61. Cerberus ile bir macera yaşa.
Mekan: Kolay ölüm.
Katılacaklar: Serbest.
---
Hala bu yaptığı yüzünden Jüpiter'e öfkeliydi fakat artık geri dönüşü yoktu. Hiç beklemediği bir anda, Diona ile kendisini yeraltında bulmuşlardı... Tuhafın da ötesinde bir durumdu ve sinirleri artık bunlara daha fazla tahammül edemeyecekmiş gibi hissediyordu. Zaten bir de babası onları NSÖ Plakçılık'a ışınlarken kafasını yere vurmuş olması vardı. Arkalarda bir yerlerde, hala o sızıyı hissedebiliyordu. Yanında kız kardeşi olmasa şu ana kadar sinirden tüm hayatını boşverir, babasına ağza alınmayacak söyler söyler ve muhtemelen buharlaştırılırdı fakat, Diona'yı da düşünmek zorundaydı. O artık kocaman bir kız olmuştu ama Drake için durumu hala değişmemişti, o göz bebeğiydi. Asansörün kapıları açıldığında, kendilerini tuhaf, boş bir arazide buldular. İleride metro istasyonlarınınkilere benzeyen geçiş bölümleri vardı. Manzarayı asıl ilginç kılan şey ise, geçiş bölümlerinin hemen önünde duran yarı saydam dev köpekti. Sadece dev kelimesi, kesinlikle onu tabir etmek için yetersiz kalıyor gibiydi. Köpek, daha doğrusu canavar, tam üç başa sahipti. Gözlerini kısarak bir süre düşündükten sonra Drake, bu yaratığın yeraltının bekçisi Kerberus olduğunu hatırlayarak ürperdi. Diona da aynı sonuca vardığı için, çaresizlikle "Ee, bir planın var mı? Kerberus oraya ölmeden önce geçmemize izin vermez."sorusunu yöneltti. Drake eliyle çenesini ovuşturmaya ve bir plan düşünmeye başladı. Köpekleri oyalamak için her zaman top kullanılırdı fakat ne yazık ki şimdi yanlarında top yerine kullanabilecekleri hiçbir şey yoktu. Aslında, buraya tamamen hazırlıksız geldikleri için bu çok doğaldı. Kaşlarını çatarak düşünmeye devam eden Drake, kullanabilecekleri tek şeyin kendileri olduğu sonucuna vardı. Diona'ya yan bir bakış attıktan sonra "Ben kartala dönüşüp onu oyalayayım, sen de bu sırada Kolay Ölüm girişini kullanıp Asphodel'e geç." dedi. Plan oldukça zayıftı, ölüm riski de epeyce yüksekti. Bir melezin hayatı için, oldukça geçerliydi. Diona kısa bir süre alacakları riski hesap ettikten sonra başka şansları olmadığını fark ederek "Tamam, pekala." cevabını verdi. Drake kardeşinin de onaylamasının ardından kartala dönüşebilmek için odaklanmaya başladı. Bu sırada sanki etrafındaki herkes -yani tüm ölüler ve hayalet köpekler- onu izliyormuş gibi tuhaf bir izlenime kapılmıştı. Yeraltında ilk kez biçim değiştirmeyi deneyecekti ve işe yarayacağından da pek emin olduğu söylenemezdi fakat başka şansları olmadığını çok iyi biliyordu. Derin bir nefes aldıktan sonra, kartala dönüştüğünü hayal etti. Başta vücudu değişmemek için ona direnmişti fakat her zaman olduğu gibi galip gelen düşünce gücü olmuştu. Kollarının kaybolduğunu, kanatlarının belirdiğini, küçülmeye başladığı hissetmek, her zaman onu allak bullak ederdi fakat on yıldan uzun süredir bu güce sahipti ve artık duruma alışmıştı. Kartal halini aldığından emin olmak için birkaç kez kanatlarını çırparak havaya yükseldi. Yeraltında uçmak... Kesinlikle tuhaf bir duyguydu. Aşağıda onu izlemekte olan Diona'yı fark edince yapması gereken bir görevi olduğunu hatırladı ve doğruca Kerberus'un üstüne doğru inişe geçti. Köpeğin onu fark ettikten sonraki ilk tepkisi, devasa patisini kaldırıp tırnaklarını Drake'e geçirmek oldu lakin, Drake o koca tüy yığınından çok daha hızlı ve çevikti. Kerberus'un hamlesinden kolaylıkla kurtulmayı başardıktan sonra dev köpekten yavaşça uzaklaşmaya koyuldu. Eh, köpeklerin hareket eden şeyleri kovalamaya bayıldığı bir gerçekti ve yeraltının koca bekçisi de bu durumda bir istisna değildi. Dev cüssesiyle ayağa kalkarak Drake'i yakalamak için harekete geçti. Drake tüm gücüyle bağırdı -daha doğrusu öttü- Diona'ya bunun doğru zaman olduğunu anlatmaya çalışıyordu.