''Sana ne! İstediğimle istediğim gibi konuşurum! Ve konuşacağım da !''
Bana ne mi? Bu ne cür'et? Ben ki onun babasıyım tabii ki beni ilgilendirecek! Bunlara çok fazla yüz vermiştim, bu kadar hoşgörü yeterdi. ''Amanda, ben senin babanım! Beni ilgilendirmeyecek de kimi ilgilendirecek ha? Bunu nasıl söyleyebiliyorsun?'' Bunu söylememle birlikte bütün sakinliğimin geçtiğini anlayan Amanda yutkundu ama cesaretini yeniden topladı. Bağırmama rağmen hala bana cevap mı verecekti? ''Yeter! Ben özgür biriyim! Beni istediğin gibi yönlendiremezsin, ben senin kuklan değilim!'' Bunu demesiyle birlikte elimi kaldırdım ama ona vuramadım. Öfkeme hakim olmayı öğrenmek için o kadar çalıştıktan sonra yeniden kontrolümü kaybedemezdim. ''Sakin olacağım, sakin olacağım, sakin olacağım...'' dedim yavaşça. Daha sonra öfkemi tamamen kontrol aldığımdan emin olduktan sonra ''Amanda, bak bunları senin iyiliğin için söylüyorum ve sinirime hakim olmaya çalışıyorum. O adamdan kimseye bir hayır gelmedi, gelmez de! Orada hayatını neden kurtardığını bilmiyorum ama yine de bu hiçbir şeyi kanıtlamaz...'' derken sinirli bir halde olan Amanda sözümü kesti...