O gece ani bir sesle uyandım. Etrafa bir göz attım. Kardeşlerim uyuyordu sanki hiçbir şey olmamış gibi. Etrafa bir göz gezdirdim. Dolaptan bir ışık sızıyordu. Yavaşça yatağımdan indim ve dolaba doğru ilerledim. Dolabın kilidini açtım ve ışığın aslında bir mektuptan geldiğini gördüm. Mektubu alıp dışarı çıktım. Zarfın üstünde:
Daniel Freddie Douglas'a,
Melez Kampı, Hephaistos Kulübesi, On dört numaralı dolap.
Zarfın içini açıp mektuba baktım. Sadece üç cümle yazıyordu.
Bana kendini kanıtla. Olimpos'a gideceksin. Seni bekliyorum evlat.
Mektubu zarfın içine yerleştirdim ve beklemeye başladım. Bunca şeyden sonra gitsemiydim. Annem acaba o gitmemi istermiydi. Ama o da bu kararı benim vermemi isterdi. Belki de bana önemli bir şey söyleyecekti. Kulübeye girdim ve yolda gerekli olacak malzemeleri sırt çantama yerleştirdim. Üstüme kot pantolonumu ve kırmızı üzerinde hafif alev desenleri bulunan bir t-shirt giydim. Yola çıkmaya hazırdım. Gizlice çıktım ve tepeye doğru son sürat koştum. Tepeye geldiğimde son bir kez arkama baktım. Işıklar yanmıyordu. Elime altın bir drahmi aldım ve bunu yola doğru fırlattım. Yol parayı yuttu ve beklemeye başladım. Bir süre sonra yol sallanmaya başladı. Yolun içinden bir taksi çıktı.
"Gri Kız Kardeşler taşımacılık emrinizdedir." dedi şoför koltuğunda oturan.
Arabaya bindim.
"Empire State Binası'na." dedim.
İki saatlik bir yolculuk sonrası Empire State Binası'na varmıştım. Soföre fazladan bir drahmi daha verdim ve içeri girdim. Görevliye doğru ilerledim.
"Altıyüzüncü kata çıkacağım." dedim.
"Yanlış yerdesin çocuk. Burası altmış katlı bir gökdelendir. O dediğini henüz inşa eden olmadı." dedi adam.
"Olabilir." dedim ve mektubu onun önüne doğru sürükledim.
Adam mektuba baktı ve bana dönüp. "Güvenlik anahtarını asansöre girdikten sonra tak. Böylece altıyüzüncü kata çıkabilirsin.Dikkatli ol. Bu saatte sivil çok fazla olur." dedi.
"Tamamdır." dedim ve asansöre doğru ilerledim. Adamın dediklerini harfiyen yaptım ve asansör sanki uçmaya başladı. Kapılar açıldığında karşımda Olimpos Şehri duruyordu. Şehre doğru ilerledim. Bazı evlere göz attıktan sonra konseye doğru yol aldım. Olimpos'un içinde konseyin olacağı yerde gözlerim babamı arıyordu.