Aldrick için yer altı turu zorlu geçiyordu . Hızlı Ölüm kapısını kolay bir şekilde geçmişti fakat Asphodel çayırlarında çok
zorlanmıştı. Çimleri koparmak kolaydı ama karşısına ölülerden oluşmuş bir ordu çıkması onu zora sokmuştu . Aldrick , şimşek çaktırmış ve oradan kurtulmuştu. Çaktırdığı şimşek gerçekten çok şiddetliydi ve Aldrick o şimşek sayesinde kendisiyle gurur duyuyordu . Nereye geldiğini öğrenmek için etrafına bakınıyordu. Karşısında bir nehir vardı ve nehir fokur fokur kaynıyordu. Burasının neresi olduğunu biliyordu. Şu anda, Styks nehrinin önündeydi .
Görev listesine baktığı zaman “ Syks nehrinin suyunu cebindeki şişeye doldur . “ yazıyordu. Stkys nehrinin suyunun insanı öldürdüğünü duymuştu . İşi bu sefer de çok zordu Suya değmeden şişeyi doldurmaya çalışınca Asphodel çayırlarındaki duyduğu sesi duymuştu . Ölü Savaşçılar ! Bu sefer şimşek çaktıramayacağını biliyordu . Hava akımını
devreye sokmuş , zaman kazanmaya çalışıyordu . Gücünü toplayacak ve tekrardan şimşek çaktıracaktı. Plan buydu , fakat Aldrick’i çok şaşırtacak bir savaş narasından sonra yanına birisi gelmişti. Koşarak geldiği belliydi. . Terini sildikten sonra “ Ben Mathias. Hermes’in oğlu . “demişti. Aldrick’de kendini tanıttıktan sonra Mathias’a kalkanını devreye
sokmasını istemişti. İkiside güç topluyordu . Aldrick gücünün toplandığını hissettiği an , tekrardan yoğunlaşmaya başlamıştı.