Bu kampta sıkılmaktan başka bir şey yapamıyordum. Geldiğim günden beri yaptığım her şey sıkıntımı gidermek içindi, bugün arenaya gidişim de bu yüzdendi. Kulübede oturmak sıkmıştı, derslikler kapalıydı, kamptan kaçmak da şimdilik mantıklı değildi. Elim mahkum olduğundan gayet iyi kullansam da kılıç çalışmak için arenaya gittim.
Bir sürü melez harıl harıl antrenmen yapıyordu, birazdan ben de onlardan olacaktım, ancak küçük bir sorunum vardı. Kendi kılıcımı kullanırsam ve sakar birileri yalnışlıkla kılıcımla tanışırsa çok kötü şeyler olurdu, ama başka bir kılıç kullanmak istemiyordum.
Karar vermek için oturaklara doğru ilerledim. Tanımadığım bir çocuk oturmuş, şaşkınca bana bakıyordu. Üzerimdeki ağır görünümlü ama hafif zırhla birilerini biçmeye başlayacakmışım gibi duruyordum herhalde.
Çocuk birdenbire "Merhaba ben Leo von Dorff.Gece tanrıçasının çocuğuyum.Eğer düelloya teklif etçeksen kabul etmem an meselesi bile değil.Daha ilk günüm " dediğinde küçümseyen gözlerle çocuğa baktım ve "Seni dövmek gibi bir niyetim yok çaylak. Ben acemilerle dövüşmem." dedim. "Ben de Thanatos'un kızı ve Hestia'nın rahibesiyim. Kısacası benden uzak dur." diye ekledim. Belki biraz sert konuşmuştum, ama ben öyle kan bağına önem veren biri değildim. En azından delicesine önemsemzdim. Yani, amcam diye bu çaylağın önünde erimeyecektim.