40- Tırmanma duvarına gideceksin!
Mekan: Tırmanma duvarı
Katılacaklar: Satellite.
Sabahleyin yine erkenden kalktım.Çok sinirliydim.Çünkü yine başka bir avcı yoktu!Her gün sabah uyandığımda bir başka avcı daha olur umuduyla uyanıyordum ama yine bu sabah da bir başka avcı yoktu!
Üstüme her zaman giydiklerimden siyah bir şalvar ve beyaz bir kolsuz t-shirt geçirip,tırmanma duvarına doğru yol alacaktım.Bugün biraz daha strese ihtiyacım vardı.Bugün streslenirsem belki daha sonraki avlarda sinirimi bundan çıkarabilirdim.
Plüton'u almak için ahırlara doğru yürürken önümde beliriverdi.
"Aferin oğlum,hep böyle ol." diyerek başını okşadım.O da bana yanıt verdi.Üstüne atladım ve tırmanma duvarına gitmesini emrettim.
Cebimde dünden kalma saçlar vardı.Medusa'nın saçları.Oraya vardığımıza Plüton'a bu saçları kulübeme götürmesini ve sonra geri gelmesini söyleyerek duvara baktım.Lavlar??Ben tırmanma duvarını böyle düşünmemiştim.Yine bilgi eksikliğinden kaynaklanan bir sorun.Zaten dünkü Medusa işini de zar zor yırtmıştım.Bu da neydi şimdi?
Tırmanma duvarının kapısından içeri girdiğimde sırıtık bir adam bir şeyler anlatmaya başladı.Aman lavlara dikkat edecekmişiz de özel kıyafetler giyecekmişiz de..Bir avcının asla bunlara ihtiyacı yoktur.O yüzden adamı dinlemeyerek duvara doğru ilerledim.Ama elimle dokunduğum anda bir lav geldi.Sırıtık adamın gülümsemesi sinsice bir hal almıştı.
"Özel kıyafetlerimiz sağdadır.Giyinmek için kabin ise hemen yanında."
Neden tüm hostesler böyle gıcık bir ses,tavır,davranış içindelerdi hiç anlamıyordum.Umursamamaya çalışarak ilerledim.Üstüme özel kıyafetleri geçirip,ilerlemeye devam ettim.Adam bana iyi şanslar diledi ve ben de lav ve tehlike dolu dağa tırmanmaya çalışmaya başladım.
Üstümdeki kıyafet beni koruyordu.Lavlar değiyor fakat elbisemi eritmiyorlardı,kendileri eriyordu.Elime geçen taşları bir yanlara fırlatıyordum ve hiç umrumda olmuyordu.Elbisem oldukça rahatsız ediciydi,hareketimi engelliyordu.Bu elbisenin önce beni koruduğunu,sonra da beni öldürmek için yapılmış olabileceğini düşündüm.Ne de olsa sevenim çok olduğu gibi düşmanım da çoktu.Bunları düşünürken aşağıdaki sırıtık herif yine bağırdı.
"Hızlan,hızlan!"
"Tamam!"
Hız yapayım derken birden bir kayaya tosladım ve yere düştüm.Salak adam yüzünden her yanım kanıyordu.
"Yardım ister misin?"
"Hayır sersem!"
Ardından kendi başıma toparlanıp,kulübeme doğru ilerledim.