Olimpos Rpg
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Olimpos Rpg

Percy Jackson ve Olimposlular ile Olimpos Kahramanları serilerinden esinlenilerek oluşturulmuş, zirvedeki rpg forum sitesi.
 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Kardeşlerin Yeraltı Macerası - 4

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Drake Tyrell Stanislaus
Zeus'un Çocuğu
Zeus'un Çocuğu
Drake Tyrell Stanislaus


Mesaj Sayısı : 1178
Kayıt tarihi : 15/04/11

Kardeşlerin Yeraltı Macerası - 4 Empty
MesajKonu: Kardeşlerin Yeraltı Macerası - 4   Kardeşlerin Yeraltı Macerası - 4 Icon_minitimeC.tesi Ağus. 06, 2011 3:03 pm

43- Ceza tarlalarında bir macera yaşayacaksın.
Mekan: Yeraltı-Ceza Tarlaları
Katılacaklar: Diona & Drake.


---

Jüpiter'in onlara verdiği görev üzerine içinde bulundukları riski tam olarak anlamış olan Drake, sinir krizi geçirmemek için kendini zor tutuyordu. İşe yaramaz bir ucube olarak yaşamış ve öldüğünde ceza çekmeye mahkum olmuş bir kardeşleri, Tanrı Erebus'un güç kılıcını çalmıştı ve şimdi Jüpiter onlardan, kılıcı alıp kendisine getirmelerini istiyordu. Bir de gereksiz bir ayrıntıymışçasına, kılıcı önce Styks Irmağı'na batırmaları talimatını veriyordu. Styks'in sularıyla güçlendirilmiş bir kılıç, hele de bir tanrıya aitse, çok ölümcül bir silah halini alabilirdi. Kurallara göre böyle bir şey yapmak yasaktı ve işin çelişkisi, Drake ile Diona'dan bunu isteyen kişinin kuralları koyan kişiyle aynı olmasıydı. Bazen tanrıları anlamak gerçekten de çok zor bir hal alabiliyordu. Asphodel Tarlaları'ndan yürüyerek Ceza Tarlaları'na varmaları epeyce uzun sürmüştü. Neyse ki bu esnada kimse tarafından fark edilmemişlerdi yoksa ortada kayıp bir kılıç verken yaşayan iki Jüpiter çocuğunun yeraltı tarlalarında dolaşması, epeyce şüpheli kabul edilebilirdi. Gökyüzü Tanrısı'nın herhangi bir çocuğunun yeraltında gezinmesi normal şartlarda da garipti zaten. Gökyüzü yokken güçsüz ve adeta düşman bölgesinde gibi olurlardı. Şu anda Drake, tam olarak böyle hissediyordu. En azından artık ortada bir belirsizlik yoktu; Görevlerinin ne olduğunu biliyorlardı. Yapmaları gereken tek şey, Lucas isimli sersem ölü kardeşlerini bulmak ve ondan çalıntı kılıcı almaktı. Drake'in beynini kemiren bir düşünce, kılıcı alınca babası yerine Erebus'a götürüp teslim etmekti. Böyle bir şey yapmasının ucunun Diona'ya dokunacağını bilmese, büyük ihtimalle de planını gerçekleştirirdi. Ne yazık ki kız kardeşini de düşünmek zorunda olduğundan, eli kolu bağlıydı. En sonunda Ceza Tarlaları'na varmayı başardıklarında, Drake neredeyse kendini tutamayıp sevinç çığlığı atacaktı. Burası geride bıraktıkları Asphodel Tarlaları'ndan kat kat daha kasvetli bir yerdi ama mutlu olmuştu; Görevi bitirmeye bir adım daha yaklaşmışlardı. Elbette Ceza Tarlaları da Asphodel kadar geniş bir alana yayılmış olduğundan, kısa zamanda tekrar umutsuzluğa kapıldı. Bu koca kasvetli yerde Lucas'ı nasıl bulacakları hakkında hiçbir fikri yoktu. Bir adam, sürekli bir kayayı yukarı doğru itiyordu, en tepeye vardığındaysa kaya ellerinden kayıp tekrar aşağı yuvarlanıyordu. Ama adam bu anlamsız işi tekrar tekrar yapmayı sürdürüyordu. Tanrı Hades, ceza verme konusunda fazlasıyla zeki ve de acımasıza benziyordu. Lucas isimli kardeşlerinin sonsuz ıstırabının ne olduğunu fazlasıyla merak etmişti. Bir Jüpiter oğluna nasıl bir ceza verilebilirdi ki? Hem de babasının dahi sözünü dinlemeyen, anca öldükten sonra akıllanan bir Jüpiter oğluna?

Bir anda zihnine akın eden düşünceler gülümsemesini sağlamıştı. Eğer bu Lucas, babasından nefret ediyorsa, Hades'in sevdiği biri olmalıydı. Yeraltı Tanrısı kimseyi kayıramayacağı için onu Ceza Tarlaları'na göndermek durumunda kalmıştı fakat, burada ona uygun gördüğü cezaya kimse karışamazdı. Jüpiter'in sözleri Drake'in kafasında çınladı. Lucas küçükken bencilce davranmış, birçok masumu öldürmüştü. Yani yeraltında onu bırakmayacak birçok zavallı hayalet olmalıydı. Drake Hades'in yerinde olsa ona... Aniden cevabı bularak sevindi ve Diona'ya dönerek "Ben Hades olsam, babasını sevmediği için sevdiğim bir katile, onun ve babasının mahvettiği hayatları izletirdim. Fiziksel bir iş yaptırmaz, yalnızca beyninin meşgul olmasını sağlardım." dedi. Kız kardeşinin ona şaşkın bir şekilde baktığını görünce de ilerideki bir noktayı işaret ederek "Bak, tam karşıda sandalyelere dizilmiş, önlerindeki ekranlardan görüntüler izleyen ölüler var. İddiaya girerim, Lucas onların arasında." açıklamasını yaptı. Gerçekten de bir an için sanki Ölüler Tanrısı olmuş, onun gibi düşünmüş ve en nihayetinde cevaba ulaşmıştı. Drake bunu daha sık yapmalıydı! Diona'nın "Bugün formundasın. O zaman gel, oraya doğru gidelim." demesi üzerine hızlı adımlarla televizyon izleyen çocuklara doğru ilerlemeye başladılar. Yanlarına ulaştıklarında Drake tek tek hepsini inceleyip bir sonuca varmanın çok uzun süreceğini idrak ederek riske girdi ve "Lucas hanginiz?" diye bağırdı. Saydam insan figürlerinden biri oturduğu sandalyeden kalkıp, onlara doğru adeta uçuyormuşçasına geldi ve kendini beğenmiş bir ses tonuyla "Benim. dedi. Drake gözlerini kısarak bir süre ölü kardeşini inceledikten sonra "Üzgünüm ama merak ettim. Neden yaşarken tam bir sersemken, öldükten sonra bir anda babamızın tarafına geçtin?" diye sordu. Lucas tüyler ürperten bir kahkahanın ardından, "İzlediğim görüntüler bana onun da sersemin teki olduğunu anlattı da onun için." cevabını verdi.

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Diona Arsinoe Stanislaus
Zeus'un Çocuğu/Parti Organizatörü
Zeus'un Çocuğu/Parti Organizatörü
Diona Arsinoe Stanislaus


Mesaj Sayısı : 269
Kayıt tarihi : 15/12/10

Kardeşlerin Yeraltı Macerası - 4 Empty
MesajKonu: Geri: Kardeşlerin Yeraltı Macerası - 4   Kardeşlerin Yeraltı Macerası - 4 Icon_minitimeC.tesi Ağus. 06, 2011 11:05 pm

Sonunda ceza tarlalarına girdiğimizde istemeden de olsa yüzü aydınlanmıştı. Babasının bu sefer verdiği görev çok tehlikeliydi, gerçi cezaları koyan da kendisiydi acaba bu durumda çocuklarını bir kere de harcar mıydı? Ah bunu düşünmesi bile hataydı, tabi ki harcardı. Jupiter'in verdiği bu görevi hiç yapmak istemese de itiraz etmeyecekti. Eğer itiraz etse abisi de bunun sorumluluğunu üstüne alacaktı ve o ağabeyini zor durumda bırakmak istemiyordu. Ceza tarlalarında bir yandan ilerlerken, bir yandan da etrafa göz atıyordu. Burası da Asphodel kadar büyük ve neredeyse onun kadar doluydu. Bu kadar çok ceza işleyenlerin olduğunu daha önce düşünmemişti. Drake'nin] "Ben Hades olsam, babasını sevmediği için sevdiğim bir katile, onun ve babasının mahvettiği hayatları izletirdim. Fiziksel bir iş yaptırmaz, yalnızca beyninin meşgul olmasını sağlardım." demesiyle kendine gelse de tam olarak ne demek istediğini anlamamıştı. Zaten söylediğinin yarısını duyması, bu işi zorlaştırmıştı. Şaşkın bir şekilde baktığını fark edince, Drake ilerideki bir kısmı işaret ederek ]"Bak, tam karşıda sandalyelere dizilmiş, önlerindeki ekranlardan görüntüler izleyen ölüler var. İddiaya girerim, Lucas onların arasında." dediğinde gözlerini işaret ettiği kısma çevirdi. Evet, haklıydı. Eğer Lucas babamı dinlememesinden ve yaptığı sersemlikten dolayı buraya geldiyse, Hades ona gayet makul bir ceza vermiş olması normaldi. "Bugün formundasın. O zaman gel, oraya doğru gidelim." dediğimde ikimizde ilerlemeye başladık. Sandalyelerin ve ekranın oraya vardığımızda burada uzaktan görüldüğünden çok daha fazla ruh olduğunu fark ederek sıkıntıyla iç çektim. Bu kadar ruha tek tek aynı soruyu sormak gerçekten saçma ve zor olurdu. "Lucas hanginiz?" diye Drake'nin bağırması ile Diona ona döndü ve tuhaf bir şekilde baktı. Bu onlar için büyük bir riskti, ne de olsa kendilerini belli ederlerse bu Hades'in de kulağına gider ve bu hiç iyi olmazdı. Lucas'ın neredeyse uçarak hızla üzerimize gelmesinin ardından gözlerimi ona diktim. "Benim." dediğinde direk konuya girmeyi planlıyordum ki ağabeyim benden önce davranarak "Üzgünüm ama merak ettim. Neden yaşarken tam bir sersemken, öldükten sonra bir anda babamızın tarafına geçtin?" diye sorması ile Arsinoe gözlerini devirdi. Lucas'ın attığı kahkaha onu bir an şaşırtsa da "İzlediğim görüntüler bana onun da sersemin teki olduğunu anlattı da onun için." verdiği cevabı az çok bekliyordu. Ama şimdi konuları bu değildi ve buradan çıkıp bir an önce gitmeleri için zamanları azalmıştı. "Neyse, siz şu konuşmayı bir kenara bırakın da asıl meseleye dönelim." dediğinde ikisinin gözlerinin de ona çevrildiğini hissetmişti. Bakışlarına aldırmayarak Lucas'a dönüp "Babam senden aldığın o Erebus'un kılıcını istiyor ve onu almak için bizi yolladı. Artık kılıcı verir misin?" dedi sabırsız bir şekilde. Yer altı ona her zaman çekici gelse de bugün onu fazla kasmıştı, belki de hazırlıksız veya baştan bilgisiz olması onda bu etkiyi yaratmıştı. Lucas yanlarından bir süre ayrıldığında kılıcı getirip getirmeyeceğini düşünüyordu. Ne de olsa kendisi bu saatten sonra böyle bir şey yapmazdı. Ağabeyine baktığında kılıcı getireceğine emin gibiydi ve bu onun içini rahatlatması mı gerekirdi bilmiyordu. Lucas elinde kılıç ile döndüğü sırada kılıcı aldılar ve daha fazla uzatmadan yanından ayrıldılar. Styks nehrine doğru ilerlerken yüzünde istemeden de olsa bir gülümseme oluştu. Ne de olsa artık kılıcı almışlardı ve görevin son kısmı kalmıştı. Kılıcı nehire batıracaklar ve yer altından çıkacaklardı.

RP Bitmiştir. (Devamı Styks nehrinde.)
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Kardeşlerin Yeraltı Macerası - 4
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Kardeşlerin Yeraltı Macerası - 5
» Kardeşlerin Yeraltı Macerası - 1
» Yeraltı Yolcuları
» Kardeşlerin Yeraltı Macerası - 3
» Kardeşlerin dayanışması

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Olimpos Rpg :: Yeraltı Dünyası :: Ceza Tarlaları-
Buraya geçin: