararken, eline birkaç iğne batmıştı bile. Bunlar olurken saati yere düşürmekten kaçamamıştı maalesef. Saat yere düşerken gözlerini kocaman açmış, saati ağır çekimde izliyordu. Yere düştüğünü görmemek için gözlerini kapadı fakat çıkan sese nasıl engel olacaktı. Olamayacaktı tabii. Odada kalan diğer kardeşlerine baktı hemen. Hala uyuyorlardı. Saatin yere düşmesiyle yerlerinde biraz oynasalar da uyumaya devam ettiler. Derin bir oh çekti ve ayağa kalktı. Aynada, dağılmış saçlarına ve gözlerine baktı. Ellerini kafasının arkasında attı ve saçlarıyla oynadı biraz. Bunu yapmayı seviyordu. Sonra da banyoya göz gezdirdi. İçeride kimse yoktu. Adımlarını oraya doğru yönlendirdi. İçeri girdiğinde ilk işi musluğu açmak oldu. Akan suları bir o yana bir bu yana yönlendiriyordu. Elini yüzünü yıkadıktan sonra kafasını küvetin içine soktu ve küveti suyla doldurdu. Saçlarını da yıkadıktan sonra bir havlu alıp kurulamaya başladı. Saçlarının iyice kurutmadan kendini odadan dışarı attı. Birkaç ayak sesi duymuştu faka bu ayak seslerinin sahibini görememişti. Salona girdiğinde Lia, kahvaltı masasını hazırlıyordu. “Günaydın.” “Günaydın Rafael.” “Sana yardım etmemi ister misin?” “Çok iyi olur. Teşekkürler.” Tabakları aldı ve özen göstererek masaya yerleştirmeye başladı. Zaten Lia’dan çok iş kalmamıştı ona. Sadece birkaç düzeltme yaptı ve yerine oturarak diğer kardeşlerini beklemeye başladı.

Lia arkasına döndüğünde, masadan birkaç şey aşırmayı da ihmal etmiyordu tabii. Merdivenden inen ilk kardeş Kathe oldu. Kathe merdivenden inerken, aklında kulübedeki tek erkek olduğu geldi. Bu onu biraz üzse de diğer erkeklerden ayıran bir özellik gibiydi. “Ben Poseidon Kulübesi’ndeki tek erkeğim.” diye gezinebiliyordu. Kathe masayı gördüğünde biraz üzüldü. Bunun nedenini anlayamadan “Ama ben sana yardım edecektim Lia! Neden her şeyi tek başına hazırladın?” diye sordu Lia’ya. Lia gözlerini bana dikti. Bir an, ona yardım ettim diye beni öldüreceğini sandım fakat “Hayır. Rafael de bana yardım etti.” demekle yetindi. Kathe'e sevecen bir tavırla gülümsedim. Kathe de masaya oturduğunda sadece 3 kişiydik. Diğerleri de merdivenlerden inerken masayı gördüklerinde şaşırıyorlardı. Herkes yerlerini aldığında Kathe birden ayağa kalktı. Bunu neden yaptığını kimse anlayamamıştı ve herkes ona bakıyordu. Kathe’in suratı bembeyaz kesilmişti. Hemen ocağın başına geçti ve yanmış olan omleti incelemeye başladı. Hiç kimse orada bir omlet olduğunu fark etmemişti. Tavayı kaldırıp bize gösterdi ve “Anlaşılan omlet yiyemiyoruz. Neyse, boşverin. Ama bunu kamptaki herhangi birine anlattığınızı duyarsam sizin için hiç de iyi olmaz.” bunu söyledikten sonra sinsi bir gülümseme kapladı yüzünü. Herkes gülmeye başladı fakat Kathe bizi öldürecekmiş gibi bakıyordu. Kahvaltı çok lezzetli gelmişti bugün. Ben yardım ettiğim için falan mı acaba. Herkes çaylarından son yudumunu aldı ve Lia “Bugün ne olduğunu biliyorsunuz değil mi?” Ne vardı ki bugün? Aklına gelenin olmaması için dua ediyordu fakat diğerleri “Evet, temizlik!” diye bağırdı. O gün ne çabuk gelmişti yahu. Bunun karşısında Lia şaşırmış gibiydi. Gülümsedi ve “Tamam o zaman, hepiniz karnınızı doyurun öyle başlayalım temizliğe.” dedi. Herkes kahvaltısını bitirdikten sonra masayı topladı. Kaçmak istiyordu fakat kaçamazdı. Bu, kulübedeki en önemli işti. Hiçbir kardeşi kaçmamalıydı. Masayı topladıktan sonra herkes salona geçti. Görev paylaşımı yapacaktık. Yer silmeyi pek istemiyordu. Bu yüzden hemen söze girdi ve “Ben camları silerim.” diyerek malzeme dolabına doğru koştu. Eline birkaç bez alırken diğer kardeşlerine gülümsüyordu. Kardeşleri ona kötü kötü bakıyordu fakat onlar da kendi aralarında iş bölümü yaptılar. Salona geri geldiğinde camlar ona çok fazla gözüktü ama elden başka bir şey gelmezdi. Diğer kulübelerden daha iyi olmak istiyorsa bunu yapmak zorundaydı. Kendi kaldığı odaya doğru gitti. Odaya girdiğinde yatakların toplu olmadığını gördü. İlk iş onları toparlamak olmalıydı. Önce kendi yatağı olmak üzere diğer kardeşlerinin yataklarını topladı. Yatakları topladıktan sonra pencerelere bir göz attı ve eliyle su yarattı. Camlara havalı bir bakış attıktan sonra onları silmeye başladı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
April Diana Lancaster
Poseidon'un Çocuğu
Poseidon'un Çocuğu
April Diana Lancaster


Mesaj Sayısı : 115
Kayıt tarihi : 23/01/11

Temizlik Denetlemesi - 14 Empty
MesajKonu: Geri: Temizlik Denetlemesi - 14   Temizlik Denetlemesi - 14 Icon_minitimePtsi Haz. 13, 2011 3:53 am

Mutfaktan gelen tabak çanak sesleri... Beni uyandırmaya yetmişti. Uyanır uyanmaz kolumu gözlerimin hizasına getirip saatime baktım. Ah, kalkmak için biraz geç kalmıştım. Gelen seslere göre kardeşlerim şu an kahvaltıyı hazırlıyor olmalıydılar. Daha fazla geç kalmamak için hemen lavaboya koştum ve yüzümü bol, soğuk suyla birkaç kez yıkadım. Suyun verdiği serinlik bana her zaman iyi gelirdi. Lavaboda işim bitince soluğu dolabımın önünde aldım. Pijamalardan kurtulmam gerekiyordu. Dolabımın kapağını açtım ve elime bir kapriyle askılı bir bluz aldım. Elimdekileri üzerime geçirdikten sonra pijamalarımı özenle yerlerine yerleştirdim ve elime aldığım bir tokayla saçlarımı salaş bir şekilde topladım. Daha fazla oyalanmamalıydım. Aksi takdirde kahvaltıya geç kalabilirdim. Bu yüzden hızlı adımlarla merdivenden indim. Mutfakta Lia, Rafael ve Kate vardı. Ben kardeşlerime günaydın diyip masaya oturur oturmaz diğer kardeşler de koşar adım mutfağa indiler ve onlar da kahvaltı masasındaki yerlerini aldılar. Bunun üzerine Kate masadan kalktı ve ocağın üstündeki tavaya memnuniyetsizce bir bakış atarak tavayı eline aldı. Sonra da "Anlaşılan omlet yiyemiyoruz. Neyse, boşverin. Ama bunu kamptaki herhangi birine anlattığınızı duyarsam sizin için hiç de iyi olmaz." dedi. Onun bu tehdidi üzerine masadaki herkesi bir gülme krizi tuttu ama Kate'in kötü bakışlarına daha fazla maruz kalmak istemeyen kardeşler kısa sürede gülmelerini kestiler.

Kahvaltıya başladıktan kısa bir süre sonra Lia bize müjdeli(!) haberi verdi. Evet, bugün temizlik vardı. Bu haberi aldığımda 'Keşke kahvaltımı daha yavaş etseydim.' diye düşünmekten kendimi alamadım. Ama ne de olsa temizlik eninde sonunda başlayacaktı. Önce veya sonra olması pek de bir şey fark etmiyordu. Sonuçta bu temizliğe herkes katılacaktı. Kulübemizi birinciliğe taşımak için önemli olan etkenlerden birisiydi temizlik. Bundan dolayı ben dahil tüm kardeşlerin bu işe oldukça özen göstereceklerini tahmin etmek çok da zor değildi. Kahvaltı tamamen sona erdiğinde masadan kalktık ve masanın toplanmasına yardım ettik. Masayı topladıktan sonra da ellerimizi yıkayıp görevleri aramızda paylaşmak üzere hepimiz ortak salona geçtik. Daha bir şey söylemeye kalmadan Rafael öne atıldı ve "Ben camları silerim." diyerek bizim ona kötü bakışlarımızın eşliğinde malzemelerini almaya koştu. Ben de biraz düşündükten sonra "Ben kirli çamaşırlarla ilgilenebilirim." dedim. Diğer kardeşlerim beni onayladıklarında tüm kardeşlerimin kirli çamaşırlarını toplamak üzere odaları sırayla gezmeye başladım. Kirli çamaşırların hepsini toplamak için üç kez sepet boşalttım ama sonunda tüm kirli çamaşırlar çamaşır makinesinin yanında duruyordu işte. Sığdırabildiğim kadar çamaşırı makineye tıktım ve makineyi çalıştırdım. Bunlar yıkandıktan sonra makineyi bir kere daha çalıştırmam gerekecekti. Şimdiyse yapacak bir işim yoktu ama boş duracak değildim. Bunun için malzeme dolabından kaptığım birkaç bezden birini ıslattım ve yatağımın yanındaki küçük komidinin tozunu almaya başladım. Aslında bu iş bana biraz saçma geliyordu çünkü toz aldıktan birkaç dakika sonra o küçük toz parçacıkları toz aldığınız yerlere konup sinirlerinizi bozuyorlardı. Yine de hiç toz almamak olmazdı tabii. Komidinin tozunu alıp kuru olan bezle de sildikten sonra diğer yatakların yanlarındaki komidinlerle uğraşmaya başladım. Diğer komidinlerle de işim bitince sıra kitaplığın tozunu almaya gelmişti. Önce kitaplıktaki raflar ve raflardaki onlarca kitap gözümü korkutsa da kitapları kitaplıktan indirmeye başladıktan sonra işin düşündüğüm kadar zor olmayacağını fark ettim. Her raftaki kitapları teker teker indirip rafların tozunu aldım ve ardından da kitapları tekrar yerine yerleştirdim. Bu iş, düşündüğümden de çabuk bitmişti. Ama daha kulübede daha yapılacak bir sürü göz ardı edilemez iş vardı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Isabelle Coco Franke
Poseidon'un Çocuğu
Poseidon'un Çocuğu
Isabelle Coco Franke


Mesaj Sayısı : 315
Kayıt tarihi : 01/09/10

Temizlik Denetlemesi - 14 Empty
MesajKonu: Geri: Temizlik Denetlemesi - 14   Temizlik Denetlemesi - 14 Icon_minitimeSalı Haz. 14, 2011 3:50 am

Sabah kahvaltısı Kate'in yaktığı omletle sona ererken hepimiz gülüyorduk. Masayı el birliğiyle kaldırdıktan sonra temizlik için iş bölümü yapmaya başladık. Herkes kendine kolay gelen yeri seçip ortadan kayboldu. Rafael camları tercih ederken, April çamaşırları yıkama işini üstlendi. Ben de bu sefer banyoyu almamaya kararlıydım. ''Salon benimdir! Gerisini düşünmeyin.'' diyerek malzeme dolabına koşturdum. Dolaptan ilk toz bezini aldım ve bir kovaya su doldurarak salona döndüm. Lia ve Kate kendi aralarında iş bölümünü yapmış olacaklardı ki geri döndüğümde binbir gayretle camları silen Rafael'den başka kimse salonda kalmamıştı. Bezi ıslatıp kitaplıklardan silmeye başladım. O sırada Rafael, ''Bells sence akşam olmadan bütün kulübeyi bitirmiş olur muyuz?'' diye seslendi nefes nefese. Pencereleri hızlıca bitirmeye çalıştığı için yorulmuş görünüyordu. Kitaplara zarar vermeden rafları silmeye çalışırken, ''Kim bilir Raf. Öğlen olmadan bitiririz bakarsın. Umalım da ikinci kez temizlemek zorunda kalmayalım.'' dedim sırıtarak. ''Evet kulübe olarak o konu da çok yetenekli olduğumuz aşikar.'' dedi Rafael alaycı bir tonda.

Kitaplığı bitirince ortada duran ahşap sehpayı, ve duvarlardaki tabloların çerçevelerini silmeye başladım. Onlar da bitince küçük kovadaki suyun kirlenmiş olduğunu farkettim. Gözlerimi kovaya dikip temiz suyun dolmasına odaklanırken, pis suyun yavaş yavaş beyazlaştığını gördüm. Banyoya kadar yürümemiş olmaktan büyük mutluluk duyarak kalan eşyalarında tozunu aldım. Masa ve sandalyeleri, tavandaki sarkıt lambayı, ve antika eşyaları sildim. Toz alma işi bitince, koltukların yastıklarını dışarı çıkarıp temiz havada havalandırdım. O sırada Rafael bütün camları titizlikle silip bitirdi. İçeri giderken ben elektrik süpürgesini malzeme dolabının önünde buldum ve kaptığım gibi salona getirdim. Makineyi çalıştırıp her yeri, dip, köşe süpürmeye başladım. Bu sefer köşelerde toz öbekleri oluşmamıştı. Bu da demekti ki, artık her seferinde temizlik işinde biraz daha uzmanlaşıyorduk. Bu düşüncem hoşuma giderken, halıları da süpürdüm ve sararak arka tarafa çıkardım. Eğer halıları yıkayacaksak hep birlikte yapmalıydık. İçeri girdiğimde April perdeleri yıkamak için sökmeye başlamıştı. ''April halıları da yıkayacak mıyız?'' diye sordum. April tavana uzanmış uzun perdeyi sökmeye çalışırken, ''Bilmem ama yıkayalım bence.'' dedi. Süpürgenin kablolarını toplarken ''Tamam o zaman. Ben arka bahçeye götürdüm. İşin bitince beni çağır yıkayalım.'' dedim. O perdeleri sökmeye çalışırken, malzeme dolabına gidip elektrik süpürgesini bıraktım. İhtiyacı olan tekrar dolaptan çıkarmakla uğraşmasın diye düşünürken paspas ve kovayı alarak salona geri döndüm. Ben temizlik ilaçları için malzeme dolabına giderken pas pas kovası çoktan suyla dolmuştu. Çiçek kokulu bir temizleyiciyi suyun içine boşalttıktan sonra pas pası içine sokarak karıştırmaya başladım. İyice köpürünce pas pası sıkarak en diplerden silmeye başladım. Burnuma çiçek kokuları geldikçe hızla pas pası tekrar suya batırıp çıkarıyordum. Baştan sona bütün salonu yaptıktan sonra koridorları da silerek pas pas olayını bitirdim. Kovaları malzeme dolabına taşırken belime eğilmekten yine ağrılar girmişti ama salona dönüp eserime bakınca bunun bütün acılara değecek olduğunu düşündüm. Tamam belki hepsine değmezdi ama bir bel ağrısı, el emeği için söz konusu olamazdı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Luna Harrods
Poseidon'un Çocuğu
Poseidon'un Çocuğu
Luna Harrods


Mesaj Sayısı : 282
Kayıt tarihi : 01/05/11

Temizlik Denetlemesi - 14 Empty
MesajKonu: Geri: Temizlik Denetlemesi - 14   Temizlik Denetlemesi - 14 Icon_minitimeC.tesi Haz. 18, 2011 8:58 am

İçeriden gelen konuşmalar ve tabak sesleri uyanmamı sağlamıştı. Etrafıma baktım. Tüm yataklar boştu, herkes kalkmıştı. Üzerime bol kotumu ve kahverengi tişörtümü giydim. Saçlarımı hafif bir atkuyruğu yaparak banyoya yöneldim. Elimi yüzümü yıkadım. İçeriden hoş kokular geliyordu. Gerinerek mutfağa gittim. ‘Günaydın’ dedikten sonra kardeşlerime, boş bir sandalyeye oturdum. Birden Kate ayağı fırladı ve tavanın yanına koştu. Eline tavayı aldı ve memnun olmamış şekilde baktı. Hepimiz gülmeye başladık. KateAnlaşılan omlet yiyemiyoruz. Neyse, boşverin. Ama bunu kamptaki herhangi birine anlattığınızı duyarsam sizin için hiç de iyi olmaz." diyince hepimiz gülmeyi kestik. Onu kızdırmak pekiyi olmazdı. Cornelia’nın bize verdiği harika haberden sonra kahvaltımızı yapmaya başladık. Bugün temizlik günüydü. Yani kulübedeki en yoğun gün. Kahvaltımızı hızlıca yapıp, her şeyi bir çırpıda kaldırdık. Sıra görev dağılımındaydı. Raf hemen camları silme işine adını yazdırmıştı. Bells salonla ilgilenecekti, Appz ise kirli çamaşırlardan sorumluydu. Tuvaletlere kalmak istemiyordum bu yüzden ben de “ Ben sanırım mutfağı alacağım” dedim. “ Daha sonra akvaryumu temizlerim”. Diğer kardeşlerimle beraber banyoya gidip elime toz bezini aldım. Önce mutfaktan başladım. Çok kirli değildi burası. İşimi kısa sürede bitirebileceğimi düşündüm. Kahvaltıdan kalmış tabakları ve bardakları ellerimle iyice yıkadım ve yerlerine yerleştirdim. Tezgâhı bir güzel ovaladım, ocağa krem jelden sürüp iyice temizledim. Sonra masayı ıslak bir bezle sildim. Hızlıca bitirmiştim bu kısımları. Tam mutfaktan çıkıyordum ki zemindeki bazı yerlerin yapış yapış olduğunu fark ettim. Banyoya döndüm, kovalardan birine su doldurup yer bezini elime aldım. Okyanus kokulu temizlik sıvısını da suya karıştırdım. Etrafın harika kokacağına emindim. Mutfağa geri döndüm ve yerleri bez ile silmeye başladım. Haklıydım koku muhteşemdi. Bir ara okyanusa girmiş gibi hissettim. Yapışkan madde her ne ise çıkartması gerçekten çok ama çok zordu. Vaktimi çok harcamıştı. Bu işi hallettikten sonra tüm malzemeleri toplayıp banyoya yerleştirdim. Sırtım ve kollarımın ağrısından kıvranıyordum resmen. Malzemeleri yerleştirdikten sonra ana salona gittim. Önüme gelen ilk koltuğa oturdum ve kafamı tavana diktim “Gün asla bitmez, yorgunluktan ölmek üzereyim” dedim. Orada bulunan kardeşlerim bana baktı. “ Neden bu temizliği daha eğlenceli hale getirmiyoruz?” dedi kardeşim Raf. Ona boş gözlerle baktım. Tüm kardeşlerim ona bakıyordu “Mesela bir oyun oynayabiliriz. Odamda Twister var onu oynayabiliriz, temizliğe de arada devam ederiz” dedi. Cornelia kafasını salladı. “ Bu harika olur, haydi getir.” dedi. Bende Bella ve Appz’i çağırmak için onların yanına gittim. Salona tekrar döndüğümde her şey hazırlanmıştı. Hepimiz gelince Cornelia çarkı çevirdi ‘sağ ayak kırmızıya’. Sıra Kate de idi. Ona da ‘ sol el yeşile’ çıktı. Böylece hepimiz tek tek yapmaya başladık. Ben oyuna katılmadım. Çarkı çevirmekten sorumluydum. Sağ ayak sarıya, sol el maviye… kısa süre içinde tüm kardeşlerim düğüm oldular. Kate'in eli Cornelia’nın üzerinden öteki yerdeki renge gidiyordu. Bella, April iyice düğümlenmişti, üstelik Cornelia’nın tam üzerlerindeydiler. En altta Raf vardı ve yere değmek üzereydi. Gülmemek için kendimi tutuyordum. Çok komik duruyorlardı.


En son Luna Harrods tarafından Salı Haz. 21, 2011 10:17 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Rose Denise Harris
Poseidon'un Çocuğu
Poseidon'un Çocuğu
Rose Denise Harris


Mesaj Sayısı : 1021
Kayıt tarihi : 17/08/10

Temizlik Denetlemesi - 14 Empty
MesajKonu: Geri: Temizlik Denetlemesi - 14   Temizlik Denetlemesi - 14 Icon_minitimeSalı Haz. 21, 2011 10:01 pm

Belki de artık Melez Kampı'nda kalmak için olması gerekenden daha büyüktü ama kardeşlerinden ayrı kaldığı dönemlerde bunu zerre kadar önemsediği söylenemezdi. Yeni yeni düzene sokmaya başladığı hayatı nedeniyle bir süredir kardeşlerini çok fazla boşlamış olduğunu biliyordu. Elbette haklı birkaç mazereti de vardı; İkamet ettiği şehri Paris olarak değiştirmiş, taşınmış ve çocukluğundan beri aşık olduğu erkekle evlenmişti. Artık insanlar onu çağırmak için Bayan Harris sözlüklerini kullanıyorlardı, Rose'un ise bu yeni ismine pek fazla alışabildiği söylenemezdi. Ne olursa olsun, kardeşlerine hasret kalarak daha fazla zaman geçiremeyeceğinden emin olunca, pegasusu Daphne'yi uzun süre sonra tekrar kullanmaya karar verdi. Eskiden kampta pegasus eğitmenliği yaptığı sırada her derse birlikte katılırlardı. Belki de artık Rose için kabuğuna çekilmenin, Daphne için de emekli olmanın vakti gelmişti fakat, o gün bugün değildi. Derin bir nefes aldıktan sonra aynada kendisine son bir defa baktı. Üzerindeki parlak mavi elbise, kesinlikle onu olduğundan daha genç gösteriyordu. Suratına yapmış olduğu hafif makyaj ve açık bıraktığı saçlarıyla, her zamanki gibi kusursuz göründüğünü düşündü. Robert ile vedalaştıktan sonra evinden çıkıp Daphne'nin kaldığı arka bahçeye doğru yürüdü. Topuklu ayakkabılarının çıkardığı ritmik sesi takip ederken aklındaki düşünce, kardeşlerinin onu gördüklerinde nasıl bir tepki vereceklerini merak ettiğiydi.

...

Pek de yorucu sayılmayacak fakat oldukça uzun bir yolculuğun ardından Melez Kampı'na varmayı başardıklarında, etraflarındaki herkesin onunla pegasusuna baktığı yönünde ölümcül biçimde rahatsız edici bir düşünceye kapıldı. Neyse ki Daphne'yi bıraktığı pegasus ahırlarından çıktığı sırada bu saçma fikrin aklını, geldiği kadar hızlı bir biçimde terk ettiğini hissederek rahatladı. Poseidon kulübesine doğru ilerlerken yolda eski tanıdıklarıyla karşılaştığında, vakit kaybetmemek için onlara yalnızca baş selamı vermekle yetiniyordu çünkü kardeşlerini bir an önce görmeyi, her şeyden çok istiyordu. En sonunda 3 numaralı kulübenin önüne ulaşmayı başardı ve duruşunu dikleştirdi, tam kapıyı çalmaya hazırlandığı sırada kulübenin içerisinden gelen kahkaha seslerini işitti. Neler olduğuna bir bakmak için pencereye yaklaşınca, kardeşlerinin içeride Twister oynadıklarını gördü. Salonda etrafa yayılmış onca temizlik malzemesinden anladığı kadarıyla, yorucu bir iş gününde ufak bir eğlence molası vermişlerdi. O kadar komik görünüyorlardı ki, Rose kendini tutamayarak kıkırdadı. Kapıyı çalma fikrinden vazgeçti çünkü hiçbirinin rahatını bozmak istemiyordu. Zaten çarktan sorumlu Luna dışında içerideki tüm kardeşler feci şekilde birbirlerine dolanmış durumdaydı ve Rose istese bile hiçbiri kapıya ulaşmayı başaramayacaktı. Sırıtarak, onlara dışarıdan da yardımcı olabileceğini düşündü. Poseidon kulübesinin duvarları, on yıl boyunca önlerinde savaşılmış gibi gri bir toz bulutuyla kaplanmıştı ve adeta hayalet bir kulübeyi andırıyordu. İçerisi ne kadar temiz olursa olsun, kulübenin dıştan görünümünün onlara denetlemede eksi puan getireceği bir gerçekti. Rose kulübeden birkaç adım geriledikten sonra minik çantasını yere bıraktı ve hiçbir zaman yanından ayırmadığı hançerini çıkarıp, kulübeye doğrulttu. Hançeri, özel gücü sayesinde onun için su kaynağı oluştururdu. Böylece Rose ne zaman isterse hükmedebildiği suyu yanında taşıyabilme şansına sahip oluyordu. İyice odaklandıktan sonra basınçla yüklü ufak su selini kulübenin duvarlarında dolaştırmaya başladı. Üçüncü duvara gelmişken, kardeşlerinin büyük ihtimalle suyun çıkardığı sesleri duymuş ve neler olduğunu merak etmiş olduklarını düşündü. Dördüncü duvarı da bitirdikten sonra bir süre çatıyı yıkadı. Kulübenin onun gibi bir titizlik manyağı tarafından bile fazlasıyla temiz göründüğüne kanaat getirdikten sonra, hançerini tekrar kaldırdı ve kulübenin önüne dolanıp çantasını yerden aldı. Bakışlarını kaldırdığında, kulübenin kapısından sıkış tıkış bir şekilde ona bakmakta olan şaşkın altı kişi gördü. Kollarını iki yana doğru açtıktan sonra gülümseyerek "Ben geldim!" diye bağırdı. O anda kendini, uzun zamandır hissetmediği kadar mutlu hissediyordu. Kardeş sevgisi gerçekten de dünyadaki en başka, en farklı duyguydu.

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Rafael Luther
Poseidon'un Çocuğu
Poseidon'un Çocuğu



Mesaj Sayısı : 77
Kayıt tarihi : 01/05/11

Temizlik Denetlemesi - 14 Empty
MesajKonu: Geri: Temizlik Denetlemesi - 14   Temizlik Denetlemesi - 14 Icon_minitimePerş. Haz. 30, 2011 5:47 am

Kulübe’deki camların çok olmasından dolayı kovadaki suyu birkaç kez yenilemek zorunda kalmıştı. Bu yenilenme işlemi, onu biraz da olsa yoruyordu fakat lavaboya gitmekten daha iyidir diye düşünüyordu. Tüm camları bitirip, salondaki koltuklardan birine kendisini attığında belinin, kollarının, bacaklarının kısaca tüm vücudunun ağrısı ile kıvranıyordu. Temizlik yapmaya hiç alışık değildi. Eski evinde hiç temizlik yapmamıştı ki. Yattığı koltukta sadece kısa ve ince mırıldanmalar çıkarıyordu. Kulübe’deki tek erkek olmasına rağmen en çok yorulan o görünüyordu. Diğerleri temizliğe alışık olmalıydı. Gözleri, vücudundaki ağrılara dayanamayarak kapanmaya başlamıştı bile. Bu kapanmaya engel olmaya çalışıyordu fakat pek de başarılı olamıyordu. Sonunda dayanamayarak yattığı yerden doğruldu ve koltukta rahat bir pozisyon aldı. Bu sırada Luna da halinden şikayet ediyordu “Gün asla bitmez, yorgunluktan ölmek üzereyim.” Tavana gözlerini dikti ve derin derin nefes aldıktan sonra “Neden bu temizliği daha eğlenceli hale getirmiyoruz?” diye öneri attı ortaya. Tüm kardeşlerinin onu pür dikkat dinlediğini görünce devam etti “Mesela bir oyun oynayabiliriz. Odamda Twister var onu oynayabiliriz, temizliğe de arada devam ederiz.” Korkuyla Lia’ya baktı. Onun karşı çıkacağından çekinmiyor değildi. Lia ise gülümseyip kafasını sallayarak “Bu harika olur, haydi getir.” demekle yetindi. İçine su serpilmişti. Hemen odasına koşmak istedi. Ayağa bir anda fırlayıp koşacaktı fakat bacaklarının ağrısı buna engel oluyordu. Düştüğü hal, onu komik bir duruma sokmuştu. Sersem sersem gülümseyip yürümekle yetindi.

Merdivenlerden çıkarken kendisine küfürler savuruyordu. Bu yorgunlukla nasıl oyun oynayacaktı ki? Üstelik, önerdiği oyun Twister’dı. Odasındaki yatağın altından Twister’ı aldıktan sonra oyun kutusuna sert sert baktı. İç çektikten sonra merdivenlerden aşağı inmeye başladı. Salonun ortasına geldiğinde kardeşleri çoktan oraya gelmişti. “Eee herkes oynuyor değil mi?” diye sordu. Luna suratını buruşturarak “Ben oynamasam olur değil mi? Üstelik, çarkı çevirecek biri lazım.” Luna’nın oynamayacağına üzülürken bir yandan da ona hak veriyordu. Twister kağıdını serdikten sonra derdin derin nefes aldı. “İlk ben başlayayım mı?” diye sordu. “Tabii. Nasıl istersen.” dedi Lia. Neden böyle bir şey söylemişti ki? En altta kendisi kalacaktı. Bu, söylediklerinden sonra kafasına dank etmişti. İlk turlar oldukça kolaydı fakat oyun ilerledikçe birbirimize girecektik. Beş kişi olduklarından dolayı iki turda bu gerçekleşmişti bile. En altta eziliyordu. Çektiği acı, daha da artmıştı. Sesi bile çıkmıyordu artık. Acıyla dışarı bakarken birinin gölgesini görür gibi oldu. Acaba bu gerçek miydi yoksa çektiği acı, halüsinasyon görmesine mi neden oluyordu. Bunu bilmiyordu.

Birkaç tur sonra dayanamayacak hale gelmişti. Sonunda kendini bıraktı ve yeri boyladı. Bu, kaybetmesine neden olmuştu fakat hiç de umurunda değildi. Kendini koltuğa bıraktı ve derin derin nefes almaya başladı. Kan ter içinde kalmıştı ve konuşacak hali bile kalmamıştı. Sağ tarafındaki bardağı hemen suyla doldurup tek yudumda hepsini içti. Alnında biriken terleri, elinin tersi ile sildikten sonra diğerlerine baktı. Onlarında da kendisinden farkı yok gibiydi. Kulübe’nin dışından garip sesler geliyordu. Bu, endişesini daha da arttırmıştı. Az önce gördüğünü sandığı gölge kimindi? Oturduğu yerden kalkarak yavaş yavaş pencerenin önüne gitmeye başladı. Bu haline gören Lia “Ne oldu Raf?” “Şimdilik bir şey yok gibi.” Yanaklarından süzülen boncuk boncuk terler yere düşerken heyecanı artmıştı. Pencereden dışarı baktığında gördüklerine inanamamıştı. Hemen “Hey millet! Hemen buraya gelin!” diye bağırdı ve kapıya doğru koşmaya başladı. Neler olduğunu anlayamayan kardeşleri koşmaya başlamıştı bile. Çok geçmeden hepsi kapının başındaydı. Kapı kolunu indirip kapıyı açtığında herkesin ağzı açık kalmıştı. Rose gelmişti! Rose şaşkınlıkla kollarını iki yana açtı ve “Ben geldim!” diye bağırdı sevecen bir tavırla. Herkes bir anda Rose’un üstüne atlayarak ona sarıldı. Uzun zamandır kendimi böyle iyi hissetmemişti. İşte bu, kardeş sevgisiydi. Tüm kardeşler bir aradaydı. Rose, uzun zamandır kulübede değildi ve şimdi buradaydı. Bugün, gerçekten güzel geçecekti.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Isabelle Coco Franke
Poseidon'un Çocuğu
Poseidon'un Çocuğu
Isabelle Coco Franke


Mesaj Sayısı : 315
Kayıt tarihi : 01/09/10

Temizlik Denetlemesi - 14 Empty
MesajKonu: Geri: Temizlik Denetlemesi - 14   Temizlik Denetlemesi - 14 Icon_minitimePerş. Tem. 07, 2011 1:52 am

Onca yorgunluktan sonra nedense twister oynamaktan hiç üşenmedim. Salonu en küçük ayrıntısına kadar bitirdim. Her yer pırıl pırıl olmuştu. Kesinlikle bir kusur bulunamazdı. Rahatlıkla oyuna katılabilirim diye düşündüm ve oynamaya başladık.
Luna çarkı aldı ve neredeyse dakikaları içinde bizi yumak yaptı. Sağ elim yeşilde, sol bacağım sarıda ve sol elim kırmızıya gelmişti ve düşmeme ramak kalmıştı. Elenmemek için her şeyi yapmıyordum ki aniden su sesleriyle irkildik. Hepimiz şaşkınlıkla pencerelerden dışarı baktık. Raf ayağa kalktı ve biz de oyunu bıraktık. Bu sıcakta yağmur yağması hayra alamet değildi. Hepimiz yine Olimpos'ta işlerin karıştığını düşünmeye başlamıştık ki Raf “Hey millet! Hemen buraya gelin!” diyerek bizi yanına çağırdı. Pencereden baktığımız da her yer sırılsıklamdı. Ciddi ciddi yağmur yağıyordu. Ben, Luna ve diğerleri olayı yorumlamak için koltuklara dönüp düşünmeye başladığımıştık ki giriş kapısı aniden açıldı ve Rose ''Ben geldim!'' diye sevinçle bağırdı. Rose'u görür görmez hepimiz sevinçle ayağa fırladık. Artık kendi evinde kalan Rose arada kulübeye uğrayınca resmen mutluluk krizlerine giriyorduk. Lia onu içeri çekti ve sarıldı. ''Rose ne iyi ettin de geldin! Seni çok özledik!'' Rose ondan ayrıldı ve bize doğru geldi ve hepimize tek tek sarıldı. ''Ben de sizleri çok özledim! Temizlik yaptığınızı biliyordum ve size küçük bir süpriz yapayım dedim. Kulübenin dışı çok pis görünüyordu. Şimdi pırıl pırıl oldu!'' Raf ona sarılırken, ''İlk korkuttun diyebiliriz aslında Rose, bu sıcakta yağmur yağmasını kötüye işaret olarak yorumladık.'' Durakladı ve ''Yine Olimpostakiler kavgaya tutuştular filan sandık. Ne alakaysa.'' dedi ve güldü. Rose elini ağzına götürerek inanmıyorum dercesine güldü. ''Bilseydim haber verirdim.'' Luna söze karıştı ve ''Hadi artık bu kadar kucaklaşma yeter.'' diyerek Rose'u kolundan tuttu ve twister halısına doğru çekti. ''Twister oynuyoruz! Hadi millet geri toplanın.'' Rose şaşkın şaşkın ''Temizlik tamamıyla bitti mi?'' Kate kendini Rose'un yanındaki koltuğa fırlatarak, ''Bitti sayılır. Aynı zamanda biz de bittik ama olsun.'' dedi gülümseyerek. ''Unuttuğumuz bir şey var mı?'' Kate'in yanına oturdum ve arka bahçede bekleşen halıları hatırlayarak ''Halılar yıkanmadı.'' dedim burun kıvırarak. Rose ellerini çırptı ''Ee o zaman niçin hala duruyoruz? Halıların hepsi yıkamalıyız. Çok az vaktimız kaldı akşam olmak üzere!'' Lia ellerini beline koydu ve hak verircesine başını salladı. ''Evet halıları yıkıyoruz. Herkes üzerini değişsin ve benimle arka bahçede buluşsun. Ve odalarınızdaki halıları da getirin.'' dedi ve Rose'un koluna girerek odalarına doğru ilerledi. Kate istemeyerek ayağa kalktı ve beni de elimden tutup kaldırdı. Mızmızlansam da halıları yapmak zorundaydık. Hepsi pislik içindeydiler. Zorla da olsa sonunda harekete geçtik.
Luna ve April ne giysek diye düşünürlerken ben çoktan bikinilerimi geçirmiş, üzerine de beyaz keten tuniğimi giymiştim. Saçlarımı da sıkı sıkı toplayıp topuz yaptım. Luna ve April'a 'bahçeye çıkıyorum' diyerek seslendim ve ağır adımlarla ilerlemeye başladım. Bahçeye adımımı attığım anda şaşkınlıkla bakakaldım. Lia kocaman bir baloncuk sopasını sabuna batırmiş, havaya kaldırıp arkasındaki pervaneyle birlikte devasa baloncuklar üretiyordu. Halıları yere sermişlerdi ve baloncuklar halıların üzerinde patlayarak onları temizlemeye başlıyordu. Bu kesinlikle gördüğüm en güzel sihirdi. Hayranlıkla bakarken Lia beni farketti ve ''Bells bir tane sopayı sana ayırdım. Hadi çabuk gel, başlıyoruz!'' Lia'ya doğru ilerledim ve ''Tanrılar aşkına Lia! Bu da nedir böyle!'' diye sordum hayretle. Lia güldü ve ''Rose'la benim yaptığımız bir şey, küçükken baloncuk makinem vardı. Ondan yararlanarak bu sopaları yaptık, nasıl olduğunu sorma ben de tam olarak bilmiyorum.'' Sır verirmiş gibi kulağıma yaklaştı ve ''Rose'un sırrı. Bir şekilde baloncuklar pisliği içine alıp, temizliyorlar. Harika değil mi!'' dedi gülümseyerek. Elime diğer sopayı verdi. Temizlik suyunun olduğu kovayı işaret etti. İnanamayarak sopayı kovanın içine batırdım. Sopadaki suyun akmaması için hızlıca, baloncuk oluşturmakla meşgul olan Rose'un yanına gidip sopayı pervanenin önüne tuttum ve oluşan devasa baloncukları hayranlıkla izledim..
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Alexandra Bethany Daniels
Afrodit'in Çocuğu
Afrodit'in Çocuğu
Alexandra Bethany Daniels


Mesaj Sayısı : 1854
Kayıt tarihi : 05/09/10

Temizlik Denetlemesi - 14 Empty
MesajKonu: Geri: Temizlik Denetlemesi - 14   Temizlik Denetlemesi - 14 Icon_minitimeCuma Tem. 08, 2011 12:01 am

Değerlendirmede.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Temizlik Denetlemesi - 14
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Zeus Kulubesi Temizlik RP'si (Temizlik Denetlemesi 5)
» 11. Temizlik Denetlemesi
» Temizlik Denetlemesi 13
» Temizlik Denetlemesi 14
» Temizlik Denetlemesi -10

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Olimpos Rpg :: Melez Kampı :: Kulübeler :: Poseidon Kulübesi-
Buraya geçin: