Olimpos Rpg
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Olimpos Rpg

Percy Jackson ve Olimposlular ile Olimpos Kahramanları serilerinden esinlenilerek oluşturulmuş, zirvedeki rpg forum sitesi.
 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Biraz Hırsızlık, Biraz Macera

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Amy Kleppy
Hermes'in Çocuğu
Hermes'in Çocuğu
Amy Kleppy


Mesaj Sayısı : 204
Kayıt tarihi : 14/09/10

Biraz Hırsızlık, Biraz Macera Empty
MesajKonu: Biraz Hırsızlık, Biraz Macera   Biraz Hırsızlık, Biraz Macera Icon_minitimeÇarş. Tem. 13, 2011 4:59 am

Kulübeye girdiğimde kendimi yatağa zar zor atmıştım. Bundan sonra sabahları spor yapmamalıyım diye düşünürken kapının ordan tıkırtılar gelmeye başladı. Kafamı kaldırdığımda Meg bana bakıyordu. Çok sıkıldığı her halinden belli oluyordu ve sanırım bana bişi sorucaktı. İyice doğruldum ve ''Meg ne istiyosun?'' diye sordum, sonra çok mu kabalık ettim diye de düşündüm. Meg'in suratına baktım ve öyle hissetmediğini anlayınca rahatladım. ''Şey.. Amy acaba birlikte bir şeyler yapabilir miyiz?'' Bu ne komik bir soruydu. ''Tabiki'' dedim, yüzümde kocaman bir gülümsemeyle. Aklında bir şeyler vardı ama sanırım söyleyemiyordu. Ona zaman kazandırmak için ''O zaman sen aklındakini söyleyecek cesareti edinene kadar bende banyoya gireyim çok terledim '' dedim ve banyonun yolunu tuttum. İçimden umarım maceralı bir şeyler düşünüyorsundur kardeşim diye de geçirdim.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Maggie Gladhell
Hermes'in Çocuğu
Hermes'in Çocuğu
Maggie Gladhell


Mesaj Sayısı : 168
Kayıt tarihi : 04/05/11

Biraz Hırsızlık, Biraz Macera Empty
MesajKonu: Geri: Biraz Hırsızlık, Biraz Macera   Biraz Hırsızlık, Biraz Macera Icon_minitimeÇarş. Tem. 13, 2011 10:35 pm

    “Çeşitli aile yadigarları, paha biçilemez antikalar…” Her zaman ki gibi hazinesini gözden geçirmeye başlamıştı. Evet, hazinesiydi onun, bir nevi serveti. Kimi zamanlar bin bir güçlükle elde ettiği, kimi zamanlar ise sadece eğlence amacıyla aldığı birkaç parça mücevherdi. Hepsinin Meg’de ayrı bir anısı vardı, lakin koleksiyonunu daha genişletmek istiyordu. Kamptakilerin yer altında buldukları taşları anlatmasıyla gözleri parlamıştı genç kızın, küçük bir keşif gezintisinin fena olmayacağını düşünüyordu. Elbette, bu taşları bulan kişilerden de alabilirdi. Lakin yer altında onların bulduklarından daha değerlilerinin olacağından hiç şüphe yoktu. Sonuçta bir aceminin birkaç taş bulmasıyla bir Hermes çocuğunun bulması arasında fark vardı. Kulübesine doğru adımlarını hızlandırarak içeri girdi. Gideceği serüven tek başına sıkıcı olabilirdi, üstelik taşlar dışında belli başlı yer altına gizlenmiş koleksiyonlarda olmalıydı. Ne kadar Hermes çocuğu olursa yer altı çarşısını boşaltmak o kadar kolay olabilirdi.

    Kestane rengi gözleriyle odayı süzdüğünde içeride kardeşlerinden yalnız Amy’nin olduğunu gördü. Yorulmuşa benziyordu, spordan mı gelmişti acaba? Beklide arenadan? Yorucu bir işten geldiği belliydi, bu sebeple beklide onunla birlikte gelmeyecekti. Fakat yinede sormaya kararlıydı, her ne kadar çekinerek de olsa; “Şey.. Amy acaba birlikte bir şeyler yapabilir miyiz?” Amy’nin yanıtı Meg’i mutlu etmişti, kabul edeceğini düşünmüyordu. Aklında ki fikri anlatmak amacıyla kardeşinin banyodan çıkmasını bekledi… Bir süre sonra Amy’nin duştan çıkmasıyla yerinden kalkarak “kamptakiler yer altında değerli taşlardan bulmuşlar, ilkten inanmamıştım. Lakin yer altından dönen birkaç melezde görünce şaşırdım. Ölüler diyarında olacağını sanmazdım, fakat oraya gizlendiğine göre epey değerli olmalılar. Keşif yapmaya ne dersin diyecektim?” Kardeşinin teklifini kabul etmesi üzerine gözleri parlamıştı Meg’in. “pekala o zaman hazırlanalım” diyerek ellerini çırpıp dolabından büyük bir çanta çıkardı. Çantasını seviyordu, Paris’e yaptığı yolculukta bir modacının son tasarımını almıştı. Epey büyük bir abatta sahip olduğundan istediğini koyabiliyordu. Ağır olmuyordu, evet. Lakin kullanışlı olduğu kesindi. Zaten Meg için ağırlık kavramı göreceli bir hal almaya başlamıştı. Ama yinede ne içine ne kadar koyarsa koysun daima hafif olacak fiyakalı bir şey isteyebilirdi babasından belki. Fakat yolculuk sonrası bu talebini iletebileceğini kanısındaydı. Yanına birkaç fener ve dirhami olarak pegasus ahırlarına doğru gittiler. Biber ve Naunet’i alarak yer altının girişine doğru yola koyuldular.

    Girişe geldiğinde Naunet ruhların seslerinden irkildiği için birkaç adım geriye doğru gitmişti. Meg pagesusuna öfkeli gözlerle bakıp fısıldadı; “ödlek.” Hak ettiğini düşünüyordu, belki de başka bir pegasus seçmeliydi? Acaba hata mı yapmıştı. İçeri doğru ilerlediğinde güneş ışığı tünellerde yavaş yavaş kaybolmaya yüz tutmuştu, sadece loş bir ışık yolculuklarında rehberlik yapıyordu.

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Amy Kleppy
Hermes'in Çocuğu
Hermes'in Çocuğu
Amy Kleppy


Mesaj Sayısı : 204
Kayıt tarihi : 14/09/10

Biraz Hırsızlık, Biraz Macera Empty
MesajKonu: Geri: Biraz Hırsızlık, Biraz Macera   Biraz Hırsızlık, Biraz Macera Icon_minitimePaz Tem. 17, 2011 2:02 am

Buraya girmek beni çok heyecanlandırmıştı, tüm yorgunluğumu unutmuştum sanki çok güzel bir uykudan yeni uyanmış gibi hissettim kendimi. Kulağıma gelen ruhların sesleri beni çok korkutuyordu. Meg'le biraz ilerledikten sonra pegasuslarımızı bıraktık. Son kez Biber'e baktığımda gözlerindeki ışığı gördüm ve burdan onun için bir şeyler almaya karar verdim tabii ne bulacaksam. Meg çok iyi bir macera arkadaşına benziyordu. İçi kıpır kıpırdı. Bir an önce şu taşları bulmak istiyordu ama ben nasıl gideceğimizi bilmiyordum. Biraz daha ilerledikten sonra bir kayığa oturmuş yüzünde kocaman bir gülümsemeyle parlak bir şeyleri sayan birini gördük. Büyük bir kayanın arkasına saklandık ve ne yaptığına baktık. ''Sanırım elindeki şeyler drahmiler '' dedi Meg ve bence son derece haklıydı. Bu kayığa binmekle binmemek arasında kalmıştım, binersek adama '' Ahh..Biz buraya değerli taşlarınızı çalmaya geldik acaba bizi oraya götürebilir misiniz?'' mi diyecektik? Meg'e döndüğümde yüzündeki ifadeden aynı şeyi düşündüğümüzü anladım.

Adamdan gizlice yolumuza devam ettik, bu hiçte zor olmadı. Adamın gözü bizi görmüyordu ki. Yolumuz git gide karanlıklaştı ve bir zaman sonra hiçbir şey görmemeye başlamıştımki aklıma yüzüğüm geldi ama onu kullanırsam çok fazla bir ışık yayılacaktı bu karanlıkta ve adam bizi fark edecekti. Yürürken bir yerden farklı bir ses çıktı, oraya geri döndüğümüzdeyse olan oldu ve hava boşluğuna benzer bir yerden Meg'le kaymaya başladık. Çok hızlı kayıyorduk ve bu yüzdende çevremize tutunamıyorduk, bu da yetmezmiş gibi taşlar sürekli batıyordu ve biz çığlık atıyorduk. Bağırmamamız lazımdı adam bizi duyabilirdi ama istem dışıydı. Uzun bir yolculuktan sonra sert bir zemine çakıldık.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Maggie Gladhell
Hermes'in Çocuğu
Hermes'in Çocuğu
Maggie Gladhell


Mesaj Sayısı : 168
Kayıt tarihi : 04/05/11

Biraz Hırsızlık, Biraz Macera Empty
MesajKonu: Geri: Biraz Hırsızlık, Biraz Macera   Biraz Hırsızlık, Biraz Macera Icon_minitimePtsi Tem. 18, 2011 2:45 am

    Yer altının dizaynı konusunda Tanrılar kesinlikle bir toplantı düzenlemeliydiler. İnsanı kör yerine koymayı seviyorlardı sanki, ruhların bile bulundukları yerden memnun olmadıkları aşikardı. Biraz daha ilerledikten sonra kayıkçı Kharoon belirmişti. Acheron ırmağının yakınlarında olmalıydık ki Kharoon’u görmüştük. Her zaman ki gibi ölü ruhları kayıklarıyla ırmağı geçiriyordu, aslında tek ölüleri geçirmiyordu melezleri de geçiriyordu. Lakin bu sefer ona yakalanmamız gerekliydi. Bu sefer onun yardımı olmadan ırmağı geçecektik. Kamptaki çoğu kişi buldukları defineleri Sytks ırmağının yakınlarında bulduklarını söylemişlerdi. Harika! Bir ırmak bulabilmiştik fakat Kharoon’dan da anlaşılacağı üzere Sytks değildi. Amy’e karşı telaşlı gözükmek istemiyordum, bundan ötürü soğukkanlı tavrımı takılarak yolumuza devam ettik. Diğer yandan ise içimden Tanrı Hades’e söylenmeye devam ediyordum. Hiç değilse bir ışıklandırma yapabilir di? Hazineler adına burada nasıl bulunuyordu ki?

    Yolculuğumuza söylenerek devam ederken hava boşluğuna benzer bir alana düşmemizle istemeyerekte olsa çığlık atmıştım. İşte tam olarak bundan bahsediyordum! Tanrı Hades, bir ışıklandırma yaptırsaydı eğer hiç değilse buraya düşmezdik. Yer altında düzenlenmesi gereken yer sadece loş ortam ve boğucu ortam değil aynı zamanda yollardı. Çökmüş bir çukurun içine düşerken sadece yapmaya çalıştığım tutunacak bir yer bulabilmekti, heyhat engebeli taşlarla oluşmuş yokuştan süratle kayarken bu pek mümkün değildi. Yere çakıldığımızda tüm bedenim ağrıyordu. Güçle yerden kalkıp üstümde ki tozu temizlemeye başladım. Harika, bileğimi incitmiştim. Kolumu tutarak ağrısını azaltmaya çalışıyordum. Sanırım düşerken bir yerlere tutunmaya çalışmak pek iyi bir fikir değildi. Amy’e baktığımda onun da benden bir farkı olmadığını gördüm. “İyi misin?” İyi olduğunu söyleyerek yerinden doğuldu. Düştüğümüz yer oldukça aydınlıktı. Yer altında defalarca gelmeme rağmen buraya uğramadığıma yemin edebilirdim. Çevreyi kuşatmış kristallerden çıkan rengarenk ışıklar hoş bir ortam sağlıyordu. Az ileride yer alan nehrin maviliği, ay ışığının cılız yansıması gibi tavanda yansımasını barındırıyordu. “Sanrım nerede olduğumuzu biliyorum. Burası Sytks neh...” cümlemi gördüğüm manzara karşısında yarım bırakmıştım. Nehrin ilerisinde yer alan taşlar melezlerin ellerinde gördüklerimle tıpa tıp aynıydı. “Ganimetler adına! Amy onu bulduk!” attığım çığlığın farkında değildim. Sevinçten gözlerim parlıyordu adeta, tam önümüzde yer alıyordu. Fakat tek sorun tüm defineyi yüzeye nasıl çıkartacağımızdı.

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Amy Kleppy
Hermes'in Çocuğu
Hermes'in Çocuğu
Amy Kleppy


Mesaj Sayısı : 204
Kayıt tarihi : 14/09/10

Biraz Hırsızlık, Biraz Macera Empty
MesajKonu: Geri: Biraz Hırsızlık, Biraz Macera   Biraz Hırsızlık, Biraz Macera Icon_minitimePtsi Tem. 18, 2011 5:23 am

Ve evet amacımıza ulaşmıştık. Taşlar ilerdeydi, onları gördüğümde yüzümde kocaman bir gülümseme oluştu. Bu taşları nereye koyacağımı düşündüm çünkü çanta almayı aklımın ucundan bile geçirmemiştim. Bir yandan yürüyoruz bir yandan da üstüme bakıyordum, taşları koyacak birkaç yer bulmalıydım. Taşlara yaklaştıkça heyecanım artıyordu ve düşüncelerimi toplamakta zorlanıyordum. ''Bu..Bu taşlar harika!'' diyebildim zorla. Meg'in yüzüne baktığımda aç bir kurt gibiydi. Ona bir şey söylemeye kalkıştım ama beni duymadı bile. Bende kafamı taşlara çevirdim ve gözüme kestirdiğim ilk parlak taşı elime aldım. Oval şeklinde olan taşın rengi gece mavisiydi ve bu yüzden de içimde ona karşı büyük bir sevgi oldu. Taşı hemen cebime attım daha sonra Teo için taş bakmaya gittim ama nasıl bir şey olacağını tam olarak bilmiyordum yani buraya gelmeden önce aklımda hiç renk ve şekil yoktu. Yere doğru bakmaktan boynum ağrımıştı kafamı ileri doğru çevirdiğimde biraz uzakta nehrin sularının kıyıya değdiği noktada bir taş dikkatimi çekti ve koşa koşa oraya gittim. Bu taş harikaydı, tam Teo içindi. Hemen elime alıp benim taşımın yanına yerleştirdim. Artık Teo içinde bulmuştum.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Biraz Hırsızlık, Biraz Macera
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Biraz macera
» Biraz Macera
» Biraz barış ve biraz korku...
» Küçük bir hırsızlık
» Hadi Hırsızlık Yapalım

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Olimpos Rpg :: Yeraltı Dünyası :: Styks Irmağı-
Buraya geçin: