3- 'İlk gününün sonu'nu anlatan bir rp yazacaksın, kampla ilgili ilk izlenimlerin, ilk maceraların...
Mekan: Melez Kampı içindeki herhangi bir yer.
Katılacaklar: Serbest.
Yemek vakti olduğunu unutmuştum. Ama sonunda kitabı bitirmiştim. Athena hakkındaki her bilgiyi biliyordum ama daha fazlası zarar vermezdi. Stell’in beni uyarması ile hemen yemek bölümüne doğru adımlarımı hızlandırdım. Athena masası kalabalıktı ve güzeldi. Sessizce yerime geçmeyi düşünüyordum fakat kardeşlerim buna pek izin vermedi. Hepsi bana tek tek sarılıyordu. Bu kadar seven kardeşlerim olduğu için mutluydum. Hepsine sıkıca sarıldım ve masaya geçtim. Muhabbet koyuydu fakat katılmayı düşünmüyordum. Kadehleri görünce sinsice gülümsedim. Aklımdan en sevdiğim içeceği geçirdim. Aslında bir karışım hazırlayacaktım. Aklımdan sadece şunlar geçmişti; çilek, pembe şekerler, portakal ve limon… Gözlerimi açtığımda önümde duran renkli içecek hoşuma gitmişti fakat bir şeyler eksikti. Tekrar gözlerimi kapadım. Aklımdaki en güzel rengi bu içecekle karıştırdım. Yeşil… Yanımda oturan kardeşim keyifle yüzüme bakıyordu. İçeceğimin tadına baktığımda bayılacağımı sanmıştım. Hayatımda içtiğim en güzel şeydi. Ekşi ama tatlıydı, renkli fakat sade bir tadı vardı.
Önümde duran yiyeceklere baktım. Karnım gurulduyordu. Ama önce yemeğimi ateşe atmalı ve bir tanrıça ya da tanrıya adamalıydım. Sanırım ne yapacağımı biliyordum. Ayağa kalktım ve ateşe doğru yürüdüm. Gözlerimi kapattım ve yemeğimin yarısını kızgın ateşe bıraktım. Her ne kadar kızgın olsam bile Tanrıça Athena, yinede teşekkürler… Bunu içimden söyledim ve masama geri döndüm. Yemeğimi yerken söylediğim sözler aklımdan çıkmıyordu. Kardeşim Lucy ile sohbet ederken bunları unutmaya çalıştım.