Olimpos Rpg
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Olimpos Rpg

Percy Jackson ve Olimposlular ile Olimpos Kahramanları serilerinden esinlenilerek oluşturulmuş, zirvedeki rpg forum sitesi.
 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Düşlere Yolculuk

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Maggie Gladhell
Hermes'in Çocuğu
Hermes'in Çocuğu
Maggie Gladhell


Mesaj Sayısı : 168
Kayıt tarihi : 04/05/11

Düşlere Yolculuk Empty
MesajKonu: Düşlere Yolculuk   Düşlere Yolculuk Icon_minitimeSalı Tem. 12, 2011 9:08 am

    Güneş tüm ihtişamıyla asumanı aydınlatıyordu. Neden hala kampta olduğunu hakkında en küçük fikri yoktu, sonuç olarak hayatı düşündüğünden güzeldi. Dünyanın en zenginleri arasındaydı ismi, rahat bir yaşımı olduğu bir gerçekti. Lakin peşinde ki arama ekiplerini her daim atlatmak onu her seferinde yoruyordu. Kesinlikle bir çaresi olduğunu biliyordu lakin her daim çalışan kurnaz zekasını bu kez işe yaramıyordu. Kumsala doğru ilerleyerek dalgaların vuruşlarını seyir etmeye başladı. Kumlar üzerine çömelerek oturdu, gözleri kıyıya her defasında biraz daha şiddetli vuran dalgalardaydı. Poseidon’unda canın sıkkın olduğunu düşünmeden edememişti bir an. Lakin Tanrıları umursadığı söylenemezdi, her ne kadar düşüncelerini biliyor olsalar da korkuyordu. Kıyıya vuran dalgaları kestane rengi gözleri kilitlenerek zihni eski anılarına gitti genç kızın.

    “Seni ahmak! O taşıdığının ne kadar değerli olduğunu biliyor musun? Ruhunla alamazsın!” Kilitli sandığı özenle taşıyan çocuk işine bir kat daha sarılmıştı, Mag’in sinirli ses tonundan çekindiği her halinden belli oluyordu. Aslında kızın umursadığı da söylenmezdi. Sadece sandığın içerisinde ki hazineyi düşünüyordu. Mısır seferinde sadece elinde ki hançerle dönmemişti, aynı zamanda Tutankhamen’in hazinesini de almıştı. Mısırlı tüccardan zorla aldığı çekilkten bir sandığın içerisinde muhafaza etmişti. Hazinenin gümrükten geçmemesi için kaçak olarak getirttirmişti defileyi. Bundan ötürü tüm Kahire peşine düşmüştü Mag’in. Lakin arkasında bıraktığı lanet ülkeyi atatabildiği için kendisini şanslı hissediyordu. Arama emri konusunda her zaman ki gibi endişelenmiyordu, sabıka dosyasının kabarıklığıyla gururlanan biriydi o. Yaptığı işten eğlendiği büyük bir gerçekti. Çocuğun sandığı içeri bırakmasının ardından cüzdanından çıkardığı parayı uzatıp seri adımlarla evinin içine girdi. Başında ki peruğu çıkartarak odanın içine attı. Tenini esmerleştiren siyah boyayı yüzünden özenle silerek zenci kılığından kurtulmaya çalışıyordu diğer yandan. Kılık değiştirmeyi eğlenceli buluyordu. Başkasının kimliğine bürünmek ve kendisi dışında ki birinin yaşamını oynamak her daim Mag’e keyifli gelmişti. Lakin yüzüne uyguladığı türlü makyajdan nefret etmeye başlamıştı. Elinde tuttuğu boyalı pamukları çöpe atarak çelik sandığın başına geçti. Cebinden çıkardığı anahtarla dikkatlice kilidi açtı. Gözleri yine parıldamaya başlamıştı Mag’in, dudağının köşesinde ki tebessüm sinsi bir hal almaya başlamıştı. Ama duyduğu ses üzerine fazla uzun sürmemişti. Kapının çalınmasıyla sandığı hızlıca kapatıp üzerini masanın üzerinde yer alan örtü ile örtüp boş bir saksı koydu. Diğer yandan kapıya geleceğini belirterek cevap veriyor, öbür yandan ise sandığı kamufle etmeye çalışıyordu. Yerden aldığı peruğu yeniden başına takarak hızlı adımlarla kapıya doğru yöneldi.

    “Geldiğimi söylemedim mi!” Kapıyı açtığında kestane rengi gözleri hayret derecesinde büyümüştü. Gelen kişi eski suç ortağı Dacey’di. Fransa’dayken Bourbon Hanedanlığına ait broşu Dacey ile birlikte almışlardı. Bundan ötürü Mirabella’nın Mag’e tükenmeyen bir öfkesi vardı. Umursadığı da söylenemezdi Mag’in. Dacey genç kızın başında ki peruğu alarak alaycı bir şekilde gülümsedi; “tanımayacağımı düşünmüyordun değil mi?” Etrafı göz ucuyla kolaçan ettikten sonra hızla genç adamı içeri aldı. “Neden buradasın?” ellerini birbirine kenetlenmiş kestane rengi gözlerini sorgu edasıyla Dacey’e yöneltmiş ondan gelecek yanıtı bekliyordu Mag. Genç adam odanın köşesinde örtülü olan sandığı göstererek mırıldandı, “her şeyi biliyorum.” Dacey’in hazineden kendisine pay istemesine katlanamamıştı Mag, uzun bir zaman önce malı elinden çıkarmak üzere bir tüccarla anlaşma yapmıştı bile. Sadece geriye parasını almak kalmıştı. Fakat Dacey’in zamansız gelişi tüm planını mahvetmişti. Elinde ki definenin şu an olmaması için her şeyi yapardı belki de? Göz ucuyla yeniden kapalı olan sandığa bakarak “pekâla ne istiyordun Dace?” Adamın bir anda gözleri parıldayıp dudağının kenarında yine bir alaycı gülümseme belirlenmişti, Mag’in karşılığını vereceğini her daim biliyordu. Geçmişte edindiği deneyimler sayesinde çevresinde ki pek çok kaçakçının artık ruhunu okuyabilecek biri olmuştu. Fakat Dacey’in tahmin edemediği, Mag’in ona karşı kullanacak olan kozuydu. “Ne istediğimi aslında sende gayet iyi biliyorsun, defineden alacağın payın yüzde yetmiş beşini istiyorum Mag!” Dacey’in son söyledikleri Mag’i kızdırmaya yetmişti. Hazineyi aramada yardım etmediği gibi daha fazla pay istemesi sinir olmuştu. Bundan ötürü çekmecenin yanına seri adımlarla ilerleyerek içinden küçük bir ses kayıt cihazı ve doyalar getirip Dacey’in eline verdi. “Yüzde yetmiş beş demek ha? Emin misin peki?” Genç kızın sözlerinden adam adeta şüphelenmişe dönmüştü, elinde ki dosyalara baktığında geçmiş yıllara dair yaptığı işlerin belgeleri ve fotoğrafları olduğunu gördü. Kaçlarını çatıp öfkeli bir eda ile Mag’e doğru gözleri çevirdiğinde Mag umursamamıştı, soğuk fakat kendisinden emin bir ifade ile “açmayacak mısın?” Dacey ses kayıt cihazının düğmesine bastığında kasetten hiç tahmin etmediklerini işitmeye başlamıştı.

      “Sana söylüyorum Bobby; eğer sorun başkansa eminin ol bitmiş bil. Yerine geçen adamı ayarladığımı unutma. Plan kusursuz olacak. Sadece vereceği konferans anını bekleyeceğiz biz. Çevresine dolaşan kalabalıktan ötürü kimse şüphelenmeyecek. Çevreyi kuşatan binalardan sağlanacak olan atış sayesinde sesin nereden geldiği belli olmayacak bile. Adeta bir yankı olarak duyulacak.”
      “Bunu nasıl başarmayı düşünüyorsun evlat? Peki konferansta ya tuttuğun adam ıskalarsa, bu zamana kadar yapmış olduğumuz her şey bitti.”
      “Endişe etme Bob, onu da düşündüm adam ben olacağım. Atışı ben yapacağım, siz sadece haberlerde sonuca bakın.”
      “Tanrı yardımcın olsun Dacey”



    Dacey o günü hatırladığında büyük bir başarısızlığa ulaştığını unutmamıştı. Başkanı ıskalayıp yanında ki korumayı vurmuştu. Evet, planı kusursuzdu, kalabalık ve yankılanan sesten ötürü kimse onu ne görmüş ne de duymuştu. Lakin hala başkanı vurmaya çalışan kişi arananların arasındaydı. “Unutma Dace, elimde sadece bu yok. Her zaman yedekleri tutmayı severim bilirsin?” Genç adam duyduğu ses üzerine kendisine gelmişti, kendinden emin ve her zaman ki korkusuz kahraman görünümüne bürünmek istiyordu lakin öfkesinden ötürü elini yumruk yapıp öfkeli bir çift göz ile Mag’e bakıyordu. Kendisine hakim olamıyordu, Mag ise bundan oldukça keyif alıyordu. Dudağının kenarına yerleşen alaycı gülümseme ile adeta Dacey’e meydan okuyordu. “İstediğin ne Mag?!” Ellerini birbirine kenetleyerek Dace’in çevresinde dolaşmaya başladı. “Aslında ne istediğimi biliyorsun, bana kalırsa buradan defolup gitmen gerekliydi ve hala karşımda durup ne istediğimi soruyorsun. Ne mi istiyorum serseri? Tek istediğim bundan sonra beni rahat bırakman, yoksa emin ol bu senin aleyhine işleyecek bir oyuna dönecek.” Dacey’in gitmesinin ardından bir daha görüşmemişlerdi. Aradan geçen seneler Mag’i değiştirip daha hırslı biri haline getirmişti.


    Geçmişte yaptıkları ona bir o kadar komik gelmişti, lakin kaybettiği dostlarını göz önünde bulundukça hüzünlenmişti Mag. Belki ilk defa biri tarafından ihanete uğramıyordu, heyhat en güvendiği kişi tarafından ilk defa bıçaklanıyordu. Her ne kadar kimseye anlatamamışsa bile içinde ki benliğinde gizli bir kişiliği daima vardı. Kimi zamanlar pek belli etmese bile, ruhunun derinliklerinde bulunan Maggie’yi özgür bırakıyordu ara sıra. Dacey onun için her daim bir ortaktan öte olmuştu, ama bundan sonra ki yaşamında artık umurunda hiçbir şey yoktu Mag’in. Yoluna sadece kendisi devam edecekti. Tıpkı yaşamış olduğu hayatın izlenimleri gibi.

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Düşlere Yolculuk
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Ahfâ Yolculuk
» Sirenlere yolculuk
» Yeraltına yolculuk
» Kemerde Yolculuk.
» Ahırlara bir yolculuk

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Olimpos Rpg :: Melez Kampı :: Plaj-
Buraya geçin: