Uyuyordum, adeta bir daha kalkmayacak gibi... Deliksiz bir uykunun ortasındaydım. Akışkan rüyalar arasında gidip geliyordum fakat o çalar saat... Benim uykumu bölen çalar saat her şeyi mahvetmişti. Çalar saatin dayanılamayacak derecedeki berbat sesi kulaklarıma ulaştığı anda bedenim tepki göstermişti. Son gücümle yumruğumu çalar saatin üzerine vurdum. Tabii ki kırılması işten bile değildi. "Lanet olsun, bu artık refleks haline geldi sanırım." Evet, önemli günlerde beni çalar saat uyandırdığında onu kırıyordum. Pek umurumda olduğu söylenemezdi. Üstüme salaş birkaç kıyafet geçirdim. Bugün zaten o kadar çok işim olacaktı ki; dışarı çıkmayı aklımın ucundan bile geçirmiyordum. Odamdaki camları açtım. İçerisi bayağı uzun bir zamandır temizlenmediği için, haliyle hava alması gerekiyordu. İşte bugün, sorunların halledileceği gündü. Beynimin duvarlarında bana adeta işkence gibi gelen bir ses yankılandı; "Temizlik!"
Beynimde yankılanan seslerin, kulübede de yankılanmasını istiyordum fakat ilk önce hazırlık yapmam gerekiyordu. Muhtemelen yine kaçmaya çalışanlar olacaktı. Benim ise işim biraz daha zordu. Hem temizlik yapıp, hem de kaçmaya çalışanlara veya işinden kaytaranlara şimşek hızında müdahale yapmam gerekiyordu. En iyi derecemiz sanırım on birinci temizlik denetlemesinde dördüncü olmamızdı. Kulübede sadece ben ve Leo olmamıza rağmen dördüncü olmayı başarmıştık. Fakat o günden sonra bir düşüş yaşadığımızı kimse inkar edemezdi. Son denetlemede ise kulübedeki temizliği sadece Aldrick yapmıştı. Aldrick'i severdim. Çalışkan ve aynı zamanda gerektiği zaman sözümü dinlemeyi bilen bir kardeşimdi. Tabii Zeus çocuğu olmanın gereği arada dik başlılık da yapabiliyordu fakat bunlar alışılmış şeylerdi. Kafamda bizi nasıl bir temizlik gününün beklediğini düşünüyordum. Bir plan yapmalıydım. İlk önce gideceğim oda tabii ki Leo'nun odasıydı. Ona genelde kızıp işe yaramaz olduğunu söylesem bile bana belki de en çok yardım eden kardeşim oydu. Tabii bir de Leo'nun uyku durumu vardı. Yanında top atsak bile uyanmayacak bir şekilde uyurdu hep. O yüzden ilk onu kaldırırdım ve sonra diğerlerine uğrardım. Tabii ki Leo hiçbir zaman ilk uyarımda uyanmaz, herkesi kaldırdıktan sonra tekrar onun yanına gitmeme neden olurdu. Odamdan yavaş hareketlerle çıktım ve mutfağa yöneldim. "Aç ayı oynamaz."sözüne uyarak ayaküstü bir şeyler atıştırmaya başladım. Bugün bilerek erken kalkmıştım çünkü yapacak çok fazla işim vardı. İlk işim tabii ki de kapıyı kilitleyip camları kapatmak oldu. Herhangi bir kaçış durumu ile ilgilenmek, isteyeceğim en son şeydi. Ayaküstü bir şeyler atıştırdıktan sonra koridora çıkıp bağırmaya başladım. "Kalkın, kalkın! Herkes kalksın, temizlik günü!" Sesimi herkese duyurmak ve hepsine de bu saniyeden sonra bir dakika fazla uykuyu dahi zehir etmek için her şeyi yapacaktım. Koşarak Leo'nun odasına girdim ve kapıyı çalmaya gerek bile görmeden içeri daldım. Leo her zamanki gibi uyuyordu. Onu sarsmaya başlamıştım. "Leo, kalk haydi! Bugün temizlik günü ve sanırım seni dışarıda Mitchie diye bir Demeter kızı bekliyor sanırım." dedim. Son kısmı söylerken bayağı bir bağırmıştım. Leo birkaç saniye donup kaldıktan sonra "Lanet olsun, Mitchie'nin bu saatte burada ne işi var?" diye bağırdı. Hemen ayağa kalktı ve bir şeyler giymek için ileri atıldı. Ben ise onun yatağına geçmiş gülüyordum. "Neyse, sen giyin o zaman. Ben seni dışarıda bekliyorum." dedikten sonra dışarıya çıktım. Evet, bu Leo'yu kaldırmak ve uyuşukluk halinden çıkarmak için yaptığım bir plandı. Aslında pek de kötü olduğu söylenemezdi. Birkaç dakika bekledikten sonra kapı açıldı ve Leo koşarak dışarı fırladı. Tabii ki iş burada kalmıyordu. Sadece bir adım atmıştı ki sağ ayağımı, onun iki ayağının arasına doladım ve güm! Leo yüzüstü yerde yatıyordu. Tabii ardından da ben kahkaha komasına girmiştim. Leo gözlerini açıp bana baktığında o kadar sinirlendi ki gözlerinden adeta ateş saçıyordu. Ben kahkaha attım ve diğer yöne doğru koşmaya başladım. Bu kadar gürültüye tüm kulübenin uyanması gerekiyordu. Leo o kadar büyük bir hızda ayağa kalkıp arkamdan koşmaya başladı ki, bir an bu işi şimşek hızında yaptığını düşünmüştüm. Arkamdan koşuyordu fakat kulübe bir stadyum kadar büyük olmadığı için er ya da geç yakalanacaktım. Tabii Leo'nun suratına baktığımda bunun ne kadar geç olursa, o kadar iyi olacağını biliyordum. Birkaç adım daha koştuktan sonra Leo bana iyice yaklaşmıştı. Ben de artık yakalanacağıma emin olup hazin sonu beklemeye başladım. Bir adım daha attıktan sonra tam böbreklerimin bulunduğu noktaya paralel bir şekilde gelen tekme ile duvara yapışmam bir oldu. Sırtımı tutup bağıracak vakit bile bulamadan Leo üzerime atılmıştı bile. Yakamdan tuttuğunda gözlerine bile bakamıyordum çünkü adeta burnundan soluyordu."Lanet olsun, bu acıttı dostum!" Tabii bunu söylediğim an canımın acımasının, Leo'nun pek de umurunda olmadığını fark ettim. "Sakin ol Leo, sadece seni uyandırmak için küçük bir oyun oynadım. Kulübenin dışında hiçbir şey yok ama içeride temizlik yapmamız gerekiyor." Leo'nun ellerinden kurtulup ayağa kalktım. "Sen Adya ve Aldrick'i uyandır. Ben diğerlerini hallederim." Zaten kulübede az kişi olmamız sayesinde saatlerce birilerini uyandırmamız gerekmiyordu. Beni en çok yoran kişi ise bugün, her zamanki gibi Leo olmuştu. Başımı iki yana salladım ve Drake'in odasına doğru yol aldım.
Konu: 14. Temizlik Denetlemesi~ 
Cuma Tem. 08, 2011 12:09 am
