Hephaistos, yani babamı arayabileceğim ilk yer belki burasıydı ama burada olmadığından adım gibi emindim. Sağa sola baktığımda Zeus'u görmediğim için sevindim ve hemen asansörden dışarı çıktım. Az ileride Hermes ve Apollon'un konuştuklarını çok net olarak gördüm. Hekate, ocak ateşinde yanıp sönerken, Hypnos'un güzel yatağından çıkıp az ötedeki sert oturakta oturmasını saçma buluyordum. Kat görevlisi gibi her buraya gelişimde Athena'yı görmek bana pek da güzel gelmemişti. Gözleri, beni delip geçiyordu. "Burada ne arıyorsun Hephaistos Oğlu?" dedi kararlı ve gururlu ifadeler ile. Cevap vericek olursam babamı bulup onu azarlayacaktı ama ona cevap vermezsem beni buharlaştırırdı. "Şeyy... Babamı arıyorum. Kayıp da..." dedim. Biraz güler gibi olduktan sonra konuşmaya başladı: "Ne o? Çirkin Hephaistos kayıp mı?" dedi. Babamla ne kadar dalga geçsede asıl amacının beni sinir edeceğini biliyordum. Gülerek "Sanırım dış görünüşümü ondan almışım Tanrıça'm." dedim. Kafasını sağa sola salladıktan hemen sonra oradan uzaklaşır gibi oldu ve az ötedeki Hekate ile Hypnos'un yanına gitmeye başladı. Ben ise babamı, Apollon ve Hermes'in biraz yanında görür gibi oldum. Hızla yanlarına koşmak için ayaklarımı alevlendirdim ve hızla gitmeye başladım. Benim bu gürültülü yeteneğimi gören Tanrılar, savunma için bana vurmak için hazırlanıyor gibilerdi. "Ooppss... Bu hesapta yoktu!" dedim ve sağa doğru yaptığım atılım hamlesi ile yere düşüp yuvarlandım. Apollon, çoktan yayını çekip bana oku atmak için bekliyordu. Hermes ise, belinden bir hançer çıkarmış, dik dik bana bakıyordu. "Ben Hephaistos'u arıyorum. Onun oğluyum ve bana artık gözükmemeye başladı. Sanırım halisünasyondu ama sizin yanınızda gördüm onu. Sahi o nerde?" dedim. Hermes, alaycı ama ciddi bir ifade ile "Bilemiyorum. Onun muhafızı değilim ki onu koruyup kollayım." dedi. Apollon ise Hermes'in sözlerine katıldığını belli edecek derecede kafasını aşağı yukarı sallıyordu. Bir anda o halisünasyon yanımda belirdi. "Alex, kaybolduğum için üzgünüm. Şu an ne kadar senin bana ihtiyacın olsanda yanında olamam. Ed kaybolunca endişeye düşüp diğerlerine bakmaya çalışsanda beceremiyorsun değil mi? Sana yardım etmek isterdim ama şu an çok meşgulüm." dedi. "Tabi Bay Çirkin! Sen çirkinsin diye herkesle bana alay ediyor, diğer küçüklere ben bakıyorum. Kulübeyi ben temizler, bütün işleri ben yaparım. Tabi tabi! Sen çirkin birisin!" diye bağırdım. Zihin gücü ile haberleşmemiz ve onu sadece benim görmem elbet Tanrı ve Tanrıçaların karşısında beni deli gösterirdi. "Emin ol sana yardım edecek birşey yapmak için birçok yerdeyim. Sana yardım edeceğim. Şimdilik yanında olamam ama." dedi. Ona cevap veremeden kayboldu. Kavgamız çoktan bitmişti. Hızla asansöre yöneldim. Buradan bir an önce gitmek istiyordum.