Olimpos Rpg Percy Jackson ve Olimposlular ile Olimpos Kahramanları serilerinden esinlenilerek oluşturulmuş, zirvedeki rpg forum sitesi. |
|
| Bu Bir Veda mı? | |
| | Yazar | Mesaj |
---|
Maximillian J. Trully Apollon'un Çocuğu
Mesaj Sayısı : 96 Kayıt tarihi : 09/02/11
| Konu: Bu Bir Veda mı? Cuma Haz. 17, 2011 11:17 am | |
| Boş umutlar ve gerçekleşmeyeceği belli olan hayaller. O gün hepsinin peşinden koşmaya devam ediyordum. Hayatımı tek bir isme, tek bir kişiye, tek bir surata bağlamıştım belki de ve o surata her baktığımda bana olan sevgisinin gözlerinden nasıl akıp gittiğini görebiliyordum. Benim için en zor olan şey buydu belki de. Birine bitip tükenmeyen bir sadakat ile bağlanmak ve onun günden güne senden bıkması. Beni adeta öldüren duygularla boğuşurken bir yandan da Paris'in kalabalık sokaklarında yürümeye çalışıyordum. "Bu son olmalı..." diye söylendim kendi kendime. "Bir daha asla bir buluşmamıza geç kalmamalıyım." Boş bir çabaydı bu, fark edebiliyordum fakat içimdeki çocuksu heyecanı bastıramıyordum. Onun yüzünü görmek bir yana, ismini bile aklıma getirdiğimde heyecanlanmaya başlıyordum. "Keşke o da bana karşı aynı şeyler hissetse... Keşke..." Buluşacağımız mekana varmama iki sokak kala durdum. "Bu görüşmeden sonra hiçbir şey eskisi gibi olmayabilir. Buna hazır mıyım? Kendimi hazır hissediyor muyum?" Birkaç saniye için bile olsa güçlü görünmeyi o kadar çok isterdim ki. Omuzlarım tekrar çöktü ve yürümeye devam ettim. "Ne fark eder ki? diye söylendim tekrar. "Yaşanacak şeyin tarihini ileri atmaya hiç gerek yok. Bırakalım da her şey kendiliğinden olsun. Tek arzum... Onun da beni sevmiş olması. Evet, bunu gerçekten çok isterim. Hem de çok..."
Buluşacağımız yere geldiğimde onu bir masada otururken gördüm. Suratını görür görmez adımlarım ve nefes alışım düzensizleşmeye başladı. Derin bir nefes aldım ve olabildiğince kararlı adımlarla masasına yaklaşmaya başladım. Evet, karşımda prensesim duruyordu işte; "Maja..." "Hey, merhaba. Sanırım yine geç kaldım. Geç kalmamaya çalışıyorum, biliyorsun. Fakat artık bu lanet sokaklarda yürümek bile mümkün olmuyor." Maja suskun bir şekilde beni dinliyordu. O kadar endişeliydim ki bu suskunluğunun iyi bir dinleyici olmasından mı, yoksa benim için bir felaket haberi verecek olmasından mı kaynaklandığını kestiremiyordum. Bir sandalye alıp karşısına oturduğumda aklımda tek düşünce vardı. "Ne olursa olsun, bugün çok güzel bir gün olacak. Ne olursa olsun..." | |
| | | Maja Hallestrøm Demeter'in Çocuğu
Mesaj Sayısı : 38 Kayıt tarihi : 15/06/11
| Konu: Geri: Bu Bir Veda mı? Cuma Haz. 17, 2011 2:41 pm | |
| İnsanlara vaatler sunup, ardındansa, hüsran hediye etmek hoşuma gitmiyordu; ama son günlerde, hiçbir şeyin aynı olmadığı da apaçık bir gerçekti. Fazlasıyla yüzeysel yaşadığım hayattan, hatta kendimden dahi korkar olmuştum. Geride bıraktıklarım, anlık heveslerimin kurbanı olan insanlardan ibaret değildi. Duygularımı da, sanki, gereksiz kağıt parçalarıymışçasına etrafa fırlatmıştım. Üstelik tek gram dahi suçluluk duymuyordum, bu, beni derinden zedeliyordu. En azından zedelediğine inanmak istiyordum; lâkin inanmazsam, bu kara çukurun en dibine itilecektim. Kendimden iğrendiğim yegâne dakikalar tarafından yutuluyordum. Temiz bir sayfadaki masum sevgiyi utanmadan lekelemiştim. Rocce bunu hak etmiyordu, biliyordum; ama… O kadar çok ama vardı ki, hangisine, nasıl bir yalan bulaştırsam, bilmiyordum. Onunla olan anılarımızı hatırlamak güzeldi, gerçekten, öyleydi. Saçlarıma yerleştirdiği papatyalardan, birlikte yaptığımız yemeklere kadar her şey güzeldi. Sadece hayatımdaki çoğu şeye –ne yazık ki Rocce, bu gruba dahildi– olan ilgimi kaybediyordum ve bu, asla yeterli bir bahane olmayacaktı. O, gözlerimin tam içine bakarken, bunu yapamayacaktım. Derin bir nefes aldım, bunu, onu daha fazla üzmemek için yapacaktım, başka bir şey için değil.
Paris’teki bir kafede oturmuş, onu bekliyordum, her zamanki gibi. Onu beklemekten rahatsızlık duymazdım; aksine, cesaretimi toplamaya çalışır ve söyleyeceğim sözleri tasarlardım. Bazı şeyler hiç değişmiyordu. Özensizce topladığım kızıl saçlarımla oynarken, yaşamın ne kadar da ironik olduğunu düşündüm. Onun peşinden koştuğum günler olmuştu, şimdi bunu nasıl yapacaktım? Sesini duydum, biraz – biraz buruktu, değil mi? “Hey, merhaba. Sanırım yine geç kaldım. Geç kalmamaya çalışıyorum, biliyorsun. Fakat artık bu lanet sokaklarda yürümek bile mümkün olmuyor.” Onu sessizce dinledim. Bunu neden yapıyordum? Onun acı çekmesine dayanamazdım, ne olursa olsun. Karşıma yerleşirken yutkundum, aklımdaki her şey silinmişti. “Günün nasıl geçti?” diyebildim usulca. Ona onu sevdiğimi söyleyebilmek isterdim, tıpkı eskiden yaptığım gibi; ama yapamıyordum. Değişenler kervanına ben de dahil olmuştum.
Out: Ali, saat beş ve kolum acıyor. Değerini biliyorsun, değil mi? | |
| | | Maximillian J. Trully Apollon'un Çocuğu
Mesaj Sayısı : 96 Kayıt tarihi : 09/02/11
| | | | Maja Hallestrøm Demeter'in Çocuğu
Mesaj Sayısı : 38 Kayıt tarihi : 15/06/11
| Konu: Geri: Bu Bir Veda mı? C.tesi Haz. 18, 2011 2:37 am | |
| En güzel maviye bürünmüş gözleri, tam da gözlerime bakarken, benden refaha kavuşmamı bekleyemezdiniz. Her hamlede daha çok sona yaklaşacak olduğumuzu biliyor ve bundan korkuyordum. Belki de bundan pişman olacaktım. Onu sevmiyor muydum? Hayır desem yalan söylemiş olurdum; ama son zamanlarda fazlasıyla yalan söylemiştim, bir taneden daha zarar çıkmazdı. İkimizi de üzmeden bu masadan kalkmalıydım. Aklımda, gösterdiğim ilgisizliğin sonucu, onun, benden ayrılması vardı; ama olmamıştı işte. Beni gerçekten sevdiğine inandığım birini ellerimle itiyordum. Böyle adi, gurursuz bir canavara dönüşmek planlarım arasında yoktu. Tıpkı ondan vazgeçmenin de olmadığı gibi.
“Güzeldi.” dedi. Buna inanmamı mı bekliyordu? Onu tanıyordum. Duygularını gizlemekte bir usta olsa dahi, en derinlere itelediği kırgınlığı duyuyor, kendimle paylaşıyordum. Acısını taşıdığımı nasıl anlatabilirdim ona? Anlatma yetilerimin gelişmemiş olması kötüydü; oysa baharatımsı kokusu, burnumu asla terk etmiyordu. “Evet, güzel bir gün geçirdim. Öyle devam edeceğinden de eminim.” diye de devam etti. Bu imayı köreltecek olmak canımı yakıyordu. Elleri, kendi ellerine nazaran daha küçük ve sıcak olan ellerimi kavradı. Yutkunamadım bile. Ellerini hissetmek her şeyi değiştirmişti. Bunu yapmamalıydı, hayır, yapmamalıydı. “Senin günün nasıldı?” Cümlesini duyduğumdaysa, vereceğim cevap, bende bir refleks şeklini almıştı: “Aynı.” Her günü aynı geçen biri için, bu, bir yalan sayılmazdı. Değişen bendim, günler değil. Diğer kelimeler boğazıma tıkılmıştılar adeta, sustum. O benim yerime konuşurdu, en azından eskiden öyleydi.
Out: Miyauv, yerler. | |
| | | Maximillian J. Trully Apollon'un Çocuğu
Mesaj Sayısı : 96 Kayıt tarihi : 09/02/11
| Konu: Geri: Bu Bir Veda mı? C.tesi Haz. 18, 2011 3:15 am | |
| Ellerini geri çekmek için hiçbir hamlede bulunmaması beni sevindirmişti fakat artık umutlarımı bir kenara bırakıyordum. Onu unutmalı mıydım? Onu unutabilecek miydim? Aslında asıl soru bu değildi. Asıl soru; onun için, onu unutamadığım sürece acı çekmeye hazır mıydım? Bakışlarımı yere sabitledim. Onun gözlerine bakmaya bile korkuyordum artık. Hayatımın her anını ondan ayrılabileceğim korkusuyla geçiriyordum ve acı sonun yaklaşmak üzere olduğunu bilmek, yine de bir şeyleri değiştirmeye çalışmak artık çok zor geliyordu benim için. Onu her gün görmek, yüzüne doya doya bakmak... Evet, bunlar çok güzel şeylerdi fakat onun yüzüne her baktığımda, gözlerimiz her birleştiğinde acı gerçeği görmek... "Fark etmez ki..." diye düşündüm. "Eğer bu bir yük ise, onu sonsuza kadar taşırım. Beni ne kadar sevdiği önemli değil, ne kadar süreceği de önemli değil... Sadece, ona olan sadakati, aşkı ve bağlılığı başka kimseye karşı göstermeyeceğime eminim..."
"Aynı." Evet, beklediğim gibi bir cevap değildi fakat Maja'nın durumunu düşündüğümde pek de yanlış sayılamayacak bir şeydi. "Hep böyle mi gidecek Maja?" Ellerini hala bırakmamıştım. Doğrudan gözlerine bakıyordum ve konuşmaya devam ettim. "Bak, gerçekten sana aşık olduğumu anlayabiliyorsun değil mi? Neden bunları yaşıyoruz peki, neden bana bunları yaşatıyorsun?" Sesimi olabildiğince alçak tutuyordum fakat onu kaybetmek istemiyordum. Onu kaybetmek... benim için kendimi kaybetmem demekti. Artık sesim değişmişti. Adeta yalvaran bir ses tonunda konuşuyordum. "Böyle olması gerekmiyor Maja... Böyle olması gerekmiyor..."- Spoiler:
Kim yer belli olmaz.
| |
| | | | Bu Bir Veda mı? | |
|
Similar topics | |
|
| Bu forumun müsaadesi var: | Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
| |
| |
| |
|