Olimpos Rpg
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Olimpos Rpg

Percy Jackson ve Olimposlular ile Olimpos Kahramanları serilerinden esinlenilerek oluşturulmuş, zirvedeki rpg forum sitesi.
 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 11. Temizlik Denetlemesi

Aşağa gitmek 
3 posters
YazarMesaj
Marcus L. Stanislaus
Zeus'un Çocuğu/Kulübe Lideri/Canavarlara Karşı Korunma Eğitmeni
Zeus'un Çocuğu/Kulübe Lideri/Canavarlara Karşı Korunma Eğitmeni
Marcus L. Stanislaus


Mesaj Sayısı : 2117
Kayıt tarihi : 07/02/11

11. Temizlik Denetlemesi Empty
MesajKonu: 11. Temizlik Denetlemesi   11. Temizlik Denetlemesi Icon_minitimeCuma Mart 18, 2011 2:52 am

Sabah kalktığımda hemen tarihe baktım. Evet , bugün temizliğe başlamamız gerekiyordu ! Geçen denetlemede Zeus kulübesi 1 puan almıştı ! Bunu duyduğumda şoke olmuştum ama maalesef böyleydi. Hakkımız olan 1 puandı , bunu inkar edemezdim. Ama kardeşlerim benim yerime "Zeus kulübesi birinci kulübe olduğu için az puan alıyoruz. Biz daha fazlasını hakediyoruz !" deselerde doğru bir karardı. Temizlik bile yapılmamıştı ki ! Kardeşlerim böyle komplo teorileri (!) üretedursun ben de düşünmeye başladım. Bu sefer de 1 puan almamak için elimizden geleni yapacaktık. En azından ben yapacaktım. Eh , babamız Zeus diye kendimizi kamptan soyutlayamazdık. Ben de kalkıp kardeşim Leonard'ı uyandırdım. "Kalk dostum , temizliğe başlamamız lazım. Geçen seferki rezilliği yaşamak istemiyorsan tabii ki !" Leonard bunla ilgilenmeyip tekrar uyumaya kalkışınca sinirlendim. "Hadi ama dostum ! Bana yardım edersen Dionysos çocuklarından aldığım birkaç şişe şarabı ve Hermes çocuklarından aldığım tonla abur cuburları senle paylaşabilirim." dedim. Hangisiyle ilgileneceğini bilmiyorum ama bu onu heyecanlandırmış olacak ki ayağa kalktı ve odasını toplamaya girişti. Benim de artık kendi odamı toplama zamanım geliyordu. Ayağa kalkıp berbat durumdaki odama baktım. İçerisi çok havasız olduğu için ilk önce gidip camı açtım. O sırada Apollon kulübesindeki Yondaime'yi düşünüyordum. Kendi kendime "Acaba odasını da ışık hızında topluyor mudur ? " demeden de edemedim. Fakat işim çoktu ve düşünecek zamanım yoktu. Çarşaflarım yeniydi ve değiştirmeye gerek duymadım. Yine de yatağımı düzelttim ve yastıklara yeni kılıflar geçirdim. Sorunun yüzde biri gitmişti. Geriye kaldı yüzde doksan dokuz. Kitaplığıma baktığımda dehşete düşmüştüm. Çok fazla kitabım vardı ama hepsini toz götürüyordu. Maalesef bunları tek tek silmek zorundaydım. Kollarım kopma derecesine geldiğimde ayağa kalkıp hepsi temizlenmiş kitaplarıma baktım. Tam onları yerleştirecektim ki daha da büyük bir sorunla karşılaştım. Kitaplığım da tozla kaplıydı. Söylene söylene kitaplığın tozunu almaya başladım. Ben temizlikte iyi değildim ama rezil olmayı da hiç sevmezdim. Gayretle çalışıyordum ama bunu ne kadar devam ettireceğimi hiç bilmiyordum. Melez Kampı'na hizmetçi getirmek yasak mıydı acaba ? Uzun uğraşlar ve tozlar yüzünden nefessiz kalmalarım sonucu kitaplığın da tozunu aldım. Birkaç dakika oturdum ve tekrar ayağa kalktığımda çalışma masamın haline baktım. Masanın üstüne kağıtlar , giyecekler , abur cubur artıkları , poşetler ve daha adını sayamayacağım bir sürü şey saçılmıştı. Aynı durumu yerlerde de gördüm. Zeus aşkına ! Bu kadar çöpü nasıl toplayacaktım ki ben ? Eğildim ve toplamaya başladım. Saniyeler sanki saatler gibi geçiyordu. Işık hızında hareket etmek şu an için çok güzel olabilirdi aslında. Bel fıtığı olduğumu veya kambur kalabileceğimi düşündüğüm bir süre sonra çöpleri bitirmiştim. Nefes nefeseydim ve çok terliydim. Duşa girmeyi düşünüyordum ki işlerim bitmemişti. Hatta çoğu daha duruyordu. Yerler çok tozlu ve pisti , duvarlar da aynı şekilde. Mutfağa gidip bir kova su doldurup birkaç bez daha aldım ki mutfağın halinin benim odamdan kat be kat daha kötü olduğunu gördüm. Buraya sonra tekrar gelebilirdim. Öncelikle odamı temizlemeliydim. Aslında banane ki ? Neden bu kadar düşünüyorum kulübemi ? Eğer kardeşlerim umursamıyorsa ben de umursamayabilirdim. Ama hayır , Zeus kulübesinin ismi daha yükseklerde olmalıydı. Fazla kardeşimiz olmadığı için belki birinci olamayacaktım. Hatta ilk üçe bile giremeyebilirdik. Ama eğer yeterince azimli olursak yine de üstlerde bir yere oturabilirdik. Eh , savaşta iyiysek bizden her şeyde de iyi olmamızı bekleyemezsiniz değil mi ? Bu düşüncelerle odama gittim ve etrafa bakındım. İşe yerlerden başlayacaktım. Elime paspası da almıştım. Zeus aşkına ! Bu işten gerçekten nefret ediyordum. Ben bir erkektim ve bu işi yapamazdım , bu genlerimde yoktu... Yere biraz su döküp paspasla yerleri silmeye başladım. Bu iş çok yorucuydu çünkü her yere ulaşmak için inanılmaz bir çaba sarfediyordum. Sonunda yerlerin temiz olduğuna kanaat getirdim ve duvarlara geçtim. Bezi suya batırdım ve duvarları silmeye başladım. Zeus aşkına ! Bu gerçekten çok yorucu bir işti. "Normal kadınların da büyük sorunları varmış cidden." diye düşündüm. Bütün duvarlar bitene kadar beş defa falan dinlendim. En sonunda işim biter bitmez yatağa yığılıp kaldım. Yarım saat kadar yattıktan sonra yapılacak daha çok işin olduğunu düşünerek yine kalktım. Aman tanrılarım ! Bu temizlik işi gerçekten de çok zordu. Yerleri halletmiştim. Masam , kitaplığım ve duvarlar da hallolmuştu. "Odamda temizlemediğim ne kaldı acaba ?" diye düşünürken gözüm kıyafet dolabına gitmişti. Hayır , hayır olamaz ! Orayı temizlemek istemiyordum. Bir tanrıyla bile savaşabilirdim - tamam biraz abarttım - orayı temizlememek için. Ama kulübem için buna katlanacaktım. Hayır , bu sefer rezil olmayacaktık. Korkak adımlarla dolaba yaklaştım ve kapağı açmamla yere yığılmam bir oldu. Üzerime her türlü eşya düşmüştü. İç çamaşırları bile dahildi bu işin içine ! "Ne büyük bir rezillik !" dedim kendi kendime. Burayı madem açmıştım , temizlemek zorundaydım. Giysilerin arasından diğer çöpleri ayırdım ve yanımda getirdiğim çöp poşetine tıktım. Sonra da oturup kıyafetleri katlamaya başladım. Zeus aşkına ! Bunu beceremiyordum ve yapamayınca da çok sinir oluyordum. Tam bırakacaktım ki aklıma Athena çocukları geldi. Gözlerimi kapattığımda hepsini görebiliyordum. Aralarından birkaçı arkadaşımdı. Gülüyorlardı bana ; alay ederek gülüyorlardı. En son temizlik denetlemesinde birinci olmuşlardı ve Zeus kulübesiyse 1 puan almıştı ! Gözlerimi açtım ve son sürat kıyafetleri katlamaya başladım. Kıyafetleri birbiri ardına katlarken tek düşündüğüm şey son denetlemede en az üç almaktı. Zamanın farkına varamamıştım ve saat neredeyse beş olmuştu. Ben ise kıyafetlerimi toplamayı yeni bitiyordum. Yorgun argın kıyafetleri bir köşeye koyduktan sonra tekrar elime bezi alıp kıyafet dolabının içerisini silmeye başladım. Neyse ki dolabın içi fazla pis değildi. Biraz da o işle uğraştıktan sonra kıyafetleri türlerine göre dolaba koymaya başladım. Pantolonlar , t-shirtler falan filan. Sanırım benim odamda işim bitmişti. Yapılacak bir şeyler var mı diye bakıyordum. Sanırım yoktu. Ben de mutfağa doğru yöneldim. "Umarım temizlik manyağı olup çıkmam !" diye geçirdim içimden. Ah , bunu gerçekten de istemezdim. Mutfağa yöneldiğimde yıkanmamış onlarca , pardon pardon yüzlerce , tabağı gördüm. Raflar da pisti ve yerler tozluydu. Buzdolabının arkasına baktığımdaysa hemen kaçtım. Neredeyse örümcek ağlarından geçilmiyordu. Burayı temizlemek istemiyordum , savaşmak istiyordum. Ben bir Zeus oğluydum ve benim işim temizlik yapmak değil , savaşmaktı. Hüzünle iç çektim ve bulaşıkları yıkamaya başladım. Bu çok sıkıcı bir işti. Teker teker hepsini yıkadım. Tabaklar , bardaklar... Artık beynim farklı işliyor ve "Nasıl daha kolay yıkarım ?" diye mekanizmalar üretmeye başlıyordu. Sonsuzlukmuş gibi geçen süreden sonra yıkama işlemi bitmişti. Sıradaysa durulama vardı. Bunun fazla zor olmayacağını umuyordum. Sadece su tutacaktım işte. Biraz daha bu işlerle oyalandım ve durulama da bitti. Sıra gelmişti kurulamaya. Lanet olsun , bunları yapana kadar arenada vakit geçirseydim şuan Aşil'i bile yenebilirdim (!). Sıra gelmişti silme işlemine. Paspasım ve bezimle temizlikçi bir savaşçıya benziyordum. Bugün o kadar çok temizlik yapmıştım ki umarım kardeşlerime de bir şeyler kalmıştır. Rafları teker teker sildim ve belim kopuyordu. Ayaklarımın mosmor olduğunu düşünüyordum çünkü her hareketimde canım yanıyordu. Artık bu zorluktan çıkıp işkenceye doğru gidiyordu. Ben azimli biriyimdir. Bu işin ucunu da öyle kolay kolay bırakmayacaktım. Raflardan sonra tezgahın ve masanın tozunu aldım. Neyse ki buralar kullanıldığı için o kadar da tozlu değildi. Fakat buzdolabının arkasına geldiğimde işin çok kötü olduğunu anladım. Burayı bezle silemezdim. Çok fazla toz ve örümcek ağı vardı. Paspas da buraya girmezdi. Su da dökersem dolap bozulurdu. Ben de zar zor dolabı ileri ittim ve kalan yarım kova suyu oraya döktüm. Yerleri paspasla silmeye başladım ki bu kadar kir ve toz çıkmıyorlardı. Aman tanrılarım ! Sanki evde bir canavar ordusu kalıyordu. Duvarlara gelince yaklaşık bir saat çalıştım o duvarları silmek için. Sonunda tertemiz yerler ve duvar vardı mutfakta. Artık benden bu kadardı ! Kardeşlerim de temizliğe başlamadan önce biraz dinlenmeli ve herkesin temizlik yapıp yapmadığına bakmalıydım. Kulübe lideri değildim ama kardeşim ve kulübe lideri Leonard bu işle pek ilgilenmiyordu. Yanlış anlamayın , asla onu kötülemiyorum fakat öyle işte. Ben de odalara doğru yöneldim , kardeşlerimin neler yaptığına bakmak için...

(rp out: kardeşlerim tempo biraz ! Yine 1 puan almayalım ! Very Happy )
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Leonard L. Carter
Zeus'un Çocuğu/Kılıç Eğitmeni
Zeus'un Çocuğu/Kılıç Eğitmeni
Leonard L. Carter


Mesaj Sayısı : 1903
Kayıt tarihi : 09/10/10

11. Temizlik Denetlemesi Empty
MesajKonu: Geri: 11. Temizlik Denetlemesi   11. Temizlik Denetlemesi Icon_minitimeC.tesi Mart 26, 2011 11:33 am

Sabah uyanmaya niyetim yoktu aslında. Marc beni uyandırmasaydı öğle saatlerine kadar uyuyabilirdim. Temizlik günü olması umrumda bile değildi. Benim doğamda yoktu temizlik. Hayvan gibi yer içer gezerdim. Kardeşlerim olmasa kulübeye girilmezdi bile. Marc başıma geldi ve beni uyandırmaya çalıştı. "Kalk dostum , temizliğe başlamamız lazım. Geçen seferki rezilliği yaşamak istemiyorsan tabii ki !" Ben hiç oralı olmadım. Güzel güzel uyuyordum. Geçen seferki rezillik değildi bana göre. Ceza almamıştık o bana yeterdi. "Hadi ama dostum ! Bana yardım edersen Dionysos çocuklarından aldığım birkaç şişe şarabı ve Hermes çocuklarından aldığım tonla abur cuburları senle paylaşabilirim." Şarap lafını duyunca hemen fırladım ve odamı toparlamaya giriştim. Gerinirken odanın haline baktım. Televizyonun üstünde birkaç kirli çorap duruyordu. Aslında kirli kelimes bile onlar için azdı. Leş gibi kokuyorlardı. Onları dışarı atmaya karar verdim. Camı açtım ve kimse görmeden çorapları dışarıya fırlattım. Daha sonra nerede olduğuna bakmak için eğildim. ''Ne yapıyorsun sen?'' diye sordu Jenn. Hemen geri çeklidim ve camı kaparkan yanıt verdim. ''Hiç.'' Bana şöyle bir baktı ve yoluna devam etti. Jenn'in gitmesiyle odama tekrar bir baktım. Yerde tozlu kitaplar raflara kaldırılmayı bekliyor, abur cubur poşetleri geziyordu. Böcekler kolduğun arkasına yuva yapmıştı ve onların temizlenmesi gerekiyordu. Bir küfür savurdum ve kitaplarımı kaldırarak raflara rastgele yerleştirdim. Ama bu bir hataydı çünkü raflarda tozluydu ve temizlenmeleri gerekiyordu. Kitapları tekrar vere indirdim ve bir bez almak için mutfağa yöneldim. Hemen bir bez kaptım ve biraz ıslattım. Daha sonrada rafa yöneldim ve rafın tozunu aldım. Bezi almışken kalın kapaklı kitapların tozlarınıda aldıktan sonra kitapları rafa yerleştirdim. Daha sonra bezi televizyon masasının üzerine koydum. Hemen yerdeki abur cubur poşetlerini topladım ve çöpe attım.Bunun ardından da elektrikli süpürgeyi kaptım ve yerlerin tozunu aldım. Yerlerin tozunu aldıktan sonra koltuğu çektim ve arkasını görünce iğrendip yüzümü buruşturdum. Gözlerimi kapattım ve süpürgeyle örümcek ağlarını ve ağlardaki kurbanları çektim. Bunu yaptıktan hemen sonra koltuğu geri ittim ve süpürgeyi bıraktım. Mutfağa kardeşim Marc'ın yanına yöneldim. Kendisi bulaşıkları yıkıyordu. ''Yardıma ihtiyacın var mı?'' diye sordum ve ''Hayır.'' cevabını alınca çöpleri dışarı çıkartmaya karar verdim. Kokan çöpleri her bir odadan aldım ve dışarıya diğer kötü kokan poşetlerin yanına attım. Temizlik bitince iyi bir duş almaya karar verdikten sonra tekrar kulübeye girdim. Sürekli oturduğumuz odaya gittim ve odayı gözden geçirdim. Odama döndüm ve elektrikli süpürgeyi aldım ve oturma odasına geri döndüm. Süpürgeyi fişe takıp ortalığı süpürdüm. Süpürgeyi yerine kaldırdım ve mutfağa kardeşime yardıma gittim. Marc bulaşıkları yıkıyordu. ‘’Kay yana.’’ Dedim ve onu ittirdim. Elime bir tabak aldım ve bulaşıkları yıkamaya başladım. Bulaşıklar o kadar fazlaydı ki. Tabaklar, bardaklar… Bu iş çok sıkıcıydı. Benim işim savaşmaktı temizlik yapmak değil ! Bulaşık bittikten sonra Marc’la beraber iki kova boya ve iki fırça alıp kendimizi dışarı attık. Dışarıdaki merdiveni aldım ve merdiveni duvara dayadım. Kovalardan birisini ve fırçalardan birisini aldım ve boyaya başladım. Aynısını Marc da yaptı. Diğer merdiveni aldı ve kulübenin duvarına dayadı. Daha sonra kalan boya kovasını ve boya fırçasını alarak işe koyuldu.
Bir süre duvarları boyadık ve işimiz bitince merdivenlerden indik. İki merdiveni de yerlerine koyduktan sonra kovalar ve fırçalarla içeriye daldık. Boyalar ve fırçaları yerlerine kaldırdıktan sonra üzerimizdeki boyalı tişörtleri çıkarttık. Tişörtleri çamaşır makinesine attık ve üzerimize yeni bir şeyler giymek için odalarımıza yöneldik. Odamda üzerime siyah bir tişört geçirdim ve hemen odadan çıktım. Marc’da benimle aynı anda odadan çıkmıştı. Onun üzerinde de siyah bir tişört vardı. Birbirimize baktık. ‘’Yapılacak bir şey kalmadı galiba?’’ diye sordum. ‘’Diğerlerine bakalım.’’ dedi Marc. Bende başımı salladım ve diğerlerine bakmaya gittik. Jenn, Claudia ve Kate de işlerini bitirmişlerdi. ‘’Bitti mi?’’ diye sordum. ‘’Evet.’’ dedi Jenn. Bunu duyunca hemen koltuğa uzandım ve televizyonu açtım. ‘'Sonunda!’’ diye bağırdım ve televizyon izlemeye koyuldum. Temizlik bitmişti ve hepimiz mutluyduk. Bir dahaki temizliğe daha çok vardı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Marcus L. Stanislaus
Zeus'un Çocuğu/Kulübe Lideri/Canavarlara Karşı Korunma Eğitmeni
Zeus'un Çocuğu/Kulübe Lideri/Canavarlara Karşı Korunma Eğitmeni
Marcus L. Stanislaus


Mesaj Sayısı : 2117
Kayıt tarihi : 07/02/11

11. Temizlik Denetlemesi Empty
MesajKonu: Geri: 11. Temizlik Denetlemesi   11. Temizlik Denetlemesi Icon_minitimePtsi Nis. 11, 2011 12:38 am

Mutfakla işim bitince kulübenin daha temiz olması için neler yapabileceğimi düşündüm. Leo temizliğe katıldığı için memnundum. Leo bile kulübe için çabalıyordu ve benim daha bayağı bir işimin olduğu söylenebilirdi. Nereyi düşünmediğimi hatırlamaya çalışıyordum. Şuan kulübenin içi tertemiz olmalıydı. Ah, lanet olsun! Banyo ve tuvaleti düşünememiştim. Hemen elime paspası aldım ve yapacağım işin iğrençliğini düşündükçe kusmamaya çalışıyordum. Banyoya girdiğimde yerler pek kötü durumda olmasa da temizlemenin iyi olacağını düşündüm. Çünkü denetlemede her şeye bakıyorlardı ve unuttuğumuz yerler için de puan kaybetmemiz olasıydı. Temizlik manyağı olmak istemiyordum ama Zeus kulübesi son üç denetlemedir hiç temizlik yapmamıştı. Artık sıkı sıkı çalışmamız gerekiyordu çünkü zamanımız azalmıştı. Leo'ya baktığımda işlerini bitirmişti ve kanepeye uzandığını gördüm. "Lanet olsun Leo, şu kulübede iki kişiyiz ve azıcık temizlik yapıp oturuyorsun. Kalk ve çalışmaya devam et." Abimle böyle konuşmayı sevmiyordum ama ne yapabilirim ki? Beni sinirlendiriyordu. Paspası alıp banyoya girdim ve yerleri silmeye başladım. Yerlerin renginin kahverengi olduğunu sanıyordum ama gerçekten yanılmışım. Yerlerin rengi resmen kahverengiden beyaza dönüyordu. Zeus çocukları olduğumuz için kibirliydik ama aynı zamanda bir o kadar da pis olduğumuzun farkına vardım. Paspasla yerleri sildikten sonra en sevmediğim yere gelmiştik işte. Çöp kovasının poşetini alırken çektiğim acıyı kimse tahmin edemez. İçinde her türlü pislik vardı ve kafama dank etti bir anda. Ben hiçbir çöpü dökmemiştim. Her odada ve mutfakta da çöp kovası olduğu için bayağı bir zorlanacağımı hissettim. Küvete gelince orayı da bezle sildim. Fazla detaylı bir temizlik değildi ama ben de artık yorgunluktan bayılmak üzereydim. Çöp poşetini alıp dışarı çıkardım ve tenha bir yerlere attım. Artık o kadar da çok şey beklemesinler benden. Lavaboyu da sildikten sonra neredeyse koşarak uzaklaştım oradan. Şimdi bütün odaları girip çöpleri çıkarmam gerekiyordu. Kendi odama girdiğimde çöp kutumun halini gördüm. İçinde her tür şey vardı. Giyecek ve içeceklerden tutun da ilaçlara kadar. Bayağı bir zor olsa da poşeti omzuma aldım ve resmen ezile ezile dışarı kadar taşıdım. Leo'nun ne yaptığına bakmayı çok isterdim ama kafamı kaldıracak halim bile yoktu. Kulübeye geri döndüğümde daha neler yapabileceğimi düşündüm. Evet, duvarı boyayabilirdim. Kulübemiz fazlasıyla büyüktü ama dışı biraz hasar almıştı. Biraz boya ve bir fırça alıp kulübenin dışına kadar taşıdım. Eskiden evleri boyayan insanlara bakıp çok eğlendiklerini düşünürdüm. Doğru değilmiş. Bu resmen bir eziyetti. Neredeyse kollarım çıkmıştı ve kulübenin bir duvarının sadece yarısını bile bitirememiştim. Fırçayı sürekli boyaya batırdığım için boyam azalmıştı ve kulübede daha fazla boya bulabileceğimi düşünmüyordum. Güneşin kavurucu sıcağı yüzünden artık dayanamayacak hale gelmiştim. Biraz mola verebilirdim belki. Ya da bunu yarım bırakabilirdim. Ama bu fikri hemen uzaklaştırdım. Bir duvarın yarısı boyanmış ve diğer duvarlar ise boyanmamış olursa çok kötü bir görüntü olacağı ve denetlemede puan kaybedeceğimiz kesindi. Sonunda ilk duvarı bitirdiğimde yorgunluktan bayılacak haldeydim ve dilim kurumuştu. Su içmek için kulübeye girdiğimde garip bir şey oldu. Camın açık olduğunu gördüm. Bu camı açtığımı hatırlamıyordum ve Leo da muhtemelen kulübenin bu kısmına hiç gelmemişti bile. "Leo! Mutfak camını sen mi açtın?" Leo birkaç saniye sonra cevap verdi. "Hayır, ben kulübenin orasıyla ilgilenmedim." Kulübemize izinsiz biri girmişti. Bu ne cürret? Kim Zeus kulübesine izinsiz girecek kadar cesaretli olabilirdi ki? Bir bardak su içip dışarıya çıktım ve etrafa bakınmaya başladım. Ortalıkta hiç kimse görünmüyordu. Tam kulübeye girecektim ki birkaç ayak izi gördüm. Bu şüphelerimi haklı çıkarıyordu. Kulübemize izinsiz biri girmişti. İlk başta ağabeyim Leo'ya bunu söylemeyi düşündüm ama eğer ona kulübemize izinsiz birinin girdiğini söyleseydim çok sinirlenirdi. O çocuğu arardı ve bulduğunda ise çok feci şeyler olabilirdi. Hem de eğer bunu Leo'ya söylersem temizlikten vazgeçip çocuğu aramaya başlardı. Bu işi kendi başıma halletmem gerekiyordu sanırım. İzleri takip ettiğimde pek bir ipucu bulamadım ama gözlerim kulübenin etrafında dolaşıyordu. Kulübenin ikinci duvarını da bitirdiğimde son iki duvar kaldığı için içten içe seviniyordum. Ama bir dal kırılma sesiyle irkildim. Kılıcımı çekmeme gerek yoktu çünkü bir canavarın geldiğini düşünmüyordum. Zeus aşkına! Hangi canavar pencereden bizim kulübemize girebilirdi ki? Kulübeden dolaşmaya başladığında çocuğu sonunda yakaladım. Sessiz ve dikkatli adımlarla mutfak camına doğru ilerliyordu. Çocuk o kadar heyecanlıydı ki arkasından geldiğimi bile görememişti. Çocuk mutfak camından girince ne yapacağını düşünüyordum. Çocuk direk mutfağa girdi ve dolaplardaki her şeyi yerlere saçmaya başladı. Sinirden şaşkına dönmüştüm. Bu çocuk temizliğimizi sabote etmeye çalışıyordu. O kadar sinirlendim ki etrafımda şimşekler çakıyordu. Çocuğa hırıltılı bir sesle "Selam dostum. Acaba neden temizliğimizi sabote ediyorsun." Çocuğun suratı şaşkınlıktan ve korkudan bembeyaz kesilmişti. Çocuk bütün gücüyle koşup mutfak camından atladı ve kaçmaya başladı. O kaçarken arkasından bir kahkaha attım. "Ha ha ha! Benden asla kaçamazsın seni bücür. Seni bu yaptıklarına pişman edeceğim." Çocuk birkaç adım gitti. Sonra gelip gelmediğime bakmak için arkasını döndüğümde şimşek hızına dönüştüm ve bütün gücümle ağzına tekmeyi geçirdim. Çocuğun şaşkınlıktan dili tutulmuştu. "Nasıl şimdi, temizliği sabote etmek güzel miymiş? Seni geri zekalı. Bu işin yanına kalacağını mı düşünüyordun?" Çocuğa art arda yumruklar atmaya başladım. Çocuk sonunda trans halinden çıkıp bağırarak çığlık atmaya başladı. Etraftaki birkaç melez bizi ayırmak için aramıza girdiler. Çocuğun dudağı feci bir biçimde patlamıştı. Aynı zamanda gözü morarmış ve burnundan kan akıyordu. Ona bu dersin yeteceğini düşündüm. Kulübeye dönüp çocuğun döktüğü şeyleri tekrar yerlerine koydum ve kırılanları da çöpe... Artık bedenim iflas noktasına gelmişti. Temizliği fazla abarttığımı biliyordum. Yine de devam edecektim. Bu gece kusursuz bir uyku çekeceğimden emindim. En azından yirmi dört saat aralıksız uyuyacaktım. Neyi unuttuğumu hatırlamaya çalıştım. Kulübe duvarı... Hemen dışarı koşup fırçayı aldım. Saatlerdir duvarı boyadığım için artık ustalaşıyordum ve kalan iki duvarı da bir saat içinde bitirdim. Kulübeye girdiğimde tüm odaları dolaştım ve hiçbir değişiklik olmadığını gördüm. Ne yani, Leo temizlik yapmamış mıydı? Sinirli bir halde Leo'yu buldum. "Lanet olsun Leo, neden temizliğe devam etmiyorsun?" Benim sinirli halimi gören Leo oturduğu yerden abur cuburları yiyerek kahkaha attı. Sinirlerim bozuk olmasına rağmen bende gülmeye başladım ve Leo'nun yanına oturdum. "Biraz oturup dinlensek sorun olmaz sanırım. Ama unutma abicim, temizlik sırası sende." Leo "imkansız" dermiş gibi bana baktı. Umurumda bile değildi çünkü gerekirse silah zoruyla bile Leo'ya bu temizliği yaptırmaya kararlıydım.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Alexandra Bethany Daniels
Afrodit'in Çocuğu
Afrodit'in Çocuğu
Alexandra Bethany Daniels


Mesaj Sayısı : 1854
Kayıt tarihi : 05/09/10

11. Temizlik Denetlemesi Empty
MesajKonu: Geri: 11. Temizlik Denetlemesi   11. Temizlik Denetlemesi Icon_minitimeÇarş. Nis. 13, 2011 2:28 am

Değerlendirmede. Smile
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
11. Temizlik Denetlemesi
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Zeus Kulubesi Temizlik RP'si (Temizlik Denetlemesi 5)
» Temizlik denetlemesi 7 ...
» 13. Temizlik Denetlemesi
» Temizlik Denetlemesi 9
» Temizlik Denetlemesi 15

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Olimpos Rpg :: Melez Kampı :: Kulübeler :: Zeus Kulübesi-
Buraya geçin: