Olimpos Rpg Percy Jackson ve Olimposlular ile Olimpos Kahramanları serilerinden esinlenilerek oluşturulmuş, zirvedeki rpg forum sitesi. |
|
| 7. Yarış 13 Haziran Pazartesi 17.15 | |
|
+2Allen Jacques Harth Satellite Morgan 6 posters | Yazar | Mesaj |
---|
Satellite Morgan Artemis Avcısı/Kulübe Lideri/Melez Danışmanı/Araba Yarışları Koordinatörü/Okçuluk Eğitmeni
Mesaj Sayısı : 3387 Kayıt tarihi : 24/08/10
| Konu: 7. Yarış 13 Haziran Pazartesi 17.15 Ptsi Haz. 13, 2011 3:07 am | |
| x Yazın ilk araba yarışı bugün başlayacaktır. Kısa sürede katılımın tamamlanması ve takımların oluşturulması güzel oldu. Bu hızda yarışmamızı ilerletmek istiyoruz, bunun mecburiyetindeyiz. Bu yüzden önemli bir ibare getiriyorum buraya. 24 saat içinde yarışı devam ettirmeyen anlatıcının takımı elenir. Gayet açık ve net olduğunu düşünmekteyim, bu ibareyi getirmemizin tek amacı yarışmadaki sürerliliği sağlayabilmek. Her zamanki gibi 4 turdan oluşacak yarışta son turlarda sıralamayla ilgili bir şey belirtmeyiniz, göremedik gibilerinden yazabilirsiniz. Ayrıca Yarış Kuralları'nı okumanızı da öneririz. x Anlatıcılar takımın renkleriyle belirtilmiştir. 1.Takım : Allen Jacques Harth - Mantalon Soluric - Lucas Matthew Price. 2. Takım : Rafael Luther - Adyali Zenobia Carter - Marcus L. Carter. 3. Takım : Katherine M. Von Dorff - Zack Cliff Burton - Theodor Aquila.
4. Takım : Isis Alexandra Dawn - Alexis Kwon - Philomela Carter.
5. Takım : Cornelia Fackrell - Lena Hunter - Drake Tyler Carter. Anlatıcı Sıralaması; Allen Jacques Harth / Mantalon Soluric, Rafael Luther / Adyali Zenobia Carter, Katherine Mermaid Von Dorff, Isis Alexandra Dawn, Cornelia Fackrell.İyi olan kazansın, başarılar.
| |
| | | Allen Jacques Harth Nyks'in Çocuğu/Doğa Bilimleri Eğitmeni
Mesaj Sayısı : 432 Kayıt tarihi : 21/02/11
| Konu: Geri: 7. Yarış 13 Haziran Pazartesi 17.15 Ptsi Haz. 13, 2011 9:12 pm | |
| İçimde dalga dalga yükselerek beni tamamen saran heyecan, katıldığım bir önceki yarış iptal edilmiş olduğu için duyduğum kızgınlığı fazlasıyla bastırarak yüz hatlarımda belirginleşiyordu. Rekabet ortamı böyle bir şeydi işte, size başka her şeyi unutturur ve amacınıza saplantılı bir şekilde odaklanmanızı sağlardı: yani diğer takımları hezimete uğratmaya. O, nasıl desem, tatlı rekabet kokusunu içime çekerken yüzüme rahat ve kendinden emin bir gülümsemenin yerleştiğini hissettim. Araba yarışı alışık olmadığım bir şey değildi, ama Yunan savaş arabalarıyla yarışmak, benim gibi normalde ilgisiz olan birini bile keyiflendirmeye yeterdi. Heyecanımı biraz dizginlemeye çalışarak sakince etrafıma, hazırlıklarını tamamlayan diğer yarışmacılara baktım ve kendi kendime güldüm. Tek bir tanesini bile rakibim olarak görmüyordum, çünkü takımımız çok iyiydi. Arabayı da büyük ölçüde Lucas ve Mantalon hazırlamıştı, yani hem Artemis'in, hem de Hekate'nin gücüne sahip olacaktık. Belki Zack'in içinde olduğu takım biraz zorlayıcı olabilirdi, ama ona da yarışı kazanma zevkini tattırmayacağımıza emindim. Bu yarış bizim yarışımız olacaktı.
Ben bu düşünceler içerisindeyken görüş alanımın hemen dışında beliren gümüş renkli bir ışıltı dikkatimi çekti ve oraya döndüm. Lucas ve Mantalon gelmişti, ikisi de benim kadar rahat görünüyordu. Tabii Mantalon için bu oldukça normal bir şeydi, bu çocuğu bir kez olsun tedirgin ya da baskı altında gördüğümü hatırlamıyordum. Elleri ceplerindeydi, ağzında bir sakız vardı ve doğal olarak müzik çalarının kulaklıklarını da takmıştı. Gözlerimi devirmemeye özen göstererek, 'Selam çocuklar. Her şey hazır mı?' diye sordum. Bu pek de adil bir soru sayılmazdı aslında ve Lucas da buna biraz bozulmuş gibiydi, çünkü arabanın yapımında çok az yardım etmiştim. Ama ben de zamanımın daha büyük çoğunluğunu strateji yaparak geçirmiştim, bu yüzden bir anlığına suratını asmasını görmezden geldim. Mantalon başını salladı. Arabamıza şöyle bir baktım tekrar. Gümüş renkliydi (doğal olarak) ve tam önünde, kanat gibi görünen iki mor leke vardı. Atlar boz renkliydi, gözüme biraz cılız görünmüşlerdi ama bir nedenden dolayı, bizi bitiş noktasına kadar taşıyacaklarından şüphem yoktu. 'Güzel,' diye mırıldandım kendi kendime, keyfim biraz daha yerine gelmişti. Elimi atlardan birinin burnuna koydum ve biraz okşadım. Buraya ilk geldiğimde atlardan korktuğum düşüncesi şimdi bana çok komik geliyordu. Bir süre öyle durduktan sonra arkadaşlarıma döndüm. 'Pekala, planlar biraz değişti. Lon, savunmayı sen al, bu konuda iyi olduğunu biliyorum.' Onun da canına minnetti zaten. Yüzünde rahat bir gülümsemeyle omuzlarını silkti. Bunun üzerine Lucas'a döndüm. Şimdi diyeceklerime nasıl bir tepki vereceğinden emin değildim. 'Arabayı ben kullanayım. Uzun menzilli silahlar daha çok işimize yarar, ve ben bu konuda pek iyi değilim.' Arabayı kullanmak konusunda hırslı olduğunu görebiliyordum, ama plan onun da aklına yatmış gibiydi. Kazanmak için benim gibi o da her şeyi yapacaktı. Başını sallayarak 'Tamamdır.' dedikten sonra üçümüz de arabaya tırmandık. Dizginlerin arkasına geçtim ve arabayı başlangıç çizgisine doğru sürdüm. Artık yarışa her açıdan hazırdık. | |
| | | Adyali Beckett Zeus'un Çocuğu
Mesaj Sayısı : 1657 Kayıt tarihi : 21/10/10
| Konu: Geri: 7. Yarış 13 Haziran Pazartesi 17.15 Salı Haz. 14, 2011 12:46 am | |
| Sabah kardeşim Marcus'la beraber erkenden kalkmayı başarmış, Marcus'un birkaç hafta önce bir Hephaistos çocuğuna zorla yaptırdığı arabamızı almaya gitmiştik. Şahsen zorlamayla araba yaptırmayı hiç onaylamıyordum. Tabii bu işlerden hiç anlamadığım için, itiraz da edemiyordum. Demir ocağına geldiğimizde Marcus hızla arabayı getirmeye gitti. Elimdeki kırbacımı birkaç kere şıklatıp onu bekledim. Arkamdan ayak sesleri duyuncaya kadar buna devam etmiştim. Arkamı döndüğümde Rafael bana gülümsüyordu. ''Adyali!'' deyip sarılmak için kollarını açtı. Ona gülümseyerek bir adım attım. Arkamdan birinin öksürdüğünü duydum. Marcus kaşlarını çatmış bana bakıyordu. İç çektim. Ondan daha büyük olsam bile her zaman bana ağabeylik taslardı. Bazen kendimi on beş yaşında sanırdım onun yanında. Rafael'in gülümsemesi sönmüş, ellerini kavuşturmuş Marcus'u öldürdüğünü düşünüyormuş gibi ona bakıyordu. Kıkırdadım. Konuyu dağıtmak için arabamızın yanına gittim. Arabamız daha çok Zeus çocuklarına göre tasarlanmıştı. Sanırım Marcus çocuğa fazla bilgi vermemişti. Ama yine de oldukça güzeldi. Koyu mavi, gümüş rengi işlemeleri olan bir arabaydı. İki yanında da kocaman şimşek kabartmaları vardı. Marcus arabayı sanki kendisi yapmış gibi gururla gülümsedi. Rafael şimşek kabartmalarına karşı kaşlarını kaldırsa da bir şey demedi. Bazen bütün kardeşlerime benim için katlandığını düşünüyordum. Gerçekten de çok sabırlı biri olmalıydı bunun için. Ne kadar özverili davrandığını düşününce gülümsedim. Onun gibi bir sevgili bulmak imkansızdı. Ona bakıp elini tuttum, Marcus ne derse desin, umurumda değildi.
Yarışın olduğu alana vardığımızda burasının tahmin ettiğimden daha büyük olduğunu gördüm. Arabaların geçeceği alandaki otlar temizlenmiş, başlama çizgisinin olduğu yere bir bayrak asılmıştı. Oldukça fazla melez alana toplanmıştı. Aynı arenadaki gibi, herkes ellerinde pankartlar tutuyor, tezahüratlar havada uçuşuyordu. Bir kenarda kardeşlerimi görebiliyordum. Leo Rafael'le benim ellerimize odaklanmıştı. Gözlerimi kısıp ona tehdit edici bir bakış yolladım ama o bana bakmıyordu bile. Derin bir nefes alıp yarışa odaklanmaya çalıştım. Bizim yanımızdaki takıma baktım. Lucas, Allen ve Mantalon gayet hazır gibiydi. Allen'ı pek sevdiğim söylenemezdi. Mantalon'u tam tanımıyordum bile. Lucas'a ise... Katlanamıyordum bile. Kendini bir şey sanıyordu. Tabii onlara karşı düşüncelerim ne kadar güçlü bir takım oldukları gerçeğini değiştirmiyordu. Bütün takımlar öyle olmalıydı. Bu kadar güvensiz olmamalıydım. Biz de gayet güçlü bir takımdık. İki Zeus çocuğu, bir de Poseidon çocuğu o kadar da kolay yenilmezdi tabii ki. Üçümüz de Üç Büyükler'in çocuklarıydık. En az diğerleri kadar güçlüydük. Rafael elimi çekiştirdi. ''Hazır mısın?'' Başımı salladım. Birbirimize gülümseyerek arabaya, Marcus'un yanına bindik. | |
| | | Katherine M. von Dorff Poseidon'un Çocuğu/Kulübe Lideri/Pegasus Binicilik Eğitmeni
Mesaj Sayısı : 4525 Kayıt tarihi : 05/03/11
| Konu: Geri: 7. Yarış 13 Haziran Pazartesi 17.15 Salı Haz. 14, 2011 4:50 am | |
| Sabah, hiç kabus görmemenin getirdiği şaşkınlık ile uyanmıştı. Her sabah yataktan düşüp, belinin acımasına o kadar alışmıştı ki, psikolojik olarak bunu hissediyordu neredeyse. İç çekip hızlı bir şekilde hazırlanmaya başladı. Araba yarışına yetişmesi gerekiyordu. Eğer geç kalırsa, arabaların arkasından koşacak kadar çok katılmak istiyordu bu yarışa. Neye benzediğini görmesi gerekiyordu.
Araba yarışlarının başlamasına az kalmıştı. Arabalarının son kontrollerini yerine getirmesi gerekirken, durmuş diğer rakiplerini izliyordu Katherine. Yüzüne bakan biri, rahatlıkla onun öfkesini görebilirdi. Yarışta kullanılan arabalar, ona Roma dönemindeki yarışları hatırlatıyordu. Onlara o kadar benziyordu ki, öfkeleniyordu Katherine. Bu kampın, onların tarihinden bir şey çaldığını düşünüyordu. Yanılıyor olabilirdi belki, Yunan mitolojisi ya da tarihi hiçbir zaman ilgisini çeken bir şey olmamıştı. Yine de mitolojiyi bilme sebebi, ona yunanlar hakkında bilgi veren, üvey babasının ta kendisiydi. Nefret etmesini sağlayan da oydu. İç çekti sakince, sonra arabalarının saldırı ve savunması ile ilgilenen Zack’e baktı. Onunla fazla sohbetleri olduğu söylenemezdi, ama çok iyi dövüştüğünü duymuştu Katherine. Dövüşmeyi bilenlere her zaman saygısı vardı kızın. Bir de Theodor vardı. Onunla hiç sohbetleri olmamıştı. Ama bir Apollon çocuğunun oldukça işe yarayabileceğini düşünerek onun da takımlarında olmasını istemişti Katherine. Sonunda çevresine bakınmayı bıraktığında, arabası ile ilgilenmeye başladı. Tekerleklere bakıyor, eğer bir sorun varsa düzeltiyor, sonra arabanın kendisinde bir sorun olup olmadığını görmek için devam ediyordu. Eğilip kalkmaktan beli ağrımış, yere çöküp durduğu için de pantolonu kirlenmişti. Biraz bozulmaya başlamış saçlarını düzeltmeye başlarken, yarışa başlamadan bu hale geldiyse, daha sonra neler olacağını düşünüyordu. Neptün'ün kızı olmanın getirdiği özelliğini ilk kez kullanarak, arabalarını çekecek iki pegasusa doğru ilerledi. Diğer arabaları çekecek pegasuslar gibi fazla uyumlu değillerdi. Biri, üzerinde en ufak bir kir ya da başka bir şey bulundurmayacak kadar beyaz, diğeri ise öbür pegasusu aratmayacak kadar siyah parlak tüylere sahipti. Hoş bir görüntüye sahiplerdi. "Beni dinleyin." diyerek fısıldadı onlara. "Yarışı kazanmamızda bize yardım edeceksiniz. Eğer kazanırsak, size ödüller vereceğim. Sizinle konuşabilen bu kızın sözüne güvenmelisiniz bence." geri çekildikten sonra onlara gülümsedi. Pegasuslar sözlerini onayladıktan sonra arabalarının içini inceledi. Aslında oldukça iyi iş çıkardıklarını düşünüyordu. Arabalarının dışı Zack'e uysun diye mora boyanmıştı. Sağ taraflarında üçlü yaba sembolü, sol taraflarında ise Apollon'u tanımlamak istercesine çapraz oklar, güneş çiziminin üstünde duruyordu. Ortasını boş bırakmışlardı. Aslında dışarıdan diğer arabalar gibi sade bir görünüme sahipti. Asıl silahı içe saklamışlardı. İç tarafta, arabayı çevreleyen akvaryum duruyordu, onun içine yerleştirdikleri su bitkileri sayesinde, gücünü kullanabilecekti Katherine. Dışarıdan belli olmayan bu özellik, rakiplerine karşı en güçlü silahları olacaktı. Yanda açtıkları iki delik sayesinde bazen yeri ıslatabilecek, arkalarında kim varsa etkisiz hale getirebileceklerdi. "Hazırız Katherine." Zack ve Theodor çoktan arabaya binmiş onu bekliyorlardı. O da daha fazla oyalanmadan arabaya bindi ve herhangi bir durumda düşmemeleri için yerleştirdikleri kapıyı kapattı. Pegasusları süreceği yere geçerken, yavaş yavaş heyecanlanıyordu. İlk başta onu rahat bırakmayan öfkesini ve düşüncelerini unutmuş gibiydi. | |
| | | Isis Alexandria Dawn Hestia Rahibesi/Kulübe Lideri
Mesaj Sayısı : 124 Kayıt tarihi : 03/05/11
| Konu: Geri: 7. Yarış 13 Haziran Pazartesi 17.15 Çarş. Haz. 15, 2011 4:05 am | |
| 'Sakin olsana biraz. Bunda tedirgin olacak bir şey yok ki.' Kendime sürekli bunu tekrarlayıp dursam da, ellerimin titremesine bir türlü engel olamıyordum. Bu araba yarışının nasıl bir şey olacağı hakkında en ufak bir fikrim bile yoktu, sadece Alexis beni takıma katmak istediğini söylediğinde, değişik bir şey olabileceğini düşünüp tamam demiştim. Ama beni bu kadar korkutacağını bilseydim... 'Ne kadar zor olabilir ki?' dedim kendi kendime cılız bir sesle, bir parça rahatlamak umuduyla etrafıma bakınarak. İnsanlarda gördüğüm heyecan ve rekabet hırsı, daha da tedirgin hissetmeme neden oluyordu. Arabamıza doğru baktım. Güzel, güçlü bir görüntüsü vardı. Simsiyahtı, sadece kenarları gümüş rengiydi ve ortasında kıpkırmızı bir kurukafa sembolü vardı. Atlar ise... Herhalde haklarında kullanabileceğim en iyi tabir ürkütücü görünmeleriydi. Cehennemin alevlerinden yapılmış gibi kıpkızıldı renkleri, ve yerlerinde huzursuz huzursuz kıpırdanıyorlardı. Eh, takımınızda bir Hades kızı varsa böyle bir arabaya binmek normaldi tabii. Alexis, tedirgin halimi görünce, 'Isis, bu kadar endişelenmene gerek yok. Harika bir yarış olacak. Hem bu yarışlarda ölen olmamıştır. Yani... Nerredeyse hiç.' Bu rahatlamama pek yardımcı olmamıştı. Bana kıyasla oldukça sakin görünen Philomela'ya baktım. O da bana bakarak sırıttı ve, 'Hey, merak etme. Sen sadece oklarını konuştur yeter. Alexis arabayı oldukça ustalıkla kullanıyor. Ben de savunmada ve saldırıda sana yardımcı olacağım.' Yutkunarak başımı salladım. Belki de bu kadar endişelenmem saçmaydı gerçekten de. Diğer yarışmacılara baktığımda hemen hemen herkesin yerlerini almaya başladığını gördüm. 'Tamam, tamam. Hazırım ben.' dedim ama sesim ciyaklar gibi çıkmıştı. Bunun bir nedeni de, yarışmacıların arasında Mantalon'u görmemdi. Bir nedenle her gördüğümde kalbimi yerimden çıkaran çocuğu... Alexis'in, 'Hadi bayanlar. Bu acemilere nasıl yarışılacağını gösterelim.' dedikten sonra arabaya tırmandık. Alexis başlangıç çizgisine doğru sürerken ben de oklarımı bir kez daha kontrol ettim ve derin bir nefes aldım. 'Bunu yapabilirsin.' diye mırıldandım kendi kendime. Zor ama, görünüşe göre, eğlenceli bir yarış olacaktı. | |
| | | Cornelia Fackrell Poseidon'un Çocuğu/Pegasus Binicilik Eğitmeni
Mesaj Sayısı : 871 Kayıt tarihi : 03/10/10
| Konu: Geri: 7. Yarış 13 Haziran Pazartesi 17.15 Çarş. Haz. 15, 2011 6:53 am | |
| Sabah uyandığım gibi, kendimi atmıştım ahıra. Bugün araba yarışı vardı ve uzun zamandır katılmadığım bu yarışa, derslerin bitmesinin verdiği rahatlıkla, bu sefer katılmaya karar vermiştim. Yine her zamanki gibi pegasusları ben seçmekle görevliydim. Aslında bundan hiçte şikayetçi değildim. Poseidon'un kızı olmanın ve altı senedir bu kampta bulunup pegasusları tanımanın verdiği rahatlıkla ahıra kısaca göz atıp gözüme çarpan iki pegasusun yanına ilerledim. Benim geldiğimi gördükleri gibi anlamış olacaklardı ki aralarında konuşmaya başlamışlardı bile. Hafifçe gülümseyerek "Bu yarışı benimle beraber olup, kazanmaya ne dersiniz?" diye sordum gülümseyerek. Kahverengi tüylü, beyaz kanatlı pegasus zaten hemen tanımıştı beni, daha önce de onunla yarışmıştım. Gerçekten de hızlı olduklarını biliyordum, tabi o da benim nasıl planlar kurduğumu biliyordu. Pegasuslar onayladıkları sırada gülümseyerek onları yerlerinden çıkarmak üzere yanlarına gittim. Bir pegasusu çıkarıp diğerine yöneldiğim sırada onunda çıktığını görerek gülümsedim. "Arabamız hazır mı?" Soruyu ağabeyime yönelttiğimde gülümsemesinden anlamıştım her şeyin hazır olduğunu. Pegasusları dışarı çıkararak arabanın son ve en önemli kısımlarından birini de tamamlamış olduk.
Yarış alanına gittiğimde kalabalığı görerek gülümsedim. Ama şu an beni izleyenler değil, diğer rakiplerim ilgilendiriyordu. Herkese kısa bir bakış attıktan sonra takım arkadaşlarıma döndüm. Takımımda ağabeyimin ve Lena'nın olması süper bir güçtü aslında. Zeus, Poseidon ve Artemis üçlemesi ile güçlü olduğumuzu söylememize bile gerek yoktu, zaten dışarıdan bakan biri bile anlardı bunu. Arabamıza göz attığımda biraz şaşırmadım desem yalan olurdu aslında. Arabamızın arkası ve tavanı kapalı, geri kalan sağ ve sol duvar açıktı, ancak demirler vardı yanlarında duvar alanını çevreleyen. Açılıp kapanan panjurlara benziyordu bir yanda ama şu an açık haliydi. Araba işini ağabeyime bırakmıştım ve içinden ne çıkacağı hakkında bir sürü tahminim olmasına rağmen hiç birinden emin olamıyordum da. Arka duvara gözlerimi diktiğim sırada, küçük ama bir sürü olan düğme yığınını fark ettim. Koyu mavi duvarın içinde fark edilmediği için ilk başta görememiştim. Gözlerimi arabada duran Drake ve Lena'ya diktiğimde güldüklerini fark ederek rahatladım ve bende gülümsemeden edemedim. Anlaşılan ağabeyim bu araba konusunda baya bir uğraşmış ve çok iyi sonuçlar elde etti. Arabaya binmeden önce son kez atlara ve arabamızın üst ön kısmında bulunan kabarık sembollere bakarak gülümsedim. Şimşek, üçlü yaba ve ok işareti arabamıza ayrı bir hava kattığını düşünerek gülümsedim ve ağabeyimin uzattığı elini tutarak beni arabaya çekmesine izin verdim. Evet, artık yarışın başlamasına dakikalar kalmış ve ben kendimize güvenmenin verdiği mutlulukla gülümseyerek atların başındaki yerime geçip oturdum.
| |
| | | Satellite Morgan Artemis Avcısı/Kulübe Lideri/Melez Danışmanı/Araba Yarışları Koordinatörü/Okçuluk Eğitmeni
Mesaj Sayısı : 3387 Kayıt tarihi : 24/08/10
| Konu: Geri: 7. Yarış 13 Haziran Pazartesi 17.15 Cuma Haz. 17, 2011 9:24 pm | |
| 1.Takım : Allen Jacques Harth - Mantalon Soluric - Lucas Matthew Price.
1. takım yarışı devam ettirmediği için elenmiştir, 2.takım devam edebilirsiniz.
| |
| | | Adyali Beckett Zeus'un Çocuğu
Mesaj Sayısı : 1657 Kayıt tarihi : 21/10/10
| Konu: Geri: 7. Yarış 13 Haziran Pazartesi 17.15 Cuma Haz. 17, 2011 11:28 pm | |
| Başlama sesini duyduğumda sanki her şey ağır çekimde devam etti. Bütün melezler hazırladı, dişler sıkıldı, gözler önlerine dikildi ve atlar koşmaya başladı. Ben ışık hızında dizginleri elime aldım ve şimdi fark ettiğim koşulmuş atlara başlama emri verdim. Atlar beni pek dinleyecek gibi değildi. Şaha kalkıp kişniyorlardı. Korkuyla dizgini sıktım. Rafael'in yanımda olduğunu kulağıma fısıldayana kadar fark etmemiştim. ''Bırak ben yapayım Adyali.'' dedi ve dizginleri nazikçe elimden aldı. O sırada atların kanatları olduğunu gördüm. Dudağımı ısırdım. Lanet olsun, dikkatsizliğim yüzünden herkesten geri kaldık, diye düşündüm. Hızla Rafael'in yolundan çekildim. O bana teselli eden bir biçimde baktığında, benim için fazla mükemmel diye düşündüm. Neden beni sevdiğini anlayamıyordum, bu ancak bir mucize olarak tanımlanabilirdi. Rafael gözlerini yola diktiğinde atlar -ıh, pegasuslar- şaha kalkıp son hızla gitmeye başladılar. Başlangıç noktasından en son biz çıkmamıza rağmen öyle hızlı ilerliyorduk ki, çoğu kişiyi sollamaya başlamıştık. Benim endişem yarışa katılan başka bir Poseidon çocuğu olan Cornelia'ydı. O da pegasuslar konusunda oldukça yetki sahibiydi, bu da şimdilik onun takımını en zorlu rakibimiz yapıyordu. Ama, diye düşündüm, onların takımında iki Zeus çocuğu yok değil mi? Tanrıların Tanrısı, muhteşem Zeus. Takımlarında kardeşimiz Drake olmasına rağmen, Marcus'la benim ona karşı daha fazla şansım olduğunu düşünüyordum. Her şekilde bu yarış çocuk oyuncağı olmayacaktı, ama bu kamptaki hangi şey öyle olmuştu ki?
Rafael son hızla arabayı kullanırken yanımızdan Katherine'in geçtiğini gördüm. Tanrım, onu hala Amphitrite çocuğu sanıyordum ben! Ona karşı savaşamazdım ki hem! O benim en yakın dostumdu! Ne yapacaktım şimdi? Gergin bir şekilde dudağımı ısırdım. Marcus muhteşem Adya alıcılarıyla bir sorun olduğunu algıladı ve bana döndü. Ne oldu, dercesine baktı. ''Onunla yarışamam.'' dedim başımla Katherine'i göstererek. Rafael ve Cornelia kadar harika bir şekilde kullandığı arabaya gözlerimi dikmiştim. Acaba o arkadaşlığımızı unutup bize saldırır mıydı? Büyük ihtimalle. O bir Roma meleziydi, savaş onun göbek adıydı. Ama burada olduğu zamanlarda bize daha çok benzediğini düşünmüştüm. Onunla kimseyle olmadığım kadar iyi anlaşmıştım ve onun için her şeyi yapmaya hazırdım. Acaba o da bana karşı bunları mı düşünüyordu? Bu yarış arkadaşlığımızın bir sınaması olmamalıydı. ''Bak Adyali, o şu anda bizim rakibimiz. Herkes öyle. Hepsi bizim arkadaşlarımız, hatta kardeşimiz.'' Drake'ten bahsettiğini anlamıştım. ''Ama sırf bu yüzden kalkanlarını indirmemelisin. Bu sadece bir yarış, ölüm kalım savaşı değil. Bu yarıştan sonra her şey aynı olacak.'' Gözlerimi kaldırıp ona baktım. Benden yaşça küçük olmasına rağmen bazen benden daha olgun oluyordu. Ona gülümsedim. Haklıydı. Her zaman olduğu gibi. Önüme dönüp Rafael'e odaklandım. Yine bütün düşüncelerim dağılmıştı, onun dağınık, kirli sarı saçlarına büyülenmiş gibi bakarken Marc elini omzuma koydu. Tamam artık yeter anlamına gelen bu hareketle dudağımı bükerek yola baktım. Rafael kadar ilginç olmasa da, arabalar arası saldırılar ne zaman başlayacak diye merak ediyordum. | |
| | | Katherine M. von Dorff Poseidon'un Çocuğu/Kulübe Lideri/Pegasus Binicilik Eğitmeni
Mesaj Sayısı : 4525 Kayıt tarihi : 05/03/11
| Konu: Geri: 7. Yarış 13 Haziran Pazartesi 17.15 C.tesi Haz. 18, 2011 2:11 pm | |
| Yarış başladığında, pegasuslarına ilerlemelerini söyledi yüksek ses ile. Atalarının her zaman yaptığı bu yarışta doğuştan yetenekli olacağını düşünüyordu. Gerisini babasının ona getirdiği yetenekleri tamamlayacaklardı. Özel gücünü kullanabilecek olması, onu en çok sevindiren şeylerden biriydi. Arabalarını tasarlarken, gerçekten çok düşünmüşlerdi ve buna değmesini umuyordu. Zack, savunma için hazır beklerken, ara sıra ona baktığında saldırmayı ne kadar istediğini görebiliyordu Katherine. Ama saldırıya, Apollon oğlu olduğu için Theodor’u yerleştirmeyi daha uygun görmüştü. Hem oklar, hem diğer silahlar konusunda. Pegasuslara hızlanmasını söylerken, diğer araçlara oranla geride kaldıklarını çoktan fark etmişti. Yapacak tek bir şey kalmıştı. Diğer takımlara olabildiğince saldırmak. Bunu yapmak onun için hiç kolay olmayacaktı. Birincisi, diğer takımlardaki çoğu melezleri tanıyordu. Bazıları kardeşleri, bazıları arkadaşlarıydı. Onu en çok üzecek olan Adyali'ye, kendini yarışa kaptırıp zarar verme ihtimalini taşımasıydı. İkincisi, pegasusları kontrol edebildiği için sürücü olarak kalması zorunluydu. Bu işten nefret ediyordu. "Bir süre idare edin, hemen dönerim!" dedi pegasuslarına. Sürücü o değilken arabaya pek güvenmiyordu gerçi. "Hey Carter." Apollon çocuğuna doğru ilerledi. Takımdaki iki erkeğin de pegasuslara baktığını görebiliyordu. Muhtemelen Katherine'in hissettiği rahatsızlığı hissediyorlardı. Ama o an için umurunda bile değildi. "Saldırı zamanı geldi." dedikten sonra, yerine geri döndü ve pegasuslarını hızlandırdı. Eğer planı işleyecek ise önce olması gerekiyordu. Adyali'nin arabasını geçerken, bir an için onlara baktı. Ama o kadar kısa sürmüştü ki, onların fark ettiğinden şüpheliydi. Şu anda bir yarıştaydı. Öyle kalması gerekiyordu. "Biraz daha hızlanın, sonra söz veriyorum... Aslında vermiyorum. Siz hızlanın!" pegasuslar, bir an için ona baktılar. Öfkelendiklerini anlamıştı Katherine. Dudağını ısırdı. Belki de bu kanatlı atlara biraz daha iyi davranması gerekiyordu. "Tamam, üzgünüm." dedi bu sefer. Sesinden rahatsızlığı anlaşılabiliyordu. Eğer pegasuslar onlara kızarsa, bu arabayı kontrol etmesini zorlaştırabilirdi. Bu yüzden onları sakin tutuyordu Katherine. "Yarışı bitirdiğimizde, ilk üçte olursak size küp şekerler getireceğim." diye ekledi bu sefer de. Onları ikna ettiğini biliyordu. Bu biraz da olsa rahatlamasını sağlamıştı. Kontrolü yeniden pegasuslara bıraktığında, bu sefer daha rahattı. Arabayı sürerken oturduğu yerde ters dönmüş, onlarla birlikte yarışan arabalara bakıyordu şimdi. Kardeşlerinin bulunduğu araçlara zarar vermek istemiyordu. O zaman geriye iki seçenek kalıyordu. Bakışları, Allen, Mantalon ve Lucas'ın olduğu yere doğru kaydı. Diğerleri ile sonradan uğraşmak için zamanı vardı. Şimdi yapması gereken şey, gıcık olduğu bu melezin arabasını yarış dışı bırakmaktı. Pegasuslarla konuşmak için biraz uzak olduğunu düşünüyordu. "Buldum!" diye ayağa fırladı birden. O kadar hızlı kalkmıştı ki, neredeyse arabadan düşecekti. Bazı rakiplerinin başlarının ona döndüğünü görebiliyordu. Dikkatsizliği yüzünden, yüzü kızarmış bir şekilde yerine oturdu. Zack rahatsız bir şekilde çevresine baktıktan sonra, Katherine'e döndü. "Neyi buldun?" diye sordu Katherine'in aksine sessiz bir şekilde. Hala yüzü kızarmış durumda olan Katherine, önüne dönüp pegasuslar üzerindeki kontrolünü yeniden ele alırken hiçbir şey söylemedi. Az sonra göreceklerdi zaten. Bu yüzden tek yaptığı pegasuslarına yavaşlamalarını söylemek oldu. Arabalarını Allenların arabasının önüne getirdiği anda Theodor'a dönüp "Suyu boşalt. Hemen!" diye bağırdı. Aksi halde onların ne yaptığını anlayıp engellemeye çalışabilirlerdi. Theodor, planı anlamış olmalı ki suları boşaltmaya yarayan düğmeye bastı. Katherine, Neptün'ün kızıydı. Arabaları kaydıracak şey, onun için yağ değil, suydu. Suyu kontrol edebilir, ona şekil verebilirdi. Ama yapması gereken son bir şey daha kalmıştı. "Bana bakın güzel pegasuslar." ses tonunu değişmişti. Hoş bir tını katmıştı. Pegasusları ikna etmek istiyordu. "Sizinle konuşabilen bu Neptün kızına yardım eder misiniz? Merak etmeyin, araba kaydığında size bir şey olmayacak." onları ikna etmeyi başarmıştı. "Katherine, acele et. Karşı saldırıya geçmek üzereler. Araçlarının kontrolünü sağlamaya çalışıyorlar şimdilik." yapacak son bir şeyi daha vardı Katherine'in. Bu tür yarışlarda yanında bulundurduğu hançerini çıkardı. Rakiplerine gülümseyip "Üzgünüm çocuklar." dedikten sonra, elindeki hançeri tekerleklerin biraz önüne fırlatmayı başardı. Yere döktükleri tuzlu suyu rahatlıkla kontrol edip arabanın kaymasını bir kez daha sağladıktan sonra güldü. Araba yarış alanından çıkmıştı. Bir an için hepsinin yaşayıp yaşamadığına baktı. Hepsi sağlamdı. O anda dans etmemek için zor tutuyordu kendini. Onları elediğini biliyordu. Arabayı yeniden sürmeye başladığında, az önce yaptığı şeyin etkisini merak ediyordu. Yanılmak istemiyordu ama, bu yaptığı şey rakiplerinin onlara saldırmaya başlamasının yakın olduğunu düşünüyordu. - Spoiler:
1. takımı elediğimizi yazmama, Athena izin vermiştir.
| |
| | | Isis Alexandria Dawn Hestia Rahibesi/Kulübe Lideri
Mesaj Sayısı : 124 Kayıt tarihi : 03/05/11
| Konu: Geri: 7. Yarış 13 Haziran Pazartesi 17.15 Paz Haz. 19, 2011 1:55 pm | |
| Alexis atların dizginini bir anda hızlıca çekince düşecek gibi oldum ve can havliyle arabanın kenarına tutundum. Normal bir koşulda ona yavaşlamasını söyleyebilirdim, ama etrafimdaki herkesi kapladığını gördüğüm yarış heyecanı beni de ele geçirmeye başlamıştı. Simdi pes edemezdim, her ne kadar midem ağzıma gelmiş olsa da. Philomela ilgisini diğer arabalara yöneltmeden önce bana, durumumla eğleniyormuş gibi kısa bir bakış attı. Bunu görünce bir anda bana da hırs gelmişti. Yere dökülen su yüzünden arabamızın tekerlekleri kaymıştı. Alexis arabayı hızlandırmak için dizginlere asılıyordu. Kayan diğer arabalardan sonra hızla ileri çıkan araba, içinde bulunanların bu tezgahı kurduğunu belirli ediyordu. Alexis'in narasını duyduğunda biraz irkildim. Katherine arabanın arkasından bana büyük bir zafer kazanmış şekilde bakıyordu. Şu an ona arbaletimle bir ok fırlatmak istiyordum. Philomela'nın uyarmasıyla son anda atmaktan vazgeçtim. Onların arabasını yakaladığımız zaman olacakları düşünmek bile istemiyordum. Cebimden babamın hediye ettiği iki misketi çıkardım. Babamın gözlerimin önünde acı çekmesi bir türlü aklımdan çıkmıyordu. Ondan bana kalan son eşyalardı belki de bunlar. Birden gözlerim açıldı. Katherine'i net bir şekilde karşımda görebiliyordum. Misketleri avucumda sıktım. Bu yarışı onun için kazanacaktım. Philomela'ya baktım. Hançeri elinde parlıyordu. Başını sallayarak hazır olduğunu gösterdi. Misketleri cebime geri koyarak arbaletimi tekrar elime aldım. Arabayı savunmaya hazırdım. Katherine üzerimize su topları fırlatıyordu. Philomela hançeriyle su toplarını birer birer patlatıyordu. Ben de arbaletimle arabanın tekerleklerini nişan alarak hasar vermeye çalışıyordum. Attığım oklar ya kırılıyor, ya da yere seriliyordu. Kendimi mücadeleye veremiyordum. Katherine'in üzerime bir su topu gönderdiğini farkettim. İçimden beni koruyacak bir şeyin olmasını istedim. "Sodan" diye fısıldadım. O anda içimde bir cesaret ateşi yandı. Kızıl renkte parlayan misket cebimden çıktı ve bir kalkana dönüştü. Su topu kalkana çarparak binlerce damlaya ayrıldı. Kalkanı sol koluma geçirerek arbaletimi biraz daha sabit tutmaya başladım. Diğer arabalar da bize yetişmişlerdi. Bundan sonra daha dikkatli olmalıydım. | |
| | | Cornelia Fackrell Poseidon'un Çocuğu/Pegasus Binicilik Eğitmeni
Mesaj Sayısı : 871 Kayıt tarihi : 03/10/10
| Konu: Geri: 7. Yarış 13 Haziran Pazartesi 17.15 Ptsi Haz. 20, 2011 8:09 am | |
| Başlangıç düdüğünün çalması ile yine pegasuslarımız koşturmaya başlamıştı. Bu yarışa vakit bulduğum zamanlarda katıldığım için artık alışmıştım aslında. Gelebilecek tuzaklar hakkında tahmin yürütürken bir yandan da pegasuslara hızlanmalarını söylüyordum. Pegasuslarla iyi anlaşmam, hatta dost olmam en çokta bu yarışlarda işime yarıyordu. Gerçi ben onları dost gibi görüyordum ama faydalarını görmekte fena değildi. Bütün arabalar arasında az fark vardı ve bunun bozulması gerekiyordu. Drake ve Lena ikisi de saldırabilecekleri arabalara bakarken bende kısa bir göz attım. Aslında buradaki hiçbir arabaya saldıramazdım. Birisinde bir tanecik kardeşim Kate, diğerinde de Marcus ve Rafael vardı. Ama dediğim gibi bu bir yarıştı ve ben sevgimi yarış başlamadan önce bırakmıştım. İç çekerek diğer arabalara baktım. Birinde Allen'lerin gurubu, diğeri de Phil'in grubuydu. Ağabeyime dönüp iki arabadan birine saldırmalarını söyleyeceğim sırada Kate'nin benden önce davrandığını fark ederek gülümsedim. Solumuzda olan iki arabaya da kısa bir bakış attım ve Kate'nin ne yaptığını anlamaya çalıştım. İlk başta fark etmesem de ardından tuzlu suyu döktüklerini gördüm ve gülümsedim. Evet, pegasusların kaymasını sağlamak için baya bir iyi yöntemdi. Yeteneğimi geliştirdiğim için sevinerek suyun bize gelmesini engelledim ve pegasuslarıma doğru eğilerek "Hadi şu karmaşadan yararlanarak hızlanın pegasuslarım." dedim ve hızlansalar da benden başka bir şey daha beklediklerini fark ederek "Pekala, siz bizim arabayı en hızlı götürün, birinci olursanız bir hafta yanınıza uğrayarak küp şeker ve elma vereceğim. Ayrıca sizi ders eğitiminde de kullanmayacağım." Bunu duyan pegasuslarım sanki dünyadaki en güzel lafları söylemişim gibi hızlarını iki katına çıkarttılar. Drake ve Lena'nın gülüşü üzerine Allen'lerin arabasının pist dışı oluşunu görerek gülümsedim ve arabayı sürmeye devam ettim. Gerçi bensiz de bu arabayı gayet iyi sürerlerdi yine de ben kalkınca gayet eksik ve bir şey olacakmış gibi hissettiğim için başında oturuyordum.
Bir süre sonra tüm arabalar arası saldırılar başlamıştı. Ben şu an için gelen su toplarını içeri girmeden patlatıyordum. Ama artık bizimde saldırıya geçmemiz gerekiyordu. Drake'e döndüğümde bir şeyler yapmaya başladıklarını fark ettim. İç çektim ve şimdi ne yapıyoruz bakışımı atarken ağabeyim "Ufaklık arabayı İsis'lerin takımının yanında sür." dedi. Bir kaç adım geride sağ tarafımda olan İsis'lerin ve sol tarafımızdaki Marcusların arabasına baktım. Ben belli etmeden pegasusların hızlarını düşürürken Lena'nın "Bu hızda git Lia." demesi ile pegasuslara seslenerek hızımızı korumaya başladım. Ardından Lena'nın basktığı iki düğme iile arabadan gelen sesler, beni bir an ürkütse de ardından gülmeme sebep olmuştu. Arabanın iki tarafından çıkan ağlar diğer iki arabanın pegasuslarının önüne serilmesi ile tamamlandı. Pegasuslar ağlara takıldıkları anda Drake ve Lena'nın ağları bizim arabadan ayırmaları yani ağları kesmeleri bir oldu. Marcus'un bize baktığını görünce utanırcasına bir bakış attım ve pegasuslara tekrar hızlanmalarını söyledim. Eğer bu bir yarış olmasaydı buradaki hiçbir arkadaşıma bunları yapmazdım, ne de olsa neredeyse hepsi ile iyi anlaşıyordum. Tabi bu yarış olduğu gerçeğini değiştirmiyordu. Ben arabayı hızlandırırken bir an arkama baktığımda iki arabaya da bir şey olmadığını fark ederek gülümsedim. Sadece bu onların yavaşlamasına neden olmuştu ve bu da bize avantaj kazandırmıştı. Ben pegasusları hızlandırarak virajı dönerken arkamdan gelen oku fark etmem ile şok olmam bir oldu. Elimde kalkanım olmadığı için kendime kızarken, bir kaç saniye içinde ağabeyimin yanıma gelmesi ile oktan kurtulmam bir oldu. O olmasa ne olurdu düşünmek bile istemiyordum. Oku kimin attığını görmek üzere baktığımda Alexis'in bakışını fark ederek anladım. Eh Artemis avcılarının bu kadar iyi ok kullandıklarını zaten kimse inkar edemezdi. Sadece ona seninle sonra görüşeceğiz bakışı atarken sırıttım ve arabanın virajda devrilmesinden kurtulmak üzere son anda dizginlere asıldım ve tekrar araba düzeldiğinde bir oh çekerek takım arkadaşlarıma bunun bir daha olmayacağını belli edercesine dizginleri elimle kavradım. Evet, artık daha dikkatli olmam gerektiğinin farkındaydım, çünkü giderek herkesi yarışı kazanmanın hırsı kaplıyordu ve bu da tehlikelerin devam edeceği anlamına geliyordu. | |
| | | Satellite Morgan Artemis Avcısı/Kulübe Lideri/Melez Danışmanı/Araba Yarışları Koordinatörü/Okçuluk Eğitmeni
Mesaj Sayısı : 3387 Kayıt tarihi : 24/08/10
| Konu: Geri: 7. Yarış 13 Haziran Pazartesi 17.15 Salı Haz. 21, 2011 10:31 pm | |
| 2. takım yarışa 24 saati aşkın süredir yazmadığı için yarıştan elenmiştir.
2. Takım : Rafael Luther - Adyali Zenobia Carter - Marcus L. Carter.
Yarışa devam edebilirsiniz. | |
| | | Katherine M. von Dorff Poseidon'un Çocuğu/Kulübe Lideri/Pegasus Binicilik Eğitmeni
Mesaj Sayısı : 4525 Kayıt tarihi : 05/03/11
| Konu: Geri: 7. Yarış 13 Haziran Pazartesi 17.15 Çarş. Haz. 22, 2011 12:27 pm | |
| Birinci takımın arabasını yarış dışı bıraktıktan sonra, işlerin kızışacağını düşünürken yanılmamıştı Katherine. Isis’in arabası anında onların arabasına karşı saldırıya geçmişti. Pegasuslara arabanın kontrolünü kaybetmemelerini söyledikten sonra, onlara saldıran arabaya karşı savunma yapmaya başlamıştı. Gece boyunca uyumayı bile aklına getirmeden yaptığı su topları. Atıcılık konusunda oldukça iyi olmasına rağmen, Isislerin yaptığı savunma, tüm suyun onlara ulaşmasını engelliyordu. Bu da kızın daha çok sinirini bozuyordu. Birinci takımı elemiş olması, neden bu kadar sorun yaratıyordu ki? İsterse Isis’in arabasını elemeyi rahatlıkla becerebilirdi. Fakat yapmayacaktı. Birinci takımı elemeye çalışırken kaybettikleri hızı sağlaması gerekiyordu. “Çabuk olun! Hızlanmamız lazım. Söz veriyorum istediğiniz kadar yiyecek alabileceksiniz benden!” Lia’nın onları geçtiğini görebiliyordu. Eğer Katherine kaybedecek olursa, kesinlikle onun kazanmasını isterdi. Tek sorun, kızın kitabında kaybetmek gibi bir kelime bulunmuyordu. Yine de Lia’nın arabasına bir şey yapmayacaktı. İkizi de, hoşlandığı çocuk da o arabadaydı. Aklına gelen ilk şey, eğer Isis onlara da saldıracak olursa Lia’ya yardım edeceği olmuştu. Derin bir nefes aldıktan sonra pegasusları sürmeye devam etti. Yarış şimdilik sakin geçiyordu. Ama Katherine bunun fırtına öncesi sessizlik olduğunun, kesinlikle farkındaydı. Bu yüzden her duyusu ile etrafı kontrol ediyor, pegasusları yönlendirirken aynı zamanda geriye kalmış iki yarışmacıyı izliyordu. “İki yarışmacı mı?!” diye fısıldadı kendi kendine. Dönüşleri atlattıktan sonra hemen arkasına döndü. “Zack, Rafael’in takımını görüyor musun?” o çevresine bakınmaya devam ederken, Zack cevap vermeye başlamıştı. “Onlar az önce elendi Katherine.” bir anda önüne döndü. Kimsenin onun yüzünün aldığı şekli görmesini istemiyordu. O an ne hissettiği hakkında hiçbir fikri yoktu. Kendini arabasını birinci yapmaya o kadar odaklanmıştı ki, dünyadan kopmuştu. Nasıl elendiklerini, neden elendiklerini görememişti. Eğer görebilse, belki onları uyarabilir ve yardım edebilirdi. Bir an için Plüton çocuğu olmayı diledi. O zaman gözlerini kırmızıya çevirebilir, öfkesini herkese belli edebilirdi. Ama şimdi tek yaptığı şey, hayattaki tek amacı oymuş gibi pegasuslara koşmalarını söylemekti. Sadece ileriye bakıyordu. Onun görevi zaten bu değil miydi? Pegasusları sürmek. Savunma işini Zack’e, saldırıyı Theodor’a bırakmamış mıydı? Öyleyse neden uğraşmaya devam ediyordu? Neden sinirlerini bozup, Roma’dan özenti bir yarış için kendini bu kadar yıpratıyordu. Belki de her zaman yaptığı gibi, kendini işine kaptırıyordu. Bu işten şu ana kadar hoşnuttu. Ama şimdi, nefret ediyordu. Araba yarışına baştan katılmamalıydı belki de. Katılacaksa da, dostları veya kardeşleri ile ittifak oluşturmalıydı. Sakin kalmak için zorladı kendini. Bir eli omzunda hissedince hemen arkasını döndü. Önüne doğru bakmaya o kadar odaklanmıştı ki, başka bir manzaraya bakmak ona tuhaf geliyordu. "Ne oldu Zack?" diye sordu sabırsız bir şekilde, arabasını yavaşlatmak onu rahatsız etmişti. Onun yerine cevaplayan Theodor oldu. "Sadece üç araba kaldı ve sona yaklaşıyoruz. İşler kızışacak gibi. Bitkileri kontrol etmene ihtiyacımız olabilir." bir süre yerinden kıpırdayamadı. "Peki ama... Pegasuslar ne olacak?" kimsenin pegasusları onun kadar iyi kontrol edemediğini farkındaydı. Muhtemelen ikisi de bunu biliyordu. "Ben onlarla ilgilenebilirim. Eğer bir sorun yaşanırsa sen ilgilenirsin." şimdilik mantıklı gözükmüştü ona. Oklara tabii ki de ihtiyacı vardı ama Katherine'in bitkileri de hem savunma yapabilir, hem saldırabilirlerdi. Özel gücünün ilk defa işe yarayacağını düşünerek gülümsedi. Sinirleri biraz olsun düzelmişti. Yerini alırken, arkalarından onları takip eden araçlara baktı ve kendini bitkileri kontrol etmek üzere zihnen hazırladı. | |
| | | Isis Alexandria Dawn Hestia Rahibesi/Kulübe Lideri
Mesaj Sayısı : 124 Kayıt tarihi : 03/05/11
| Konu: Geri: 7. Yarış 13 Haziran Pazartesi 17.15 Perş. Haz. 23, 2011 4:29 am | |
| Katherine'in su saldırısı bizim takımın üzerinde pek bir işe yaramamıştı, ama takımlardan birinin arabasını kaydırmasına ve çok önemli olmasa da onları yarıştan elemeye yeten bir kaza yapmalarına neden olduğunu gördüm. Suratım asıldı. Bu kızın ne kadar deneyimli olduğuna bakılırsa bunun ilk yarışı olmadığını söyleyebilirdim. Zaten bundan biraz önce Mantalon'un içinde olduğu takımın da elendiğini gördüğüm için biraz canım sıkılmıştı. İçimdeki tatsız his, yerini hızla daha büyük ve kavurucu bir hisse bırakıyordu. Alexis'in sesi, rüzgarın uğultusu ve onca tezahüratın arasında kulaklarıma çalındı. 'Son tura geçiyoruz, işler çirkinleşecek. Dikkatli olun, açık vermememiz lazım.' Evet, Katherine'in yüzünü biraz önce yanımızdan geçerken görmüştüm ve bunu gerçekten bir gurur meselesi haline getirdiğinin farkındaydım. Diğer takımla da neredeyse başa baş gidiyorduk ve hızlarını iyice artırıyorlardı. Alexis de bunu görmüş olacaktı ki atları mahmuzladı ve kızıl renkli atlar hızlarını artırdı. O sırada solumuzdan giden Cornelia'nın kullandığı arabadan Lena üzerime doğru bir ok atınca yana eğilmek zorunda kaldım. Arabanın kenarından gördüğüm bir şey, gözlerimin kocaman açılmasına neden oldu. 'Lanet olsun!' diye mırıldandım, sonra diğer tarafta duran Philomela'ya seslendim. 'Phil, dikkat et!' Bir anda topraktan bitkiler fırlamaya başlamıştı, kalın dallarını bir yumruk gibi kaldırmış, saldırmaya hazırlanıyorlardı. İçimden tekrar lanet okuduktan sonra vakit kaybetmeden arbaletimi yere fırlattım ve elimi boynumdaki kolyeye takmış olduğum diğer miskete götürdüm. 'Poden!' Gerçi tam olarak nasıl bir silah istediğimden emin değildim, ama arbaletimin bu bitkilere karşı pek bir işe yaramayacağından emindim. Sodan'ı tam zamanında kaldırıp dallardan birinin savurduğu hamleyi engellerken diğer elimde bir mızrağın belirdiğini hissettim. Harika, bu gerçekten işe yarayacaktı. Mızrağı hızlıca dala savurdum. Neyse ki silahın iki yanı da keskin olduğu için dalı bir hamlede kesivermişti. Phil, Alexis'e, 'Sakın durma, biz bunları hallederiz!' diye seslendi. Gerçekten de bitkiler son sürat arabanın etrafını sarmaya çalışıyordu, ama onları alt edebiliyordum. Yüzümde boncuk boncuk ter damlaları birikmişti. Sesimin çok yorulmuş gibi çıkmamasına özen göstererek, 'Ne kadar kaldı?' diye seslendim. Başka bir dal Alexis'in kafasına doğru yönelmişti. Onu da kesip attıktan sonra iki saniye için mücadeleyi bıraktım ve Alexis'e baktım. 'Ne kadar kaldı?' diye yineledim sorumu. Dişlerini sıkmış, yaptığı işe konsantre olan Alexis bana cevap vermek yerine eliyle yolu işaret etti. Dönüp bakınca son dönemece girdiğimizi fark ettim. Hala bitkilerle boğuşmakta olan Phil, bana bakarak, 'Ben bunları hallediyorum. Diğer arabalara engel olmaya çalış. Bu son şansımız.' dedi. 'Hiç baskı yok.' diye düşündüm ama başımı salladım. Poden'in tekrar misket haline dönüşmesini sağladım ve arbaletimi tekrar elime aldım. 'Umarım kimsenin ciddi bir biçimde yaralanmasına neden olmam.' diye düşünerek arbaleti bize en yakın olan arabanın, yani Cornelia'nın kullandığı arabanın tekerleklerine doğrultarak oku gönderdim. | |
| | | Cornelia Fackrell Poseidon'un Çocuğu/Pegasus Binicilik Eğitmeni
Mesaj Sayısı : 871 Kayıt tarihi : 03/10/10
| Konu: Geri: 7. Yarış 13 Haziran Pazartesi 17.15 Perş. Haz. 23, 2011 1:20 pm | |
| Yarışın artık son turuna girmek üzereydik. Ortamdaki gerginlik ve hırs giderek artıyordu. Pegasusların hızlanmalarını sağlamak için onlarla konuşurken tek düşündüğüm benimde bu yarışta birinci olmaktı. Tabi bunun içinde rakiplerimi geçmem gerekiyordu hem saldırı ve savunma, hem de hız konusunda. İç çektim ve uzun süredir baktığım yoldan gözlerimi ayırarak takımımda olan ağabeyime ve Lena’ya çevirdim. İkisinin de yüzünde tedirgin bir ifade ile arkaya bakıyorlardı. Ne olduğunu sormak için tam ağzımı açacakken arkamızda kalan Marcus’ların takımını görünce korku ile dondum. Umarım bir şey olmamıştır diyerek içimden tekrarlarken arabanın sarsılması ile kendime geldim. Pegasusları tutarak tekrar gidecekleri yolu ve hızı ayarlarken “Hadi saldırıya geçelim.” diye söyledim. Evet, yarışta üç takım kalmıştık ve hangisine saldıracağımız gayet açıktı. Ancak düşündüğümden daha geç kalmıştık saldırıda. İsis’in takımında Phil, kardeşimin oluşturduğu bitkiler ile uğraşırken İsis arbeletini bize fırlatmıştı bile. Drake benden önce fark etmiş olacak ki hızla arabanın arka duvarına atılarak bir düğmeye bastı. Tekerleğin patlayacağını sandığım anda ağabeyimin düğmeye basması ile araba sarsılmaya başladı. Pegasuslar istemeden yavaşlıyor ve geride kalıyorduk. Tekerleğe arbeletin saplandığını yani yarıştan elenip elenmediğimizi öğrenmek üzere arkamı döndüğümde Lena’nın yüzündeki gülümsemeyi görünce şaşırdım. Ağabeyimde rahatlamış gözüküyordu. “E Lia hadi öndeki arabalara yetişsene.” dediğinde tekerleğe bir şey olmadığını anlayarak gülümsedim. Hızla pegasuslarıma dönerek “Hadi bizi onlara yetiştirin, şu yarışı bir kazanalım istediğiniz zaman gelip size bakacağım.” dedim ve arabanın hızlanışını izledim. Arabamız hızlanırken pegasusların başından kalkarak “Biriniz pegasusları idare edebilir mi? Bende bir saldırıda bulunacağım.” diyerek arka tarafa doğru ilerlemeye başladım. Lena hemen benim kalktığım yere geçerek pegasusları ilerletmeye başladı. Diğer iki arabaya yetiştiğimiz sırada merak ile arabanın tekerleklerine baktığımda demir korumalar olduğunu fark ederek gülümsedim. Ardından arka duvar dibinde duran kılıcı elime alarak arabanın köşesine geldim. Eh, bu sefer silahı gücüm için kullanacaktım. İsislerin arabasını biraz geçmemizin ardından gözlerimi kapadım ve kılıcı yere uzatarak su çıkarmasını sağladım. Buzları İsislerin arabasının önüne yolladığımda tek fark ısısıyla oynamış olmamdı. Yani artık yere gönderdiğim su değil, buzdu. Buzu geçebilmeleri oldukça zor olacaktı. Kötü bir şey olmamasını umut ederek Lena’nın yanına koştum ve pegasusların kontrolünü geri elime aldım. Lena ve Drake benim ve yerdeki buz arasında gözleri gidip gelirken anladıklarını fark ederek gülümsedim. Birden karşımda duran yola bakınca, yarışın sonuna az kaldığını, son bir tur kaldığımı kendime hatırlatırken elimde olan son şansımızı da iyi değerlendirmek için yapabileceğimiz başka şeyleri düşünmeye başladım.
| |
| | | Satellite Morgan Artemis Avcısı/Kulübe Lideri/Melez Danışmanı/Araba Yarışları Koordinatörü/Okçuluk Eğitmeni
Mesaj Sayısı : 3387 Kayıt tarihi : 24/08/10
| Konu: Geri: 7. Yarış 13 Haziran Pazartesi 17.15 Perş. Haz. 23, 2011 9:33 pm | |
| Yarışta son tura girilmiştir, sıralamayla ilgili bir şey yazmadan son turu da tamamlayınız.
Bütün takımlara başarılar. | |
| | | Katherine M. von Dorff Poseidon'un Çocuğu/Kulübe Lideri/Pegasus Binicilik Eğitmeni
Mesaj Sayısı : 4525 Kayıt tarihi : 05/03/11
| Konu: Geri: 7. Yarış 13 Haziran Pazartesi 17.15 Cuma Haz. 24, 2011 1:45 am | |
| Artık son tura girmişlerdi. Heyecan tüm bedenini ele geçirirken, dıştan görünüşünü sakin tutmak için büyük çaba harcıyordu. Isis'e bitkileri ile saldırırken, oldukça güç kaybetmişti. Fakat hala yolda olduklarına seviniyordu. Theodor, pegasusları oldukça iyi kontrol etmişti. Belki Katherine gibi onlarla konuşamıyor olabilirdi fakat hala arabalarının sağlam olması bile, herkesin birbirine saldırdığı düşünülürse iyiye işaretti. Lia'nın oluşturduğu buzlar, İsis'in ilerlemesini engellerken gülmeden kendini alamadı. Bu yarışı kazanmasındaki en büyük engel az önce ortadan kalkmıştı. Bitkilerine zarar verdikleri için onlara ayrıca öfkelenmişti ama öfkesini sonradan gösterebilirdi. "Theodor, pegasusların kontrolüne geçmeliyim. Son turdayız. Şu anda bizim en çok işimize yarayacak şey hız." derken, gözlerini onları geçmekte olan beşinci takımdan ayırmamıştı. Lia, pegasuslarına her ne söylüyorsa, oldukça işe yaramışa benziyordu. Bu da Katherine'in sinirlerini bozuyordu. Eğer Roma Kampı böyle bir yarışa ev sahipliği yapsaydı, kimse değer verdiği bir insanın başka bir takımda olmasına aldırmadan birbirine saldırırdı. "Burada iki yıl geçirirsen sonun böyle olur." dedi kendi kendine. İç çektikten sonra pegasusların kontrolünü yeniden sağlamıştı. Onları kontrol etmek, kendine olan güvenini biraz daha yerine getirirken, pegasuslarının hızlanmasını sağlayacak sözler düşünmeye çalışıyordu. Eğer hızlı olmazlarsa, Isislerin arabası onlara yetişebilir, yeniden savaşmak zorunda kalabilirlerdi. Katherine, asla savaştan kaçan bir kız olmamıştı ama o an düşündüğü tek şey hızdı ve hızını engelleyecek her şeyden kurtulması gerekiyordu. "Hadi!" diye bağırdı pegasuslarına. Aklına bir fikir gelmişti ve işe yarayacağına dair bir şüphesi yoktu. "Eğer hızlı olmazsanız diğer pegasusların sizinle ne kadar dalga geçeceğini düşündünüz mü?" işe yaradığını görebiliyordu. Pegasuslar, kesinlikle çok gururlu hayvanlardı ve bu tür şeylerden nefret ederlerdi. Eğer biri onları küçümseyecek olursa, cezasını en ağır şekilde öderdi. Katherine, bunu sürekli kendi pegasusuna yapardı, şu ana kadar sağlam kalabilmesinin tek nedeni, pegasusunun ona fazla benzemesiydi. İkisi de sürekli zıtlaştıkları için bunu eğlenceye bile dönüştürmüşlerdi. Bir anda çığlık atıp arabanın kenarına tutunmak zorunda kaldı. Pegasuslar, bir anda hızlandıkları için dengesini kaybetmişti. "Bu kadar hızlı gidebiliyordunuz, neden daha önce gitmediniz?" diye bağırdı onlara. Pegasuslarının ona gülmeye benzer kişnemelerle cevap verdiğini görünce konuşmak için ağzını açtı. Ama sonra sustu bir yandan da gülmeye başlamıştı. Lia'nın da pegasuslarının hızlandığını görebiliyordu. Isis biraz arkalarından geliyordu. Onların hangi ara o buzlardan kurtulduğunu merak etse de fazla üzerinde durmadı. "İkiniz, diğerlerini yavaşlatacak bir şeyler bulun!" diye bağırdı arkasında diğer arabaları izleyen Zack ve Theodor'a. Bitiş çizgisini görürken sakin kalmaya çalışıyordu bir yandan da. Yaklaşıyorlardı. Son kez durumlarını görmek için çevresine bakındı. Tüm arabalar birbirlerine yakın ilerliyorlardı. Bir kez daha önüne baktıktan sonra derin bir nefes aldı ve gözlerini kapattı. O anı görmek istememişti. Pegasuslar yavaşlarken gözlerini açıp arkasına baktı. Bitiş çizgisini geçmişlerdi. Diğer tüm arabalar yavaşlarken takım arkadaşlarına döndü. "Kazananı gördünüz mü? Ben... Önüme baktığım için görmedim de." onlara asla gözlerini kapattığını söylemeyecekti. Kimin kazandığını öğrenmek için meraklı bir şekilde ikisinin yüzüne baktı. Bir yandan da kendisinin olması için, aklına gelen tüm Tanrılara dua ediyordu. | |
| | | Satellite Morgan Artemis Avcısı/Kulübe Lideri/Melez Danışmanı/Araba Yarışları Koordinatörü/Okçuluk Eğitmeni
Mesaj Sayısı : 3387 Kayıt tarihi : 24/08/10
| Konu: Geri: 7. Yarış 13 Haziran Pazartesi 17.15 C.tesi Haz. 25, 2011 7:33 am | |
| 4. Takım : Isis Alexandra Dawn - Alexis Kwon - Philomela Carter.
4. takım yarıştan elenmiştir, devam edebilirsiniz.
| |
| | | Satellite Morgan Artemis Avcısı/Kulübe Lideri/Melez Danışmanı/Araba Yarışları Koordinatörü/Okçuluk Eğitmeni
Mesaj Sayısı : 3387 Kayıt tarihi : 24/08/10
| Konu: Geri: 7. Yarış 13 Haziran Pazartesi 17.15 Paz Haz. 26, 2011 9:36 am | |
| 5. Takım : Cornelia Fackrell - Lena Hunter - Drake Tyler Carter.
5.takım yarıştan elenmiştir.
Dolayısıyla 3.takım yarışı kazanmıştır.
3. Takım : Katherine M. Von Dorff - Zack Cliff Burton - Theodor Aquila.
Tebrikler başta Katherine olmak üzere üçüncü takım. ^^
| |
| | | | 7. Yarış 13 Haziran Pazartesi 17.15 | |
|
Similar topics | |
|
| Bu forumun müsaadesi var: | Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
| |
| |
| |
|