Bir macera daha

24- Styks Irmağı'nda rp yazacaksın.
Mekan: Styks Irmağı
Katılacaklar: Jess&Sell
(İlla ırmağa girmek zorunda değilsin, ekşın yaşaman yeterli.)

----

Endişeli bakışlarımı çevremde dolaştırdım. Hades'in her an ortaya çıkmasını ve Sell ile beni buradan kovmasını bekliyordum ama ortaya çıkmadı. Ben de biraz daha rahatlamış bir şekilde ilerlemeye devam ettim. Karşımıza bir cehennem tazısı çıkmaması için içimden anneme dua ediyordum.

-Umarım bir cehennem tazısıyla karşılaşmayız. Beni hiç dinlemiyorlar.

Dedim Sell'e o da hak verircesine başını salladı. Ne zaman vardığımızı anlamadığım Styks nehrine baktım. Kıyıda yürümeye başladık. Karşımıza Kharon çıksa da karşıya geçsek diye düşünüyordum ama sonra vazgeçtim. Geri dönmeme olasılığı olan bir yolculuğa çıkmamak en iyisiydi.

Buradan geçmek olanaksızdı.Bu yüzden biraz beklemek akıl yürütmek gerekliydi.Buradan daha önce Percy ve Luke filan geçmişti.Ama bizim babamız Poseidon değildi.Nehire bir göz attım.İçine girmek için can atıyordum ama bunun iyi birşey olacağını sanmıyordum.Jess'e bakıp,

''Şimdi ne yapacağız?'' Diye sordum.

Kafasını bana doğru çevirdi.

''Bilmiyorum!''

Aramızda bir sessizlik oluştu.Ancak tık sesleri sessizliği bastırıyordu.Ancak bu tık sesi nerden geliyordu!Hemen arkama bakıp,

''Jess!Ne yapı...!'' Derken bu sesin Jess'den geldiği farkettim ayaklarını yere vuruyordu.Derin bir nefes alıp,

''Ohh Jess! Çok korkmuştum!'' Dedim.Bana yanıt vermedi.Birşeyler düşünüyor gibiydi.

Sell'in dediklerine yanıt vermedim. Ne yapabileceğimizi düşünüyordum ama söylediği son şey gülmeme neden oldu. Sonra tekrar çevreme bakınmaya başladım. Düşünürken ayağımı yere vuruyordum. Sell bundan pek hoşnut görünmüyordu ama aldırmadan yapmaya devam ettim. İlerlemeye devam edelim o zaman diye düşündüm. Belki bir şeye rastlardık ve biraz macera olurdu. İlerlerken birden bilekliğim bana birinin yaklaştığını haber verdi. Ama tehlikeli değildi soğumuştu çünkü. Arkama dönmemle hayaletle karşı karşıya geldim. İkimize kurnaz bir şekilde gülümsüyordu.

-Ne istiyorsun?

diye sordum hayalete. Burada olduğuna göre karşıya geçememiş olmalıydı. Hayalet soruma karşılık omzunu silkti.

-Sıkıldım ve uzun zamandır yalnızım. Buraya gelen melezler çoğunlukla hemen karşıya geçerler siz burada kalmışsınız. Ölü olmadığınız belli.

dediği anda yok oldu. Harika bu da oyun istiyordu ve istediğini elde edene kadar bizi rahat bırakmayacaktı. Sell'e yapacak bir şey yok anlamında bakış attıktan sonra kaybolan hayaleti aramaya başladım. Onu nasıl bulacağımsa ayrı bir soruydu.

Gördüğüme inanamamıştım.Daha sonra bende Jess'e yardıma hayaleti aramaya çalıştım.Bir türlü bulunamıyordu.Jess'e bakıp,

''Belkide burda değildir.''

Bana soğuk bir bakış atıp,

''Hayır! o burda onu hissedebiliyorum!'' Şaşırdım diyebilirdim.Nasıl hissediyordu ki! biraz bir yere oturup Jess'e bakmaya başladım.Daha sonra Diğer taraftan hayaleti gördüm.Hızlıca yerimden kalkıp,

''Orda!'' Diye bağırdım.Ancak hayalet bir anda yok oldu.Jess önce arkasına bakıp sonrada bana meraklı gözlerle baktı.

''Bizimle oyun mu oynuyorsun?'' Sesimde sinir vardı.Gerçektende çok sinirlenmiştim.Jess ile birlikte hayaleti tekrardan aramaya koyulduk.

Bilekliğim ve annemden aldığım güçler onu hissetmemi sağlıyordu. Tabi çoğunlukla bilekliğim. Bilekliğim tekrar soğumaya başlamıştı. Arkama dönmemle hayaleti görmem bir oldu.

-Orada!

kaçmasına fırsat vermemek için koşmaya başladım. Ona yetişiyordum ki nereden çıktığını anlamadığım bir taş yüzünden yere kapaklandım. Taşa aklıma gelen her türlü laneti okurken hayalet kahkahalar atarak yok oldu.

-Gıcık şey!

Sell de yanıma gelmişti. Gülmemek için kendini zor tutuyor gibiydi. Ardından onu gördü. Sell ona doğru koşarken ben de peşinden gittim ama hayalet yeniden yok oldu. Sinirli bir şekilde ayağımı yere vurdum.

-Seni yakaladığımda bir bitkiye dönüştüreceğim!

Tekrar kahkahalar duyuldu. Sesi duyduğumuz yere doğru yürümeye başladık.

Çok sinirdi.Birden aklıma fikir geldi tabi ya! İkimizde özel gücümüzü kullanarak onu halledebilirdik.Jess'i yanıma çağırarak olayı anlattım.Tabi anlamında kafasını salladı.Bir yer belirledik.Konsantre olup,

''Kaya parçasına otur!''

Ruh beni izlediği için direk dediğimi yaptı.Yavaş yavaş oturdu.Tam o sırada Jess kayanın arkasından çıkıp hayaleti elmaya dönüştürdü.Sonrada yanıma geldi.

''Sell!''

Gözlerimi açtığımda karşımda çürümüş bir elma duruyordu.Anlaşılan Jess işini baya iyi yapmıştı.

Karşımdaki elmaya bakıp gülmeye başladım. Böyle bir hayaletten en fazla çürümüş bir elma çıkardı zaten. Sell'e baktım.

-Özel gücün harika! Üstelik bu hayaletten de çıksa çıksa çürük bir elma çıkardı, ama ben ona söylemiştim. Yakalarsam bitkiye çevireceğim demiştim.

İkimiz de gülmeye başladık. Ama artık gitmemiz gerektiğini düşünüyordum, yeterince kalmıştık burada.

-Sell gidelim buradan. Eğer biraz daha kalırsak başka hayaletler de karşımıza çıkabilir.

O da evet anlamında başını sallayıp

-Tamam

dedi. Ardından geldiğimiz yönden dışarı çıkmak için geri döndük.


Rp Bitmiştir