Karşısındaki orduya bakınca işinin çok zor olduğunu anlamıştı Aldrick. Yutkunduktan sonra yoğunlaşmaya çalışıyordu fakat başarılı değildi. Başını nereye çevirirse çevirsin başka bir canavar görüyordu. Derin bir nefes aldıktan sonra yüksek sesli bir savaş narası atması bir olmuştu. İlk önce iskelet ordusunu yok etmeyihedefliyordu. Onlara doğru koşarken kılıcını Kerberus’un kaptığını fark etmişti. Elinde hiçbir şey olmadan iskelet savaşçılara doğru koşuyordu. Koşmayı bırakıp kılıcı almak için geri dönüyordu fakat iskelet savaşçılardan ağır birkılıç darbesi almıştı. Sağ kolu kesikti ve kullanamayacak gibiydi. Tekrardan savaşmayı planlıyordu fakat furialardan bir tanesi Aldrick’i uçurmuştu veyüksekten aşağı bırakmıştı. Aldrick savaşı kaybettiğini anlamıştı. Yerdeyken canavarların onunla dalga geçtiğini duymuştu. Aldrick ayağa kalkmaya çalışıyordu ama başaramıyordu. Cebinden ambrosia çıkarmayı düşünmüştü ama amborsia kalmamıştı. Kafasındaki kanlar yere dökülürken birçok kez hayatını kurtaran sesi duymuştu. Kartallar yer altındaydı!
Aldrick savaşı kazandığını düşünüyordu. Kartallar onu yalnız her zaman kurtarmıştı sonuçta. Yerden kalkmaya çalışırken kartallardan biri onu üstüne almıştı. Dışarı çıkarlarken Aldrick yere düşmüştü. Çok yorgun olduğu için dengesini sağlayamıyordu. Kerberus’un önüne düşmüştü Aldrick. Yavaş yavaş ayağa kalkmıştı. Arkasında şimşekten bir kılıç yer almaktaydı. Kılıcı yavaş yavaş havaya kaldırıp Kerberus’a atmıştı. Kerberus yerde öylesine yatarken onun ölmeyeceğini umuyordu. Kartalın üstüne atladıktan sonra yeraltından çıkmışlardı.