Olimpos Rpg Percy Jackson ve Olimposlular ile Olimpos Kahramanları serilerinden esinlenilerek oluşturulmuş, zirvedeki rpg forum sitesi. |
|
| Zor bir macera. ~2 | |
| | Yazar | Mesaj |
---|
Lara Adams Afrodit'in Çocuğu/Pegasus Binicilik Eğitmeni
Mesaj Sayısı : 1688 Kayıt tarihi : 29/08/10
| Konu: Zor bir macera. ~2 Cuma Tem. 08, 2011 7:34 am | |
| Etrafı incelemeye başladım.Gözüm birden Adriana'ya kaydı.Gözlerini kapatmış,hayale dalmış gibi duruyordu sanki.Daha sonra aklıma gelmişti,ses. "Siren Körfezi!" Dedim aniden.Evet,bu çığlıkla karşık sesim,beni bile korkutmuştu.Ama aklıma kulaklarımı kapatacak birşey gelmiyordu,gelemiyordu bir türlü.Telaşla yere baktım,topuklu ayakkabıma.Böyle bir yerde,hiçbirşeyden habersiz bir şekilde parlıyordu.Gerçekten çok uzun topukluydu.Aklıma birşey gelmişti ama ben ayakkabılarıma kıyamazdım ki! Onlarda bir canlıydı benim için.Dayanamayıp ayaklarımdan çıkardım ayakkabıları.Topuklarını kırdım -ki bu çok zor olmuştu.Çünkü kaliteliydi.Kaliteli olduğu için vermiştim ben ona bu kadar para!- Acı ile baktım topuklarıma son kez.Daha sonra kulaklarıma iyice soktuktan sonra Adriana'ya baktım tekrar,birşey bulup kulaklarına soktuğunu umut ederek.Ama nafile,hayal aleminde geziniyordu sanki.Ne yapacaktım ben şimdi? Gerçekten çok korkuyordum,telaşlıydım da.Melez Kampı'na mı gitseydim,tekneyle beraber.Adriana da yanımda olacaktı elbet.Ancak,Canavarlar Denizi hakkında hiç birşey bilmiyordum.Ya,Adriana hep böyle kalırsa? Onu hiç geri döndüremezsek,çok kötü olurdu.Bu yüzden,tehlikeyi göze alarak burada beklemeliydim.Ancak yapacak birşey gelmiyordu aklıma.Cep telefonum! Belki çeker umuduyla aldım telefonumu elime.Daha sonra jeton düştü tabii,bir tek canavar eksikti onlarda gelirdi elbet,telefonu açarsam.Aklıma fikir gelmiyordu lakin,pes etmeyecektim.Sessizlik arasında onun çok güzel bir şarkı dinlediğinin farkındaydım.Acaba nasıl bir şarkıdır diye düşünmeden edememiştim tabii.Aklıma son anda gelen fikir ile sinsice bir gülümseme yayılmıştı yüzüme.Kulağına yaklaştım ve olabildiğimce yüksek bir sesle,bağırdım.Sesimin kötü çıkmasına da dikkat ediyordum elbet,o yüzden daha çok ayıldırabilirdim.Ah,benim sesim güzel ki! diye iç geçirdim.Daha sonra bu durumda,bu düşüncenin uygun kaçmayacağı kanaatine vararak kafamdan sildim düşündüklerimi.Şuan tek düşündüğüm kardeşimi nasıl kurtacağımdı.Birkez daha bağırdım.Adriana,gözlerini kırpıştırdı sesi duyunca.Hevesle baktım ona.Devamını bekliyordum.Hani filmlerde,yavaşça gözlerini aralayıp,gülümseyip,sonra da kahramına sarılan.Ancak birşey olmaştı,bir hareket bile.Umudumu kesmeyecektim asla kesmeyecektim.Buradan kaçma ihtimalimi aklımdan çıkararak kara kara düşünmeye başladım tekrar. 'Birlikte olursanız kazanabilirsiniz,kızım.' dedi,içimden gelen bir ses.Evet,bu Afrodit'in sesiydi,biricik annemizin.Onun bizimle olması bana güç vermişti lakin,ne dediğini anlayamamıştım.Kardeşimin anlamsız gülümsemesine bakarak kafamı bıkkınlıkla iki yana çevirdim.Yapamayacaktım! Kurtaramayacaktım! 'Asla pes etme.' Kafamı salladım,sanki annem karşımdaymış gibi.Acaba kendi kulaklıklarımı çıkarıp,ona taksamıydım.Bu düpedüz fedakarlık olurdu.Fedakarlık seve seve yapardım ancak,daha ayılacağından bile emin değildim ki.Denemeye değermiydi? Bu zor bir soruydu,herkesin bilemeyeceği bir soru.Derin bir nefes aldım ve kardeşime birkez daha baktım.Önüne gelen saçlarını geriye ittim.Bana inat,rüzgar yüzüne düşürmüştü saçları yine.İç geçtim sesli bir şekilde ve tekrardan saçlarını geriye ittirdim.Bu sefer rüzgarı kendi tenimde hissettim.Rüzgarın bana hissettirdiği gıdıklanmayı takmamaya çalışarak kardeşimin saçlarını düzelttim,düşünmeye başladım tekrar. | |
| | | Afrodit Tanrıça
Mesaj Sayısı : 284 Kayıt tarihi : 30/06/11
| Konu: Geri: Zor bir macera. ~2 Cuma Tem. 08, 2011 8:46 am | |
| Ruhum ve bedenim ayrılıyordu yavaşça. Kendimden bile uzaktım. Sesler hala kulağımdaydı, her defasında daha çok duymak istiyordum. Bir rüyada gibiydim, etrafımda bembeyaz mermerler vardı. Mezar taşları gibiydi, sadece üzerlerinde yazılar yoktu. Mermer bir tabutun üstünde yatıyordum. Beni benden alan müziğin arasında fısıltılar geliyordu kulağıma, adımı fısıldıyorlardı. Geçmişten birkaç kare gördüm. Daha da eskilere gittim, çok eskilere. Doğmadan önceki günlere. Herşeye tepeden bakıyordum sanki, aileme bile. Silik silik kareler vardı gözümün önünde, film karesi kadar hızlı geçip gitmişlerdi. Gördüğüm anda ne olduklarını unutmuştum ancak verdikleri korku içime işlemişti. Çığlık atmak istiyordum, nafile. Birden müzik sesleri seyrekleşmeye başladı, kulağımda kurtarıcı bir melekten gelirmişçesine bir ses çınlıyordu. Sanki, en yakınımın sesiydi... Daha önce duymuştum o güzel sesi... Fakat bu sefer endişeli geliyordu. ''Kendini kaybetme Adriana ! Sesimi aklından çıkarma ve o müziği duymamaya çalış. Sana göstermek istediklerini de görmemeye dikkat et. Kurtulacaksınız, kendi gücünüzle, kendi şansınızı kendiniz yaratarak geçeceksiniz bu lanetli körfezi. Güzel kızım...'' Annemdi, Afrodit'ti o ! Dedikleri ne kadar zor olsa da, bunlara uymaya çalıştım. Zihnime giren müziği bastırmak için kendimi sıkıyordum. Peki o görüntüler ? Unut onları Adriana ! İçimdeki sesin bana emri buydu. Buradan bir an önce kurtulmalıydık ! Bedenim ve zihnim vakit geçtikçe güçsüzleşiyordu, görünmeyen bir güç yavaşça yıpratıyordu adeta. Yaşam enerjimi alıyordu benden. Melodiler, annemin sesini düşünmeyi bıraktığım anda tekrar başlıyordu. Zihnimde savaş yaşıyordum. ''Gücünü toparla ve şu an yapabileceğin en iyi şeyi yap kızım. Kardeşine, kampa dönmeniz gerektiğini söyle.'' Annemin sesi, umut ışığı olmuştu bana. Karar vermiştim, gücümün son zerresine kadar mücadele edecektim. Gücümün tükendiği yerde olsam bile... Kendimi toparladım ve annemin sesini zihnimde tekrar tekrar canlandırdım. Sanki onunla aramda güçlü bir bağ kuruyor gibiydim. Yoğunlaştım, yoğunlaştım ve daha çok yoğunlaştım... Oluyordu, bedenime geri dönüyordum. Daha çok canlandırdım o sesi, şimdi zihnimin her yerinde yankılanıyordu. Gücümün toparlanmaya başladığını hissettim. En sonunda, gözlerimi kapatan sis perdesini kaldırdım. Ve gözlerimi açtım... Karşımda Lara vardı. Bu anı bekliyor gibiydi, ancak vakit kaybedemezdim. Söylemem gerekeni söyleyecektim, ardından o lanetli melodiler beni bir kez daha götüreceklerdi. Ancak kulaklarının tıkalı olduğunu gördüm. Yerimden zorlukla doğrulup kulaklarını tıkayan şeylerden birini çıkardım ve kulağına fısıldadım. Fısıldıyordum, çünkü o melodiyi o da duyabilirdi. O da kapılırsa, sonumuz gelirdi. ''Lara... Kardeşim... Buradan... Buradan gitmeliyiz. Kampa dönelim... Hemen.'' Cümlemi zorlukla bitirebilmiştim. Sonlarına doğru o melodi sarmıştı etrafımı, ruhumu bedenimden ayırıyordu yine. Her defasında, orada sonsuza dek kalmak istiyordum. Bu isteği içimde daha çok hissediyordum. Bedenimden uzaklaşmadan önce son hissettiklerim, kurtulacağımızın ipuçlarını verir gibiydi. Önce teknenin tahta zeminine sessizce düşüşüm, ardından teknenin geri dönmek üzere çalışmaya başlaması... | |
| | | Lara Adams Afrodit'in Çocuğu/Pegasus Binicilik Eğitmeni
Mesaj Sayısı : 1688 Kayıt tarihi : 29/08/10
| Konu: Geri: Zor bir macera. ~2 Paz Tem. 10, 2011 9:00 am | |
| Korkuyordum,hemde çok.Kardeşimin yerde,baygın bir şekilde durması ancak,benim hiç birşey yapamam,deli ediyordu beni her defasında.Gözlerini araladığında,umut ışığı tekrar aydınlandı.Kardeşim,uyanmıştı. "Lara... Kardeşim... Buradan... Buradan gitmeliyiz. Kampa dönelim... Hemen." Dediğinde,hemen ayağa kalkıp geriye dönmek için hazırlandım.Dönerken,bir yandanda kardeşimin tekrar yere serilmesini izledim hüzünle.Bu lanet yerden hemen gitmeliydik,sonunun bizim için iyi olacağını sanmıyordum.Öne bakmıyordum,kardeşime bakıyordum sadece.Sessizce birşeyler söylendiğini duyunca,hemen yanına yöneldim.Kırık topuğumun,teknenin küçük bir deliğine takıldığını farkedince,kurtarmaya çalıştım.Nafile,hiç birşey olmuyordu,ani bir hareketle topuğumu ittirdim.Ancak,tek olan şey yere yuvarlanmamdı.Kulağımdan çıkan topuklar,gözlerimin açılmasına neden oldu.Şimdi bana ne olacaktı? Uzaklardan kulağıma sızan güzel ses,beni hayal aleminde hissettiriyordu.Bunu istiyordum.Evet,evet,o kadar çok istiyordum ki... "Hayır!" Diye bağırdım kulaklarımı kapatmaya çalışırken.Olmuyordu,o ses,kulağıma sızmayı başarıyordu,nasıl yapabiliyorsa.Dikkatli ol kızım.Ona karşı çık.Diyen bir bayan sesiyle,kendime olan güvenim yerime geldi sanki.Gülümsedim yerde kıvranırken,zoraki bir gülümsemeydi bu.Dişlerimi sıktım,müzik beni cezbederken.İç sesim onu istiyorsun derken,hayır nefret ediyorum diyerek meydan okuyordum ona.İşte Böyle.Dedi bayan sesi,büyük bir mücadeden çıktıktan sonra sesin sahibinin kim olduğunu anladım;annem.Anlamsız gülümsememi kapatmaya çalışırken,bu lanet yerden nasıl çıkacağımızı da düşünüyordum bir yandanda.İçimdeki lanet sesi dinlememeye çalıştım.Hayır,bu sesi istemiyordum,ne kadar beni baştan çıkarsa da.Dişlerimi sıkmaya devam ettim,dişlerimi umursamıyordum ki.Bu halde olmaktan iyi olduğuna emindim.Gözlerimi açmaya çalıştım.Evet,bu zordu oldukça.Ama imkansız değildi,imkansız diye birşey yoktu ki! Kendimi bu sözlerle gaza getirmeye çalışıyordum,başarıyordum da.Tüm gücümü kullanarak gözlerimi araladım.Müzik gelmeye devam ediyordu ancak,umrumda olduğu söylenemezdi artık.Şuan tek düşündüğüm kardeşim ve bu lanet yerdi.Kalktım,uçlardan tutunarak.İlerlemeye başladım,yarım saat boyunca.Long Islang ufak ufak görünürken,kardeşim ise gözlerini yavaşça aralıyordu.Gözlerini tam açtığında,esnedi biraz.Sanki uyumuştu,aslında uyumaktan farkı yoktu bayılmanın.Kendine tam anlamıyla geldiğinde Long Islang'a yaklaşmıştık neredeyse.Neyse ki Kherion yoktu ortalarda.Sanki nefesimi tutuyormuşum gibi dışarıya verdim nefesimi.Adriana'ya döndüm. "Ne oldu?" Gülümsemeye çalıştı ancak,o kadar başarılı değildi.Bunca yaşadıklarımızdan sonra kim gülümseyebilirdi ki? "Çok karışıktı.Kulübede anlatırım." Kafamı salladım,evet,konuşacak çok şey vardı.Tekneden indikten sonra elimi Adriana'ya uzattım.Kendine gelse de,başı dönüyordu.Hareketlerinden belliydi bu.Minnetle bana baktı ve elime karşılık verdi.İndikten sonra birlikte kulübemize ilerledik.Zorlu bir gündü kesinlikle. | |
| | | Afrodit Tanrıça
Mesaj Sayısı : 284 Kayıt tarihi : 30/06/11
| Konu: Geri: Zor bir macera. ~2 Paz Tem. 10, 2011 9:47 am | |
| Öldün ve uyandın Adriana. Sen şanslıydın. O an için şanslıydın. Bu kayalıklar seni unutmayacak. Geçen her gün, ölümünü zihninde hazırlayacaksın... Gözlerimi açtım. Bir an, bulunduğum ortamı, hatta zamanı kavramaya çalıştım. Güneş tepedeydi. Denizin üstünde ilerliyordum, bir tekneyle. Yanımdaki kimdi ? Lara, evet o kardeşimdi. Peki ya az önce duyduğum sesler ? Aklımı kaçırmak üzereydim. Bugüne dair tek hatırladığım içinde ölüm geçen son sözlerdi... Son sözler olduğunu biliyordum, ondan önce hatırlayamadığım bir sürü şey duymuştum. Silik bir melodi dolanıyordu kafamda. Onlar hariç, bir hiçlik. Kendimi bile ancak hatırlayabilmiştim. Gözlerimi diktim, ufukta bir ada görünüyordu. Ada... Parçaları yavaş yavaş birleştirmeye çalıştım... Long Island ! Melez Kampı ! Oraya dönüyorduk. Peki biz nereye gitmiştik ? Ben nasıl böyle olmuştum ? Bu soruların cevabını verebilecek tek kişi vardı, Lara. Biraz doğruldum, başım dönüyordu. Esnemeye başladım. Derin ve sonu zor gelen bir uykudan uyanmış gibiydi bedenim. ''Ne oldu ?'' Yüzümde saçma bir gülümseme vardı, belki de mutlu görünerek kendimi tatmin etmeye çalışıyordum. Zira, şu anda zavallı bir durumdaydım. Lara kendimi zorladığımı fark etmişti. ''Çok karışıktı. Kulübede anlatırım.'' Lara'nın sesi gerçekten kötüydü. Anlaşılan, konuşulacak çok şey vardı. Zihnimde birşeyleri toparlamaya veya hatırlamaya çalışmadım. Bunları yapmaya çalışırsam zihnimde yine bir savaş yaşayacağımı biliyordum çünkü. Sanki mühürlenmişti anılarım, bir sınır vardı yaşananların üzerinde. Aynı zamanda başım fena halde dönüyordu. Tekrar bayılmam neredeyse an meselesiydi. Kolumu zor kaldırarak, ellerimi incelemeye başladım. Olduğundan da bembeyaz kesilmişlerdi. Soğuklardı aynı zamanda. Dudaklarım, o kadar kurumuştu ki. Güneşin yakan sıcaklığı, kurumuş bir güle dönmüş dudağımda yangınlar çıkarıyordu. Daha önce ne böyle olmuştum, ne de böyle hissetmiştim. Acaba o sözler doğru muydu ? Sona yaklaşmış mıydım ? Lara bununla ilgili ne biliyordu ? Bunları düşünmek, başımı daha çok ağrıttı. Aynı anda, Long Island'a vardığımızı fark ettim. Kendimi zorlu bir yola çıkıyor gibi hissettim. Üzerime ağır yükler almış, bu yükleri her geçen gün daha çok hissedecekmiş gibiydim... O sırada, Lara bana elini uzattı. Ona minnetle baktım... Yine öyle bir his geldi ki içime, bana uzanan ellere muhtaç kalacak gibiydim. Sonuna kadar çaresiz... Ona elimi uzatıp yardımını aldım. Tekneden indim. Çaresizliğimi belli eden adımlar atıp, daha önce hiç bakmadığım gibi baktım çevreme. Ve bu ölüm sessizliğinde, kulübemize doğru ilerlemeye başladık...
-Rp Bitmiştir !- | |
| | | | Zor bir macera. ~2 | |
|
Similar topics | |
|
| Bu forumun müsaadesi var: | Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
| |
| |
| |
|