Olimpos Rpg
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Olimpos Rpg

Percy Jackson ve Olimposlular ile Olimpos Kahramanları serilerinden esinlenilerek oluşturulmuş, zirvedeki rpg forum sitesi.
 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 8. Yarış | 5 Temmuz Salı 12.35 - 17.00

Aşağa gitmek 
5 posters
YazarMesaj
Satellite Morgan
Artemis Avcısı/Kulübe Lideri/Melez Danışmanı/Araba Yarışları Koordinatörü/Okçuluk Eğitmeni
Artemis Avcısı/Kulübe Lideri/Melez Danışmanı/Araba Yarışları Koordinatörü/Okçuluk Eğitmeni
Satellite Morgan


Mesaj Sayısı : 3387
Kayıt tarihi : 24/08/10

8. Yarış | 5 Temmuz Salı 12.35 - 17.00 Empty
MesajKonu: 8. Yarış | 5 Temmuz Salı 12.35 - 17.00   8. Yarış | 5 Temmuz Salı 12.35 - 17.00 Icon_minitimePtsi Tem. 04, 2011 10:41 pm

x Yazın ikinci araba yarışı bugün başlayacaktır. Kısa sürede katılımın tamamlanması ve takımların oluşturulması güzel oldu. Bu hızda yarışmamızı ilerletmek istiyoruz, bunun mecburiyetindeyiz. Bu yüzden önemli bir ibare getiriyorum buraya. 24 saat içinde yarışı devam ettirmeyen anlatıcının takımı elenir. Gayetaçık ve net olduğunu düşünmekteyim, bu ibareyi getirmemizin tek amacı yarışmadaki sürerliliği sağlayabilmek. Her zamanki gibi 4 turdan oluşacak yarışta son turlarda sıralamayla ilgili bir şey belirtmeyiniz, göremedik gibilerinden yazabilirsiniz. Ayrıca Yarış Kuralları'nı okumanızı da öneririz.


1.Takım : Alexis Kwon - Cassandra Masen - Katherine M. von Dorff } Anlatıcı Alexis, yedek Cassandra.
2. Takım : Terra M. Johnson - David Tyler - Georgina Orwell } Anlatıcı Terra.
3.Takım : Aldrick R. Carter - Lucianna Fackrell - Lena Hunter } Anlatıcı Aldrick.
4.Takım : Kathie Mitchiel Davies - Theodor Carter - Gregor Judas Aquila } Anlatıcı Theodor.
5.Takım : Edward J. F. Newgate - Ange Morgan Lamartine - Thalia Adelynn Rose } Anlatıcı Edward.

Anlatıcı Sırası: Alexis Kwon, Terra M. Johnson, Aldrick R. Carter, Theodor Carter, Edward J. F. Newgate.

İyi olan kazansın, herkese başarılar. (:
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.platis.forummum.net
Alexis Kwon
Artemis Avcısı
Artemis Avcısı
Alexis Kwon


Mesaj Sayısı : 1315
Kayıt tarihi : 30/12/10

8. Yarış | 5 Temmuz Salı 12.35 - 17.00 Empty
MesajKonu: Geri: 8. Yarış | 5 Temmuz Salı 12.35 - 17.00   8. Yarış | 5 Temmuz Salı 12.35 - 17.00 Icon_minitimeSalı Tem. 05, 2011 8:25 am

Bu sabah farklı bir heyecanla kalkmıştım. Avda geçirdiğimiz uzun yıllar boyunca çok sık kampa uğramamıştık, uğradığımız zamanlardaysa etkinliklere katılacak kadar uzun kalmıyorduk. Şimdi seneler sonra bir araba yarışına katılmıştım ve genelde hissetmediğim kadar heyecanlı hissediyordum. Diğer yarışçılara şöyle bir göz attım. Genelde tanıdıklarım vardı. Bilindikler dışında yepyeni yüzler de vardı tabii. Ama benim dikkatimi en çok tanıdıklarım çekiyordu. Herkes ne kadar da değişmişti. Herkes büyümüştü, evlenenler, hatta çocuğu bile olanlar vardı. Bendeki tek değişim ise eskiden omzuma gelen saçımın, şimdi neredeyse kalçalarıma kadar geliyor oluşuydu. Tabii bu fiziksel değişimimdi, içsel olarak eski Alexis yoktu artık. Zor koşullar ve durmadan avlanmak beni biraz daha katı yapmış olabilirdi. Veya yabani. Her nasıl olmuşsam olayım, sonuç olarak eskisi gibi değildim. Kimse değildi.

Takım arkadaşlarıma baktım. Kate her zamanki tanıdığım güzelliği ve Romalı olmasının verdiği sertliğiyle pegasuslarla konuşuyordu. Cassandra ise siyah saçları gözlerinin üstüne düşmüş, hiçbir zaman boş olmayan aklıyla bir şeyler planlıyor gibiydi. İhtiyacımız olabileceğini düşündüğüm birkaç şeyi alarak yanlarına geldim ve "Selam kızlar." diyerek onları selamladım. Ayaküstü biraz muhabbet edip geçmiş yıllar hakkında bir şeyler zırvaladıktan sonra "Nelerimiz var?" dedim ve kızların rapor etmesini bekledim. "Arabamız tamamen hazır. Cass uyutucu çiçeklerini yerleştirdi, ben de sabah en iyi pegasusları seçtim. Onun dışında dediğim gibi, her şey tamam." dedi Kate. "Hmm, güzel." dedim onaylarcasına. Onlara pek çaktırmamaya çalışıyordum ama kendi kendimi takımın lideri ilan etmiştim bile. Sonuçta avcıydım ve takım oyunlarında onlardan daha iyi olduğumu düşünüyordum. Ve uzun yıllar avlanmak, strateji bilincimi geliştirmişti. Açık mavi üzerinde gümüş çiçek işlemeli arabamızın yanına gittim ve son bir kez her şeyin yerli yerinde olup olmadığını kontrol ettim. Pek fazla silahımız, veya diğer arabaları yoldan çıkaracak düzeneklerimiz yoktu. Zaten gerek de yoktu çünkü planımız -daha doğrusu benim kafamdaki plan- saldırı üzerine kurulu değildi. Daha planımı onlara anlatmamıştım; uygun zamanı kolluyordum. Sonuçta tüm takımlar kazanmak istiyordu ve planları duymak, sabote etmek için yararlı olabilirdi.

Kızları kollarından tutarak arabanın arkasına çektim ve hafif kısık bir sesle konuşmaya başladım; "Stratejimiz dikkat çekmemek." Kızların tepkilerine baktım. "Saldırmayacağız, sadece savunmada kalacağız. Hatta atakları ve tuzakları atlatabilirsek, mümkünse karşılık vermeyeceğiz. Gizlice yaklaşıp saldırılarımızı fark ettirmeden yapacağız." Kate planımızı beğenmiş gibi görünüyordu ama Cass "Gizlen ve saldır. Klasik avcı stratejisi." dedi gözlerini devirerek. Aslında haklıydı, yine de kötü bir bakış attım. Kate aramızdaki gerilimi kesmek istercesine "Bence çok iyi bir plan." dedi ve "Ben dizginlerdeyim." diye ekledi. Cassandra da "Ben saldırı yapacağım." dedi. "Hayır ben saldırıdayım." dedim kendimden emin bir ses tonuyla. Cass'in elindeki kılıca baktım ve "O kılıçla saldırı yapabileceğini düşünmüyorsun herhalde? Araba yarışlarında uzak menzilli silahlar saldırıda daha çok işe yararlar." dedim yayımı göstererek. Cass benden eskiydi ve muhtemelen benden daha çok katılmıştı yarışlara. Ama bilmediğim bir nedenden ötürü ona ters gidiyordum ve daha çok şey bildiğimi düşünüyordum. "Ondan daha çok canavar gördüğüme eminim." dedim kendi kendime. Kate aramızdaki gerginlikten bıkmış olacaktı ki dayanamadı ve "Tamam, şu andan itibaren komuta bende. Lexi, sen saldırıdasın ama arada değişim yapacağız ve sen dizginlere geçeceksin. Cass, sen de başlıca savunmada kal ama yapabilirsen saldırı da yap. Zaten planımıza göre öncelikli hedefimiz savunma, saldırı değil." dedi. Cassandra'ya bakmamaya çalışarak onayladım. Sanırım en mantıklısı bu olacaktı. Derin bir nefes aldım ve gökyüzüne baktım. Hava bulutluydu ama güneşin parlaklığını ve yakıcılığını engelleyemiyorlardı. Örgülü uzun saçlarımı arkama attım ve ağaçlara baktım. Sabahtan çağırdığım sincaplar ve kuşlar dallara dizilmiş komutlarımı bekliyorlardı. Memnun bir şekilde gülümsedim ve son kontrolleri yapan kızlara döndüm. "Eksik bir şey var mı? Veya planla ilgili bir sorun?" Sonunda uzlaşmaya varmış olacaktık ki Kate de Cass de bir sorun olmadığını belirtti. Sırayla arabamıza çıktık. Cass derin bir nefes aldı ve "Hazır mıyız?" diye sordu. Gülümseyerek onayladık. Çok sağlam bir takıma sahiptik, yeneceğimizi umuyordum. İçimden Artemis'e dua ettikten sonra yarışın başlamasını bekledim.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Satellite Morgan
Artemis Avcısı/Kulübe Lideri/Melez Danışmanı/Araba Yarışları Koordinatörü/Okçuluk Eğitmeni
Artemis Avcısı/Kulübe Lideri/Melez Danışmanı/Araba Yarışları Koordinatörü/Okçuluk Eğitmeni
Satellite Morgan


Mesaj Sayısı : 3387
Kayıt tarihi : 24/08/10

8. Yarış | 5 Temmuz Salı 12.35 - 17.00 Empty
MesajKonu: Geri: 8. Yarış | 5 Temmuz Salı 12.35 - 17.00   8. Yarış | 5 Temmuz Salı 12.35 - 17.00 Icon_minitimePerş. Tem. 07, 2011 2:53 am

2. Takım : Terra M. Johnson - David Tyler - Georgina Orwell.

2. takım yarıştan elenmiştir, devam edebilirsiniz.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.platis.forummum.net
Philomela Morgenstern
Hades'in Çocuğu
Hades'in Çocuğu
Philomela Morgenstern


Mesaj Sayısı : 184
Kayıt tarihi : 22/04/11

8. Yarış | 5 Temmuz Salı 12.35 - 17.00 Empty
MesajKonu: Geri: 8. Yarış | 5 Temmuz Salı 12.35 - 17.00   8. Yarış | 5 Temmuz Salı 12.35 - 17.00 Icon_minitimeCuma Tem. 08, 2011 3:02 am

3.Takım : Aldrick R. Carter - Lucianna Fackrell - Lena Hunter } Anlatıcı Aldrick.

3. takım yarıştan elenmiştir, devam edebilirsiniz.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Theodor Aquila
Apollon'un Çocuğu
Apollon'un Çocuğu
Theodor Aquila


Mesaj Sayısı : 710
Kayıt tarihi : 30/10/10

8. Yarış | 5 Temmuz Salı 12.35 - 17.00 Empty
MesajKonu: Geri: 8. Yarış | 5 Temmuz Salı 12.35 - 17.00   8. Yarış | 5 Temmuz Salı 12.35 - 17.00 Icon_minitimeCuma Tem. 08, 2011 10:21 am

Mideme giren kramplar yüzünden yürürken zorluk çekmeye başlamıştım. Bu Kamp'a geleli on yıldan fazla bir süre olmuştu, ama sadece birkaç defa Araba Yarışları'na katılmıştım. En son beş altı yıl önce bir yarışa katılıp üçüncü olduğum için bir daha cesaret edememiştim. Ayrıca yarışlar için vakit oluşturmakta da zorlanıyordum. Çünkü o zamanlar iş hayatına yeni yeni atılıyordum. Şimdiyse bir araba şirketim vardı ve Melez Kampı'nda katılmam gereken aktiviteyi seçmek için oylama yapsaydım kesinlikle Araba Yarışları'nı seçerdim -ki zaten öyle yapmıştım. Arabayı spor arabalardaki gibi hava akımını, rüzgarları ve havanın yoğunluğunu kendi lehimize çevirmeye çabalayarak hazırlamıştım. Bu sayede hızlı olacaktık, hem de çok hızlı. Tabi iş sadece arabalarla bitmiyordu. Pegasuslarımız da çok önemliydi. Onları seçmek çok kolay olmamıştı benim için. Neyse ki takımımızda bir Artemis Avcısı vardı ve hayvanlardan iyi anlıyordu. Pegasuslar birer hayvan sayılmayabilirlerdi, ama zaten Kathie onların at özelliklerini göz önüne alarak seçmişti. Sadece Pegasuslarla ilgilenmemiş, aynı zamanda arabanın dış görünüşüyle de uğraşmıştı. Şimdi neredeyse arabamızı görmek üzereydim, çok az bir yolum kalmıştı. Neyse ki Gregor ve Kathie benim gibi tembellik etmemiş, sabah erkenden arabayla ilgilenmek için buraya gelmişlerdi.

İyi ki de öyle yapmışlar.

Arabayı görünce gözlerim parladı. Bu gözlerin Porsche'lar, BMW'ler, Lamborghini'ler ve Land Rover'lar gördüğünü de kendime hatırlatmak istedim. Araba benim yaptığım değişikliklerle spor bir arabaya benziyordu. Havayı iyi kontrol edebilirdik. Gregor'un yaptığı düzenlemeler sayesinde her türlü dış kuvvete karşı koyabilecek bir arazi arabasına benzemişti. Yani oklar, mızraklar pek etki etmeyeceki. Kathie ise dış kaplamayla ilgilenmişti. Araba güneş gibi parlıyordu tabi ki, ama aynı zamanda beyaz yerler de vardı. Bir ying yang işaretini andırıyordu bu haliyle. Üzerinde Artemis ile Apollon kardeşlerin birlikte ve ayrı ayrı yaptığı mücadeleler vardı. İçlerinden Apollon'un dev kobrayı öldürürken tasvir edilmiş halini seçebildim. Elinde yayıyla yılanı tarumar etmişti. Başka bir yerde ise Tanrıça Artemis'in avlanırken betimlenmiş hali vardı. Onun da elinde gümüş yayı vardı. Biz de bugün Artemis Avcısı, bir nevi kuzenim sayılan, Kathie ile Apollon ve Artemis gibi olacaktık. Oklarımızla bize yaklaşan ya da bizden fazla uzaklaşanları yavaşlatabilirdik. Gregor ise zaten Ares'in oğlu olduğu için bize yaptığı katkıları hayal etmekte zorlanıyordum. Duyduğum kadarıyla Gregor Kamp'a geldiğinden beri pek evine gitmemişti. Bu yüzden aldığı eğitimlerle çok deneyimli biri olmuş olmalıydı. Bunu öğrenmenin bir yolu vardı: yanlarına gitmek.

Yavaşça arabamızın yanına gittim ve harıl harıl çalışmakta olan takım arkadaşlarımın dikkatlerini çekmek için hafifçe öksürdüm. İkisi de işlerinden kafalarını kaldırıp bana baktıklarında gülümseyerek
"Harika bir iş çıkarmışa benziyorsunuz dostlarım. Kazanmamamız için herhangi bir neden göremiyorum." dedim. Kathie de benimle aynı coşkuyla gülümsüyordu, Gregor ise biraz dudaklarını kıpırdatmaya çalıştı, sonunda yapamayınca anlayınca vazgeçti. İlk defa bir Ares çocuğundan gülümseme çabası görmüş olduğum için günümün güzel başladığını düşünüyordum. Kathie heyecanla arabanın özelliklerini anlatmaya başladı. Bazı gizli bölmelerden bahsediyordu, arada sırada onaylaması için Gregor'a bakıyordu. O da ya kafa sallıyordu ya da omuz silkiyordu. Fakat Kathie "Teo, Greg'i görmeliydin, o kadar çok çalıştı ki arabamız Ares'in Savaş Arabası'ndan daha güzel olduğuna eminim." dediği zaman Gregor çaktırmadan bir gülümseme attı. Bu sayede onu planlarımı uygulatmakta nasıl ikna edeceğimi öğrenmiş oldum. Bu fırsatı kaçırmadan Gregor'a döndüm ve "Eminim Ares bu çalışman için seni kutlardı Greg. Sayende bugün birinci olabiliriz." dedim. Gregor yine umursamaz havasına dönmüştü. Ben de fazla üstüne gitmemeye karar vermiştim. Kathie ve Gregor son hazırlıkları yaparken kafamı kaldırıp diğer yarışmacılara baktım. Bir arabada iki kardeşim vardı: Edward ve Ange. Bugün beni en çok zorlayacak olan takımlardan biriydi onlar. Bir anda Ange'le göz göze geldik ve ona gülümsedim. O da bana el salladı. Diğer takımlara baktığımda tanıdık birçok yüz gördüm. Venüs'ün kızı olan Katherine büyük tehdit oluşturuyordu bence. Yıllar önce onunla aynı takımdaydık ve hırsıyla beni etkilemişti. Bugün ona dikkat etmem gerektiğini kafama koyduktan sonra herkesin son hazırlıklarını yapıp planlarını anlatmaya başladıklarını fark ettim. Bu yüzden hemen arkamı döndüm ve Kathie ile Gregor'a yaklaşmalarını söyledim. Kimsenin bizi duymayacağından emin olunca sesimi kısarak "Pekala çocuklar, kafamdaki planı anlatıyorum. Eksik bulduğunuz bir nokta olursa ya da eklemek istediğiniz bir şey varsa hemen söyleyin." dedim ve gözlerinin içine baktım. İkisi de kafalarıyla onaylayınca konuşmama devam ettim. "Bildiğiniz gibi arabayı hızlı olması için ayarladım. Gregor da savunmamızı çok kuvvetlendirecek bir şekilde ayarlamalar yapmış. Bana kalırsa başkaları bize karışmadığı sürece biz de onlara karışmayalım. Amacımız birinci bitirmek. Ama savunmamızı da harika bir şekilde yapmalıyız." dedim. Daha konuşmayı planlıyordum ki Gregor "Bence önce bütün takımları elersek bitişe daha rahat gidebiliriz. Hiç sorun çıkmadan hemen birinci oluruz." dedi. Bir an gözlerimden öfke parıltıları belirdi. Ama bugün kavga yoktu, hele ki takım arkadaşlarımla asla. Bu yüzden uzlaşmacı bir yol izlemek amacıyla Kathie'ye "Sen ne düşünüyorsun Kate? Ortada iki fikir var, yani kararı verecek olan sensin." dedim. Kathie Gregor'a bir bakış attı, sonra biraz düşündü ve "Üzgünüm Greg, ama bence de başkaları saldırmadıkça saldırmamalıyız. Fakat bizi geçme tehlikesi oluştururlarsa ya da çok ileri giderlerse senin tuzaklarını kullanabiliriz." dedi. İşte uzlaşmacı yöntem buydu. Gregor'un kabul edip etmeyeceğini merak ederek gözlerinin içine baktım. Bir an itiraz belirtileri gördüm ama sanırım o da bugün kavga çıkmasını istemiyordu. Ellerini teslim olduğunu belirtir bir şekilde havaya kaldırdı ve "Peki dediğiniz gibi olsun. Ama izni aldıktan sonra beni durdurmanız biraz zor olabilir." dedi. Bunun da bir gelişme olduğunu düşünerek ve umarak kafa salladım. Ama abartacağından korktuğum için bir gözüm üzerinde olacaktı. İçimi çektim ve "Planımızı hallettiğimize göre, arabadaki konumlarımızı belirleyelim. Bence Kate ve ben dönüşümlü olarak Pegasuslarla ilgilenelim. Acil bir durum olursa Gregor başa geçer. Biz oklarımızla ve mızraklarımızla koruma yapabiliriz. Gregor da gerektiği durumlarda tuzaklarını kullanır." dedim. Son cümlemi ortamı yumuşatmak için söylemiştim. 'Gereken durum'u oluşturmamak için ekstra çaba göstermem gerekiyordu. Kathie ve Gregor onaylayınca arabaya çıktık ve atların başına geçtim. Başlangıcı ben yapmak istiyordum. Yarışın başlamasını beklerken takım arkadaşlarıma baktım ve "Hazır mısınız?" dedim. Gregor bu sefer gerçekten gülümsemeyi başardı, Kathie ise bembeyaz dişleriyle parıltılar saçarak gülümsüyordu. Ben de onlara gülümseyerek önüme döndüm ve içimden Nike'ye başarılı olmamıza yardım etmesi için dua ettim. Kafamı bulutlara rağmen bütün ihtişamıyla parlayan güneşe çevirdiğimde babama da dua etmeyi ihmal etmedim.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Edward J. F. Newgate
Apollon'un Çocuğu/Kulübe Lideri/Canavarlara Karşı Korunma Eğitmeni
Apollon'un Çocuğu/Kulübe Lideri/Canavarlara Karşı Korunma Eğitmeni
Edward J. F. Newgate


Mesaj Sayısı : 1784
Kayıt tarihi : 21/12/10

8. Yarış | 5 Temmuz Salı 12.35 - 17.00 Empty
MesajKonu: Geri: 8. Yarış | 5 Temmuz Salı 12.35 - 17.00   8. Yarış | 5 Temmuz Salı 12.35 - 17.00 Icon_minitimeC.tesi Tem. 09, 2011 9:17 am

Derin bir nefes verdi. Yüz yıllar görüpte köklenmiş meşe ağacının gölgesine oturmuş düşünüyordu. Karışısında yarışacakları pist uzanıyor, kardeşi ve takım arkadaşı arabaları üzerinde son kontrolleri yapıyordu. Yarışacağı takımlara baktı. 2 takım çoktan teknik arızaları tarafından yarıştan çekilmişti. Bunda birinin parmağı olup olamayacağını düşündü. Uzun süredir bu kadar düşünmeye vakit bulamamıştı. Kamptan bolca ayrı kaldığı 10 yıl içerisinde devamlı düşmanları tarafından kovalanmış, devamlı savaşmış, devamlı kaçmıştı... Geçirdiği yıllar ona büyük katkılar sağlamıştı. Artık 30 yaşındaydı ve muhtemelen bir melez ömrünün sonlarını yaşıyordu. Biliyordu ve farkediyordu, gençliğin verdiği o inanılmaz gücün doruklarına ulaşmış, ancak her insan gibi gençliği gidiyordu. Kendini gelen bilgelikler ile avuttu. Bu yaşları tecrübesinin geliştiği, gücünün ise tecrübesi ile doruğa vurduğu zamanlardı. Kendisi ile ilgili düşüncelerinde sıyrıldı ve gözlerini tekrar karşıya dikti. Hala kulübesinin lideriydi. Ve kardeşlerine karşı sorumluluklar taşıyordu. Planını tekrar gözden geçirmeye başladı.
Yarış başlamadan karşı takımı dikkatle incelemeye başladı. Bir tarafta takımın lideri gibi duran kardeşi Teo'ya baktı. Teo'yu uzun yıllar geçirmesi ile birlikte daha iyi tanıyordu. Taktiklerini, savaşa karşı psikolojisini ve liderliğini... Teo örnek biriydi. Geçen yılların ona büyük katkı sağladığı ise yadsınamazdı. Kendine güven eksikliği bulunan Teo çoktan uzaklara gitmişti. Gözlerini kapatıp Teo ile düşüncelerini aklından geçirmeye başladı. Yaşadığı her anıyı, macerayı gözünün önüne getirmeye çalıştı. Teo'nun davranışları ve düşüncelerini aradı. Teo'nun kendisine söylediği fikirleri düşündü. İyice geçmişe gitti, ve ona okçuluk dersi verdiği zamana döndü. Teo bir kere zekiydi. Oyunları çabuk anlıyordu. Ve taktiksel yetenekleri yüksekti. Teo'ya bir şeyler öğretmek gerçekten çok kolaydı. Kendisine yarayan her türlü bilgiyi kısa zamanda hafızasına geçiriyordu. Yılların ona kazandırdıklarını da ekleyince özgüven sorunununda üstesinde gelmişti. Teo ciddi bir rakipti ve onu zorlayacaktı. Teo bu sefer kazanmaya oynuyordu ve kaybetmek istediği söylenemezdi. Taktiğini az çok çıkarmaya çalıştı. Arabalarına göz gezdirdi. Anlaşılan takım arkadaşları iyi iş çıkarmıştı. Savunmatik bir arabaydı, ancak Ares çocuğunun kattığı bir kaç özelliği varsayarak saldırıya da elverişli olduğunu düşünmüştü. Araba hava koşullarında yararlanmak üzere geliştirilmişti. Başlangıç taktikleri pasiften öte saldırı ile, savunmatik bir oyun olacaktı. Artemis ve Apollon çocuklarının aynı takımda bulunması demek hem saldırı da hem de savunma da güçlüsünüz demekti. Aynı zamanda bir de Ares çocuğu olduğunu hesaba katarsak taktikleri ne kadar pasif ataklar içerse dahi saldırlarının çok güçlü olduğu anlamına geliyordu. Geçmişe dönüp Teo'ya okçuluğu öğretmeyi reddetmek istedi. Teo okçulukta çok yetenekliydi ve muhtemelen bu yarışta onunla bu konuda da yarışacaktı...
Kafasını hafifçe çevirdikten sonra oturduğu yerden diğer takıma baktı. Alexis hiç yaşlanmamıştı. Avcılık ona yaramışa benziyordu. Hafifçe gülümsedi ve karşısındakinin gençliğine bakarak gözlerinin yanında ki çizgileri umursamamaya çalıştı. Takımda Katherine ve Cassandra vardı. Katherine'nin yerinde durabilen ancak saldırgan bir kız olduğunu düşünmüştü hep. Her konuşmalarında yanlış bir şey söylediğinde ona saldırmaya kalkacakmış gibiydi. Ancak yerinde durabiliyordu, ve saldırırken düşünüyordu. Bu onun en büyük avantajı olacaktı. Cassandra'ya baktı. Onun hep çok zeki bir kız olduğunu düşünmüştü ki nitekim öyleydi de. Bu gözlerinin içinde kendisine karşı kurmaya çalıştığı plandan belli oluyordu. Kurduğu taktikler bir çok açıdan kendisini zorlayacaktı ancak bu önlem almayacağı anlamına gelmezdi. Kendisinin diğer takımları tedirgin ettiğini biliyordu. Bunu fırsat gelmeyeceğini varsayarak kullanma taraftarı değildi. Ancak üzerinde düşündüğü takımın stratejisini kestiremiyordu. Alexis Kwon... Burada ki kilit noktaydı. Kişiliği değişmişti ve ne yüzünde ki ifadeler duygularını belli ediyordu. Nede taktikleri ile ilgili ufak bir ipucu veriyordu. Ancak uzun yıllardır avcılarla sürekli dışarıdaydı. Bu kendisini sertleştirmiş olmalıydı. Hem savunmatik anlamda hem de saldırı anlam da geliştiğini varsayıyordu. Bu durumda bu Artemis avcısından her türlü sürprize açık olmalıydı. Katherine zamanı geldiğinde onu şaşırtacaktı. Bunu da biliyordu. Ve muhtemelen bu planları Cassandra veya Alexis yapacaktı. Ama Alexis'in tecrübesi ile planlar da bir kaç oynama yapacağına emindi. Onlara karşı hafif bir kaç saldırı ile oyuna başlamalıydı.
Planını oturttuğunu düşündü. Yavaşça ayağa kalktı. Başı öne eğik ve yorgun ancak gülümseyerek arabasına doğru yürümeye başladı. Kendi takımına büyük ölçüde güveniyordu. Planlarına ve takımındakilerin düşüncelerine güveniyordu. Uzun süredir birilerine güvenemiyor olması bu duyguyu tekrar yaşayınca onu mutlu etmişti. Yarışı kazanacaklarını umdu. Kardeşinin ve kendine korkak bakışlar ile bakan Thalia'ya bakarak gülümsedi. Ve uzun süredir konuşmak için açmadığı ağzını açtı. Klasik şeyler her zaman işe yarayacağını düşündü. "Uzun zaman oluyor ha çocuklar. Bizi bir arada tutan saçma yarışı kazanmanın bir arada tutan bağ olması ilginç değil mi ? Her ne kadar farklı olsa da hepimiz kulübemize zaferle dönmek istiyor. Bence yeteneklerimiz, zekamız, tecrübemiz bunun için yeterlinin ötesinde. Size, kendime ne kadar güveniyorsam o kadar güveniyorum." dedi. Takım arkadaşlarının yüzünde gülümseme olurken arabaya yavaşça yerleştiler. Herkes yeterince hazırlıklıydı. Thalia pegasusları kontrol etmek adına en öne geçmişti. Ange yayını çıkarmış sadağında ki körelmiş oklarını kontrol ediyordu. Yavaşça arabanın bir kenarına çöktü. Başparmağını ağzına yavaşça götürdü ve tırnağını ısırmaya başladı. Düşünürken böyle yapardı. Doğaçlama ve tahmin edilemez bir taktik kullanmaya karar vermişti. Karşısında iki takım olmasına rağmen ona karşı kullanacakları onlarca teknik vardı. Yavaşça ayağa kalktı ve tekrar konuşmaya başladı. "Taktik olarak ikinizden de fikir gelmemesi üzerine konuşuyorum. Doğaçlama bir taktik ile başlayacağız. Organize olmamızı beklerlerken düzensiz savunma ve saldırı yapmamız onların düzenini bozacaktır. En azından öyle umuyorum. Bu yarışı kazanabiliriz" dedi. Onun her karşılaşmaya verdiği isim ile satranç oyunu başlamıştı. Atlarını devreye sokup, fillerini oyuna zekice süren avantaj elde edecekti. İlk hamleler satrancın en önemli kısmıydı...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Alexis Kwon
Artemis Avcısı
Artemis Avcısı
Alexis Kwon


Mesaj Sayısı : 1315
Kayıt tarihi : 30/12/10

8. Yarış | 5 Temmuz Salı 12.35 - 17.00 Empty
MesajKonu: Geri: 8. Yarış | 5 Temmuz Salı 12.35 - 17.00   8. Yarış | 5 Temmuz Salı 12.35 - 17.00 Icon_minitimePaz Tem. 10, 2011 2:35 pm

Başlama sinyalini duyduğumda derin bir nefes aldım. "İşte başlıyoruz." dedi Kate. Ben ok ve yayımı hazır ederken Cass kılıcını çıkarıyor, Kate de sımsıkı dizginleri tutuyordu. Aniden harekete geçmemizle dengemi kaybediyor gibi olmuştum ama hemen kendimi topladım. İlk saniyeden bir kaybeden imajı vermek istemiyordum. Son sürat gidiyorduk, her araba gibi. Ama Kate'in pegasuslara yavaşlamalarını söylediğini duydum. Aslında tam olarak duymak sayılmazdı; daha çok beynimin içinde yankılanıyordu. İnsanların zihinlerini okuyamıyordum ama hayvanların zihinleri kontrolümdeydi. Pegasuslar da hayvan sayılırdı, bu da onlarla iletişim kurmamı sağlardı. "Bunu yeni fark ettiğime inanamıyorum." diye düşündüm. O sırada, ben hayal alemindeyken, Cass'in dürtmesiyle kendime geldim; "Heey dikkat et!" Neye dikkat etmem gerektiğini bile göremeden Cass kalkanıyla önüme atıldı ve bana doğru hızla gelen oku ustaca engelledi. Zar zor da olsa "T-teşekkür, ederim." demiştim. Ona minnet duymak o an isteyeceğim son şeydi! Ama sesimi çıkarmamalıydım. Oklar arabamıza doğru geldiğine göre savaş başlamış olmalıydı. Okun ne taraftan geldiğini anlamak için elimi gözlerime siper ettim ve ileriye baktım. Ya Kathie'ydi, ya da Apollon çocuklarından biriydi. Yayı hala havada, bana doğru bakan Theodor'u gördüğümde tahminimin doğru olduğunu anladım. Çünkü bu kadar ustaca bir atış anca kıdemli bir okçu tarafından atılabilirdi. "Galiba taktiğimiz işlemiyor." dedim Cassandra'nın tarafına bakmamaya çalışarak. "Baksanıza saldırmaya başladılar, pek iyi gizlendiğimiz söylenemez, ne dersiniz?" dedim rüzgardan sesimi duyurmaya çalışarak. Zaten teknik sorunlardan dolayı yarış başlamadan iki takım elenmişti ve üç araba kalmıştık. Bu da bizi hemen ele veriyor, saklanma planımızı uygulamamızı güçleştiriyordu. Karşı arabalara rastgele birkaç ok attım ve kızların konuşmasını bekledim. Birkaç tuzak ve sessizlikten sonra Kate "İşe yaramıyor, pegasuslar ürktü ve yorgunlar." dedi. Kaşlarımı çattım ve düşünmeye başladım. Aklıma ilk planımdan başka bir şey gelmiyordu. Bence en iyisi son ana kadar saklanmaktı. Tam bunu söyleyecektim ki Cass lafımı ağzıma tıkarcasına "Bence biraz gözden ırak olalım. Demek istediğim yavaşlayalım ve geride kalalım. Hem pegasuslar dinlenmiş olur, hem de gizlice saldırma planımızı uygulayabiliriz. Onlar birbirlerini bitirirlerken biz uzaktan izleyeceğiz." dedi. İtiraz etmek için ağzımı açmıştım ki itiraz edecek bir şeyin olmadığını fark ettim. Bu çok iyi bir plandı. Belki geride kalıp yetişemeyebilirdik ama risk almaya değerdi. Kate'in pegasuslara komut vermesi üzerine pegasusların onayladıklarını, hatta sevindiklerini duyabiliyordum. Avdayken yanımıza pegasuslarımızı almıyorduk o yüzden pegasuslarla konuşabildiğimi fark etmemiş olmalıydım. Geri döndüğümde ise pegasusumu hiç ziyaret etmemiştim. Tam kafamın üzerinden geçen ok, sonunda pegasusları düşünmekten vezgeçip saldırıya geçmem gerektiğini fark ettirmişti.

"Cass, bu plan gerçekten de harika oldu." dedi Kate elinde kılıcyla. Kate'le yer değiştirmiştik. Ben dizginlerdeydim o ise saldırıda. Bir süre arkalarda gidiyorduk ama bunun gerçekten işe yaradığını söyleyebilirdim. İki araba bizi fark etmeden önde birbirlerini geçmeye çalışıyorlardı. Arkada kalıp fark edilmemeye, aynı zamanda da aradaki mesafeyi açmamaya dikkat ediyorduk. Arabamızın sadeliği ve açık rengi de saklanmamızı kolaylaştırıyordu. Ben yarışı öyle sürdüreceğimizi düşünüyordum ki pegasuslardan biri aniden şaha kalkınca tüm planımız alt üst oldu. Hem arabalarla aramızdaki mesafe açılmış, hem de pegasusların kişnemesi üzerine iki araba da bizi fark etmişti. "Hadi aptal pegasuslar, hızlanın!" diye fısıldadım. Pegasuslar bu sözüm üzerine biraz sinirlenmişlerdi ama tekrar kişneyerek olabildiğince hızlı yola devam ettiler. Ama bize doğru atılan oklar ve daha anlayamadığım birçok cisim, pegasusları ürkütüyordu ve ben de nasıl başa çıkabileceğimi kestiremiyordum. Böylece yavaşlıyorduk. "Sanırım dizginlere sen geçmelisin ortak." dedim Kate'e dönerek.Pegasuslarla daha iyi iletişim kurabildiğinden hemen hızlanmıştık. Tam okumu dördüncü takımın arabasına göndermek üzereydim ki yayıma hızla gelen bir ok, onu düşürmeme sebep olmuştu. Hızla geçen okun elimde açtığı sıyrığı görünce sinirlenmiştim. Elimi sıyıran ok, gümüştü. Bu da avcı oku olduğu anlamına geliyordu. Kathie'ye doğru baktım. O da bana bakıyordu. Bakışları 'affedersin, ama bu bir yarış, sen de rakibimsin' der gibiydi. Anladığımı gösterircesine başımı salladım ve yayıma yeni bir ok yerleştirdim. Elimi sıyıran okun açtığı yara, yayı tutunca sızlamıştı. Ama acıma aldırmayıp, yayı daha sıkı tutmaya başladım. Daha kötü şeyler görmüştüm, küçücük bir yara mı beni zorlayacaktı? Yine de olmamasını tercih ederdim. Elimin acımasından dolayı artık okları tek tek göndermeye başlamıştım. Bu da rakiplerimize pek zarar vermiyor gibiydi. Başka bir şeyler yapmalıydım, ama ne? Böyle giderse onlara zarar vermek yerine biz zarar görecektik. "Buldum!" dedim biraz seslice. Cass bana 'ne buldun' dercesine bakıyordu, Kate ise gözünü yoldan ayırmamıştı. "Birazdan ne yapacağımı görürsünüz." dedim yüzümde hınzır bir ifadeyle.

Üstümüzden geçerken yere gölgelerini bırakan kuşları orda bulunan herkes hayret içerisinde izliyordu. En az iki düzine kadar kuş çağırmıştım ve rakiplerimizin de şaşırdığını görmek beni tatmin etmişti. Bazıları pek umursamıyor, sıradan, doğal bir şey olduğunu düşünüyorlardı ama bilenler ise hayret ve kızgınlıkla bakıyorlardı. Kathie ne yaptığımı anlamış, kaşlarını çatmıştı. Kuşlar onları rahatsız etmeden önce okunu kuşlara doğrultmuştu ama yapamazdı. Kuşları öldüremezdi. Artemis avcıları olarak asla hayvanlara zarar vermezdik ve Kathie bunu çok iyi biliyordu. Takım arkadaşları kuşlara saldırırlarsa da muhtemelen onlara engel olacaktı; bu da benim, yani bizim işimize gelirdi. Tam arabamızın üzerinde duran kuşlara doğru döndüm ve "Saldırın!" diye haykırdım. Kalabalıktan bir hayret nidası yükseldi; seyircileri şaşırtmış olmalıydım. İrili ufaklı bütün kuşlar önümüzdeki iki rakip arabanın üzerine doluşmuşlardı. Tabi zarar vermiyorlardı ama rakiplerimizi bir süre yavaşlatabileceğini umuyordum. Rakip arabalar kuşlarla uğraşırken biz pegasusları dört nala sürüyorduk. Bizden öndeki arabalara ulaşmak üzereydik. Artık oyunun içindeydik, saklanmayacaktık. Buradan sonra savunma değil, saldırı yapacaktık ve arabaları geçmeye bakacaktık. Yarış bizim için yeni başlıyordu...

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Satellite Morgan
Artemis Avcısı/Kulübe Lideri/Melez Danışmanı/Araba Yarışları Koordinatörü/Okçuluk Eğitmeni
Artemis Avcısı/Kulübe Lideri/Melez Danışmanı/Araba Yarışları Koordinatörü/Okçuluk Eğitmeni
Satellite Morgan


Mesaj Sayısı : 3387
Kayıt tarihi : 24/08/10

8. Yarış | 5 Temmuz Salı 12.35 - 17.00 Empty
MesajKonu: Geri: 8. Yarış | 5 Temmuz Salı 12.35 - 17.00   8. Yarış | 5 Temmuz Salı 12.35 - 17.00 Icon_minitimePtsi Tem. 11, 2011 8:03 pm

1.Takım : Alexis Kwon - Cassandra Masen - Katherine M. von Dorff } Anlatıcı Alexis, yedek Cassandra.

Yazmış olmalarına rağmen, 24 saat kuralını geçtikleri için yarıştan elenmiştir.

4.Takım : Kathie Mitchiel Davies - Theodor Carter - Gregor Judas Aquila } Anlatıcı Theodor.

Birinci takım yazmış olmasına rağmen onların postundan sonra da 24 saat geçtiği halde yazmadıkları için yarıştan elenmiştir.

5.Takım : Edward J. F. Newgate - Ange Morgan Lamartine - Thalia Adelynn Rose } Anlatıcı Edward.

Tebrikler beşinci takım, yarışı kazandınız.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.platis.forummum.net
 
8. Yarış | 5 Temmuz Salı 12.35 - 17.00
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» 4.Yarış ~ 10 Ocak Salı ~ 20.00 - 22.00
» 10. Yarış (12 Temmuz 2011 ~ 19 Temmuz 2011 arası)
» Astroloji ve Kader Bilimi | 5 Temmuz - 12 Temmuz
» Şifa Sanatı Dersi |8 Temmuz~14 Temmuz|
» Büyü Teknikleri Dersi / 13 Temmuz - 20 Temmuz

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Olimpos Rpg :: Etkinlikler :: Kahraman Etkinlikleri :: Araba Yarışları!-
Buraya geçin: