Olimpos Rpg
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Olimpos Rpg

Percy Jackson ve Olimposlular ile Olimpos Kahramanları serilerinden esinlenilerek oluşturulmuş, zirvedeki rpg forum sitesi.
 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 İlk karşılaşma, belki de son...

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Serena Su Hanzadeoğlu
Athena'nın Çocuğu
Athena'nın Çocuğu
Serena Su Hanzadeoğlu


Mesaj Sayısı : 4815
Kayıt tarihi : 07/09/10

İlk karşılaşma, belki de son... Empty
MesajKonu: İlk karşılaşma, belki de son...   İlk karşılaşma, belki de son... Icon_minitimeSalı Ekim 05, 2010 4:09 am

Tanrı/Tanrıça ebeveyninle ilk karşılaşmanızın rpsini yaz.
Mekan: Olimpos Konseyi
Katılacaklar: Melez Serena Melanie Holls ve Tanrıça Athena


Sonunda uygun bir zaman bulabilmiştim. Bir hamburger yemeden gitmeyecektim kampa. Serenity’de havada ben takip ediyordu. Kendimi aşırı ayrıcalıklı biri hissediyordum. Yani patronunu sahibini ya da her neyse işte onu koruyacaktı ama bu kadarda değil. On altı yaşında bir genç kızdım. Erkek arkadaşımla bulaşabilirdim değil mi? Aslında böyle dediğime bakmayın. Lucy’nin anlattıklarına göre Tanrıça Athena buna çok kızıyormuş. Aslında tahmin ediyordum. Şaşırmamıştım. Fakat sorun şu, ben onun umurunda değildim. Bu yüzden önemsememe gerek yoktu değil mi? Yinede hiçbir erkeğe güvenilmezdi. Hepsi aynıydı bunların!

Sonra aklıma bir fikir geldi. Neden Olimpos’a gitmiyordum? Yani neden olmasın? Bence eğlenceli olurdu. Kendimden emin adımlarla Empire State Binasına ilerledim.



Binadan adımımı atar atmaz derin bir nefes aldım. Annemi mi görecektim? Heyecanlanıyor muydum yoksa? Yok canım ne heyecanı… Düşüncelerime ara vermem gerektiğini fark ettim ve resepsiyona doğru ilerledim. Adam soru soran gözlerle bana baktı ve konuşmaya başladı. ‘‘Buyurun hanımefendi ne istemiştiniz?’’ Gülümseyerek baktım. ‘‘600. kata çıkmam gerek.’’ Şimdi biraz önce benimle konuşan kibar adam kahkaha attı. ‘‘Evlat o kadar katımız yok. Şimdi lütfen beni rahat bırak.’’ Gözlerimi devirdikten sonra cebimde duran kurşun kalemi çıkardım. ‘‘Ne yapıyorsun sen?’’ Adamın sesi oldukça meraklıydı. Ne yapmam gerektiğini biliyordum. Gözlerimi kapattım ve aklımdan kalemimin kılıca dönüştüğünü düşündüm. Kılıcım elimde oluştuğunda ucunu adamın gırtlağına dayadım. ‘‘Anlamadım? 600. kat yok mu? Ah yoksa yanlış mı duydum.’’ Adam hemen bir anahtar verdi bana. Ne olduğunu bilmiyordum. Ama sanırım bunu da bulurdum.

‘‘Sonra görüşürüz kibar beyefendi!’’ derken elimi salladım ve asansöre doğru koştum. Asansör lükstü. Bunu sevmiştim. Tuşlarda anlamını bildiğim bir harf duruyordu. ‘‘Tabi ki… Bekle beni Olimpos ben geliyorum!’’ anahtarı kilide soktum ve sarsılmaya başladım. Sarsılma bittiğinde eski Yunancada bir küfür ettim. Eminim Tanrıça veya Tanrılardan biri duysa beni öldürürdü. Asansörün kapısı açıldığında büyülenmiştim.

‘‘Olimpos… Demek yıllardır o kitaplardan okuduğum sözü edilen yer sendin. Sonunda seni buldum.’’ Gerçek olabileceğini nasıl tahmin edebilirdim? Merdivenlerden hızla çıktım. Atletik oluşuma şükrediyordum. Merdivenler bittiğinde büyük kapıyı ittim. Ağırdı ama kolay açmıştım. İçeride bekleyen tanrıçayı gördüm. Gözlerimi tam kısacakken nerede olduğum aklıma geldi. Böyle bir saçmalığı yapmayacaktım. Mesafemi koyacak ama yinede saygılı davranacaktım. Her ne olmuşsa… Ağzımdan zar zor çıkan iki kelime vardı. Başka bir şey diyememiştim. ‘‘Tanrıça Athena…’’

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Athena
Admin/Tanrıça/Kamp Müdiresi
Admin/Tanrıça/Kamp Müdiresi
Athena


Mesaj Sayısı : 5210
Kayıt tarihi : 16/08/10

İlk karşılaşma, belki de son... Empty
MesajKonu: Geri: İlk karşılaşma, belki de son...   İlk karşılaşma, belki de son... Icon_minitimeSalı Ekim 05, 2010 4:33 am

Konsey salonundan içeri giren kişinin kızım Serena olduğunu gördüğümde, biraz şaşırdım. Kendisi henüz yeni hayatını -özellikle de beni- tam olarak kabullenebilmiş değildi. Yine de benim kızımdı ve her zaman mantıklı düşünüp sakin kalabilmesi gerekiyordu. Bu nedenle, onu karşımda görünce hayal kırıklığına uğradım biraz... Ben kızımın vakti gelinceye kadar beni bekleyeceğini umuyordum, o ise kalkıp Olimpos'a gelmişti, hem de Tanrılar Konseyi'ne!

Bana 'anne' demek yerine resmiyetle seslenmişti, yüzümdeki onaylamaz ifade de ona pek yardımcı olmuyor gibiydi. Bezgin bir şekilde elimle yanıma gelmesini işaret ettim, tahtımın yanına oturmasını istedim. Yaşadığı kısa tereddütün ardından oturdu ve ellerine, yere, benim dışımda salondaki her yere bakmaya başladı.

Ona kızmam gerektiğini biliyordum, sonuçta Poseidon oğlunun sayesinde gelen yeni kurala rağmen Zeus melez çocuklarımızla görüşmemize pek sıcak bakmıyordu. Hele böyle düşüncesizce davranışları hiç doğru bulmazdı. Yine de, onun bilge parıltılar saçan güzel gözlerine baktıktan sonra, daha sevecen davranmaya karar verdim. Büyük kızım Lucianna benden çok çekmişti, kardeşine daha insancıl davranmam onun da hoşuna giderdi...

"Merhaba Serena, kızım. Seni görmek... güzel." dedim, elimden en fazla bu kadarı gelirdi. Ev hanımı falan değildim ben, Bilgelik Tanrıçası'ydım!

"Eh, hangi rüzgar attı seni buraya bakalım?" diye de ekledim. Bu sırada elimle yüzüme bakmasını işaret etmiştim, yavaş yavaş başını yerden kaldırmaya başladı...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://olimpos.my-rpg.com
Serena Su Hanzadeoğlu
Athena'nın Çocuğu
Athena'nın Çocuğu
Serena Su Hanzadeoğlu


Mesaj Sayısı : 4815
Kayıt tarihi : 07/09/10

İlk karşılaşma, belki de son... Empty
MesajKonu: Geri: İlk karşılaşma, belki de son...   İlk karşılaşma, belki de son... Icon_minitimeSalı Ekim 05, 2010 6:12 am

Beni hangi rüzgâr mı atmıştı? Bende bilmiyordum. Kafamdan bir delilik geçmişti işte. Şuan çıkıp gidemezdim artık buradaydım. Tanrıça Athena yani annemin yüzüne bakmam gerekiyordu. Biraz düşündükten sonra Tanrıçama döndüm. Oldukça hoş bir bayandı. Babamın da dediği gibi ona benziyordum. Kopyası mıydım? Belki de… On altı yıl öncede farklı olamazdı değil mi? Neler saçmalıyordum, tabi aynıydı! O bir Tanrıça ve ölümsüzdü. Birden komikleştiğimi düşündüm. Heyecandan mı böyleydim yoksa?

‘‘Aslına bakarsanız Tanrıça Athena buraya gelmemin bir nedeni yok.’’ Yüzüme şaşkın bir ifade ile bakıyordu. Mantıksız bir cevaptı ve gerçekten ona hak veriyordum. ‘‘Kampa ilk geldiğim gün Stell yani Hades kızı sizi ziyaret etmem gerektiğini düşündü. Eminim ki beni merak ediyorsunuzdur ya da bir kızınızın daha olduğunu yanınıza gelip haber vermem gerekiyordu. O yüzden buradayım Tanrıçam. Yani özel bir nedeni yok. Rahatsız ediyorsam eğer sorun değil. Kampa gidip geri kalan işlerimi halledecektim zaten.’’ Şuan oturup cevabını mı beklemem gerekiyordu yoksa direk kalkıp gitmem mi? Kalkıp gitmek biraz saygısızlık olurdu. O yüzden tanıdık olan mavi gözlere baktım ve düşünmeye başladım.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Athena
Admin/Tanrıça/Kamp Müdiresi
Admin/Tanrıça/Kamp Müdiresi
Athena


Mesaj Sayısı : 5210
Kayıt tarihi : 16/08/10

İlk karşılaşma, belki de son... Empty
MesajKonu: Geri: İlk karşılaşma, belki de son...   İlk karşılaşma, belki de son... Icon_minitimeSalı Ekim 05, 2010 7:32 am

Evet, oldukça heyecanlı ve stres altındaydı, her kelimesinden anlaşılıyordu sesindeki gerginlik. Söylediği isim -yani Stella- iyice sinirlenmeme yol açmıştı. Hades kızı her zaman kurallara karşı gevşek olmuştu ve beni Melez Kampı'nda en çok uğraştıran yarı-tanrılardan biriydi. Ayrıca, büyük kızımın yakın arkadaşıydı ve sık sık hayatlarını tehlikeye atıyorlardı.

"Serena," dedim daha yumuşak bir sesle, "Anlıyorum. Tabii ki gitmeni istemeyeceğim, sen beni ilk kez görüyor olabilirsin ama ben seni bebekliğinden beri sürekli izliyorum. Başının dertte olduğu zor durumlarda hep uzaktan da olsa yardım ettim sana. Olimpos'un katı kuralları yüzünden sen büyürken yanında olamadım ama aslında hep orada bir yerlerdeydim..." 'oralarda' derken kızımın kalbini işaret etmiştim. Artık gözlerime daha az mesafeli bakıyor gibiydi. Nasıl şartlar altında olursa olsun -birimiz Tanrıça bile olsak- anne ve kız arasındaki ilişki her durumda sağlanabiliyordu, dediklerimin doğruluğunu hissetmiş olacak, Serena da şimdi biraz daha mutlu görünüyordu. Sanırım az önce ona konseyden gitmesini söyleyeceğimden korkmuştu.

"Bu arada, karşına çıktığı anda Minotor'u devirecek duruma gelmeden, Stella ile pek kamp dışına çıkma. Ve... bana anne de lütfen." dedim, hafifçe gülümseyerek.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://olimpos.my-rpg.com
Serena Su Hanzadeoğlu
Athena'nın Çocuğu
Athena'nın Çocuğu
Serena Su Hanzadeoğlu


Mesaj Sayısı : 4815
Kayıt tarihi : 07/09/10

İlk karşılaşma, belki de son... Empty
MesajKonu: Geri: İlk karşılaşma, belki de son...   İlk karşılaşma, belki de son... Icon_minitimeSalı Ekim 05, 2010 7:52 am

Gülümsemiş miydim? Hey kendime gelmeliydim! Yinede hemen yumuşamayacaktım. Ben onun kızıydım. Ve hiçbir Athena kızı çabuk teslim olmazdı, annesine bile. Ya da ben böyle düşünüyordum. Annemin yüzüne daha çok bakar olmuştum. Gerçekten zorda olsa anne mi diyecektim? Aslında şimdiden alışmıştım. Benim için problem değildi. Ayrıca annemin Stell diyince sinirlendiğini hissediyordum. O kadar belalı mıydı Hades kızı? Yok canım, bence iyiydi. Her neyse zaten kampa alıştıkça bunu öğrenecektim değil mi?

‘‘Peki anne. Şimdi seni yargılamam çok saçma olur. O yüzden sanırım bu konuyu konuşmamak her ikimiz içinde iyi olacaktır. Her ne kadar kalbimde derin bir yara açmış olsa bile. Annemin sen olduğunu bilseydim o kadına asla anne demezdim ama…’’ Sakin olmalıydım. Gözlerimden tek bir damla yaş bile akmayacaktı. Bu sefer annemin yüzüne bakacağıma tavana bakıyordum. Başka şeyler düşünmeye başlamıştım. Bu sefer dayanamayıp sordum. ‘‘Anne gerçekten Stell bu kadar baş belası mı? Yani bana pek öyle gelmedi şahsen. Ama yinede senin sözünü dinleyeceğim.’’ Bu cümleden sonra gülümsedim. Fakat buruk bir gülümsemeydi. Şimdi ne diyeceğimi bilemiyordum. Onu rahat mı bırakmam gerekirdi. Sonra aklıma bir şey geldi. Cebimde duran cüzdanımdan bir fotoğraf çıkardım. Fotoğrafta daha önce hiç görmediğim kişiler vardı. Aslında tanıyamadım. İki yanda duran halam ve babamdı. Ortada ise ben vardım. Bebekliğim… Şirin bir çocukmuşum. Belki umursamayacaktı ama anneme verecektim. Nasılsa bir yedeği daha vardı. Hem babamda kızmazdı tersine böyle bir kibarlık yaptığım için sevinirdi. Anneme doğru uzattım fotoğrafı… ‘‘Belki istemezsin ama bu fotoğrafın sende kalmasını istiyorum anne. İçimden geldi. Umarım beğenirsin ve kabul edersin.’’ Gerçekten kendimle gurur duymuştum.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Athena
Admin/Tanrıça/Kamp Müdiresi
Admin/Tanrıça/Kamp Müdiresi
Athena


Mesaj Sayısı : 5210
Kayıt tarihi : 16/08/10

İlk karşılaşma, belki de son... Empty
MesajKonu: Geri: İlk karşılaşma, belki de son...   İlk karşılaşma, belki de son... Icon_minitimeSalı Ekim 05, 2010 8:09 am

Kızım bana 'anne' diyebildiği için mutlu olmuştum. Duygu seline kapılıp gitmesin diye bu yaşına kadar yaşadığı hayat hakkında birşey söylememeye karar verdim. Serena diğer çocuklarımdan çok daha kötü günler geçirmişti ama artık gerçekte kim olduğunu biliyordu ve zorluklarını kabullendikçe elindeki güç onu mutlu edecekti. Yani, öyle olacağını umuyordum.

"Aslında, baş belasını nasıl yorumladığına göre değişir. Ben, kostüm partisinde insan kılığındayken Artemis ile birbirimize bağlanmamızı sağlayan ve kafama koca bir silah yememe neden olan bir meleze, baş belası gözüyle bakarım." dedim, o an aklıma geldiğinde yine çok sinirlenmiştim.

Şimdi sıra fotoğrafı tutan eli havada bekleyen kızımın 2. sorusundaydı. Artık babasıyla aramızda Serena dışında hiçbir bağ kalmamıştı ama yine de kendisini sever ve sayardım. Fotoğrafı alıp dikkatlice baktım. Eski günlere gitti aklım, kızım yeni doğmuş, halası ve babası yanında... Halasına çok şey borçluydum. Belki bugün kızımın nefes alıyor olması bile onun sayesindeydi.

"Teşekkürler kızım," dedim gülümseyerek, "Seve seve kabul ederim."

"Ah, bu arada... benden istediğin birşey var mı?"
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://olimpos.my-rpg.com
Serena Su Hanzadeoğlu
Athena'nın Çocuğu
Athena'nın Çocuğu
Serena Su Hanzadeoğlu


Mesaj Sayısı : 4815
Kayıt tarihi : 07/09/10

İlk karşılaşma, belki de son... Empty
MesajKonu: Geri: İlk karşılaşma, belki de son...   İlk karşılaşma, belki de son... Icon_minitimeÇarş. Ekim 06, 2010 3:25 am

Heyecandan gülmemeye çalışmıştım. Stell ile başına gelenler komiğime gitmişti. Annemin anlamamasını umuyordum. Sanırım anneme her ne kadar kin duysam da beni mutlu etmişti. Aslında ona hissettiklerim kin değildi, farklı şeylerdi. Benim doğmamam gerektiğini kendiside biliyordu. Merak ettiğim sorulardan biride buydu. Acaba normal bir insan olamaz mıydım? Ben bir istediğin var mı derken acaba bu istek yerine geçer miydi? Biraz düşündükten sonra bir adım geriye gittim. Nasıl bir tepki vereceğini bilmiyordum.

‘‘Anne… Benim artık bir insan olma şansım var mı? Yani normal bir insan gibi hayat sürebilir miydim?’’ Bu soruyu sorarken annemin yüzüne bakıyordum. Bundan kaçamazdım. Sorumu sormuştum ve cevabını da alacaktım.

Hemen o kısa sürede düşünmeye başlamıştım. Acaba melez olmasaydım babamın yanında yaşamaya devam mı edecektim? Sanırım öyle olacaktı. Özel bir okula giderdim herhalde. Tek fark hayatımda bu tür şeyler olmazdı. Düşüncesi güzel miydi? Bilmiyorum, kafam gerçekten çok karışmıştı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Athena
Admin/Tanrıça/Kamp Müdiresi
Admin/Tanrıça/Kamp Müdiresi
Athena


Mesaj Sayısı : 5210
Kayıt tarihi : 16/08/10

İlk karşılaşma, belki de son... Empty
MesajKonu: Geri: İlk karşılaşma, belki de son...   İlk karşılaşma, belki de son... Icon_minitimeÇarş. Ekim 06, 2010 4:03 am

Kızıma şüpheyle bakarak, "Gerçekten ister miydin bunu?" diye sordum. Bir yarı-tanrı olduğunu öğrenmişti ve karşıma geçmiş, sıradan bir insan hayatı sürme ihtimalinin olup olmadığını soruyordu. Suratındaki kararsızlık ifadesi, ne diyeceğini bilemediğinden kaynaklanıyor gibiydi. Onun için işleri kolaylaştırmaya karar verdim, ortada birden fazla seçenek yoksa, yapması gereken bir seçim de olmazdı.

"Hayır, yok." dedim hafif sinirli bir tonda, "Sen bir melezsin, benim kızımsın. Asla sıradan bir insan olamazsın, damarlarında tanrı kanı var senin."

Dünyası bir anda başına yıkılmış gibi davranmadı ama, gözlerinde sönen umut parıltısını görebiliyordum. Bunca şey ona çok fazla gelmişti, bunu anlayabiliyordum. Belki neşesini yerine getirir diye, ona ne zamandır vermeyi düşündüğüm hediyenin tam sırası olduğunu düşündüm.

Sağ elimi havaya kaldırarak kızım için hazırladığım kolyenin gelmesini sağladım. Kolye, beyaz ve çok zarif bir baykuştu. Gözlerini de Athena yeşili parlak taşlar oluşturuyordu. Şaşkınlıkla bana bakan kızıma kolyeyi verirken, bir yandan da açıklamaya başladım...

"Bu çok özel bir kolye. Senin... biçim değiştirmeni, istediğin kişinin kılığına girebilmeni sağlar. Tabii sadece gerektiği durumlarda kullanman gerekiyor." dedim ve kızımın tepkisini beklemeye başladım.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://olimpos.my-rpg.com
Serena Su Hanzadeoğlu
Athena'nın Çocuğu
Athena'nın Çocuğu
Serena Su Hanzadeoğlu


Mesaj Sayısı : 4815
Kayıt tarihi : 07/09/10

İlk karşılaşma, belki de son... Empty
MesajKonu: Geri: İlk karşılaşma, belki de son...   İlk karşılaşma, belki de son... Icon_minitimeÇarş. Ekim 06, 2010 4:40 am

Aslında moralim bozulmadı değildi hani. İnsan olabilmek varken ben bir melezdim. Bu durumdan hoşlanmıyordum. Yinede moralimi bozmamam gerektiğini düşündüm. Büyük ihtimalle annemde şaşırmıştı ya da bunu bir saygısızlık olarak düşünmüştü. Bir daha bu konu hakkında konuşmamaya karar vermiştim. Tam bir şey diyecekken annemin sesini duydum ve gözlerimi ona doğru çevirdim.

"Bu çok özel bir kolye. Senin... biçim değiştirmeni, istediğin kişinin kılığına girebilmeni sağlar. Tabii sadece gerektiği durumlarda kullanman gerekiyor." dedi ve güzel kolyeyi bana doğru uzattı. Uzun bir zinciri vardı. Zincirin ucunda kibar bir baykuş şekli yerleştirilmişti. Gözleri Athena yeşiliydi. İnsanın ilgisini çekiyordu. Ve özelliği ise muhteşemdir. Annem bir tanrıça olmasaydı ona sarılabilirdim. Karşısında eğilmeyi uygun buldum. Kendimi eski çağlarda gibi hissediyordum. Daha sonra ise kolyeyi taktım ve annemden izin istedim. ‘‘Anneciğim izninizle kampa gidebilir miyim artık?’’
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Athena
Admin/Tanrıça/Kamp Müdiresi
Admin/Tanrıça/Kamp Müdiresi
Athena


Mesaj Sayısı : 5210
Kayıt tarihi : 16/08/10

İlk karşılaşma, belki de son... Empty
MesajKonu: Geri: İlk karşılaşma, belki de son...   İlk karşılaşma, belki de son... Icon_minitimePerş. Ekim 07, 2010 3:37 am

Gülümsedim, kızımın resmi havası komiğime gitmişti. Tabii aslında gerektiği gibi davranmıştı.

"Gidebilirsin tabii." dedim yumuşak bir tonda. Sonra da suratıma hınzır bir ifade yerleştirip tam kızım arkasını dönmüşken ekledim:

"Akşam yemeğinde görüşürüz!"

Serena önce ne demek istediğimi anlamaya çalışarak bir süre durdu, sonra tekrar bana dönmeye niyetlenip son anda vaz geçti. Hafifçe omuz silkerek Konsey Salonu'nun çıkışına doğru ilerledi. Henüz kampa yeni geldiği için benim o kampın müdiresi olduğumu ve işim olmadığı zaman yemek gazinosunda melezlerle beraber yemek yediğimi bilmiyordu. Neyse, kafasında birçok soru işaretiyle uğurladığım kızımın kısa zamanda bunu öğreneceğinden emindim, en geç yemek vaktinde!

(Serena'nın eklemek istediği bir şey yoksa, rp bitmiştir.)
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://olimpos.my-rpg.com
 
İlk karşılaşma, belki de son...
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Belki Buradadır...
» Belki de gitmemeliydim
» Belki her şey daha farklı olur.
» İlk karşılaşma.
» İlk Karşılaşma

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Olimpos Rpg :: Olimpos :: Empire State Binası/Olimpos-
Buraya geçin: