Olimpos Rpg
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Olimpos Rpg

Percy Jackson ve Olimposlular ile Olimpos Kahramanları serilerinden esinlenilerek oluşturulmuş, zirvedeki rpg forum sitesi.
 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 13. Temizlik Denetlemesi

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Selene Darcy Harris
Hades'in Çocuğu
Hades'in Çocuğu
Selene Darcy Harris


Mesaj Sayısı : 808
Kayıt tarihi : 28/09/10

13. Temizlik Denetlemesi Empty
MesajKonu: 13. Temizlik Denetlemesi   13. Temizlik Denetlemesi Icon_minitimeCuma Mayıs 20, 2011 7:49 am

Tembelliği seven biri olarak öğlene kadar yatmaya bayılıyordum. Hiç değilse tüm yorgunluğumu atıyordum ama değil mi? Altımdaki çarşafın yumuşaklığını hissederek uyandım ve yine mükemmel rüyalardan birinin bitmesine üzüldüm. Yine mi ne görmüştüm? Eh her zaman ki hayaller işte. Ünlü bir oyuncu olmak, Brad Pitt’le takıl falan… Ne var? Adama ciddi ciddi hayrandım. Yaşlı olması bile beni ilgilendirmiyordu. Gözlerimi açar açmaz derin bir iç çektim. Neyse bir daha ki rüyalara artık… Yavaşça yatağımdan kalkıp etrafa baktım. Enkazdan mı çıkmıştık? Yastıklar bir tarafta, çarşaflar yerlerde halı gibi, giysiler lambalara asılmış… Uzunca bir süre etrafa bakmak zorunda kalmıştım. Ne dönüyordu ki? Kafamı kaşıdıktan sonra ayaklanarak kendimi banyoya doğru hareket ettirdim. Ayna da kendime baktığım anda çığlık attım. Bu boya da neydi böyle? Burnum kırmızıya boyanmıştı. Kaşlarım ise maviydi. Saçlarım ise beni şoka uğratan asıl mesele olmuştu. Pembe boya mı? Ah tanrım! Şaka mıydı bu? Saçlarım kızıl değil de şeker pembesiydi! Hemen musluğu açıp saçımı altına tuttum. Hayır, hiçbir etkisi yoktu. Belki biraz şampuan? Elbette. Küvetin yanında duran kırmızı renk şampuanı alıp biraz elime sıktıktan sonra hemen saçımı köpürtmeye çalıştım. Geçmiyordu hatta daha da beteri garip bir renk alıyordu. Beyaz? Beyaz mıydı bu? Tanrım! Bu birinin kötü şakasıydı ama hadi neyse… Aynada son bir kez kendime baktıktan hemen sonra odaların bulunduğu tarafa gittim. Dışarı böyle çıkamazdım. Ne yapacaktım?

Tam ben düşünürken kahkaha atan birinin sesini duydum. Doğrudan bizim kulübeye geliyordu. Ah bu kahkaha elbette tek bir kişiye ait olabilirdi. Robyn… Kapıyı açar açmaz gözleri bana sabitlendi ve kahkahası daha da feci bir hal aldı. Gözlerimin kırmızı bir renk aldığını biliyordum. Ellerimi göğsümde birleştirmiş, ayağımı da sinirle yere vuruyordum.
‘‘Ne yani çok mu komik?’’ Robyn cevap vermek istese bile gülmekten bunu beceremiyordu. Beş dakika sonra neyse ki sakinleşmişti. Bu sefer yüzüme baktığı halde gülmüyordu. Sadece yüzünde sinsi bir tebessüm vardı. Konuşmuyor etrafa bakıyordu. Aklından neler geçtiğini hissedebiliyordum. ‘‘Artık bir açıklama yapar mısın sevgili kardeşim?’’ Onun konuşmasını beklerken bir yandan da saçımı bağlayacak bir şeyler arıyordum. Yüzüm zaten feci durumdaydı, saçlarımı görmeye dayanamıyordum. ‘‘Ah Sel, gel seninle bir anlaşma yapalım.’’ Gözlerindeki kötülük fark edilmeyecek gibi değildi. Merak edermişçesine kaşlarımdan birini havaya kaldırıp konuşmasını bekledim. Neyse ki beni fazla bekletmiyordu. Zaten sinirliydim. ‘‘Eğer sen bugün kulübeyi temizlersen, bende saçlarını ve yüzünü eski haline dönüştürürüm. Bunun ilacı bende Sel…’’ Gözlerimi kısıp doğrudan ona baktım. Tabi ya… Bu çocuk beni beyinsiz falan mı sanıyordu. ‘‘Sen yaptın değil mi? Hepsi senin suçun!’’ Robyn ilk önce çenesini sıvazladı ve ardından küçük bir kahkaha attı. ‘‘Ah kardeşim, zekana bayılıyordum.’’ Ellerimi yumruk halinde sıkmıştım. Birazdan boğazına yapışacaktım ya da Kerberus’u çağıracaktım. Gözlerimi kapatıp derin derin nefes aldım. Gözlerimi açtığımda karşımda dikilmiş bir durumdaydı. Bilmiş çocuk! ‘‘Ah kardeşim, beni öldüreceksin. Her neyse Rose beni bekler!’’ Üstüne saldıracaktım ki… Lanet olası gölge yolculuğu! ‘‘Ah Robyn! Sen bittin, öldün! Mahvedeceğim seni!’’ O kadar sinirliydim ki… Karşıma çıkacak tek bir insanı bile gebertebilirdim. Sakince yatağıma oturup derin derin nefes aldım. Acaba Stella yardım eder miydi? Ah o da büyük ihtimalle şu gıcık Athena kızı Lucy ileydi. Keşke şu Athena çocuklarıyla iyi anlaşabilseydim. Bana kesinlikle yardım ederlerdi. Derin bir of çektikten hemen sonra ayağa kalktım. Üstüme en eski giysilerimi biydim. Beyaz askılı bir bluz ve altına da kısa siyah şort… Bunlar temizlik için ideal giysilerdi. Eh ne yapabilirdim ki? Mecburen temizlik yapacaktım. Kolları sıva Selene hanım. Kulübeni tertemiz yapıp da Robyn beye gününü göstermelisin. Peki temizlik başlasın.

İlk olarak yatakları düzeltmeyi düşündüm. Bütün çarşaflar kirliydi. Neyse ki beş kişiydik, ben buna da alışık değildim ama elimden bir şey gelmezdi. Bütün çarşafları teker teker topladıktan hemen sonra banyoya koştum. Hepsini bir güzel çamaşır makinesine attım. Onlar burada yıkanırken bende dolaptan yeni çarşaflar çıkaracaktım. Bu sefer kırmızı ve siyah tonlarını kullanmak istediğim için son alınan çarşafları serdim. Hepsi birbirinden güzeldi ve tertemiz kokuyordu. Yerlere atılmış kirli giysileri sepete atarken bir yandan da dolapların tozlarını alıyordum. Tabi şu küçük kemi kafa mumları da düzeltmeyi unutamazdım. Kim almıştı ki bunları? Büyük ihtimalle zavallı kız kardeşim Stella’ya Robyn aldırmıştır. Ah o çocuk yok mu?! Ona gününü gösterecektim! Eceli benim elimden olacaktı. Yine ellerimi yumruk yapmış işimi unutuyordum. Bu yaptığı kötülüğü unutmaya çalışarak işime döndüm. Şimdi sırada ne vardı? Büyük ihtimalle şu kirli örtüleri makineden çıkarmam gerekecekti. Onları çıkartırken bir yandan da kirli giysileri makineye yerleştiriyordum. Annem nasıl yapıyordu ki? Siyahlarla beyazlar ayrı yıkanıyordu galiba… Ah tanrım! Ne yapacaktım ben? En iyisi onları ayrı yıkamaktı. Gözlerimi kapatıp kendime şans diledim ve makineyi çalıştırmaya başladım. Onlar yıkanırken bende çarşafları ve örtüleri arka bahçeye asacaktım. Eh bu konuda mecburdum. Çünkü kurutucumuz bozulmuştu. Kimse uğraşmıyordu ki artık. En son temizlik kim bilir ne zaman yapılmıştı.

Arka bahçeye çıktığımda çarşafları teker teker asmaya başladım. Arkamdaki kahkaha seslerini duyunca irkildim. Yan kulübede duran birkaç çocuk bana bakıyordu, üstelik gülerek.
‘‘Siz kime gülüyorsunuz?’’ Şaşkınlık içinde onlara baktım. Onlarsa hala gülüyordu. ‘‘Sana elbette palyaço kız. Bu kampta palyaço olduğunu bilmiyorduk, bilseydik önceden gelirdik.’’ Gözlerimi kapadım ve yumruğumu sıktım. ‘‘Siz ahmaklar ya buradan gidersiniz ya da öfkem ile savaşırdınız.’’ Birden gülmenin kesildiğini gördüm. Gözlerimi açtığımda iki çocuk dehşetle arkama bakıyorlardı. Tabi ben ne yapmaya çalıştıklarını anlayana kadar kaçmayı başarmışlardı. Onlar gittikten hemen sonra arkama baktım. Yine bir şey yoktu. Son günlerde neden herkes böyleydi? Ne zaman sinirlensem arkama bakıp kaçıyorlardı. Tanrım, bu da bir şaka mıydık? Çarşafları astıktan hemen sonra içeriye girip çalışma odasını temizlemeye başladım. Fazla kitap okumazdık ancak yine de severdik. Hepsini tarihlerine ve konularına göre ayırdıktan sonra dolabın tozunu aldım. Masa üzerindeki ödevlerini görünce gülmeye başladım. Büyük ihtimalle Stella’nındı. Fazla gelmiyordu buraya ancak kafa dinleyip ders çalışmak için bu fırsatı kaçırmazdı. Üstelik gölge yolculuğu varken yol sorunu da olmuyordu. Çalışma odası ile işimin bittiğini düşününce banyoya gittim. Giysileri de çıkartıp kurumaya bıraktım. Onlar çarşaflar ile kururken banyoya temizlemeye başladım. Temizlik berbattı ama banyo temizliği daha da berbattı. Özellikle de küveti silmeye çalışırken birden su açılıp üstünüz ıslanırsa her şey daha da berbat oluyordu. ‘‘Lanet olsun! Neden ben?’’ Sinirle aynaya koştum. Bembeyaz saçlar… Yaşlanınca da böyle mi olacaktım. Eh pürüzsüz bir ten yerine kırışık bir surat hayal ettim. Harika. Merhaba yaşlı Selene, hoşça kal genç Selene…

Banyo ile de işim bittikten sonra odalara gidip perdelere baktım. Onları Stella ile geçen eğlencesine yıkamıştık. Eh o zaman bir sorun yoktu. Arka bahçeye gidip çarşaflarla giysileri aldım. Sıra ütüdeydi. Harika! Hepsini tek tek ütüledikten sonra çarşafları katlayıp dolaba yerleştirdim. Elbiseleri de kendi dolaplarımıza koydum. İşte bu kadardı. Banyodan gidip deniz kokulu oda parfümünü aldım. Tüm odalara sıktıktan hemen sonra Robyn’in çatlayacağını düşündüm. Kesinlikle ondan öcümü alacaktım. Bütün temizliği bitirdikten sonra elime bir kitap alıp okumaya başladım. Robyn’in gelmesini büyük bir merakla bekliyordum.

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Alexandra Bethany Daniels
Afrodit'in Çocuğu
Afrodit'in Çocuğu
Alexandra Bethany Daniels


Mesaj Sayısı : 1854
Kayıt tarihi : 05/09/10

13. Temizlik Denetlemesi Empty
MesajKonu: Geri: 13. Temizlik Denetlemesi   13. Temizlik Denetlemesi Icon_minitimePerş. Haz. 09, 2011 8:12 pm

Değerlendirmede.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
13. Temizlik Denetlemesi
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Zeus Kulubesi Temizlik RP'si (Temizlik Denetlemesi 5)
» Temizlik Denetlemesi 9
» 11. Temizlik Denetlemesi
» 14.Temizlik Denetlemesi!!!
» Temizlik Denetlemesi 16

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Olimpos Rpg :: Melez Kampı :: Kulübeler :: Hades Kulübesi-
Buraya geçin: