Olimpos Rpg
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Olimpos Rpg

Percy Jackson ve Olimposlular ile Olimpos Kahramanları serilerinden esinlenilerek oluşturulmuş, zirvedeki rpg forum sitesi.
 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 İntikam Ateşi

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Allen Jacques Harth
Nyks'in Çocuğu/Doğa Bilimleri Eğitmeni
Nyks'in Çocuğu/Doğa Bilimleri Eğitmeni
Allen Jacques Harth


Mesaj Sayısı : 432
Kayıt tarihi : 21/02/11

İntikam Ateşi Empty
MesajKonu: İntikam Ateşi   İntikam Ateşi Icon_minitimeSalı Mart 08, 2011 1:54 pm

Önünde durduğu Empire State binasına baktı başını iyice yukarı kaldırarak. Kamptaki konuşmalardan birinde, gözünü zar zor açık tutabildiği bir ara kulak kabarttığında, koca Olimpos'un (ve dogal olarak antik Yunan medeniyetinin) zamanla yer değiştirerek, batı medeniyetinin eşliğinde Amerika'ya kadar geldiğini duymuştu. 'Ne medeniyet ama.' demekten kendini alamadı alaycı bir ses tonuyla. Tanrılarla fikirlerinin ilk uyuşmadığı yer bu olmasa gerekti. İnsanların fütursuz davranışları, gözünde medeniyetin önüne geçen çok büyük bir engeldi. Gerçi antik Yunanlılar'ın medeniyetten ne kadar anladığı da tartışılırdı. Nefesini düzen altına almaya çalışarak binaya doğru yürümeye başladı. Bunu gerçekten yapmak istiyor muydu? Ya da artık bir önemi var mıydı? Düşüncelerinin ahesteliğine zıtlık yaratan bir hızla resepsiyona doğru ilerledi. Görevliye şöyle bir baktı. Kısa boylu, keli çıkmaya başlamış olan, tuhaf görünümlü bir insandı. Masanın üzerine yaslanıp biraz öne eğildim. 'Altı yüzüncü kata çıkacağım.' Belli ki adam o kadar süre çalıştıktan sonra böyle gariplikleri kaldırabilecek gibi değildi. Allen'a ters ters bakarak hırlar gibi bir ses tonuyla konuştu. 'Velet, dalga geçmek için geldiysen yanlış yerdesin. Uza.' Sıkıntıyla gözlerini devirdi çocuk. Normalde para verseler kullanmayacağı bir bahaneyi kullandı. 'Tanrılara kafa tutabildiğine göre bence sen sıyırmış olmalısın. Altı yüzüncü kat. Şimdi.' Adam bunun üzerine telaşa kapıldı birden. Demek ki anlatılanlar doğruydu. Melezlerden ödü kopuyordu buradaki görevlilerin. Resepsiyonist eline bir anahtar tutuşturdu. 'Şu ilerde, arkadaki asansörü kullanacaksınız. Zaten sizi götüreceği yeri bilir.' Allen sadece kafasını salladı ve adamın gösterdiği yönde ilerlemeye başladı. Biraz sonra kapıları altından olan, üstünde antik Yunan harfine benzettiği bir şekil olan bir asansörün önüne geldi. Düğmesine basınca asansörün kapıları açıldı. İçeri girip ilgili katın düğmesine bastığında, birden büyük bir güç tarafından yukarıya fırlatıldığını hissetti. Can havliyle kenarlara tutundu ve gözlerini kapatarak bu hissin geçmesini bekledi. Ona çok uzun gibi gelen bir süre sonunda nihayet durduklarında, kapıların açılmasını belirten ses gelmeden gözlerini açmadı. Kapılar açıldığında hayrete düşmekten kendini alamadı. Kocaman, görkemli bir şehre ve tam karşıdaki tepede duran muazzam, saray gibi beyaz bir binaya bakıyordu. Olumlu düşüncelerini kendine saklamaya özen göstererek etrafta dolanmaya başladı. 'Tanrıça Nyks...' diye mırıldandı, adı sanki zehirli bir kelimeymiş gibi nefretle telafuz ederek. Bugün onu bulmak için gelmişti buraya. İstediğini almadan gitmeye de pek niyeti yoktu.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Nemesis
Tanrıça
Tanrıça
Nemesis


Mesaj Sayısı : 71
Kayıt tarihi : 28/02/11

İntikam Ateşi Empty
MesajKonu: Geri: İntikam Ateşi   İntikam Ateşi Icon_minitimeÇarş. Mart 09, 2011 6:56 am

Olimpos'ta son zamanlarda odak noktasi haline gelmis tek bir konu vardi: gigantlar. Böyle bir zamanda bu konunun tartışılmasını saçma buluyordu Nemesis, bilmem kaç bin yıldır uyuyan bir ırk, bu kadar zaman sonra ne olacaktı da harekete geçecekti ki? Biraz daha durmayı düşünmüyordu Tanrılar konseyinde. Konsey sonlandırılır sonlandırılmaz çıktı ve sınırına doğru yürümeye başladı Olimpos'un. Biraz kafasını dağıtmaya ihtiyacı vardı. Onları ölümlülerin dünyasından ayıran kapıya doğru yaklaştığında, farklı bir aura hissederek durmak zorunda kaldı. Özellikle dikkatini çekmesinin nedeni, bu aurada hissettiği karanlık, öfke ve intikam dolu yöndü. Şu anda tanrı ya da tanrıçaların böyle bir duygu taşımak için bir nedeni olmadığını biliyordu. Gelen, genelde hiç haz etmediği şımarık melez veletlerden biri miydi yani? Sanki sihirli bir mıknatıs onu o tarafa doğru çekiyormuş gibi, gizli asansörün bulunduğu yere doğru ilerlemeye başladı. Kendisi daha oraya varamadan kapılar açılınca, bir köşeye çekildi ve gizlice izlemeye başladı. İçinden çıkan çocuk henüz oldukça genç duruyordu ve gerçekten de bir melezdi, kokusundan anlayabiliyordu bunu. Yakışıklı bir çocuktu, hakkını vermeliydi. Yüzüne oyuncu bir gülümseme yerleşti. Kimin çocuğu olduğunu merak etti bu oğlanın. Sıradan birine benzemiyordu. O karanlık aura... Çocuk Olimpos'ta ilerlerken, kendisi de saklandığı yerden çıkma kararı alan Nemesis, biraz ilerledikten sonra tekrar durdu ve kollarını kavuşturdu. 'Bir şey mi arıyordun, çocuğum?' Şaşkınlıkla ona dönen çocuğu görünce yüzüne keyifli bir gülümseme yerleşti ve tek kaşını kaldırarak, 'Aradığın ben olabilir miyim?' diye sordu. Eğlendiği, ses tonundan açıkça belli oluyordu. Olduğu yerde kalakalmış olan çocuktan bir cevap beklemeye başladı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Allen Jacques Harth
Nyks'in Çocuğu/Doğa Bilimleri Eğitmeni
Nyks'in Çocuğu/Doğa Bilimleri Eğitmeni
Allen Jacques Harth


Mesaj Sayısı : 432
Kayıt tarihi : 21/02/11

İntikam Ateşi Empty
MesajKonu: Geri: İntikam Ateşi   İntikam Ateşi Icon_minitimePerş. Mart 17, 2011 12:10 pm

Hiç beklemediği bir anda arkasından gelen ses, irkilerek arkasına dönmesine sebep oldu. Gördüğü şey, neredeyse nefesinin kesilmesine neden olacaktı. Çok güzel bir kadın duruyordu karşısında, gerçi bir o kadar da tehlikeli ve kurnaz görünüyordu. Peri masallarından mı, yoksa cadılarla ilgili efsanelerden mi çıktığını söylemek zordu. İşin en garip tarafı ise, bu kadının bir şekilde tanıdık gelmesiydi. Sanki uzun zamandır görmediği bir akrabasını görüyordu genç adam. Dalgalı kıvırcık saçlarında ve koyu kahverengi, neredeyse siyah rengindeki gözlerinde aşinalık uyandıran bir şeyler mutlaka vardı. Ona gülümsediğinde, yüz hatlarındaki sinsilik daha da belirgin bir hal almıştı. Sanki Allen'la oynayabileceği en zevkli oyunu kurguluyor gibiydi. Zorlukla yutkunsa da, çocuğun sesi bir şekilde düzgün çıkmayı başarmıştı. 'Bu kim olduğunuza bağlı, hanımefendi. Tanrıça Nyks olma ihtimaliniz var mı acaba?' Sonuçta annesi olduğu iddia edilen kadını daha önce görme 'fırsatını' hiç yakalayamamıştı. Onu ne kadar dikkatli incelediğine bakılırsa, şüphelenmesi gayet normaldi. Dudaklarının kıvrıldığı zaman aldığı şekil bile neredeyse kendi mimiğiyle bire bir aynıydı. 'Anne.' diye fısıldadı Allen katıksız bir öfkeyle. On altı yılın nefret ve kin duygusunu, tek bir kelimeye sıkıştırmak zor gelebilirdi belki diğer insanlara. Ama onun ağzından bir zehir gibi dökülen bu sözcük, karşısındaki normal, yani tanrıların her zaman iddia ettiği gibi insana benzer bir varlıksa, bu bir tanecik kelimeden bile çekinmesi, utanması gerekirdi. Dişlerini iyice birbirine kenetledi, bedeni ister istemez kendini kavgaya hazırlıyordu. Eli kısa bir süreliğine hançerinin üzerinde dolandı ve konuşmak için dudaklarını aralamış olan tanrıçanın sözünü söylemesini bekledi.


En son Allen Jacques Harth tarafından Ptsi Mart 21, 2011 11:32 am tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Nemesis
Tanrıça
Tanrıça
Nemesis


Mesaj Sayısı : 71
Kayıt tarihi : 28/02/11

İntikam Ateşi Empty
MesajKonu: Geri: İntikam Ateşi   İntikam Ateşi Icon_minitimePtsi Mart 21, 2011 10:37 am

Anne mi? Kahkahalarla gülmemek için kendini zor tutuyordu. Zavallıcık, daha kendisini dünyaya getirenle tanışamamıştı bile. Ama şimdi çocuğun neden bu kadar tanıdık geldiğini anlıyordu. Yüzüne yerleştirdiği bir sırıtışla ona doğru bir iki adım daha attı. O ilerlediği halde çocuğun hala aynı yerde durması Nemesis'i hem şaşırtmış, hem de ilgisini çekmişti. Herhangi bir melezle uğraşmayacağı ortadaydı. 'Hım, hayır, ne yazık ki yanlış cevap evlat.' Evlat dediğinde çocuğun suratında oluşan hoşnutsuzluk ifadesi görülmeye değerdi doğrusu. Melezler genel olarak tanrı ve tanrıça ebeveynlerinden nefret ederdi, ama karşısındaki delikanlıdan yayılan duygular farklı bir boyuta ulaşmıştı. Bu karışık duyguların tadı, tanrıçanın burnunu gıdıklıyor, genzinde tatlı bir mayhoşluk havası yaratıyordu, ve bu koku onu olduğu gibi meleze çekiyordu. 'Ama yaklaştın biliyor musun? Yani aramızda hiç akrabalık bağı yok denemez.' Kafası karışmış gibiydi genç melezin. Onu suçlayamazdı. Annesiyle tanışmak (hatta surat ifadesine bakılırsa kafa tutmak) için gelmişken, belki de varlığından haberdar bile olmadığı ölümsüz bir akrabasıyla tanışmak gerçekten de akıl karıştırıcı bir duygu olmalıydı. Ancak Nemesis, adalet ve intikam tanrıçası olduğundan olsa gerek, bu kadar hissin içinde tek bir şeye odaklanıyordu sadece: ağzını sulandıran derecede bir intikam ateşine. Aralarında dört adım kadar bir mesafe kaldığında durdu ve o güzel kokuyu bir kez daha içine çekti. Yüzündeki gülümseme biraz daha genişledi. 'Ne de olsa sen benim küçük kardeşimsin.' dedi olabildiğince sakin ve tatlı bir ses tonuyla. Bir yandan onun tepkisini ilgiyle izlerken, bir yandan da bu çocuğun ölümlü kardeşlerinden hangisi olduğunu merak etmeye başlamıştı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Allen Jacques Harth
Nyks'in Çocuğu/Doğa Bilimleri Eğitmeni
Nyks'in Çocuğu/Doğa Bilimleri Eğitmeni
Allen Jacques Harth


Mesaj Sayısı : 432
Kayıt tarihi : 21/02/11

İntikam Ateşi Empty
MesajKonu: Geri: İntikam Ateşi   İntikam Ateşi Icon_minitimeSalı Mart 22, 2011 2:48 am

Karşısındaki tanrıça neredeyse meşhum bir havayla kendisine gülümsediğinde, içinde bir şeylerin harekete geçtiğini, hatta neredeyse patlama noktasına geldiğini hissetti Allen. İçinde öylesine delice bir öfke büyümeye başlamıştı ki, şimdi istese Olimpos'u yerle bir edebileceğini düşünüyordu. Ne kadar imkansız bir fikir olsa da, birden bu fikir için yanıp tutuşmaya, hatta planlar yapmaya başlamıştı. Beyninde, akıl sağlığını inatla ayakta tutmaya çalışan bir bölüm ona saçmalamamasını, bunun bir intihar olacağını ve daha sakin düşünmesi gerektiğini söylese de, öfkeden gözü dönmüş olan bölüm üste çıkarak bastırdı onu. Bu hengame içinde düşüncelerini tekrar toplayabilmesine neden olan tek şey, tanrıçanın söyledikleri oldu. 'Ne de olsa sen benim küçük kardeşimsin.' Onu kısa bir an için boşluğa sürükleyiverdi bu söz. Karşısında duran kişi ölümsüz ablası mı oluyordu yani? Mitoloji hakkındaki bilgilerini yokladı Allen, Nyks'in ölümsüz kızları hakkındaki bilgilerini. Hayal meyal beş tane çocuğu olduğunu hatırlıyordu, ve hepsinin de gerçekten ağız sulandıran güçleri olduğunu. Ama isimlerini bir türlü hatırlayamıyordu. En kolay isim geldi aklına, gerçi karşısındaki tanrıçanın vahşi ölüm tanrıçalarından biri olmadığından neredeyse emindi. 'Ne yani, Kere'lerden biri misin sen?' Bir an için, eğer bu tanrıça gerçekten de bir Kere'yse, onunla çok iyi anlaşabileceğini düşünerek keyiflendi. Ama hayır... Bu kadından yayılan titreşimler farklıydı. Ve galiba Allen kızdırmıştı onu.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Nemesis
Tanrıça
Tanrıça
Nemesis


Mesaj Sayısı : 71
Kayıt tarihi : 28/02/11

İntikam Ateşi Empty
MesajKonu: Geri: İntikam Ateşi   İntikam Ateşi Icon_minitimeSalı Mart 29, 2011 12:10 am

Çocuğun saçma sorusu üzerine ister istemez yüzü buruştu. Kendisi güçlü, kudretli ve birçok yerde, birçok defa adını duyurmuş bir tanrıçayken, hiçbir iş yapmayan, sadece canları sıkıldıkça insanları korkutan kız kardeşlerinin hatırlanması canını sıkmıştı. Karşısındaki melezden yayılan titreşimler bu kadar hoşuna gitmese, onu milyonlarca atomik parçalarına ayırabilir ve bu yaptığı işten zevk alırdı. Ama şu anda dişlerini sıka sıka katlanması gerekecekti bu duruma. Yüzüne biraz zoraki de olsa bir gülümseme yerleştirdi ve başını iki yana salladı. 'Hayır, Kere'lerden biri değilim ben. Ama severim kız kardeşlerimi.' Olabildiğince tatlı olan ses tonunda biraz ironi de vardı, ve bunun genç melezin dikkatinden kaçtığını sanmıyordu. 'Hayır, sevgili kardeşim. Ben ilahi adalet ve intikam tanrıçası Nemesis'im. Ya da Rhamnosia diyebilirsin.' Bu adını çok kullanmazdı gerçi. Çocuğun yüzüne, anladığına dair bir ifade yerleştiğini gördü. Hatta biraz da ilgiyle bakıyordu şimdi ölümsüz ablasına. Kardeşinin kendine özgü gelişmiş bir adalet duygusu olduğunu sezinliyordu. Anlaşılan, bütün küstahlığına rağmen, en çok sevdiği kardeşi bu olacaktı. Onu biraz tanıması gerektiğini düşündü. Kaşlarını kaldırarak, 'Senin kim olduğunu öğrenebilir miyim peki? Adını yani.' diye sordu. Daha önce kampa gelen yeni bir Nyks çocuğuyla ilgili bir dedikodu duymuştu, ve bu dedikodu bayağı bir hoşuna gitmişti. Ama çocuğun yakışıklı ve sert yüz hatlarına bakarken, yine de bahsi geçen melezin o olup olmadığından tam emin değildi. Zarif bir hareketle kollarını kavuşturdu, ağırlığını tek ayağının üzerine verdi ve melezin cevabını beklemeye başladı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Allen Jacques Harth
Nyks'in Çocuğu/Doğa Bilimleri Eğitmeni
Nyks'in Çocuğu/Doğa Bilimleri Eğitmeni
Allen Jacques Harth


Mesaj Sayısı : 432
Kayıt tarihi : 21/02/11

İntikam Ateşi Empty
MesajKonu: Geri: İntikam Ateşi   İntikam Ateşi Icon_minitimeSalı Mart 29, 2011 1:12 am

Şaşkınlıktan gözleri faltaşı gibi açılmıştı. Nemesis, Yunan mitolojisindeki en saygı duyduğu tanrıçalardan biri... Kendisiyle akrabalığının olacağını hiç düşünmemişti bile. Hayretini üzerinden atarak cevap vermeye zorladı kendini. Zaten önündeki hanımefendiyi basit iki kelime için uzun süre oyalamak kabalık ve haksızlık olurdu. Bir anda aklına üşüşen bu histen kurtulmak istermiş gibi kafasını iki yana salladı ve 'Allen Jacques Harth.' diye mırıldandı. O anda bu soyadından ne kadar nefret ettiğini bir kez daha hatırlamıştı. Sülük babasının bir halta benzemeyen soyadından. Yumruklarını sıktı hafifçe, yere bakıyordu. Hiç aklından çıkmayan çocukluk anıları bir kez daha beynine doluşuyor, bir türlü bitmek bilmeyen acısına yeni bir boyut veriyordu. Kare kare sahneler geçti aklından, canından çok sevdiği abisi Matt'in yüzü, Diane'in kıpkırmızı olmuş, güzelliğinden eser kalmamış yüzü, Stephen'ın kelleşmeye başlamış olan kafasının altındaki, öfkeden çarpılmış yüzü... Sonra sahneler değişti. Bu sefer abisinin merdivenlerin dibinde yatan cesedine, boş boş bakan gözlerine odaklanmıştı. Bu görüntü değişmedi. Ne Olimpos'u, ne Tanrıça Nemesis'i görebiliyordu şu anda, odaklandığı tek şey Matt'in cesediydi. Yumruk yaptığı elleri titremeye başlamıştı. Hayır, bu yeterli değildi. Beynindeki ufacık bir bölüm buna itiraz etse de, Stephen'ı küçük küçük parçalara ayırması, Diane'i kalbinden bıçaklamış olması yeterli değildi. Daha fazlasını yapmalıydı. Gerekirse mezarlarını açıp kemiklerini yakmalı, küllerini de Tartarus'un derinliklerine atmalıydı. Dişlerini birbirine kenetledi, tir tir titrerken nerede olduğunu neden buraya geldiğini unutmuştu bile. Ta ki Nemesis'in hayretle nefesini tuttuğunu duyana kadar. Bir anda düşünceleri bölününce başını kaldırıp biraz merakla, biraz da kızgınlıkla ona baktı ve tanrıçanın da, neredeyse hayranlık dolu bir ifadeyle, onu süzdüğünü gördü.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Nemesis
Tanrıça
Tanrıça
Nemesis


Mesaj Sayısı : 71
Kayıt tarihi : 28/02/11

İntikam Ateşi Empty
MesajKonu: Geri: İntikam Ateşi   İntikam Ateşi Icon_minitimeSalı Mart 29, 2011 2:26 am

Beklediği şeyin doğru çıkmasına şaşırmış mıydı gerçekten? Pek sayılmaz. Daha çok, heyecanını bastırmakta zorluk çektiği söylenebilirdi. Demek bütün tanrı ve tanrıçaların son birkaç aydır bahsettiği çocuk buydu. Gözünü kırpmadan ailesini öldüren melez. Gerçi şimdi onun anılarına şöyle bir göz gezdiriyordu da, nedensiz, bir anlık çılgınlıkla öldürdüğü söylenemezdi. Düşüncelerindeki kırgınlığı, hayal kırıklığını ve öfkeyi görünce, kendi kanı daha hızlı akmaya başlıyordu damarlarında. Allen'ın görüntülerinden hiç kaybolmayan küçük çocuğa odakladı dikkatini. Kim olduğunu ve neden bu kadar önemli olduğunu merak etmeye başlamıştı. Kardeşinin biraz hiddetle ona baktığını görünce, kıkırdamadan edemedi. 'Ah, kusura bakma sevgili kardeşim. Sadece, itiraf etmeliyim ki ünün senden önce geliyor.' Çocuğun yüzündeki ifade, katil diye anılmayı pek de sevmediğini gösteriyordu, ama Nemesis bunu umursayacak bir kişi değildi. Hatta bu intikam duygusu oldukça hoşuna bile gidiyordu. Allen'ın bir şey söylemediğini görünce, kendisi lafına devam etti. 'Annemize kızgın olduğunu görebiliyorum. Yaşadıklarından anladığım kadarıyla, bunda haksız da sayılmazsın.' Allen yaşadıklarını nerden bildiğini soracak gibiydi, ama buna izin vermeden devam etti sözlerine. Bir yandan da adım adım yaklaşıyordu kardeşine. 'Biliyorsun, adalet ve intikam tanrıçası olarak, şayet istediğin takdirde, senin intikamını almak boynumun borcu. Sadece ablan olduğum için demiyorum canım. Gerçekten de yardımcı olabilirim sana.' Arkasından dolanarak geçtikten sonra onun omzuna doğru eğildi. Konuştuğunda, nefesini boynunda hisseden çocuğun ürpermesi, keyifle gülümsemesine neden oldu. 'Sadece istemen yeterli.' diye fısıldadı kadife gibi bir ses tonuyla.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Allen Jacques Harth
Nyks'in Çocuğu/Doğa Bilimleri Eğitmeni
Nyks'in Çocuğu/Doğa Bilimleri Eğitmeni
Allen Jacques Harth


Mesaj Sayısı : 432
Kayıt tarihi : 21/02/11

İntikam Ateşi Empty
MesajKonu: Geri: İntikam Ateşi   İntikam Ateşi Icon_minitimeSalı Mart 29, 2011 3:17 am

'Sadece istemen yeterli.' Duydukları, kanının damarlarında donmasına neden olmuştu adeta. Ne hissedeceğini bilemiyordu. Bir yandan ablasının önerisi çok cazip geliyordu, planının son adımını uygulayabilmesi ve sonunda rahat edebilmesi için altın bir fırsattı belki de. Ama öte yandan... Hatırladığı bir şey, bakışlarının buz gibi soğumasına neden oldu. Sakince, 'Bana bir şey söylemeni istiyorum... abla.' Sözün ağzından neredeyse zorlayarak, alçak tonlu bir tıslama şeklinde çıkması, Nemesis'i afallatmıştı. Kendisinden daha farklı bir şeyler beklemiş olduğu açıktı. Başını omzunun üzerinden çekince, fark ettirmese de epey rahatlamıştı Allen. Bir adım öne attı ve söyleyeceklerinin etkisini iyice içine sindirebilmek için tanrıçanın suratına baktı. Şu anda tek okuyabildiği ifade şaşkınlıktı. 'Sen kendi çocuklarına çok farklı mı davranıyorsun? Hep onların yanında olabildin mi gerçekten? Sen onlara karşı adil davranabildin mi?' Sorusu onu hazırlıksız yakalamıştı. Cevap vermek için bocaladığını gören Allen, memnuniyetsizlikle ve tiksintiyle suratını buruşturdu. Tanrılar hep büyük konuşur, ama söz konusu kendileri olunca hep bir istisnaları vardır. Bu ikili oyun midesini bulandırıyordu. 'Ben cevabımı aldım sanırım.' Arkasını döndü ve kapılara doğru ilerlemeye başladı. 'Ben en azından deniyorum, Allen. Tembel tembel tahtına kurulan bir tanrıça olmadığımdan emin olabilirsin.' Nemesis'in arkasından seslendiğini duyunca durdu, ama tekrar ona dönmedi. Cılız savunması, neredeyse gülmesine neden olacaktı. 'Sana bu konuda başarılar diliyorum o zaman abla.' Konuşurken nedense annesini savunuyormuş gibi gelmişti bir anda. Zihni bunun doğruluğunu yargılamaya başlamadan önce, ablasının varlığından uzaklaşmak için asansörün kapılarına doğru yürümeye başladı.

--RP Bitmiştir--
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
İntikam Ateşi
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Sylvia| İntikam Ateşi
» Sıcağı sıcağına intikam!
» İntikam soğuk yenen bir yemektir.
» İntikam soğuk yenen bir yemektir.

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Olimpos Rpg :: Olimpos :: Empire State Binası/Olimpos-
Buraya geçin: