Büyükannem ile tanışıyorum.

İlk günümün sonunda olduğu gibi gene Long Island Kıyısı'na gelmiştim. Burayı çok sevmiştim. Bu kez denizden biraz uzakta oturmak istemiştim , nedenini bilmiyorum. Uygun bir yer bulduktan sonra yerime kuruldum ve denizi izledim. Bu kez çok hırçındı , sanki her şeyi yutmak istiyor gibiydi ama ben korkmuyordum. Hırçındı ama buraya ulaşacak kadarda değildi. Kendi içinde bir savaş verir gibiydi. Garip , havada esinti bile yoktu. Deniz neden hırçındı peki ? Belki Posedion bir şeye kızmıştır. Ya da başka bir şey. Tam dalmış denizi izliyordum ki yanımda bir ışık patlaması belirdi. Işık o kadar yoğundu ki başımı başka yöne çevirip kapatmak zorunda kaldım. Başımı çevirirken bir ses duyarak irkildim '' İyi ki kafanı çevirdin , yoksa kül olabilirdin ! '' Bana bakıp gülümseyen bir kadın gördüm. Bu kadın biraz yaşlı gibiyid ancak çok sempatik duruyordu. Şaşırdığımı belli eden bir yüz ifadesiyle kadına bakmayı sürdürdüm. Beyaz uzun elbisesinin etekliğinde buğday resimleri vardı. Önce annem olaiblir diye düşündüm ama sonra dank etti. Tanrıça Demeter bana bakıp gülümsedi ve sözlerini sürdürdü, '' Evet , ben Tanrıça Demeter. Biraz şarşımışa benziyorsun , doğal tabii '' Duraksadım ve konuşmaya başladım, '' Hoş geldiniz. Biraz konuya bodoslama girmek gibi olacak ama niçin burdasınız?'' '' Nede olsa bir nevi torunum sayılırsın. Seni bir konuda uyarmaya geldim. '' Ah , doğru. Persephone'nin annesi Demeter olduğuna göre torunu oluyordum. Gülümsedim. Ancak sonra ifadem sertleşti. Ne uyarısı?.'' Çok meraklandım doğrusu , uyarınız ne acaba ? '' '' Bu günlerde kendine dikkat etmelisin. Bunu nereden biliyorum bilmiyorum ama ciddi bir yaralanma olabilir. Belki içime doğmuştur. '' Göz kırptı. '' Uyarınız için teşekkür ederim Tam gitmeye hazırlanıyordu ki şunları da söyledi , '' Unutmadan , bir kız torunum daha olmasına sevindim. Zaten biri dışında hepsi kız. Genede sevindim. '' Gülümsedi ve gözden kayboldu. Ben ise düşüncelerimle baş başa kaldım.