Başımın ağrısından rahat yatağımda bir o yana, bir bu yana dönüyordum. Nereden kapmıştım bu lanet olasıca gribi? Dünden beri bu haldeydim. Şu anda bangır bangır çalan müziğin de başımın ağrısını geçirmeye pek yardımı olduğu söylenemezdi. Aksine başımı daha da ağrıtıyordu. Hala iki elimle başımı tutarken inleyerek
"Birisi şu müziği sustırabilir mi?" diye seslendim. Ah! Sesim tıpkı karga sesi gibi çıkmıştı. Hatta karga gibi demek fazla iyimser bir yorum olurdu, kargaların sesi bile daha güzeldir. Oldum olası grip olmaktan nefret etmiştim. O sırada bir öksürük nöbetine tutuldum. Baş ağrısı ve sesimin gitmesi yetmemişti, bir de öksürük başlamıştı.
Aniden müzik sesinin yok olduğunu fark ettim. Alexis odama girmişti - onun orada olduğunu farketmemiştim- elinde bir radyo vardı ve oldukça endişeli görünüyordu. Büyük ihtimalle sesimin berbatlığını ve öksürdüğümü duyunca endişelenmişti.
"Dünden beri bu haldeyim. Gribe fena yakalandım." dedim acıklı bir pozda.
"Üstelik uyuyamıyorum da."Alexis hala endişeli bir şekilde
"Temizlik yapabilir misin?" diye sordu. Odama baktım. Alexis'le olan son yastık savaşımızdan sonra hala etrafta hatırı sayılır sayıda kuş tüyü vardı. Buranın fena halde temizliğe ihtiyacı var gibi görünüyordu.
"Yapabilirim ama sadece odamı temizleyebilirim." dedim. Bu yalandı. Aslında kendimi hiç de temizlik yapabilecek gibi hissetmiyordum ama odam berbat bir haldeydi.
"O zaman ben de diğerlerini uyandırayım. Müziğin sesini fazla açmamaya çalışırım." deyip beni griple savaşımda alnız bırakarak odamdan çıktı Alexis. Müziğin sesini fala açmayacakmışmış. Saçmalık. Hala müziğin sesini duyabiliyordum. Bu da başımı daha çok ağrıtıyordu. Başımın ağrısına rağmen lavaboya gittim ve yüzüme bir iki soğuk su çarptım. Soğuk suyun bir süreliğine baş ağrısını yatıştıracağını umuyordum. Ardından odamın haline baktı. Neyse ki bu sefer fazla dağınıklık yoktu, sadece tüyleri toplamam ve odamın tozunu almam gerekecekti.
Bir koşu kilere indim ve bir elbezi ile camsil aldım. Çöpkutusu da aldım tabii. Tüyleri onun içine toplamak gerekiyordu. Odama geldiğimde önce tüyleri toplamak gerektiğine karar verdim. Hızlı bir tempoyla işe başladım. Hala biraz başım ağrıyordu ve bol bol öksürük nöbetine tutuluyordum ama aldırmadım. Yatağımın altındaki bazada bile tüyler vardı, buna inanabiliyor musunuz? Hepsini topladığımda çöp kutusunun da dolduğunu farkettim. Çöp kutusunu odamın uzak bir köşesine -temiz olan bir köşesine- kaldırdım. Onu sonra çöpe atardım. Şimdi tozları almak gerekiyordu. Bunun için de bezi ıslatmalıydık.
Yine bir koşu lavaboya gidip bezi ıslattıktan sonra - bu arada yüzüme tekrar soğuk su çarpmayı da ihmal etmedim tabii- odama döndüm. Direkt makyaj masasına yöneldim. En çok orayı kullandığım için en çok oranın temiz olması lazımdı. Neyse ki orası fazla kirlenmemişti, bu sayade çabucak oranın tozunu alıp yatağımın yanındaki çekmeceye geçtim. Toz almak kolay işti ama cam silmek için aynı şeyi söyleyemezdim. Pencerenin camı felaket pisti. Temizleyene kadar kollarım kopmuştu ve çıkan tzun beni bol bol öksürük nöbetine tutup nefessiz bırakmasını da saymıyordum bile. Bez de kir içinde kalmıştı. Onu da odamın herhangi bir kenarına fırlattım. Aslında yenisini almam gerekirdi ama odamın tozunu alma işi bittiğine ve odam tamamen temizlendiğine göre buna gerek kalmamıştı. Şimdi yapılacak tek bir şey kalmıştı, o da çöpü -yani tüyleri- çöpe boşaltmak. Öksürük nöbetine tutulup çöp kutusuna bakarken aklıma bir fikir geldi ve şeytanca sırıtmadan edemedim. Alexis'in başı bugün çok ağrıyacaktı, çok.
Çöp kutusunu dışarıya çıkarmadan önce Alexis'in odasına giden yolu ve etrafı kolaçan ettim. Güzel. Kimsecikler yoktu. Onlar büyük ihtimalle ya bilmem kaçıncı rüyasında ya da temizlikteydiler. Etrafın temiz olması üzerine çöpü kucakladığım gibi Alexis'in odasına yaklaştım. Alexis odasında değildi. Bunun üzerine içeriye girdim. Öksürmemeye ya da dikkat çekmemeye çalışyordum. Sonra işin eğlenceli yanı başladı. Yani - çöpün içindeki tüyleri Alexis'in odasının her yanına yaydım. Mükemmel. Alexis'in odasına girdiği anda keçileri kaçıracağından emindim. Operasyonun(!) tamamlanması üzerine çöpü kilere bıraktım.
Kilerden odama çıkmak saatler sürmüş gibi geldi. Baş ağrısı ve öksürük o kadar bastırıyordu i, iki saniyede bir durup başımı tutuyor ya da öksürük krizine giriyordum. Odama girdiğim anda kendimi yatağa attım ve uyumaya çalıştım. Öksürük ve baş ağrısı bir türlü rahat bırakmıyordu.
- Spoiler:
Sürprizimi beğendiniz mi?