Olimpos Rpg Percy Jackson ve Olimposlular ile Olimpos Kahramanları serilerinden esinlenilerek oluşturulmuş, zirvedeki rpg forum sitesi. |
|
| İntikam soğuk yenen bir yemektir. | |
| | Yazar | Mesaj |
---|
Anita S. de Luca Nemesis'in Çocuğu
Mesaj Sayısı : 505 Kayıt tarihi : 29/06/11
| Konu: İntikam soğuk yenen bir yemektir. Ptsi Ağus. 01, 2011 3:05 am | |
| Yerinde duramıyordu.Arkadaşlarını gördüğü rüyayı anlatmak için çağırmıştı.Ama yirmi dakika geçmesine rağmen hiçbiri gelmemişti.Kızgındı ama arkadaşlarına değil,Hades'e.Ne hakla adalet ona bu rüyayı gördürmesine izin veriyordu ki? Kardeşlerinden hiçbiri kulübesinde değildi.Nihayet kapı çaldı.Anita koşarak kapıyı açtı.Kapıyı açınca Leo,Esme ve Severus'u gördü.Geriye çekildi ve içeri girmelerini işaret etti.Arkadaşları içeri geçip koltuklara rastgele oturdu.Anita da geriye kalan bordo koltuğa kendini attı.Arkadaşları ona merakla bakıyordu.Derin bir iç çekti ardından da anlatmaya koyuldu."Bugün bir kabus ile uyandım.Kabusumda Hades tüm sevdiklerime işkence çektiriyordu.Siz üçünüzü de öldürdü.Ben ise öylece durmuş sizi izliyordum.Furialar beni tutmuştu.Gözlerimi kapatamıyordum.Kanlar içinde kalmıştım.Her çığlığımda beni de yaralıyordu.Kabusumun sonunda da Hades bana dönüp 'İyi uykular' dedi.İyi uykular!Bu adam kendini ne sanıyor?!" dedi son cümlesinde bağırarak.Ardından da arkadaşlarının yüzüne baktı.Hepsi düşünceliydi.Kendisini haklı buluyorlardı fakat az biraz abarttığını da düşünüyorlardı.Anita onlara bir bakış fıralatarak konuşmalarını istedi.Fakat söyleyecek söz mü vardı? "Sizin önünüzde yemin ediyorum ki Hades ettiğini bulacak,intikamım çok acı olacak." diye mırıldandı.Fakat arkadaşları onu duydu.Hepsi söze atladı 'Onun bir tanrı olduğunu farkında mısın?' lafına çıkan cümleler söylediler.Ama Anita'nın kararı kesindi,değişmeyecekti.Arkadaşlarını da zaten yeminine şahit olmaları için çağırmışlardı.Hades'i öldüremezdi fakat yaralayabilirdi,az da olsa yani.Ama onun asıl planı yardımcılarını öldürmekti zaten.Arkadaşları hala ona karşı çıkıyordu,özellikle Severus.Severus diğerlerine göre daha aklı başında olan biriydi ne de olsa.Fakat onu da dinlemiyordu.Sevdiklerine işkence çektirmiş,üç tanesini de öldürmüştü Hades kabusunda,sonra da 'İyi uykular' demişti.Bir çok kişi bunu abarttığını düşünebilirdi ama bu kabusu yaşayan onlar değildi.Sevdiklerinin çoğu İtalya'dayken ölmüştü zaten.İtalya'nın ücra yerlerinden birinde oturuyordu,İtalya'ya yenik düşmüş bir yerdi orası.Zengin lafını bırakın ekmek almak için herkesin uğraş vermesi gerekirdi.Etrafta boş yere dolaşma dahi yasaktı.Tek bir sevdiği arkadaşı vardı,hayata onun sayesinde tutunuyordu.Zaten babası ölmüştü, küçük kardeşi ile yaşıyordu.Annelik yapıyordu.Şimdi ise kardeşine çok yakın arkadaşı olan Jake bakıyordu.Jake onun her şeyiydi,hayatında bir tek Jake ve kardeşi Rose bulunuyordu.Onların dışında kimsesi yoktu,büyüdüğü yerde arkadaş edinmek neredeyse imkansızdı zaten.Jake ile yasak olan ormanda tanışmışlardı.Kendisi de Jake de avcıydı zaten.O,yanında özgür olabildiği tek kişiydi.Bulunduğu yer hakkında konuşmak,kötü konuşmak yasaktı.Direk hapisti cezası.Her neyse.Çok az dosta sahip birinin bu rüyayı görmesi demek,gerçekten kötü bir şeydi.Arkadaşlarına bir kez daha baktı.Hepsinin söyleyecek şeyleri var gibi duruyordu. | |
| | | Leo von Dorff Nyks'in Çocuğu
Mesaj Sayısı : 753 Kayıt tarihi : 31/05/11
| Konu: Geri: İntikam soğuk yenen bir yemektir. Salı Ağus. 02, 2011 6:40 am | |
| En güzel anda telefon çaldı.Sinirli bir şekilde konuştum.Arayan Anita'dı .Onunla hiç konuşmazdık.Nedenini bende bilmiyorum ama dostuk.Yanımdaki kıza özür dileyerek telefonu aldım ve parayı ödeyip çıktım.Otoparaka geldim ve porshemi aramaya başladım.Tamda park ettiğim gibiyidi ve aynı yerde duruyordu.Hemen koltuğa oturdum.Sürmeye başladım.Biraz sürdükten sonra kampa vardım.Bu sırrı kimse bilmiyordu bu yüzden Hephaistos'dan hakaret yesem bile beni kıramadı.Arabam bir bileklik oldu ve koluma yapıştı.Sinsice kampa girdim.Yavaş yavaş kulübeme gidince kimsenin olmadığını fark ettim.Duş aldım ve kulübeden çıktım.Umarım kardeşlerim yokluğumu fark etmemişlerdi.Yoksa yanardım.Nemesis kulübesine doğru yol aldım.Kulübenin önüne Esmeralda ve Severus oturuyordu.Resmen şok olmuştum.Yanlarına gidip selam verdim ama Esmeralda biz ikimizden pek memnun değildi sanırım.Kulübenin kapısını çaldık ve Anita kapıyı açtı.Bizi bir odayı aldı ve sinirli bir şekilde konuşmaya başladı[size=12].Bugün bir kabus ile uyandım.Kabusumda Hades tüm sevdiklerime işkence çektiriyordu.Siz üçünüzü de öldürdü.Ben ise öylece durmuş sizi izliyordum.Furialar beni tutmuştu.Gözlerimi kapatamıyordum.Kanlar içinde kalmıştım.Her çığlığımda beni de yaralıyordu.Kabusumun sonunda da Hades bana dönüp 'İyi uykular' dedi.İyi uykular!Bu adam kendini ne sanıyor?!" dedi sinirli bir şekilde.Hades beni öldürüyormuydu.Onu tanrı olduğuna pişman edicektim.Sonra devam etti. "Sizin önünüzde yemin ediyorum ki Hades ettiğini bulacak,intikamım çok acı olacak." dedi mırıldanarak.Ama onu duymuştuk.Birbirimize baktık.Birlikte kulübeden çıktık.Anita kapıyı kapatınca konuşmaya başladım."Sanırım intikam alcak.Siz gidin ben onu izlerim" dedim.Hepsi kulübelerine doğru yol aldılar.Nemesis kulübesine bakan bir ağaç buldum ve altına oturdum.Anita'yı izlemek biraz zevkli birazsa sıkıcı olcaktı. | |
| | | Esméralda Gwen Artemis Avcısı
Mesaj Sayısı : 171 Kayıt tarihi : 19/06/11
| Konu: Geri: İntikam soğuk yenen bir yemektir. Perş. Ağus. 04, 2011 6:08 am | |
| Nedensizce titriyordu Esmeralda. Önce böyle düşünmüştü, lakin çok geçmeden titreyenin kendisi değil cebindeki telefon olduğunu anlamıştı. Tedirgin tedirgin etrafa bakındı. Kimsenin yanında açık bir telefon olduğunu bilmemesi gerekiyordu, zaten böyle bir şeyi de yanında bulundurmaması gerekiyordu. Fakat sinyaliyle tüm canavarları kendine çeken, son derece kullanışlı bir aleti göz ardı etmesi de imkansızdı. Zaten o sıralarda avdan dönüyordu, sırtındaki ok çantasını yere koyarken bir duvara yaslanıp soluklanıyormuş gibi yaparak telefonu dikkatlice cebinden çıkardı. Ekranda bir yeni mesajı olduğunu bildiren bir sembol belirmişti. Başını kaldırıp kamp meydanına baktı, tamamen güvenli olduğundan emin olur olmaz da hışımla mesajı açtı. 'Acil Durum, Kod: Kırmızı.' Gönderenin kim olduğuna bakmamış olsa bunun gerçekten saçma bir mesaj olduğunda karar kılardı, lakin gözü gönderen kişinin yazılı olduğu küçük kutucuğa takıldı. Mesaj Anita'dan gelmişti! Bu kısa mesaj şimdi anlam kazanmıştı. Acil durum mu? Anita acil diyorsa asla acil olmazdı, son derece acil olurdu. Ve kırmızı alarm... Bu demek oluyordu ki, çağırdığı tek kişi Esmeralda değildi! Alelacele Nemesis kulübesine doğru koşmaya başladı, sonra yarı yolda ok çantası duvarın önünde bıraktığını hatılayıp geri döndü. Kaybettiği zamanı daha hızlı koşarak kazanmaya çalıştı, başarmıştı da. Kulübenin önüne geldiğinde çok iyi tanımadığı bir melezi otururken buldu. Sanıyordu ki, Anita’nın çağırdıklarından biriydi. Evet, erkeklerin etrafında olmasından pek hoşlanmıyordu lakin, ona ters bir şey yapmadıkları sürece kendi hallerinde takılmalarına müsaade ediyordu. Kendini zorlayarak melezin yanına oturdu. Konuşmamaya kararlıydı lakin bu olayla ne ilgisi olduğunu öğrenmek için can atıyordu. Daha fazla dayanamayıp “Sen de kimsin?” diye sordu. Sessizlikte yankılanan sesinde hafif ciddiyet vardı lakin gerçekten sert duyulduğunun farkındaydı. Melez biraz çekingen bir tavırla “Ben Myron Severus.” Diye mırıldandı. “Thantos çocuğuyum.” Sorularından birinin cevabını almış olmasına rağmen henüz tatmin olduğu söylenemezdi. Myron biraz bekledikten sonra yine aynı çekingenlikle “Peki ya sen?” diye sordu. İçini çekti, belki hakkında biraz bir şey bilirse, içeriye girdiklerinde daha rahat hissedebilirdi. “Esméralda.” Diye mırıldandı, Fransız aksanı yine devredeydi. “Artemis Avcısıyım.” Myron önce gözlerini kocaman açtı, sonra Esmeralda’nın elindeki ok çantasını görüp panikledi. Gözlerini devirdi. Onu sakinleştirmek için vakti yoktu. Artık iyice sabırsızlanmaya başlamıştı. “Senin burda ne işin var!?” diye sordu, suçlarcasına çıkan sesini dizginlemek için bile çaba sarfetmemişti. Myron sanki gerçekten baskı altındaymış gibi hemen ötmeye başladı; “Anita’nın çağrısı üzerine geldim! Beni aradı ve...” Durup şöyle bir düşündü, neden böyle davrandığını düşünüyordu muhtemelen. İçinden güldü Esmeralda, erkekler üzerinde böyle bir gücü vardı işte, tamamen kişiliği ve mimiklerine bağlıydı. Her zaman yaşadığı bir şeydi. Ve daha da önemlisi, cevabını almasına yetmişti. Yaklaşık beş dakika boyunca oturmaya devam ettiler, Esmeralda’nın aksine Myron sıkılmış görünüyordu. "Acaba içeriye girsek mi?" diye sorarken, ses tonundan anlaşılıyordu bu. Esmeralda bilmiş bilmiş baktı ona. "Hayır." diye mırıldanırken sesinin kendinden emin duyulmasına özen gösterdi."Anita kod kırmızı dediğine göre, bir kişi daha bekliyoruz."
Myron kaşlarını çatıp kırmızı kodun ne olduğunu bilmediğiyle ilgili bir şey mırıldanırken karşıda bir gölge belirdi. Önce yayına davranan Esmeralda gelenin kim olduğunu bildiğini anlar anlamaz rahatladı, Nyks oğlu Leo'ydu bu! Gözlerini devirdi. Ne zaman bir şey olsa, hep erkekler beliriyordu. Son zamanlarda Leo iyice baskınlaşmaya başlamıştı hatta. Sinirle kaşlarını çattı, Leo bunu gördüğünde yüzünde anlaşılamaz bir ifade oldu. Sonunda kadro tamamdı, içeriye girmenin vakti gelmişti. Esmeralda hışımla ayağa kalktı. Daha diğerlerini beklemeden kapıya dayandı. Çok geçmeden Anita kapıyı açıp yüzünde bir rahatlama ifadesiyle onları içeriye davet etti. Elindeki ok çantasını ve yayı Simetra'yı kapının eşiğine koyup ilk bulduğu koltuğa oturdu. Herkes yerini alıp bir beklentiyle Anita'ya baktı. O da kalan boş koltuklardan birine oturdu ve hepimizin aklında beliren ortak soruyu yanıtlamaya koyuldu. "Bugün bir kabus ile uyandım." Esmeralda hemen yüzünü buruşturdu. Böyle başlayan bir konuşma asla iyi bitmezdi. "Kabusumda Hades tüm sevdiklerime işkence çektiriyordu. Siz üçünüzü de öldürdü!" Şimdi anlaşılıyordu. Ortak herhangi bir noktamız olmamasına rağmen üçümüzün aynı anda burada olmasının nedeni buydu demek! "Ben ise öylece durmuş sizi izliyordum. Furia'lar beni tutmuştu. Gözlerimi kapatamıyordum. Kanlar içinde kalmıştım. Her çığlığımda beni de yaralıyordu!" Yutkundu. "Kabusumun sonunda da Hades bana dönüp 'İyi uykular' dedi. İyi uykular! Bu adam kendini ne sanıyor?!" Ne düşüneceğini şaşırmış Esmeralda bile, Anita'nın tepkisinin yerinde olduğunu düşünüyordu, her ne kadar diğerleri bunun gerçekten abartılı bir tepki olduğunu düşünse de. Kardeşinin ölümünü, hele hele bir Tanrı veya Tanrıça tarafından gönderilen bir canavar tarafından öldürüldüğünü öğrendiğinde ki tepkisiyle yarışamazdı bile, lakin sonuçta bir rüyanın etkisiyle konuşuyordu. Yaşadıkları gerçekten olmuş olsaydı, şimdiye Hades'in yanında ona meydan okuyor olmuştu! "Sizin önünüzde yemin ediyorum ki Hades ettiğini bulacak, intikamım çok acı olacak!" Diğerleri huzursuzca bir şeyler mırıldanırken Esmeralda geçmişte aynı şeyi söylediğini hatırlıyordu. Tabi bunu Hades için söylememişti, ama tıpkı bir Nemesis çocuğu gibi intikam ateşiyle tutuştuğunu hatırlıyordu. Anita'ya baktı, o da hepsinin üzerinde gözlerini gezdirdi. Herkes bakışlarla anlaşır anlaşmaz Leo ve Myron'la aynı anda ayağa kalkıp dışarıya çıktılar. Bu sefer unutmamaya kararlı olduğu ok çantasını da almayı ihmal etmedi. Kapı arkalarından kapanır kapanmaz Anita'nın neler hissettiğini az çok tahmin edebildiğini fark etmişti Esmeralda, Leo da sözleriyle bunları onayladı. "Sanırım intikam alcak." Sanmasına gerek olmadığını biliyordu Esmeralda. Sonuçta Anita bir Nemesis çocuğuydu, intikam almak onun doğasında vardı. "Siz gidin, ben onu izlerim." Bu Esmeralda için harika bir fikirdi doğrusu, sonuçta avlanmayı bırakıp hemen buraya koşmuştu. Gerçekten yorgundu. Uyumanın pek mümkün olmayacağını biliyordu, hele de ay tam tepesindeyken uyumak onun görevi değildi. Sessizce kulübesine doğru yürürken Anita'yı ve hissettiklerini düşünmekten kendini alıkoyamadı.
Sabah Ay yok olur olmaz zıplayarak uyandı, saatinin çalmasını beklememişti bile. Saatini çevrimdışı bırakırken alelacele üstüne bir şeyler geçirdi ve kulübeden dışarıya fırladı. Kimin uyanık olduğuna ya da kimi uyandırdığına bakmamıştı bile! Koşarak Nemesis Kulübesi'nin önüne gitti. Herkesin hala uyuyor olması bir avantajdı. Etrafa bakındı, Leo'nun buralarda olması gerekiyordu, onu izleyeceğini söylemişti. Acaba Anita kaçmaya yeltenince onu takip mi etmişti? O zaman ikisinin de izini kaybetmiş olurlardı! Kalbi küt küt atarken onu dizginleyecek bir şey duydu, bir horlama sesi! Herkesin uyuduğu bir günde kulübelerin önünde bu sesi duyması gayet normal görünebilirdi lakin ses o kadar net ve yakından geliyordu ki, horlayan kişinin dışarıda olduğu kesindi. Durup doğaya odaklandı, onunla bir bütün oldu. Benliğinin derinlerinde uçuşan yaprakları hisseder hissetmez sesin geldiği yönü taradı. Ses kesinlikle arkasından geliyordu! Hışımla arkasına dönmesiyle koca bir ağaçla burun buruna gelmesi bir oldu. Küfrederek geriye çekilirken onu gördü; Leo von Dorff yapması gereken gözetleme görevini bırakmış, mışıl mışıl uyuyordu! Sinirle yanına gidip dürttü onu. "Hey, sen! Sarhoş şey!" diye sarstı, lakin tık yoktu. Onu uyandırmak için art arta tokatlaması gerekti, ki bu da çok eğlenceliydi! Sonunda kendine az biraz geldiğinde "Neler oluyor yahu!?" diye homurdandı, yavaş yavaş doğrulup ayağa kalktı. Esmeralda onun hayata dönmesini sabırla bekleyip sakince sordu; "Anita içeride değil mi?" Leo gözlerini ovuşturup yutkundu. "Bilmem." Esmeralda kaşlarını çattı, korktuğu başına mı geliyordu yoksa? "İyi düşün!" diye uyardı onu, bir yandan da sarsmaya devam etti. "Nerede o?" Leo gerçekten kendini zorluyormuş gibi görünüyordu. Düşünceli yüzü kızarmış, alnından terler dökülüyordu. "Gece..." Kaşlarını çattı. "Gece kulübeden biri çıktı, o olup olmadığına bakmayı akıl..." Yüzümdeki ifadeyi görür görmez sindi, sesi cılızlaşırken "...edemedim." diye tamamladı cümlesini. Esmeralda içinde köpüren öfkeyi kontrol altında tutamıyordu, tam içinden geçeni yapmak aklına gelince, öteden koşarak gelen Myron görüldü. Yanlarına gelip soluklanınca "Neler oluyor?" diye sordu merakla. Esmeralda elleriyle kavradığı Leo'nun tişörtünü rahat bırakırken "Tahmin et bakalım?" diye mırıldandı. Birkaç saniye kaşlarını çatan Myron şaşkınlıkla gözlerini açtı, dili tutulmuş olsa gerek, düşüncelerini Nemesis kulübesini işaret ederek anlattı. Evet anlamında başını salladı Esmeralda, Myron şok ile öfke arası bir ifadeyle Leo'ya bakarken Esmeralda ne yapması gerektiğini bilemez haldeydi.
| |
| | | Myron Severus Ellwood Thanatos'un Çocuğu
Mesaj Sayısı : 52 Kayıt tarihi : 29/07/11
| Konu: Geri: İntikam soğuk yenen bir yemektir. C.tesi Ağus. 06, 2011 1:11 pm | |
| Ölümü çok basit bir şeymiş gibi gösteren aşırı derecede sıkıcı bir film izlerken birisi pencereye tıkladı. Zaten şu Kamp'ta Thanatos kulübesine girmeye cesaret edebilecek birkaç melez vardı, onların çoğu da mecburiyetten giriyordu. Tembelce ayağa kalktım ve pencereyi çalan melezin içeriyi görmesini istemediğim için dışarı çıktım. Karşımda hiç beklemediğim biri duruyordu: Nemesis melezi Anita. Onunla sadece iki defa konuşmuştuk sanırım. Yine de sayılı arkadaşlarımdan olduğu için konuşmaya karar verdim. "Merhaba Myron. Sana anlatmak istediğim bir şey var, onun için çağırmaya geldim. Birkaç dakika sonra kulübenin önünde iki melez daha sana katılacak." Elimde seçim şansı olmadığı için kafamı salladım. Başka bir saçma film izlemektense Anita'nın anlatacağı şeyi dinlemek daha iyi olabilirdi. Fakat benim birkaç dakikaya ihtiyacım yoktu, zaten hep yanımda taşıdığım silahımla Anita'dan beş dakika sonra Nemesis kulübesine gittim. Tek yaptığım şey televizyonu kapatmak olduğu için kendime kızmam uzun sürmedi. Anlaşılan gelecek olan kişilerin zaman kavramları farklıydı. Bekletmek hoşlarına gidiyordu galiba. Etrafa öfke dolu gözlerle bakarken telaşlı bir kız bana doğru gelmeye başladı. Daha çok adres arayan pizzacılara benziyordu, ama yanıma gelip oturunca Anita'nın arkadaşlarından biri olduğunu anladım. Yavaş yavaş iğrenç filmlerin daha güzel bir seçenek olacağını düşünmeye başlamıştım. Sıkıntıdan benimle konuşmaya çabalayan kıza cevap vermeye başladım. Artemis Avcısı olduğunu söyleyince büyük bir şok yaşadım. Tanıdığım avcıların hiçbiri bir erkeğe adını, kulübesini ya da herhangi bir şeyini sormuyordu. Bu kızın öğreneceği çok şey vardı anlaşılan. Tanrıça Artemis onu böyle bir halde görse neler olurdu düşünmek bile istemiyorum. Derken artık bu kızın muhabbetinden sıkılmaya başladığım için içeri girmeyi önerdim. Anormal bir cevapla bunu kabul etmedi. Birkaç dakika sonra son melez de gelmiş oldu. Bu çocuğu ilk defa görüyordum. Buna rağmen tanışmaya çabalamadım ve adeta fırlayarak içeri giren Artemis Avcısı'nın arkasından içeri girdim. Neyse ki Anita bizi fazla bekletmedi ve konuşmaya başladı. "Bugün bir kabus ile uyandım.Kabusumda Hades tüm sevdiklerime işkence çektiriyordu.Siz üçünüzü de öldürdü.Ben ise öylece durmuş sizi izliyordum.Furialar beni tutmuştu.Gözlerimi kapatamıyordum.Kanlar içinde kalmıştım.Her çığlığımda beni de yaralıyordu.Kabusumun sonunda da Hades bana dönüp 'İyi uykular' dedi.İyi uykular!Bu adam kendini ne sanıyor?!" Nasıl bir tepki vereceğimi bilmediğim için sadece düşünceli göründüm. Bir Thanatos melezi olmama rağmen öfkeyle kalkmanın zararları olduğunu biliyordum. Bu yüzden Anita "Sizin önünüzde yemin ediyorum ki Hades ettiğini bulacak,intikamım çok acı olacak." dediğinde yanımdakilerin konuşması bitince sakince öneriler verdim. Kabul etmeyeceğini biliyordum, hatta için için olacakları merak ediyordum, ama bile bile bir arkadaşımı ölüme yollamak en son yapacağım şeydi. Babama müşteri çıkartmak gibi bir niyetim yoktu. Anita durup düşüneceğini söylediği için üç dinleyici olarak dışarı çıktık. Leo gözcülük yapmayı teklif etti, ben de zaten biraz uyku çekmenin faydası olacağını düşünerek kabul ettim. İçim rahat etmese de uyumam gerekiyordu.
Sabah Apollon ile aynı zamanlarda uyandım ve Kamp'ın etrafında biraz yürüyüş yaptım. Anita Yeraltı'na gitmeye kalkarsa babamla karşılaşma olasılığımı düşünüp durdum. Sonunda umursamaz bir tavıra büründüm ve Nemesis kulübesinin önüne gittim. Artemis Avcısı Nyks çocuğunu hırpalıyordu. Yani bir olay çıkmıştı ve bu kız biraz olsun Avcı gibi davranmaya başlamıştı. Yine de Anita'ya bir şey olmuş olma fikri aklıma geldi ve hemen yanlarına gittim. Kıza neler olduğunu sorduğumda "Tahmin et bakalım?" diye cevap verdi. Hışımla bir Leo'ya, bir de kulübeye baktım. Gece Tanrıçası'nın oğlu gece uykusuna yatmıştı. Bu sırada Anita da ondan beklenen şeyi yapmıştı tabi ki: intikam almak. Eğer Hades'in karşısına çıkmak gibi bir delilik yaptıysa işi zordu. Beynime kalırsa hiçbir yere uğramadan direk Yeraltı'na gitmeliydik, fakat mantıklı tarafım kontrolü ele aldı ve "Sizin de tahmin ettiğiniz gibi Anita büyük ihtimalle Tanrı Hades'in yanına gitti. Fakat oraya elimizi kolumuzu sallaya sallaya gidip bir hiçle karşılaşırsak babam seve seve canımızı alır. Bu nedenle yardıma ihtiyacımız var, bu hiç hoşuma gitmese de. Kahin'e gidip Anita hakkında birkaç şey öğrensek iyi olur." dedim. Diğer ikisi de onaylayınca bir anda arkamı döndüm ve tozlu Kahin'in Yeri'ne doğru yürümeye başladım.
- Rp out:
Esmeralda, karakter kurgumu kişisel başlıkta paylaşmış olmama rağmen -ki okumaman imkansız- beni basit bir melez gibi göstermişsin. Ölümün çocukları iki oktan etkilenmez canım, haberin olsun. Ayrıca NPC olarak kullandığın karakterleri konuşturman yetmiyormuş gibi bir de rezil durumlara sokmuşsun. Bu çok saçma bir davranış, hiç kimse tarafından hoş karşılanmayacak türden bir davranış...
| |
| | | | İntikam soğuk yenen bir yemektir. | |
|
Similar topics | |
|
| Bu forumun müsaadesi var: | Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
| |
| |
| |
|