Olimpos Rpg
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Olimpos Rpg

Percy Jackson ve Olimposlular ile Olimpos Kahramanları serilerinden esinlenilerek oluşturulmuş, zirvedeki rpg forum sitesi.
 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Temizlik Denetlemesi 13

Aşağa gitmek 
4 posters
YazarMesaj
Alexia Sophie Russell
Hypnos'un Çocuğu/Kulübe Lideri/Büyü Teknikleri Eğitmeni
Hypnos'un Çocuğu/Kulübe Lideri/Büyü Teknikleri Eğitmeni
Alexia Sophie Russell


Mesaj Sayısı : 654
Kayıt tarihi : 26/01/11

Temizlik Denetlemesi 13 Empty
MesajKonu: Temizlik Denetlemesi 13   Temizlik Denetlemesi 13 Icon_minitimePerş. Mayıs 19, 2011 8:33 am

Sabahın ilk ışıklarıyla uyanmak ve yepyeni bir güne onlarla merhaba demek kadar kötü bir şey olabilir mi acaba? Homurdana homurdana yorganımı üzerimden attım ve yatağımdan zor da olsa kalktım. Bugün temizlik günüydü ve kardeşlerimin bundan haberi yoktu. Olsa da kalkmayacakları kesindi. Bu nedenle kulübenin eski ama bir o kadar da yeni lideri olarak öncelikle kendimi, sonra da kardeşlerimi uyandırmalıydım.
Sıcacık yatağıma dönüp uykunun huzur dolu kollarında mutluluğu bulmak için her şeyimi verebilecek durumda olmama rağmen inatçı bir keçi gibi banyoya gittim ve buz gibi suyu suratıma çarptım. O anda her şey netlik kazandı, etrafa uykulu gözlerle değil, ayıklıktan kafayı yemek üzere olan gözlerle bakmaya başladım ve ben de bunu istiyordum.
Birbirinden eğlenceli uyandırma planlarıyla kardeşlerimin odasına doğru süzülürken ilk kurbanımın kim olacağına karar vermiştim: Richard! Benim biricik asosyal abim biraz temizlik yapsa sosyalleşmezdi herhalde.
Tam odasına girip uykusunu mahvedecekken durdum, ne yapıyordum ben böyle? Onları temizlik yapmaya çağıracaktım, ancak daha ben hazır değildim! Üzerimde pijamalarla nasıl temizlik yapabilirdim ki? Ayrıca kulübe lideri olarak kardeşlerime örnek olmam gerekiyordu ve son baktığımda odam pek de temiz değildi.
Hafif araladığım kapıyı yavaşça kapattım ve temizlik malzemelerini almaya koştum. Kendi odamı temizlemeyi bitirdikten sonra uykucuları kaldırırdım. Bana gerekecek malzemeleri alıp odama gittim ve uykuluyken fark etmediğim bir gerçekle yüz yüze geldim: Odam Titanlarla Olimposlular arasındaki savaşa ev sahipliği yapmış gibiydi! Derin bir nefes alarak "Haydi bakalım Alexis, temizlik seni bekler kızım." dedim ve büyük bir cesaret örneği göstererek temizliğe başladım.
İlk işim camı açmak oldu. Odam o kadar havasızdı ki burada nasıl yaşadığımı çözememiştim. Acaba ben bir zombiydim de haberim mi yoktu? Bu düşünceyle kıkırdayarak yerdeki kâğıtları, tüyleri, kısacası çöpleri toplamaya başladım. Pijama partisi esnasında yaptığımız yastık savaşının etkileri tüm kulübede hissediliyordu. Hâla ummadık yerlerden tüyler çıkıyordu ve ben her seferinde kahkahalara boğuluyordum.
Yerdeki her çöpü tek tek çöp poşetine attığıma emin olduktan sonra çöp poşetini bir kenara bırakıp etrafa dağılmış giysilerimi toplamaya başladım. Kirlileri banyoya götürürken temizleri katlayıp dolabıma koyuyordum ve bu iş gerçekten çok sıkıcıydı. Kulübede çıt çıkmıyordu ve tek başıma temizlik yapmaktansa camdan atlamayı tercih edebilecek duruma gelmiştim.
'Diğerlerini eninde sonunda uyandıracağım. Sanırım komik planlarım yerine müziği tercih ederler.' diye düşündüm ve radyoyu açtım. Şanslıydım, sevdiğim şarkılardan biri çalıyordu. Bir yandan katladığım kıyafetlerimi dolabıma yerleştirirken, diğer yandan şarkıya eşlik ediyordum. İşte şimdi temizlik yapmak eğlenceli olmaya başlamıştı.
Kıyafetleri bitirip dolabımın kapağını kapattığımda tam karşımdaki kitaplığımın dağınıklıkta dolabımla yarıştığını gördüm. Tüm kitapları yere yığdım ve toz bezimi kaptığım gibi kitaplığımın bir karış tozuna daldım. Hapşıra hapşıra tozları alırken bu kadar tozun birikmesine ve odamın beni şaşkınlıktan şaşkınlığa sürüklemesine şaşırmıştım.
Kitaplığımın tozunu almayı bitirip kitaplarımı alfabetik sıraya göre dizdim. Uzun süredir kitap okumuyordum, ancak rüyalar da en az kitaplar kadar ilginçti ve son zamanlarda rüyaları tercih etmeye başlamıştım.
Makyaj masamdaki kolye, küpe gibi şeyleri de kutularına yerleştirip çekmecelere koyunca odam oldukça düzenli görünmeye başlamıştı. Mutlulukla gülümseyerek etrafın tozunu aldım ve yatağımın nevresimlerini değiştirdim. Zorlanarak da olsa perdeleri çıkardım ve yerlerine yenilerini taktım.
Son olarak en sevdiğim koku olan sahil kokusunu sıktım ve radyomu alarak kardeşlerimi uyandırmaya gittim. Müzik ruhun gıdasıdır ve temizlikle çok iyi gider kardeşlerim!
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Georgina Orwell
Hypnos'un Çocuğu
Hypnos'un Çocuğu
Georgina Orwell


Mesaj Sayısı : 590
Kayıt tarihi : 18/02/11

Temizlik Denetlemesi 13 Empty
MesajKonu: Geri: Temizlik Denetlemesi 13   Temizlik Denetlemesi 13 Icon_minitimePtsi Mayıs 23, 2011 2:58 pm

Başımın ağrısından rahat yatağımda bir o yana, bir bu yana dönüyordum. Nereden kapmıştım bu lanet olasıca gribi? Dünden beri bu haldeydim. Şu anda bangır bangır çalan müziğin de başımın ağrısını geçirmeye pek yardımı olduğu söylenemezdi. Aksine başımı daha da ağrıtıyordu. Hala iki elimle başımı tutarken inleyerek "Birisi şu müziği sustırabilir mi?" diye seslendim. Ah! Sesim tıpkı karga sesi gibi çıkmıştı. Hatta karga gibi demek fazla iyimser bir yorum olurdu, kargaların sesi bile daha güzeldir. Oldum olası grip olmaktan nefret etmiştim. O sırada bir öksürük nöbetine tutuldum. Baş ağrısı ve sesimin gitmesi yetmemişti, bir de öksürük başlamıştı.

Aniden müzik sesinin yok olduğunu fark ettim. Alexis odama girmişti - onun orada olduğunu farketmemiştim- elinde bir radyo vardı ve oldukça endişeli görünüyordu. Büyük ihtimalle sesimin berbatlığını ve öksürdüğümü duyunca endişelenmişti.

"Dünden beri bu haldeyim. Gribe fena yakalandım." dedim acıklı bir pozda. "Üstelik uyuyamıyorum da."

Alexis hala endişeli bir şekilde "Temizlik yapabilir misin?" diye sordu. Odama baktım. Alexis'le olan son yastık savaşımızdan sonra hala etrafta hatırı sayılır sayıda kuş tüyü vardı. Buranın fena halde temizliğe ihtiyacı var gibi görünüyordu. "Yapabilirim ama sadece odamı temizleyebilirim." dedim. Bu yalandı. Aslında kendimi hiç de temizlik yapabilecek gibi hissetmiyordum ama odam berbat bir haldeydi.

"O zaman ben de diğerlerini uyandırayım. Müziğin sesini fazla açmamaya çalışırım." deyip beni griple savaşımda alnız bırakarak odamdan çıktı Alexis. Müziğin sesini fala açmayacakmışmış. Saçmalık. Hala müziğin sesini duyabiliyordum. Bu da başımı daha çok ağrıtıyordu. Başımın ağrısına rağmen lavaboya gittim ve yüzüme bir iki soğuk su çarptım. Soğuk suyun bir süreliğine baş ağrısını yatıştıracağını umuyordum. Ardından odamın haline baktı. Neyse ki bu sefer fazla dağınıklık yoktu, sadece tüyleri toplamam ve odamın tozunu almam gerekecekti.

Bir koşu kilere indim ve bir elbezi ile camsil aldım. Çöpkutusu da aldım tabii. Tüyleri onun içine toplamak gerekiyordu. Odama geldiğimde önce tüyleri toplamak gerektiğine karar verdim. Hızlı bir tempoyla işe başladım. Hala biraz başım ağrıyordu ve bol bol öksürük nöbetine tutuluyordum ama aldırmadım. Yatağımın altındaki bazada bile tüyler vardı, buna inanabiliyor musunuz? Hepsini topladığımda çöp kutusunun da dolduğunu farkettim. Çöp kutusunu odamın uzak bir köşesine -temiz olan bir köşesine- kaldırdım. Onu sonra çöpe atardım. Şimdi tozları almak gerekiyordu. Bunun için de bezi ıslatmalıydık.

Yine bir koşu lavaboya gidip bezi ıslattıktan sonra - bu arada yüzüme tekrar soğuk su çarpmayı da ihmal etmedim tabii- odama döndüm. Direkt makyaj masasına yöneldim. En çok orayı kullandığım için en çok oranın temiz olması lazımdı. Neyse ki orası fazla kirlenmemişti, bu sayade çabucak oranın tozunu alıp yatağımın yanındaki çekmeceye geçtim. Toz almak kolay işti ama cam silmek için aynı şeyi söyleyemezdim. Pencerenin camı felaket pisti. Temizleyene kadar kollarım kopmuştu ve çıkan tzun beni bol bol öksürük nöbetine tutup nefessiz bırakmasını da saymıyordum bile. Bez de kir içinde kalmıştı. Onu da odamın herhangi bir kenarına fırlattım. Aslında yenisini almam gerekirdi ama odamın tozunu alma işi bittiğine ve odam tamamen temizlendiğine göre buna gerek kalmamıştı. Şimdi yapılacak tek bir şey kalmıştı, o da çöpü -yani tüyleri- çöpe boşaltmak. Öksürük nöbetine tutulup çöp kutusuna bakarken aklıma bir fikir geldi ve şeytanca sırıtmadan edemedim. Alexis'in başı bugün çok ağrıyacaktı, çok.

Çöp kutusunu dışarıya çıkarmadan önce Alexis'in odasına giden yolu ve etrafı kolaçan ettim. Güzel. Kimsecikler yoktu. Onlar büyük ihtimalle ya bilmem kaçıncı rüyasında ya da temizlikteydiler. Etrafın temiz olması üzerine çöpü kucakladığım gibi Alexis'in odasına yaklaştım. Alexis odasında değildi. Bunun üzerine içeriye girdim. Öksürmemeye ya da dikkat çekmemeye çalışyordum. Sonra işin eğlenceli yanı başladı. Yani - çöpün içindeki tüyleri Alexis'in odasının her yanına yaydım. Mükemmel. Alexis'in odasına girdiği anda keçileri kaçıracağından emindim. Operasyonun(!) tamamlanması üzerine çöpü kilere bıraktım.

Kilerden odama çıkmak saatler sürmüş gibi geldi. Baş ağrısı ve öksürük o kadar bastırıyordu i, iki saniyede bir durup başımı tutuyor ya da öksürük krizine giriyordum. Odama girdiğim anda kendimi yatağa attım ve uyumaya çalıştım. Öksürük ve baş ağrısı bir türlü rahat bırakmıyordu.


Spoiler:
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
David Killer
Hypnos'un Çocuğu
Hypnos'un Çocuğu
David Killer


Mesaj Sayısı : 534
Kayıt tarihi : 05/02/11

Temizlik Denetlemesi 13 Empty
MesajKonu: Geri: Temizlik Denetlemesi 13   Temizlik Denetlemesi 13 Icon_minitimeSalı Mayıs 24, 2011 11:30 pm

Sabah uyandığımda aklıma gelen ilk şey bu günün temizlik günü olduğuydu. Lex ve Gin’le yapmış olduğumuz anlaşmaya göre ben çitleri boyayacaktım. Onlar ise sadece odamı toparlayacaktı. Bunun için hemen içeri koştum. Daha renk kararlaştırmamıştık. Lex ve Gin her zamanki gibi dargındılar. Nedenini sormamak en iyisiydi. Yoksa ben de dayak yiyebilirdim. Wink Onlarla oturma odasında karar akmayı tercih ettim. Burası kulübemizin en ferah kısmıydı. Pembe ve gri ağırlıklı tonları benim çok da hoşuma gitmiyordu; ama kardeşlerim böyle beğenmişti. Pencereden dışarı bakınca harika bir manzara vardı. Ağaçlar ve Kano Gölü.. Tabii şu anda cam çok kirli olduğu için dışarıda hiçbir şey görünmüyordu. Kısa bir zamanda rengi kararlaştırmak istedim. Bunun için onlara neredeyse hiç konuşma fırsatı vermedim. Zaten onlar da hiç konuşmak istemediler. Çitleri kahverengiye mi kırmızıya mı boyayacağımıza karar veremedik. Son sözü yine ben söyledim ve kahverengide karar kıldık. Boyayı kaptığım gibi çitlerin yanına koştum. Çitlerin fazla büyük olmaması işimi kolaylaştırıyordu. Artık nemden çürümüş olan kısımlar ise gerçekten de iğrençti. Temizlikten sonra belki de Kheiron ile bu konuyu görüşmeliydim. Ya da bunu liderimiz olan Lex’e söylemeliydim. O gidip konuşabilirdi. Bu düşüncemden sıyrılıp kendimi boyamaya verdim. Her yerde aynı tonu kullanmaya çalıştım. Bu kahverengiyi elde etmek için ise kahverengi ve sarıyı birbirine karmıştım. Çitlerin boyaması için de silindir şeklinde bir fırça istemiştim. Çitlerin boyaması beni hem terletmiş hem de yormuştu. En son çiti de boyadıktan sonra boya fırçası alarak bir diğer renge batırdım. Bu renk ise kahverengi ve siyahın karışımı olan bir renkti. Bunu çitin bazı yerlerine dalgalı olarak sürdüm. Bu çite daha havalı bir görünüm katmıştı. Çitler biter bitmez kulübenin kapısını da boyamak istedim. Bunu ise kırmızı olarak yapacaktım. Bunun için hemen kilerde kendim için ayırdığım yere koştum ve kırmızı rengini aldım. Bununla bir renk elde etmedim; çünkü zaten mükemmel bir kırmızıydı. Yine silindirik fırçayla boyadım ve boyalarımı hemen kilere bıraktım. Daha sonra hemen duşa girmek istedim; ama Gin içeriden ‘’Daha işin bitmedi Dave. Odanı temizleyeceksin.’’ dedi. İşte burada patlak verdim. Anlaşmamıza göre odamı onların toplaması gerekiyordu. Hemen içeri gidip haykırdım; ama Gin içeride değildi. Odasına gittiğimde ise terlemişti ve çok kötü öksürüyordu. ‘’Seni revire götürmemiz lazım. Çok kötü görünüyorsun.’’ dedim. ‘’Hayır! Sakın bunu yapma!’’ dedi. Ben de ona özel gücümü kullanarak ‘’O zaman uyu Gina.’’ dedim. Uyuyunca da onu kucaklayıp revire kadar taşıdım. Revirde Kheiron’a durumu anlattıktan sonra kulübenin yolunu tuttum. Çitlerin mükemmel görüntüsü burada daha da mükemmeldi; çünkü güneş tam tepedeydi ve çitlere vuruyordu. ‘Acaba çitlerdeki boya güneş yüzünden erir mi?’ diye düşünmeden edemedim. Hemen içeri koştum ve odamın camını açtım. İçeride iğrenç bir koku vardı. Yerler ise pislikten geçilmiyordu. Kitaplığımdaki bütün kitaplarım dağılmıştı. Önce kitaplarımı toplamakla başladım. Hepsini yerine koyduktan sonra mitoloji kitabımın olmadığını fark ettim. ‘Herhalde biri okuyordur.’ diye düşündüm. Sonra yatağımı topladım. Yerlerdeki bütün pislikleri elimle toplamak zorunda kaldım; çünkü geçen sefer Hephaistos çocuklarının vermiş olduğu süpürgeden bir ton pislik çıkmıştı. Hemen çöpleri çöplüğüme boşalttım. Artık odam da pırıl pırıl olmuştu. Son olarak elime ıslak ve kuru iki bez aldım. Camı önce ıslak olarak sildim. Sonra ise kurutmak için kuru bezi kullandım. Artık son bir işim kalmıştı. Oda spreyimi aldım. Sıktım. Odamdan gelen mis kokulardan sonra mutfağa yöneldim. Kimsecikler mutfakta değildi. ‘Hemen yapıp çıkayım.’ düşüncesiyle mutfağa yöneldim. Süngerin üzerine az bir deterjan koydum. Suyun altına tuttum ve sıktım. İçinden çıkan köpükleri görünce sevindim; çünkü az bir deterjanımız kalmıştı. Daha önce hiç mutfak temizlememiştim. Hele bulaşık hiç yıkamamıştım. Bulaşıkların hepsini köpürtüp bir köşeye kaldırdım. Daha sonra kaynar suyu açtım. Hepsini yıkarken elime çarpan suyla irkildim. Küçük bir gökkuşağı çıktı ve cebimde bir drahmi vardı. İçine attım ve annemi görmeyi istedim. Tam da istediğim gibi oldu. Annem karşımda işlerinin başında harıl harıl çalışıyordu ve ben seslenene kadar da beni görmedi. Seslendiğimde çok heyecanlandı ve koyu bir sohbete girdik. Görüntü silikleşmeye başladığında ona bir öpücük yolladım. Elveda ettim ve görüntüyü sildim. Sonra işlerimin başına döndüm. Hepsini yıkadıktan sonra kurumaları için oraya ters bir şekilde leğen gibi bir şeye koydum. Daha sonra camın açık olduğunu gördüğümde rahatladım çünkü deterjan çok pis kokuyordu. Bunu gidermek için en doğal çözüm camın açık olmasıydı. Daha sonra da koku sıkardım. Artık çöplere girişmenin ve oradaki koltuğun lekelerini çıkarmanın sırasındaydı. Hepsini çöpe attım. Çöp taşmak üzere olduğundan diğer poşeti de açmak zorunda kaldım. Lekeler içinse yapacak tek şey vardı. Bir çamaşır suyuyla çitilemeliydim. Bunu sonraya bırakmaya karar verdim ve halının üzerinden birçok şeyi elimle aldım. Poşeti doldurduktan sonra koltuğun kabını çıkardım ve çitilemeye başladım. Çitileme bittikten sonra elimin buruş buruş olduğunu fark ettim ve kuruması için güneşe astım. İçeriyi kontrol etmek için gittiğimde Lex’in çalıştığını gördüm. Tekrar mutfağa girdiğimde camların birisinin kırık olduğunu fark ettim. Bunun için hemen Büyük Ev'e koşup durumu anlattım. Hemen Kheironla beraber geldik ve yeni cam taktırdık. Kheiron bunu kimin yapacağını araştıracağını söylemişti ama pek de inandırıcı olamamıştı. Cam takıldıktan sonra camları silmeye başladım ve bütün lekelerin geçtiğinden emin olunca kurumaya bıraktığım koltuğun kılıfını aldım. Tek başıma yerleştirirken zorlandım ama sonunda bunu da başardım. O ara elim koltuğun altına girdi ama olan olmuştu. Yapılabilecek hiçbir şey yoktu. Daha sonra bulaşıklara yöneldim ve hepsini kaldırmaya başladım. İlk dolapta tabaklar, sonrasında sırayla kase, bardaklar.. Alttaki sürgülü çekmecelerde ise çatal, bıçak ve kaşıkları yerleştirmeye başladım. Daha sonra keskin olan bıçakları bir altına koyduğum zaman bayağı rahatladım ama yapacak son bir şey vardı. Buzdolabını temizlemek.. En zoru sona atmıştım. Bütün rafların üzerindeki şeyleri ve rafları boşalttım. Daha sonra elimdeki bezi ıslattım ve giriştim temizlemeye. Yumak yumak kir topu oluştuktan sonra temizlendiğini anladım ve rafları da silerek yerleştirdim. Daha sonra üzerindekileri temizlemeye başladım. Kahvaltılıkları en üst rafa koyduktan sonra meyve-sebze yerini de doldurdum. Pek ihtiyacımız olmuyordu buzdolabına ama biz kullanıyorduk. Daha sonra dıştan da sildim ve temiz olduğundan emin oldum. Daha sonra üzerine önceden hazırladığım dolap yapışkanlı süsleri yapıştırdım. İçeri geçtiğimde çok yorulmuştum ve işim bitmişti. Duşa girdim. Buz gibi bir suyla duş aldıktan sonra hemen yatağıma girdim ve yattım. Ne de olsa Hypnos çocuğuydum ve yatmamın kimseye zararı olmazdı..
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Alexandra Bethany Daniels
Afrodit'in Çocuğu
Afrodit'in Çocuğu
Alexandra Bethany Daniels


Mesaj Sayısı : 1854
Kayıt tarihi : 05/09/10

Temizlik Denetlemesi 13 Empty
MesajKonu: Geri: Temizlik Denetlemesi 13   Temizlik Denetlemesi 13 Icon_minitimePerş. Haz. 09, 2011 10:08 pm

Değerlendirmede.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Temizlik Denetlemesi 13
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Zeus Kulubesi Temizlik RP'si (Temizlik Denetlemesi 5)
» 11. Temizlik Denetlemesi
» Temizlik Denetlemesi 13
» Temizlik Denetlemesi 14
» Temizlik Denetlemesi-11

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Olimpos Rpg :: Melez Kampı :: Kulübeler :: Hypnos Kulübesi-
Buraya geçin: