Gözlerimi açıp, yorganı üzerimden attım. Güneş daha doğmamıştı. Kardeşlerimi erkenden uyandırmak istemiyordum, ama yapacak bir şey yoktu. Nasıl uyandıracağımı geceden düşünmüştüm,ve bu kesinlikle bir davul değildi. Bir büyüyle havanın soğumasını sağladım. Çenem takırdaya takırdaya salona çıktım. Herkes uyanmış, salonda duruyordu. Üstelik hiç de uykulu görünmüyorlardı. Havayı eski sıcaklığına getirip, kardeşlerime temizlik yapacağımızı söyledim. Herkes odasına yollandı. Ben de odama gittim ve hiçkimse uyandırma şeklimden şikayet etmediği için mutlulukla eşyalarımı yerine koydum. Zaten dağınık biri olmadığım için, çabuk sürdü. Ben de başladım büyüyle yerleri paspaslamaya. İşimi bitirince camları sildim, eşyaların tozlarını aldım. Etraf cilalanmış gibi duruyordu. Dışarı, salona çıkıp orayı silmeye başladım. Koltukların güzel görünmediğini farkedip, daha değişik koltuklarla değiştirdim. Gerçekten değişik koltuklardı. Çünkü buluttan koltuklar yaratmıştım. Rengarenk bulutlar; puf , kanepe ve koltuk olmuş, üzerlerine serpiştirilmiş farklı renklerde değerli taşlarla salonda harika bir görüntü yaratıyorlardı. Camları silip, bencere pervazlarına da değerli taşlardan döşedim. Havayı koklayıp, zayıflamaya başlayan koku büyümü yeniledim. Daha sonra kardeşlerimin yanına gidip, bir ihtiyaçları olup olmadığını sordum. Ama hepsi gerçekten oldukça yetenekliydiler ve odalarını oldukça iyi temizlemiştiler. Tuvaletlere gidip bir büyü yaptım, böylece ordaki mermerlerin içine de değerli taşlar yerleşti ve koku gitti. Mutfağa gidip, orayı da düzenledim ve aynı büyüyü yaptım. Sonra odama geçtim ve kardeşlerime harika bir kahvaltı hazırlamaya başladım. Bunu haketmişlerdi.