Olimpos Rpg Percy Jackson ve Olimposlular ile Olimpos Kahramanları serilerinden esinlenilerek oluşturulmuş, zirvedeki rpg forum sitesi. |
|
| 14. Geleneksel Temizlik Denetlemesi | |
|
+3Claire Angel Deeply A. Anna Bianca Sentius Alexandra Bethany Daniels 7 posters | Yazar | Mesaj |
---|
Alexandra Bethany Daniels Afrodit'in Çocuğu
Mesaj Sayısı : 1854 Kayıt tarihi : 05/09/10
| Konu: 14. Geleneksel Temizlik Denetlemesi C.tesi Haz. 11, 2011 8:45 am | |
| Sabahın 5’inde kalkmıştım. Birden bire yatağımda gözlerimi açmıştım. Aynı bir korku filminde olduğumu düşünmeye başladım. Kafamı yatağın yanına çevirip uyku sersemliğini atmaya çalıştım. Oradaydı işte! Benim böyle uyanmama neden olan şey! O kitap! Nasıl da etkilenmiştim bu kadar o kitaptan anlamıyordum. Hemen banyoya gidip elimi yüzümü yıkadıktan sonra mutfağa gidip kahve için su kaynatmaya başladım. Ev çok sessizdi…
Sürekli etrafıma bakıyordum. Tedirgindim ve şu okuduğum kitap yüzünden kendimi ana kahramanı ile özdeştirmiştim. Her an 5 tane bavul hazırlayıp gidecek gibi hissediyordum kendimi. Ne bavullar vardı, ne katiller, ne kaçıklar vardı evde. Ben yalnızdım. Babam işe gitmişti ve bende birazdan hazırlanıp okula gidecektim. Kahve için kaynatmaya başladığım suyun altını kısıp banyoya girdim. Hemen saçlarımı yıkayıp çıkmıştım. Ben üzerimi giyinene kadar da kaynamıştı su. Hemen kahve yapıp içmeye başladım.
Hala sessizdi ev. Ne kaşı evdeki komşunun bahçesinden gelen kadının bebeğini susturma sesi ne de işe gitmek için çalıştırılan bir araba sesi. Çok sakin ve sessizdi bu sabah. Sessizlik her zaman için kötüydü. Her an her şey olabilirdi sessiz ortamda. Derin bir nefes aldım ve gördüğüm rüyayı hatırlamaya çalıştım. Bir kulübe de yaşıyordum rüyamda. Bir sürü kardeşim vardı ve kulübemiz kamp gibi bir yerdeydi. Arkadaşlarım, sevgilim mutlu bir hayatım güzel bir çevrem vardı. Derin bir nefes aldım ve kapıya doğru döndüm.
Çok sessiz… Bir an arkamdan biri geliyormuş gibi hissettim. Sessizce gölgelerin arasından hareket ediyordu. Kalp atışlarım hızlanmıştı ve çok net bir şekilde duyabiliyordum. “Merhaba?” dedim yüksek sesle. Ne mantığı vardı bu hareketin. Ne yani, bir katil sırf ona merhaba dedim diye bana yanıt mı verecekti? Saçma!
Derin bir nefes alıp kafamı boşaltmaya çalıştım. Bir anda bir ses geldi. Biri bir şeyi birbirine sürtmüştü. Demir gibi. Kalp atışlarım yükseliyor… evde biri var. Sadece gölgesini görebildiğim biri. Yavaş yavaş bana yaklaşıyor. Elinde tuttuğu keskin şeyi gölgesinden görebiliyorum. Tuttuğu şeyi karnıma saplıyor. Geriye kalan attığım tiz çığlık. Derin bir nefes alıp çığlık atarak doğruluyorum. “Alex! Sen iyi misin?” diyen Anna’yı duyuyorum hayal meyal. Ter içerisinde kalmışım. Kız kardeşim endişe ile yanıma oturuyor. “Alex! İyi misin? Bir cevap ver ne olur!”
Derin bir nefes alıp ona dönüyorum. “Ben iyiyim canım benim! Felaket korkunç bir rüya gördüm. Ondan böyle uyandım.” Dedim. Kardeşim derin bir nefes alıp odamdan çıkıyor. Elimi şakaklarıma koyup masaj yapıyorum. Böyle daha iyi... Sakinleştikten sonra odamdan çıktım ve banyoya gidip hemen banyoya girdim. Çok terlemiştim. Kısa bir banyonun ardından güzelce giyinip müzik dinlemeye başlıyorum mp3den. Michael Jackson - Bad
Ben üstümü giyinip odamda öyle dans ededurayım bana seslenmeye başlıyorlar hemen. “Aaaleeex!” Islak saçlarımı sallayıp hemen mutfağa gidiyorum. “Ne var!” deyip elime geçirdiğim ilk süt şişesinden kendime bir bardak süt aldım. Ne güzeldi ya sabah sabah süt içmek. Cleopatra iyi biliyordu işi. Ben de mi kendime süt banyosu yapsaydım ya da süt dolu bir havuz yaptırsam. Sonuçta babamın iş gezilerinden birinde Türkiye’nin, Niğde iline gitmiş ve bir zamanlar Patra’nın girdiği havuzu görmüştüm. Güzeldi de.
“Annie are you ok?” Will you tell us that you're ok? There's a sign in the window That he struck you - a crescendo Annie He came into your apartement He left the bloodstains on the carpet The you ran into the bedroom You were struck down It was your doom”
Diye şarkı söyleyip duruyordum kendi kendime. Güzel de oluyordu. Tabii bu kardeşlerim için de söylenemezdi. Ne de olsa mutfakta dans ediyordum ve herkes yemek yiyordu. Eh bir de işin işine bir beceriksizin Michael Jackson’ın şarkısında dans etmesi girince olay iyice iğrenç görünüyordu dışarıdan.
“Tamam herkese güzel bir haber. Bugün Temizlik günü!” dedi Claire. Tüm kardeşlerce bir mırıldanma havası içine girdik. “Şimdi herkes işini biliyor ama öncelikle herkes odalarını toplayacak. Kitaplarınız tozlarını alın, dolaplarınızı silin.Yeni nevresim takımlarınızı yataklarınızatakın. Tertemiz yapın odalarınızı. Sonra ise görev aldıkları yerleri temizleyecek! Lara, çamaşırlar sende. Renklilerle beyazlar ayrılıp güzelce yıkanacak. Tek bir tane bile kirli çamaşır görmek istemiyorum. Anna, salon yine sende. Her yer pırıl pırıl olacak canım benim!. Alex, yemekler her zaman ki gibi sende. Thay, sende kokulardan sorumlusunyine. Kulübemize yakışır kokular al. Hoppy, mutfak sende. Alex zaten sana yapman gerekeni anlatır. Kaytarmak da yok! Will, tuvalet sana kaldı yeniden. Lily, banyo da senin. Ophe, Lara’nın yıkadığı çamaşırları sen asacaksın. Ben, biliyorsun ki kulübemizde örümcekler fink atıyor. Jason, tavanlarda sende. Kirli, gri tavan görmek istemiyorum. Melia koltuklar ve yerler senin. Parlamasını göreceğim ona göre. Bella mutfakta ki masa ve bulaşıkları makineye dizmek ve sonra yerine kaldırmak sende. Hoppy’le işlerinizi karıştırmayın. Aporis, giriş senin. Kulübemize gelen birinin ilk bakacağı yer orası özen. Marie, sende kurumuş çamaşırları ütüleyip herkesin dolaplarına koyacaksın. Bende… Perdeleri çıkartıp camları sileceğim her zamanki gibi.” Dedi Claire.
“Vaay canına!” dedim ve ekledim. “14. Geleneksel Temizlik Denetlemesi diyorsun yani!” dedim hala uyanamadığım o kafayla. Claire dönüp bana baktıktan sonra. “Bir görev daha… Başlamadan şu Alex’i uyandırın.” Dedi ve işine başlamak için gitti.
Bunu fırsat bilen Lara eline geçirdiği ilk su dolu bardağı yüzüme sıçrattı. Gözlerimi kısıp ona baktım. “Uyanmıştım canım! Sağ ol!” dedim. Sonrada odamı toplamak için kalktım. | |
| | | A. Anna Bianca Sentius Persephone'nin Çocuğu/Kulübe Lideri
Mesaj Sayısı : 2668 Kayıt tarihi : 25/08/10
| Konu: Geri: 14. Geleneksel Temizlik Denetlemesi Paz Haz. 12, 2011 1:13 am | |
| Elimde kitabım, kulağımda kulaklıklar. Son ses müzik eşliğinde okuduğum kitaptan aslında pek bir şey anlamamıştım. En ufak bir çıt sesinde bile dikkati dağılan ben son ses müzikle kitap okumaya çalışıyordum. Gerçi aklım ne müzikteydi, ne de kitapta. İkiside umrumda değildi. Sabahın dördünde uyanmama sebep olan bir şey vardı. Kitap ve müzik sadece kafa dağımak için başvurduğum bir yoldu.
Evet, sabah dörtte uykumun bölünmesini sağlayan şey kardeşim -babalarımızın aynı olduğu kardeşim- Bonnie'ydi. Nedense onunla ilgili içime bir kurt düşmüştü, sanki başına kötü bir şey gelecekmiş gibi hissediyordum. Zaten üvey annem Brenda onları en son ziyaretimde Bonnie için endişelendiğini ve son zamanlarda garip davrandığını söylemişti.
Kulaklığımı ve kitabımı yatağımın üzerine koyduktan sonra banyoya gidip yüzümü yıkadım. Ardından cadolozumun uyanıp uyanmadığına bakmak için odasına gittim. Uyanmadığını tahmin edebiliyordum ama belki bir umut vardır diye düşündüm. Odaya girdim ve Alex'in yatağına oturdum, Alex terliyordu ve aniden çığlık atıp uyandı. Telaşlanmıştım “Alex! Sen iyi misin? Alex! İyi misin? Bir cevap ver ne olur!” dedim. Alex derin bir nefes alıp bana döndü ve iyi olduğunu söyledi. Ben de ardından derin bir nefes alıp dışarı çıktım.
Salona geçip oturdum, kardeşlerimiz uyanmaya başlamıştı. Elimdeki dergiye bakarken Claire içeri girdi ve ardından o güzel haberi verdi: “Tamam herkese güzel bir haber. Bugün Temizlik günü!” dedi Claire. Gözlerimi devirerek Claire'a baktım. Ardından liderimiz sözlerini devam ettirdi, “Şimdi herkes işini biliyor ama öncelikle herkes odalarını toplayacak. Kitaplarınız tozlarını alın, dolaplarınızı silin.Yeni nevresim takımlarınızı yataklarınızatakın. Tertemiz yapın odalarınızı. Sonra ise görev aldıkları yerleri temizleyecek! Lara, çamaşırlar sende. Renklilerle beyazlar ayrılıp güzelce yıkanacak. Tek bir tane bile kirli çamaşır görmek istemiyorum. Anna, salon yine sende. Her yer pırıl pırıl olacak canım benim!. Alex, yemekler her zaman ki gibi sende. Thay, sende kokulardan sorumlusunyine. Kulübemize yakışır kokular al. Hoppy, mutfak sende. Alex zaten sana yapman gerekeni anlatır. Kaytarmak da yok! Will, tuvalet sana kaldı yeniden. Lily, banyo da senin. Ophe, Lara’nın yıkadığı çamaşırları sen asacaksın. Ben, biliyorsun ki kulübemizde örümcekler fink atıyor. Jason, tavanlarda sende. Kirli, gri tavan görmek istemiyorum. Melia koltuklar ve yerler senin. Parlamasını göreceğim ona göre. Bella mutfakta ki masa ve bulaşıkları makineye dizmek ve sonra yerine kaldırmak sende. Hoppy’le işlerinizi karıştırmayın. Aporis, giriş senin. Kulübemize gelen birinin ilk bakacağı yer orası özen. Marie, sende kurumuş çamaşırları ütüleyip herkesin dolaplarına koyacaksın. Bende… Perdeleri çıkartıp camları sileceğim her zamanki gibi.” Claire sözlerini bitirir bitirmez odama doğru yürümeye başladım. Biraz şanslıydım, neden mi? Çünkü sabahın dördünde uyandığımda odamı biraz toplamaya başlamıştım.
| |
| | | Claire Angel Deeply Afrodit'in Çocuğu/Kulübe Lideri/Büyü Teknikleri Eğitmeni
Mesaj Sayısı : 3332 Kayıt tarihi : 31/10/10
| Konu: Geri: 14. Geleneksel Temizlik Denetlemesi Paz Haz. 12, 2011 3:39 am | |
| Geçen ay en güzel temizliği yapmışlardı. Bu ayda aynı temizliğ hatta daha iyisini yapacaklarını umut ediyordu. Uyandığında saat 5 idi. Normalde bu saatte bütün kardeşleri yataklarında olurdu ama bugün enteresan birgündü. Bütün kardeşleri sabahın köründe ayaktaydılar. Hatta Anna, Alex ondan daha önce uyanmışlardı. Onları uyandırmaya gferek kalmadığı için sevinerek odasının penceesini açtı. Havanın bu kadar güzel olması, kuş cıvıltılarının sesleri baharın geldiğini işaret ediyordu. Bugün bahar temizliği olacaktı.
Mutfağa gidip kendine kahve aldı. Kahvesini salondaki koltukta dinlenirken içti. O sıra da uyanmayan kardeşleri de uyanmuıştı. Herkes uyanınca mutfağa gidip “Tamam herkese güzel bir haber. Bugün Temizlik günü!” dedi. Her zaman ki mırıldamalar kesailince de görev dağılımını yaptı. Bu görev dağılımı geçen aykinin aynısıydı. Bunun ne deni de Will hariç herkesin görevinden memnun olmasıydı. Konuşmasını bitirince Alex “14. Geleneksel Temizlik Denetlemesi diyorsun yani!” dedi. Nekadaruyanmış gözüksede Alex, hala uyuyordu. Buyüzdende konuşmasına “Bir görev daha… Başlamadan şu Alex’i uyandırın.” diye ekledi.
Odasını toplamaya gitti. Geçen ki temzilikten sonra pek dağılmamıştı odası. Bu işini baya bir kolaylaştıracaktı. İlk olarak her zaman ki gibi yatağından başladı. Hiçbir zaman kakltığında yatağını toplamadığı için bugünde yatağını toplamamıştı. Nevressimliklerini çıkartıp banyoya attı. Solapğtan yeni nevressimkliklerini alıp yatağına geçirdi. Pembe yatağı şimdi turkuaz olmuştu. Yastığının da kılıfını değiştirirken yastığının altında bulduğu dergileri eline aldı. bunu hep yapardı. gece dergi okumak ister hiç başlayamadan uyuya kalırdı hep. Her defasında da "Bu gece uyumayıp okuyacağım." derdiama hiç bu sözünüyerine getiremezdi. Dergileri masasının üstüne fırlattı. Yastığını hallettikten sonra yatağının örtüsünü de serdi. Yatağı dümdüz olunca dolabını açtı. Dolabı geçen ayki gibi değildi. Hata geçen aykine kıyasla oldukça daha dağınıktı. Bütün kıyafetlerini yatağının üstüne attı. Dolabını sildi. Sonra yatağının üstüne oturarak kirlenmiş kıyafetlerini ayırdı, onları banyoya yıkanacaklarının arasına attı. Odasına geri dödüğünde radyosunu açtı. Müzik eşliğinde kıyafetlerini katlamaya başladı. Kıyafetlerinin hepsini katladıktan sonra özenle dolabına yerleştirdi. Sonra yatağını tekrardan topaldı. Malum kıyafetlerden dolayı bozulmuştu. Şimdi masasını toplayacaktı. Bitmiş makyaj malzzemelerini çöpe attı. Bitmemişleri ise ayırdı. Çekmeceleri boşalttı, masayı sildi. Sonra hepsini geri yerleştirmeye başladı. Kalemleri, parfümleri, makyaj malzemeleri... Hepsi şimdi yerli yerindeydi. Mutfaktan aldığı çöp poşetine çöp kutusunun içindekileri boşallttı. Sonra çöp kutusunu masasının altına koydu. Masasını da düzenleyince eline bez alarak kitaplığını silmeye başladı. Tektek bütün kitaplarını çıkartıp sildi. Sonra kitaplığı silerek yerlerine dizdi. Dergileri de bölümüne yerleştirdi. Dergileri kitaplarından daha fazlaydı. Dergilerin çoğuda modayla ilgiliydi zaten. Modayı takip etmeye bayıylırdı. Boşuna Afrodit kzıı değildi zaten. Kitaplığını halledince panosuna geçti. Düşmüş fotoğraflarını tekrar astı. Panosunu Pers'le çekilmiş olduğu resimleri dolduruyordu. Onlara bakmaya bayılıyordu. Ona göre odasının en güzel yeri panosuydu. Resimleri düzelttikten sonra süpürge almaya gitti.
Bugün şanslı günündeydi. İki süpürgedeboştu. Mor olanı daha çok seviyordu. Onu almaya yöneldi. Tam alacaktı ki bir el süpürgeyi çekti. Bu Lara'nın eliydi. Lara sinsice güülümseyip "Ben kaptım." dedi. Sinirli bir şekilde "Off lanet olsun." dedi ve diğer süpürgeyi aldı. Odasına giderken Lara'nın kahkahalarını rahatlıkla duabiliyordu. Odasına varır cvarmaz sert biçimde kağıyı kapattı. Sonra gülemye başladı. Komiğine gitmişti. Hele ki biri karşısında gülerken hayatta gülmeden duramazdı. Süpürgeyi açınca kendine geldi. Neşeli bir şarkı söyleyerek yerleri süpürmeye başladı. Bu en sevdiği şarkıydı. Bağıra çağıra şarkıyı söylemeye devam etti. Süpürgeyi kapatınca şarkının devamını Alex'in söylediğini duydu. "Anlaşılan çok bağırmışım." dedi. Alex süpürgenin kapandığını duyunca sustu. Bunun üzerine kapıyı açtı ve "Devam et Alex. Süper söylüyorsun." dedi. Alex'in sesini duyunca süpürgeyi koridora götürdü. Tam yerine koacakken Anna "Dur Clay ben alayım." dedi. Bunun üzerine Anna'ya verdi. Banyodan cam bezlerini alıp odasına geri dödü. Odasının camını iyicene sildi. Sonra da aynasıyla lambasının tozunu aldı. Kapıya gidip odasına baktı. Çokgüzel olmuştu. Pırıl pırıl. Şimdi ise kardeşlerine bakmaya gidecekti. İlk Thay'ın odasına yöneldi. | |
| | | Lara Adams Afrodit'in Çocuğu/Pegasus Binicilik Eğitmeni
Mesaj Sayısı : 1688 Kayıt tarihi : 29/08/10
| Konu: Geri: 14. Geleneksel Temizlik Denetlemesi Çarş. Haz. 22, 2011 2:52 am | |
| Gözlerini yavaş yavaş araladı.Yatağından doğruldu,iyice gerildikten sonra banyoya,yüzünü kıyamaya gitti.Birkaç su çarptıktan sonra makyaj yapmadan salona ilerledi.Evet,tahmin ettiği gibi temizlik günüydü.Daha çok ilerledi ve kollarını gögüsünün altında birleştirdikten sonra bunalarak dinlemeye başladı görevleri.
"Tamam herkese güzel bir haber. Bugün Temizlik günü!Şimdi herkes işini biliyor ama öncelikle herkes odalarını toplayacak. Kitaplarınız tozlarını alın, dolaplarınızı silin.Yeni nevresim takımlarınızı yataklarınıza takın. Tertemiz yapın odalarınızı. Sonra ise görev aldıkları yerleri temizleyecek! Lara, çamaşırlar sende. Renklilerle beyazlar ayrılıp güzelce yıkanacak. Tek bir tane bile kirli çamaşır görmek istemiyorum. Anna,salon yine sende. Her yer pırıl pırıl olacak canım benim!. Alex, yemekler her zaman ki gibi sende. Thay, sende kokulardan sorumlusun yine. Kulübemize yakışır kokular al. Hoppy, mutfak sende. Alex zaten sana yapman gerekeni anlatır. Kaytarmak da yok! Will, tuvalet sana kaldı yeniden. Lily, banyo da senin. Ophe, Lara’nın yıkadığı çamaşırları sen asacaksın. Ben, biliyorsun ki kulübemizde örümcekler fink atıyor. Jason, tavanlarda sende. Kirli, gri tavan görmek istemiyorum. Melia koltuklar ve yerler senin. Parlamasını göreceğim ona göre. Bella mutfakta ki masa ve bulaşıkları makineye dizmek ve sonra yerine kaldırmak sende. Hoppy’le işlerinizi karıştırmayın. Aporis, giriş senin. Kulübemize gelen birinin ilk bakacağı yer orası özen. Marie, sende kurumuş çamaşırları ütüleyip herkesin dolaplarına koyacaksın. Bende… Perdeleri çıkartıp camları sileceğim her zamanki gibi.”
Eski görevleri yapacaklardı.Lara bunalmıştı,çamaşırları yıkamaktan.Alex hala uyanmamış gibiydi.Claire'nin isteği üzerine eline aldığı bardakta ki suları Alex'in üstüne döktü.Alex ona sinirle bakıyordu ancak,Lara bunları pek takmış gibi görünmüyordu.Odasına ilerledi.Etrafı iyice inceledikten sonra boğazının kuruduğunu farketti.Mutfakta ilgilenmekte olan Alex ve Hope'a selam verdikten sonra bir bardak su içti.Ardından bardağına bir daha su doldurdu,ancak bunu odasına götürdü.Masasının üstüne koyduktan sonra banyoya gitti.Claire'nin mor süpürgeyi aldığını görünce ondan hızlı davranarak süpürgeyi elinden aldı.Sinsice gülümsemeyi ihmal etmeyerek "Ben kaptım." dedi.Clay,ona sinirle baktı ve "Off,lanet olsun!" diye mırıldandı,diğer süpürgeyi aldı.Lara,dayanamayığ şen bir kahkaha attı.Odasına ilerledi,süpürgeyi açtı.Telefonundan da Katy Perry - E.T. şarkısını açtı,bir yandan da şarkıya eşlik ediyordu.Ancak,süpürge seslerinden pek duyulduğunu sanmıyordu,öyleydi de.Buna karşın,kardeşi Clay'ın sesini duyabiliyordu,ancak hangi şarkıyı söylediğini çıkaramamıştı,sadece vızıltılar geliyordu ona.
You're so hypnotizing Could you be the devil Could you be an angel
Your touch magnetizing Feels like I am floating Leaves my body glowing...
Şarkısı bittiğinde,süpürgeyle işi de bitmişti neredeyse.İşini tamamladığında yerine koymak için banyoya ilerledi.Sinirle bekleyen kardeşi Jason'u gördü o zaman.Gülmemek için dudaklarını ısırması gerekmişti.Yanından geçti ve süpürgeyi yerine koydu.Jason,süpürgeyi aldı ve elinde bir süre inceledi. "Ah! Mor kız rengi ama." diye homurdandı ama bir yararı olmadı.Bunun üzerine Jason zorla da olsa kabullendi ve sert adımlarla odasına gitti.Terliğin gürültüsünden sonra süpürgenin sesleri dolmuştu Lara'nın kulağına.Arkasından onu izleyen Lara,gülümsedi.Birkaç dakika bekledikten sonra banyodan gri bir bez aldıktan sonra oldasına yöneldi.Perdelerini kenara çekti önce.Camları iyice sildikten sonra bir adım geri atarak eserine gururla baktı...
En son Lara Adams tarafından Cuma Tem. 08, 2011 7:54 am tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi | |
| | | Thalia A. Carter Afrodit'in Çocuğu
Mesaj Sayısı : 2000 Kayıt tarihi : 02/02/11
| Konu: Geri: 14. Geleneksel Temizlik Denetlemesi C.tesi Haz. 25, 2011 10:54 pm | |
| Sabah kardeşlerimin beni yataktan çekiştirmeleriyle sarsıntılı bir şekilde yere düşerek uyandım.Gerçi yere düşmek için sarsılmak gerek,her neyse gözümden uyku akıyordu ne dediğimi,düşündüğümü ben bile pek anlamıyordum.Saatime bile bakmadan ayağa kalkıp salona gittim.Çoğu kişi benim gibi üstünü değiştirmemişti demek isterdim."Tamam herkese güzel bir haber. Bugün Temizlik günü!" dedi Claire.Gözlerim yerinden fırladı resmen.Daha yeni temizlik yapmamış mıydık?!Elimi kolumu bağlayıp,tek ayağım önde olacak şekilde rahat bir pozisyon alıp Claire'nin oldukça uzun olacağı belli olan konuşmasını dinlemeye koyuldum."Şimdi herkes işini biliyor ama öncelikle herkes odalarını toplayacak. Kitaplarınız tozlarını alın, dolaplarınızı silin.Yeni nevresim takımlarınızı yataklarınıza takın. Tertemiz yapın odalarınızı. Sonra ise görev aldıkları yerleri temizleyecek! Lara, çamaşırlar sende. Renklilerle beyazlar ayrılıp güzelce yıkanacak. Tek bir tane bile kirli çamaşır görmek istemiyorum. Anna,salon yine sende. Her yer pırıl pırıl olacak canım benim!. Alex, yemekler her zaman ki gibi sende. Thay, sende kokulardan sorumlusun yine. Kulübemize yakışır kokular al. Hoppy, mutfak sende. Alex zaten sana yapman gerekeni anlatır. Kaytarmak da yok! Will, tuvalet sana kaldı yeniden. Lily, banyo da senin. Ophe, Lara’nın yıkadığı çamaşırları sen asacaksın. Ben, biliyorsun ki kulübemizde örümcekler fink atıyor. Jason, tavanlarda sende. Kirli, gri tavan görmek istemiyorum. Melia koltuklar ve yerler senin. Parlamasını göreceğim ona göre. Bella mutfakta ki masa ve bulaşıkları makineye dizmek ve sonra yerine kaldırmak sende. Hoppy’le işlerinizi karıştırmayın. Aporis, giriş senin. Kulübemize gelen birinin ilk bakacağı yer orası özen. Marie, sende kurumuş çamaşırları ütüleyip herkesin dolaplarına koyacaksın. Bende… Perdeleri çıkartıp camları sileceğim her zamanki gibi." Neyse ki ben kokulardan sorumluydum ve geçen temizlikten kalma bir kaç şişe vardı hala.Herkes dağıldıktan sonra ben de odama gidip mor dolabımdaki alttan ikinci çekmeceyi açtım.Ne yazık ki sadece beş tane şişe vardı,yeterli değildi.Yine gitmek zorundaydım.Doğruldum ve bir kaç kemiği çıtlattıktan sonra giysi dolabımın kapağını açtım.O kadar çok kıyafetim olmasına rağmen her temizlik denetlemesinde giydiğim - öhöm,çoğunda giydiğim - askılı tişörtümle şortumu çıkardım ve giydim.Odama genel bir bakış attım.Bir tek yatağım düzenli değildi,neden acaba?Yatağa yaklaşıp üstünde duran örtüyü yayarak açtım.Yatak toplamaya o kadar çok alışmışım ki iki dakika olmadan yatağımı yoplayabildim.Ardından da aylana yaylana salona gidip Claire'i aramaya koyuldum.Fakat salonda yoktu,bu yüzden ikinci tercihim olan 'Claire'in odası' adlı mekana yöneldim.Kapıyı çalmadan neden olduğunu anlamadığım bir hışımla kapısını açtım ve o sırada yatağını toplamakta olan Claire ile burun buruna geldik.Bir - iki adım geriledim ve elimi yavaşça onun bel hizasına genellikle paraları,drahmileri koyduğu yakın bir yere doğru götürerek açtım.Bana 'Ne var?' manasında baktı.Gözlerimi devirdim ve "Drahmi diyorum,drahmi.Öpücüğe vermiyorlar kokuları." dedim ve ardından şu güzelim kahkahamı attım.Göz devirme sırası Clay'deydi.Oflayarak elini cepine sokup bir kaç drahmi çıkarıp bana uzattı.Parayı aldım ve kulübenin kapısına doğru ilerlemeye başladım. Kulübeden dışarı çıkınca Bruno Mars'ın The Lazy Song adlı şarkısını mırıldanarak markete doğru ilermeye başladım.
Today I don't feel like doing anything I just wanna lay in my bed Don't feel like picking up my phone, so leave a message at the tone 'Cause today I swear I'm not doing anything
I'm gonna kick my feet up then stare at the fan Turn the TV on, throw my hand in my pants Nobody's gon' tell me I can't
I'll be lounging on the couch just chilling in my Snuggie Click to MTV so they can teach me how to dougie 'Cause in my castle I'm the freaking man
Oh yes, I said it, I said it I said it 'cause I can
Today I don't feel like doing anything I just wanna lay in my bed Don't feel like picking up my phone, so leave a message at the tone 'Cause today I swear I'm not doing anything Nothing at all, nothing at all
Tomorrow I'll wake up, do some P90X Find a really nice girl, have some really nice sex And she's gonna scream out This is great (Oh my god, this is great)
Yeah, I might mess around And get my college degree I bet my old man will be so proud of me But sorry pops, you'll just have to wait
Oh yes, I said it, I said it I said it 'cause I can
Today I don't feel like doing anything I just wanna lay in my bed Don't feel like picking up my phone, so leave a message at the tone 'Cause today I swear I'm not doing anything
No, I ain't gonna comb my hair 'Cause I ain't going anywhere No, no, no, no, no, no, no, no, no
I'll just strut in my birthday suit And let everything hang loose Yeah, yeah, yeah, yeah, yeah Yeah, yeah, yeah, yeah, yeah, yeah
Oh, today I don't feel like doing anything I just wanna lay in my bed Don't feel like picking up my phone, so leave a message at the tone 'Cause today I swear I'm not doing anything
Nothing at all Nothing at all Nothing at all
Markete varınca kapıyı ittirerek açtım ve geldiğimi haber veren çanların sesini duydum... | |
| | | Claire Angel Deeply Afrodit'in Çocuğu/Kulübe Lideri/Büyü Teknikleri Eğitmeni
Mesaj Sayısı : 3332 Kayıt tarihi : 31/10/10
| Konu: Geri: 14. Geleneksel Temizlik Denetlemesi C.tesi Tem. 02, 2011 10:37 pm | |
| Odaların tek tek perdelerini çıkarmış, camlarını güzelce silmişti. Bütün işi bittiğinde yorgunluğu her halinden belli oluyordu ama durmamalıydı. Kardeşlerine yardıma ihtiyacı olan var mı diye bakmaya gitti. Mutfağa gittiğinde Alex'İn tek başına yemek yaptığını gördü. "Hoppy nerde?" diye sordu Alex'e. Alex ise bilmiyorum işareti yapmakla yetindi. Bunun üzerine mutfaktan çıkıp Hoppy'i aramaya koyuldu. Onu odasını toplarken buldu. "Kolay gelsin." diyerek odasından çıktı. Gözleri halılara takılmıştı. Geçen ay yıkanmışlardı ama bazı halılar hala pisti. Bunu üzerine kollarını sıvadı. Salonun halısını bahçeye çıkardı. Banyodan maalzemeleri alığp bahçeye gitti. Hortumdan su verince yanına Jason geldi. "Benim işim bitti Clay. Şimdi ne yapayım?" diye sordu. Sinsice bir gülümseme attıktan sonra "Bana yardım edebilirsin." dedi. Jason bunu hiç istemiyorum der gibi baktı ama nafile. "Bunu yapmak zorunda mıyım?" diye sordu Jason. Claire'de evet bakışı attı. Jason'u o tatlı(!) diliyle ikna ettikten sonra halıyı birlikte yıkamaya başladılar. Önce halıyı Jason'la birlikte köpüğe boğdular. İiyicene halıyı çiteleyerek kirlerinden arıındırdılar. Başta bembeyaz olan köpük simsiyah oılmuştu şimdi. Elinin tersi ile alnındaki terleri sildikten sonra "Jason hortumu getirir misin?" diye sordu. Jason hortumu getirince halıyı bir güzel yıkadılar ve güneşlenmeye bıraktılar. Üstleri başları su olmuştu zaten. Biraz da yüzleri su olsa hiç fena olmazdı diye düşünerek hortumu Jason'a tuttu. Jason tehditler savururlen o çılgınca kahkaha atmakla meşguldü. Jason bir süre sırılsıklam olduktan sonra "Şimdi görürsün sen." diyerek hortumu elinden aldı ve ona doğrulttu. Şimdi ıslanma sırası ondaydı. Saçlarından başayarak ayaklarına jadar ıslandı. Çığılıklar atarak içeriye koştu ama kapıdan içeri girmedi. Giremezdi. Yeni silinmiş yerleri mahvedemezdi. O sıradan ordan geçen Ophe "Demek su savaşı." diyerek havluuyu Claire'e uzattı ve içeri gitti. İyicene kurulanan Claire odasına üstünü değiştirmeye gitti. Giderkende Jason'a "Görüşeceğiz senle." demeyi de ihmal etmedi. Odasında üstünü değiştirrirken odasının kokusu dikkatini çekti. Thay güzel kokular almıştı. Üstünü değiştirdikten sonra saçlarını kuruttu. Karnıda bayağı acıkmıştı. Bu yüzden de mutfağa gitti yeniden. "Eee Alex bize ne yemekler hazırladın bakalım?" diye soru yönelltti Alex'e. | |
| | | Alexandra Bethany Daniels Afrodit'in Çocuğu
Mesaj Sayısı : 1854 Kayıt tarihi : 05/09/10
| Konu: Geri: 14. Geleneksel Temizlik Denetlemesi Paz Tem. 03, 2011 1:23 am | |
| Claire yanıma gelmişti ve "Eee Alex bize ne yemekler hazırladın bakalım?" dedi. Yemek mi? Ne yemeği? Ben daha odamı yeni toplamıştım. Odam da tam olmamıştı ama olsun. "Yemekler, ben diyeyim 1 saat, sen anla 2 saati var canım." dedim sakin bir ses tonuyla. Claire göz devirip gittikten sonra hemen patates çıkartıp yıkadım ve tezgahın üzerine koydum. Bir çöp poşeti çıkardıktan sonra patatesleri hemen soymaya başladım. Tüm kulübeye yetecek kadar patates soymak uzun sürüyordu. Bunun bir de doğrama evresi vardı. Soyduğum patatesleri tekrar yıkadıktan sonra geniş bir leğene koydum ve bıçakla doğramaya başladım. Kendimi Burger King veya Mc Donals gibi hissediyprdum. Hemen patatesleri kızartmaya koydum ve yanına tost yapma fikrini düşündüm. Onları kızarmaya bırakırken, ben de tost yapacaktım. Hemen ekmekleri ve kaşar peyniri dilimledim.
Ekmeklerin ortalarını kalp biçiminde kestikten sonra tost makinesine 4 tane ekmek koydum. Tostlar piştikçe bende onları ağzı peçete ve poşetle kapalı bir tabağa koyuyordum. Patatesleri de aldığım tabağın ağzını kapattıktan sonra tezgahın üstünü sildim ve dolan çöp poşetini bir kardeşimi vermeyi düşündüm. Herkes ne kadar da meşguldü böyle. Herkes işini yaptığına göre ben de kendim atacaktım. Kader artık çöpü atmak benim görevimdi.
[Kısa oldu biliyorum ama aceleye geldi.] | |
| | | Thalia A. Carter Afrodit'in Çocuğu
Mesaj Sayısı : 2000 Kayıt tarihi : 02/02/11
| Konu: Geri: 14. Geleneksel Temizlik Denetlemesi Paz Tem. 03, 2011 1:42 am | |
| Marketten içeri girince kapının yanında duran sepetten aldıktan sonra hemen kokuların bölümüne gittim.Bir kaç tane menekşe,manolya,çam,lale ve gül kokusu alıp sepete koydum.Parayı şu yüz gözlü adama verdikten sonra marketten çıkıp kulübeye doğru yöneldim.Bu sefer de Shakira'nın Pitbull ile olan düeti Rabiosa'yı mırıldanmaya başladım.Şu sıralar nedense hep şarkı söyleme isteğiyle dolmuştum.Düğünümde karaoke mi yapsam ne?
If you don't get enough I'll make it double I got my boy now in big, big trouble You know I want you Atracao ahi Ratata
You've got too much of that sex appeal Don't play around because I'm for real You see that road isn't meant for me You know I want you amarrao aqui
Oye papi If you like it mocha Come get a little closer And bite me en la boca
Oye papi If you like it mocha Come get a little closer And bite me en la boca
Rabiosa, rabiosa Come closer, come pull me closer Yo soy rabiosa, rabiosa Come closer, come pull me closer
Rabiosa, if you don't get enough I'll make it double
I'm tryin to have fun and I love you but you want me Atracao (ratata)
You got a lot of sex appeal Now baby I'm for real You see that road isn't meant for me You know I want you amarrao aqui
Oye mami Let me get that mocha Come get a little closer And bite me en la boca
Oye papi If you like it mocha Come get a little closer And bite me en la boca
Oye mami I like your mocha Come get a little closer And bite me en la boca
Oye papi If you like it mocha Come get a little closer And bite me en la boca
Rabiosa, rabiosa Come closer, come pull me closer Yo soy rabiosa, rabiosa Come closer, come pull me closer
Oye mami Let me get that mocha Come get a little closer And bite me en la boca
Oye papi If you like it mocha Come get a little closer And bite me en la boca
Oye mami I like your mocha Come get a little closer And bite me en la boca
Oye papi If you like it mocha Come get a little closer And bite me en la boca
Kulübenin kapısın çaldım.Kapıyı Alex açtı.Elinde çöp poşeti vardı.Gözlerini devirerek "Hiç sorma.Bana kaldı.Gören olursa ben Alexandra'nın yeni ortaya çıkan ikiz kardeşiyim." dedi ve çıktı.Güldüm.Alex gerçekten de deliydi.Yani iyi anlamda.Beni güldürmeyi başarıyordu her seferinde.İçeri girdim ve aldıklarımı salondaki büyük masanın üstüne koydum.Ardından da yardıma ihtiyacı olan var mı diye bakınmaya gittim.Elbette birileri vardı.Şimdi ben de yemek yapacaktım.Clay bana baktı ve "Alex zaten yemek hazırladı ama pizza da olmazsa olmaz.Özellikle erkekler çok acıkmış bugün.Orta boy mısırlı ve tonbalıklı pizza yapsan yeter." dedi."Söylemesi çok kolay tabii." dedim.Güldü ve elime oklavayı tutuşturdu."Yok artık ekmeğini de mi ben yapacağım" dedim hayretle."Öyle daha lezzetli oluyor." dedi ve buzdolabının kapağını açıp mısır,tonbalığı ve peynir(elbette pizza için olandan) çıkardı.Mutfak tezgahına koydu ve ayrıldı.Kendimi 'Bunu yapabilirsin sadece bir pizza' diye yüreklendirdim.Eh tabii işe yarayacak mı bilemem ama güzel olsa iyi olurdu,eğer kimse beğenmezse bulaşık cezası bile alabilirdim! | |
| | | Claire Angel Deeply Afrodit'in Çocuğu/Kulübe Lideri/Büyü Teknikleri Eğitmeni
Mesaj Sayısı : 3332 Kayıt tarihi : 31/10/10
| Konu: Geri: 14. Geleneksel Temizlik Denetlemesi Paz Tem. 03, 2011 10:45 am | |
| Karnı açlıktan zil çalıyordu ve Alex, ona "Yemekler, ben diyeyim 1 saat, sen anla 2 saati var canım." diyyiordu. Açlıktan ölecek miydi ki? 2 saat nasıl duracaktı. Bir şeyler atıştırsa? Eğer Alex onu bir yakalarsa öldürürdü ama buna mecburdu. Yoksa açlıktan bayılabilirdi. Alex, kalpli tostları ağzı peçete ve poşetle kapalı bir tabağa koydu ve çöp poşetini çıkarmaya gitti. İşte fırsat bu fırsattı. Çok dikkatli olmalıydı. Alex mutfaktan çıkar çıkmaz mutfağa daldı. Poşetten bir kaç tost aldı ve poşedi tekrar yerine koydu. Alex'İn mutfağa yönelen sesini duyunca hemen koşarak odasına kaçtı. Alex'e yakalanırsa bu onun sonu olabilirdi. Çünkü Alex'İn en nefret ettiği şeylerden biride her şey hazır olmadan yaptıklarının yenmesiydi.
Odasına gelince hemen kapıyı kapattı. Derin bir nefes aldıktan sonra tostları yemeye başladı. İçindeki kaşar iyicene erimiş harika bir tat oluşturmuştu. Alex, yine marifetini konuşturmuştu. "Ellerine sağlık Alex." diye mırıldanarak güldü. Elindeki tostları bitirince "Keşke birkaç tane daha alsaydım." dedi. Fakat o zaman anlaşılması daha rahat olurdu. Belkide Alex şimdi çoktan anlamıştı ama yok anlamış olsaydı Alex, "Claireeee!" diye bağırıyor olurdu. Bağırma sesleri gelmediğine göre daha anlamamıştı. Bu tostlar açlığını biraz bastırmıştı. Şimdi bir iki saat bir şeyler yemek için bekleyebilirdi. Mutfağa her şey yolunda mı diye bakmaya gitti. Thay yemek yapmaya girişmişti. Alex ise ona neler yaptığını anlattı. Alex'İn menüsünü duyunca aklıma pizza geldi. Madem Thay'da bir şeyler yapmak istiyor bari pizza yapsın diye düşünerek "Alex zaten yemek hazırladı ama pizza da olmazsa olmaz.Özellikle erkekler çok acıkmış bugün.Orta boy mısırlı ve tonbalıklı pizza yapsan yeter." dedi. Thay şikayetçi bir şekilde "Söylemesi çok kolay tabii." diye söylendi. Yemekten hiç anlamadığı için yemek konusunda sadece söyleyen olmuştu. Eline aldığı oklavayı Thay'a vererek rica eder bakışı attı. Thay ise şaşkındı. "Yok artık ekmeğini de mi ben yapacağım" dedi Thay. Bunun üzerine Claire gülümseyerek "Öyle daha lezzetli oluyor." dedi. Pizza malzemelerini çıkarıp Thay'ın önüne koydu ve mutfaktan ayrıldı. Kardeşlerini kontrole gitti. İşten kaytıran var mıydı acaba? | |
| | | Alexandra Bethany Daniels Afrodit'in Çocuğu
Mesaj Sayısı : 1854 Kayıt tarihi : 05/09/10
| Konu: Geri: 14. Geleneksel Temizlik Denetlemesi Ptsi Tem. 04, 2011 1:04 am | |
| Çöpü alıp bulduğum ilk çöp kutusuna attın ve acele adımlarla kulübeye geldim. İçeri girer girmez mutfağa daldım ve karşımda Thalia’yı görünce irkildim. Genellikle mutfakta Hope’u görürdüm ama Thalia iş başına geçmiş gibiydi. Şaşkınlıkla gülümsedim ve bir su bardağı alıp “Tamam. Merhaba Thay!” dedim. O benim gediğimi fark edene kadar da su içtim. Ne kadar da susamıştım.
“Merhaba Alex! Pizza yapıyordum bende.” Dedi neşeyle Thalia. Pizza mı? Bu iyi haberdi işte. Gülümsedim ve etrafıma bakındım. “Peki. Sen onu ne zaman bitirirsin? Ben ona göre sofra hazırlayayım. Sonrasında da seninle işim var zaten.” Dedim gülerek. Thalia tebessüm edip, düşünme havasında gözlerini kıstı. “Hmm.. Bir düşüneyim. Bir saate hazır olur yemek.” Dedi . Göz kırpıp hemen masayı hazırlamaya başladım. Çatallar, bıçaklar, peçeteler ve bardaklar… Hepsini de dizdikten sonra boğazımı temizledim ve tüm kardeşlerimi çağırdım. Saat daha erkendi fakat herkesin şimdi yemesi gerekiyordu. Çünkü akşama kadar çok daha fazla acıkmalılar.
Tam yarım saat sonra boş tabaklar ve doymuş bir kulübe dolusu kardeş kalmıştı ortada. Herkes tekrar işine dönerken hemen masayı toparladık ve Thalia ve ben mutfağa döndük ve Thay’ın kulağına fısıldadım. “Hadi, mantı yapıyoruz.” Dedim. Kızın bir anda gözleri parladı. Tamam anlamında başını salladıktan sonra hemen saçlarımız dökülmesin diye -zaten dökülmüyor ama ne olur en olmaz- bant taktıktan sonra o hamuru hazırlamaya girişti bende kıymayı hazırlamaya.
2 soğan alıp önce soydum ve doğramaya giriştim. Birkaç dakika içinde göz yaşları içerisinde kalmıştım. Burnumu çekmekten, gözlerimi silmekten bunalmıştım ama hala doğranmamıştı bunlar. Zaten doğru düzgün göremiyordum. Bıçak darbesi bir daha indiğinde acı ile kıvrandım. Parmağımı kesmiştim! Hemen elimde tuttuğum bıçağı fırlattım ve parmağıma bakmaya çalıştım. Mutfağın orta yerine kan dökülürse tüm temizlik boşuna olacaktı. En azından benim fikrim buydu. Thalia görür görmez eline geçirdiği ilk bezi ıslatıp parmağıma sardı. “Yara bandı.” Diyebildim birkaç dakika sonra. Thalia hemen koşup bir yara bandı ile döndü. Onu parmağıma sardıktan sonra iş değişimi yaptık. O kıymayı hazırlmaya koyuldu bende elime eldiven geçirip hamuru yoğurdum. O iş de bitince hamuru kesmeye geçtik. Artık ciddi bir iş bizi bekliyordu.
| |
| | | Elyssa Rhea Least Afrodit'in Çocuğu
Mesaj Sayısı : 82 Kayıt tarihi : 04/07/11
| Konu: Geri: 14. Geleneksel Temizlik Denetlemesi Çarş. Tem. 06, 2011 6:09 am | |
| Ilıktı gökyüzü.. Kelebeklerin uçuşları, kuşların ötüşleri tam bir orman havası yaratıyordu melez kampında. İçeriye adım atar atmaz yaşadığım büyülü tutku, benim yeni bir hayata başlangıcımı belli ediyordu sanki. Ellerindeki kılıçlarla birbirlerine karşı ustalıkla savaşan genç yakışıklılar, özlem çeken melezler ve eğitim görmekte olan bir çok kız ile doluydu kamp. Çekingen bir yapısı olduğu doğruydu Elyssa’nın. Ama buna rağmen çok sıcak, samimi bir kız olduğu da gözden kaçmıyordu. Ayağındaki deri çizmeleriyle ilerliyordu kampta. Etrafına mavi ve meraklı gözleriyle bakıyordu. Kulübesine gitmesi gerekiyordu. Kimseyi tanımaması, onun için bir dezavantaj idi ve kulübesine giderek bunu avantaja çevirebilirdi. Hızlı adımlarını bozmadan kulübesine doğru ilerledi. Oraya vardığında ise kapıyı ittirdi yavaş bir şekilde. Göz ucuyla içeriye doğru baktı ve kapının birden hızlıca açıldığını gördü. Elini tutarak içeriye davet eden mavi gözlü kıza gülümsedi Elyssa. Ardından da kızla tanıştı. Kulübede tam tamına bozulmayan bir temizlik havası vardı. Göz önünde bulunan ilk şey etraftaki parıldamaydı. Zaten, bunu hoş yapan da Afrodit kızlarının arkadan gelen söyledikleri çeşitli şarkılardı. Elyssa, yüzündeki gülümsemeyi kaybetmeden tanıştığı kardeşi Claire’ye sordu. “Yardım etmek istiyordum da. Bir şeyler verebilir misin?” Claire gülümseyere bunu rahatlıkla onayladı ve hızlıca koşuşturarak bir yerlere gitti. Mavi gözlerini kızın arkasından diken Elyssa, ilk günden temizlik yapmanın mantığını ve mutluluğunu düşünüyordu. Birkaç dakika sonra elindeki pembe toz beziyle yanına gelen Claire, genç kıza temizlik malzemelerini uzattı. Ardından fısıldayarak “İyi temizle Ely.” dedi ve göz kırptı. Genç kız kısık bir sesle kahkaha atarak “İyi temizleyeceğimden hiç kuşkun olmasın kardeşim.” dedi ve beyaz dişlerini gösterip, şeker bir biçimde gülümseyerek toz almaya başladı. Genç melezlerin yattığı yatakların kenarlarındaki tozları alıyor, küçük komidinlerin üzerindeki resimlere dalıp gidiyordu. Her komidine varışta, eğlenceli cisimler buluyor, komidini rahatlıkla temizliyor ve eşyaları tekrar yerine koyuyordu. Birden bire, şarkı söylemeye başladı. Daha doğrusu kendi kendine mırıldanmaya. Komidinlerin ve daha birçok yerin temizliğini bitirdikten sonra etrafa bakındı ve kulübedeki parlaklığın gittikçe daha da arttığını gördü. Hızlıca gülümseyerek kardeşi Claire’nin yanına gitti ve onunla beraber kulübeyi süzmeye başladılar.
| |
| | | Afrodit Tanrıça
Mesaj Sayısı : 284 Kayıt tarihi : 30/06/11
| Konu: Geri: 14. Geleneksel Temizlik Denetlemesi Çarş. Tem. 06, 2011 10:50 am | |
| En sonunda bu da olmuştu, kalkamıyordum. Yatağa yapışmış gibiydim, tuhaf bir şekilde uykum vardı. Neler oluyordu bana böyle ? Uyumazdım ben. Uykudan nefret eden bir gece kuşuydum. Şimdiyse ölü gibi uyumuş ve kalkmakta zorlanıyordum. Melez Kampı yormuştu galiba. -Kendine gel Adriana ! Bu sen değilsin ! Koş ve aynanın karşısına geç !- diyordu içimdeki ses. Hiç düşünmeden kalkıp banyoya gittim. Aynanın karşısına geçip, kendime baktım. Tepkisizdim. Yine bomboş bakışlarla yüzümü yıkadım. Su biraz açmıştı beni. Böyle olmamalıydım, normalde olsa aynadaki halimi gördüğüm an dehşete düşerdim. Bir an durup düşündüm. Sarhoş mu olmuştum ? Dün gece ne yapmıştım ben ? Hayır, sarhoş olmuş olamazdım çünkü dün geceden en son hatırladığım bütün Afrodit kızları toplanıp dedikodu yaptığımızdı. Hatta, dışarı çıkmıştım en son. Parçaları yavaş yavaş zihnimde toparlıyordum. Ormana doğru yürüyordum... Hava almak istemiştim. Biraz da rahatlamak. Bir çılgınlık yapıp, ormanda yürüyüşe gitmeye karar vermiştim. Kulübelerden belli mesafede uzaklaşmıştım, fakat hala kulübelerden gelen sesleri duyabiliyordum. Aniden olduğum yerde durdum. Adım atamıyordum çünkü kalbime hançer saplanmış gibiydi. Bir müzik... Bir müzik duymuştum, öyle bir müzikti ki, içimde çok derinlere dalmıştı. Müziğin ne olduğunu çıkaramamıştım ancak bende uyandırdığı hisler gerçekti. Nedenini bilemediğim bir özlem duyuyordum, kime veya neye olduğunu bilmeden üstelik. Olduğum yere saplanmış gibiyken, gözlerimin buğulandığını hissetmiştim. Gözlerim yaşlarla dolmuştu. Çıldırmış gibiydim. Çığlık atmak istiyordum ancak bunu beceremiyordum. Bir an durdum. Kabus muydu bunlar acaba ? Hayır, olamazdı. Çünkü yaşadığım hisler kesinlikle gerçekti. Gerisini hatırlamıyordum. Bütün bunlar saçmalık, dedim içimden. Kendime dönmeliydim bir an önce, hemen odama gidip makyaj masama oturdum. Yüzüme renk getirdikten sonra, Melez Kampı yazılı tişörtümü giyip, altına mini eteklerimden birini uygun buldum. Siyah topuklu ayakkabıyla da kıyafetimi tamamladım. Bugün biraz sadeliğe kaçmıştım. Her an bayılacak gibi hissediyor, aynı zamanda içimde bir yerlerde enerji patlaması yaşıyordum. Kendime anlam vermeye çalışmayacaktım. Yoksa aklımı kaçırabilirdim. Odamdan hızla çıkıp kardeşlerimin yanına gittim. O an en önemli şeyi unuttuğumu fark ettim, bugün temizlik günüydü ! Alexandra beni görünce bir kahkaha patlattı. Haksız sayılmazdı aslında. ''Adria ? Dün bizden gizli sarhoş mu oldun yoksa benim biricik kardeşim ? Sen şafaktan bile önce ayakta olurdun.'' Zorla gülümsedim. Oysa her sabah kahkahalarla bile uyanırdık. Ama ben hiç iyi değildim, bu gerçekti. Bilemiyorum dercesine ellerimi iki yana açtım. Bu konuyu kardeşlerimle bile konuşmak istemiyordum çünkü ben bile neler olduğunun farkında değildim. ''Claire, nereden başlayacağım ?'' Yapılacak en iyi şey buydu, hiç vakit kaybetmeden bir işin ucundan tutmak hem bana hem de kulübemize iyi gelirdi...
En son Adriana Valentino tarafından Perş. Tem. 07, 2011 12:51 am tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi | |
| | | Alexandra Bethany Daniels Afrodit'in Çocuğu
Mesaj Sayısı : 1854 Kayıt tarihi : 05/09/10
| Konu: Geri: 14. Geleneksel Temizlik Denetlemesi Çarş. Tem. 06, 2011 11:50 pm | |
| Thalai ile mantı yapma işi nereden aklıma gelmişti bilmiyorum ama çok eğlenceli olmuştu. Küçükken yapılışını izlediğim şeyi şimdi ben yapıyordum. Birkaç deneyimim olmuştu elbette ama şimdi sadece 2 kişi bir kulübeyi doyuracaktık. Hamuru açmıştık ve Thay kıymaları koyarken ben de yapmaya başlamıştım. Her ne kadar az da olsa bir yerden sonra bunaltıcı bir iş olmaya başlıyordu bu. Her yanımız un olmuştu ki daha yaptığımız kadar yapacağımız vardı.
Bu artık gittikçe sıkıcılaşmaya başlamıştı. Gözlerimi devirip elimi masaya dayadım. “Ben sıkıldım ya!” dedim. Şu an yapılacak ne kalmıştı bilmiyorum ama Thalia bana sertçe bakıp mantıları işaret etti. Ben de gözlerimi kısıp yerdeki unlardan aldığım bir avuç onu onun yüzüne attım. Thalia sinirle bana bakınca eline ilk geçirdiği bir avuç unu yüzüme buladı. Ne eğlenceliydi!
Karşılık vermezsem her yanım un olacaktı ve ben karşılık vermeden duramazdım. Bir bardak su alıp yüzünü ıslattım. Hamur olan yüzü o kadar komik duruyordu ki! Gülmekten yerlere yatmıştım. “Bunu sen istedin!” dedikten sonra un çuvalını alıp kafamdan aşağı boşalttı. Nefes alamıyordum. “Beyaz Bayrak çekiyorum!” dedim fakat o bana karşılık olarak “Kusura bakam canım! Ben beyaz bayrak çekmiyorum. "Dedikten sonra bana eline ne geçerse fırlatmaya başladı. Böyle hedef tahtası olamazdım ki! Aceleyle ayağı kalkıp, kendimi korumaya çalışarak bulduğum her şeyi fırlatmaya başladım. Böyle yakalanmak istemiyordum. Geçen ay çikolata bu ay un ne kadar da çok savaş çıkartıyordum ben!
Biz, ikimizde yeni düşene kadar savaşmaya devam ettikten sonra kavgamız ikimizin de nefes nefese kalıp pes etmesi ile sonlandı. “Bence biz mantı yamayalım.” Dedim gülerek. Derin bir nefes alıp unlu yüzümü, unlu yüzüne çevirdim. “Bence de mantıklı. Baksa, böyle giderse biz un bırakmayacağız. Ayrıca ben tüm gücümü tükettim. Ya daha basit bir yemek yok mu senin mönünde?” dedi. “Yok canım!” diye çıkıştım. “Artık sadece köfte yapabiliriz. Bir de makarna yaparız. Geriye kalan sürede tatlı ve içecek yapar bir de odalarımızı bitiririz.” Dedi. Başımla onu onayladıktan sonra temizlenmek için sırasıyla banyoya girdik.
Şimdi bir tek işim odam kalmıştı. Tüm dolapları sırasıyla boşalttım ve pembe puantiyeli siyah temizlik bezi ile dolaplarımı köşe bucak sildim ve en sevdiğim parfüm kokusu olan orkide çiçeği kokusunu tüm dolaplara bocaladım. Ay da bir parfüm değiştirirdim ve bu ay sırf orkide kokacaktım. Tüm kıyafetlerimi tekrar katlayıp, parfümleyip dolabıma koyduktan sonra odamdan çıktım. Mutfağa dalıp ne tatlı yapacağımı düşünürken köfte için kollarımı sıvadım.
| |
| | | Afrodit Tanrıça
Mesaj Sayısı : 284 Kayıt tarihi : 30/06/11
| Konu: Geri: 14. Geleneksel Temizlik Denetlemesi Perş. Tem. 07, 2011 1:40 am | |
| ''Bence kendi odanı düzenlersen, büyük bir bölüm biter Ad.'' dedi Claire, gülümseyerek. Haklıydı, her gün apayrı kıyafetler giyip hepsini de ortalığa savuruyordum. Aslında kendi odamı düzenlemek iyi olurdu, belki o arada bende düzelirdim. Bugünkü tuhaflığımı gizlemek istiyordum. Odama geri döndüm. Topuklu ayakkabılarla temizlik yapılır mı diye düşünür çoğu kişi, ama ben normal ayakkabılardan daha çok rahat ediyordum. Tuhaftı ama babam modacı olduğu için aynı zamanda manken gibi büyümüştüm. İşe önce ortalığa saçılmış kıyafetleri temizlemekten başlamalıydım. Özellikle yerler, topuklu ayakkabı kaynıyordu ! Onları toplamadan önce, temiz bir dolaba dizmemin gerektiğini düşündüm. Dolabımda ne varsa dışarı çıkardım. Nasılsa hepsini sil baştan dolaba dizecektim. Elime pembe bir bez alarak dolabın en köşelerine kadar sildim. Dolapta toz kalmamalıydı. Belki de en zor bölüm buydu, çünkü ben kıyafetlerimi dolaba dizmeyi çok severdim. Dıştan bakılınca temizliğe elini bile sürmeyen bir züppeye benziyordum, ama ben kendi eşyalarımı kendim düzenlerdim her zaman. Manhattan'da hizmetçimiz doluydu, babam eve elini bile sürmezdi. Ancak ben başkasının düzenlediği şeyleri bulamazdım, kendi eşyalarıma dokunulsun da istemezdim. Mükemmeliyetçiliğimden kaynaklanırdı bu, kendi eşyalarıma en iyi düzenlemeyi benim yapacağıma inanırdım. Böylece temizliğe de alışmıştım işte. Babam çok kızardı bu huyuma, kendi odamı kendim düzenlememi bile garip bulurdu. O hayatı boyunca başkalarına yaptırmıştı çünkü. Bunları düşünürken, dolabımı temizlemeyi bitirmiştim. Bir toz zerresi bile bırakmamak için özenle silmiştim her yerini. Sonra güzel parfümlerimden birini sıktım dolaba. Bunu hep yapardım, dolabımın parfüm kokması bana özel olduğu hissini tekrardan yaşamamı sağlardı. Sıktığım pahalı bir parfümdü ama bu parfümlerden dolu olduğu için umursamadan harcıyordum. Nasılsa Manhattan'a kaçabilir ve oradan hemen yenisini alabilirdim. Hatta babam bile almış olabilirdi. Parfümleri çok kullandığımı bilirdi. Sonunda dolabımın içine baktığımda tertemiz görünüyordu ve parfümümün kokusu sinmişti. Dolabın dışını da iyice sildim, aynaları parlattım. Aynada pürüzsüz bir görünüm önemliydi Afrodit kızı için. Sonunda kıyafetlere gelmişti sıra. En sevdiğim bölüm ! Yere saçılmış değerli ayakkabılarımın hepsini topladım ve kocaman dolabımın ayakkabılar için ayırdığım bölmesine dizdim. Tasarımcıların isimlerine göre, alfabe sırasına uyarak dizdim hepsini. Ayakkabılar bölmesi renk cümbüşü gibiydi. Üstüne çılgın kıyafetlerim gelince neye dönecekti acaba ? Elbiselerimi de tasarımcıların isim sırasına göre askılara asmaya başladım. Hepsinde bir anım vardı o elbiselerin... Her birinde ayrı bir şatafat. Bunları şimdi düşünmek istemiyordum. Manhattan'da yaşarken de kendim dizdiğim için tasarımcıların isim sırasına kadar ezberlemiştim herşeyi. Unutmam mümkün değildi çünkü hepsi çok özeldi, modaya olan saygım sonsuzdu. Bazıları hassas ve tuhaf tasarımlar olduğu için elbise bölümü dolabı temizlemekten uzun sürmüştü. Ama o da bitmişti sonunda. Derin bir nefes alarak dolabı kapattım. Şimdi sıra etek, tişört gibi parça parça kıyafetleri aynı zamanda makyaj masası olarak kullandığım şifonyerimin çekmecelerine yerleştirmekti. Sanki bugün gelmiş gibiydim, dolapları sıfırdan yerleştiriyordum ! Önce her zaman yaptığım gibi şifonyerimin tozunu alıp, parfümlerimden sıktım. Birisi beni görse gerçek bir deli olduğumu düşünebilirdi, yazık. Ardından kıyafetlerimi özenle yerleştirdim. Şifonyerimin üstündeki çantalar dolusu makyaj malzemeleri ve cilt bakımı ürünlerini yatağıma atıp oraların da tozunu aldım. Ardından aynayı iyice parlattım. Elimdeki bez iyice kirlenmişti, zaten işi de bitmişti çünkü bezle silinecek yer kalmamıştı. Zemini de süpürgeyle hallederdim. Yatağım ve yerlere geçmeden önce cilt bakım ürünlerini sırayla şifonyerin üstüne dizdim. Sonrasında makyaj malzemeleriyle parfümleri sıraladım. Şifonyer bölümü de tamamlanmıştı. Odaya şöyle bir baktım. Yerde hiçbir eşyamın kalmadığına o kadar sevinmiştim ki ! Şimdi yerleri temizleyecektim. Odamdan çıkıp süpürge bulmaya gittim. Kulübemizde temizlik hızla devam ediyordu ve kardeşleri yorgunluktan bayılacaklardı nerdeyse. Bana tam tersi bir iş yaptıkça daha çok enerji gelmişti, sabahki bunalımımdan kurtuluyordum. Ben boş duramazdım, boş durursam delirebilirdim ancak. Oralardan bir süpürge bulup içinde suyla karışık temizlik maddesinin bulunduğu kovayı aldım. Ardından hızla odama yöneldim. Süpürgeyi kovaya batırıp yerleri silmeye başladım. Yerler silindikçe parlamaya başlıyordu. Odamın gerçekten bir temizliğe ihtiyacı vardı ve neyse ki bunu fark edebilmiştim. Temizlik günleri bunun için vardı. Yerleri silerken eski hayatımda da odamı babamı dinlemeyip kendim düzenlediğim için kendimle minnet duydum. Yerler de yavaş yavaş bitiyordu. Bu sırada bir şarkı mırıldanmaya başladım. Zamanla bu mırıldanma konsere dönüştü. Buraya ilk geldiğim gece yazdığım şarkıyı söylüyordum. Çıldırmış gibi şarkı söylerken aniden durdum. Yerleri silmeyi bitirmiş, üzerinden birkaç kez geçiyordum bile. Müzik yine kendimi unutturmuştu bana. Olsun, fazla temizlikten hiç zarar gelmezdi. Süpürge ile kovayı odamdan çıkıp yerine yerleştirdim. Etrafa bakınmadan hızla odama gittim. Geriye sadece yatağım kalmıştı ! Hemen yatağımı düzenlemeye başladım. Çarşafımı düzelttim, ardından yastık kılıfımı değiştirdim. Makyajımı temizlemeden yattığım günlerde kirlenmişti. Kocaman dolabımın en üst rafında yedek çarşaf, yastık kılıfı ve yatak örtüleri bulunuyordu. Hemen oradan yeni bir kılıf alarak değiştirdim. Yatak örtümü düzgün bir şekilde örttüğümde, yatağım da düzenlenmişti. Odamın kapısına doğru ilerledim. Ve kapıdan odama baktığımda, pırıl pırıl parlıyordu. İlk gün bulduğum gibi. Odamın temizliğini sonunda bitirmiştim !
Hemen kızların yanına dönüp diğer işlere koyulmalıydım. Odamdan çıkıp onların yanına gittim. Kimisi mutfakta, kimisi salondaydı, bazıları da benim gibi odalarıyla ilgileniyordu. ''Odamı bitirdim Claire. Harika oldu ! Görmelisin. Bende hemen diğer işlere koyulayım, sanırım Alexandra ve Thalia mutfaktaydı, ben yemek yapmayı pek beceremem ama temizlikle ilgilenebilirim. Mutfağı temizlerim uygunsa.'' Claire memnuniyetle gülümsedi ve yanıma geldi. O an kendimi beklenmedik anlarda gelen kurtarıcılar gibi hissetmiştim. ''Bu çok iyi olur Adriana. Alexandra ve Thalia yemek yapmakla uğraşıyorlar, çok yoruldular. Biz de gördüğün gibi salon ve banyolarla uğraşıyoruz. Daha kulübenin dışı var. Mutfağı sen temizlersen çok yardımın dokunmuş olur. Şimdi odana bakalım, bir eksiği kalmış mı ?'' Göz kırptı ve odama doğru ilerledik. Odamın kapısını açtığında çok şaşırdı. Dolaplarıma, şifonyerime, her yere baktı. Tertemizdi. ''Tebrikler Ad ! Genelde yeni gelen melezler odalarını bu kadar kusursuz temizleyemezler. İyi iş yapmışsın. Şimdi ikimizde işlerimize dönelim ki bir an önce bitsin. Akşama bol bol dinleniriz. Kulübemiz tertemiz olduktan sonra tabii.'' Dedikleri beni çok sevindirmişti, birşeyler başarmak güzeldi. Hızla mutfağa yöneldim. Alexandra ve Thalia bezgin görünüyordu. Tezgah un doluydu. İyice baktığımda mantı yapmaya çalıştıklarını ancak olmadığını gördüm. Haklılardı, bu kadar yorucu bir günün ardından mantı gibi zor bir yemek yapılamazdı. Mantı, oldukça zahmetli bir Türk yemeğiydi. Babamla İstanbul'a bir moda etkinliğine katılmıştık ve o arada İstanbul'u gezerken Türk kültürünü de keşfetmiştim. ''Mantı mı yapacaktınız kızlar ?'' Alexandra çarpık bir gülüş attı. ''Maalesef yapamadık. Şimdi kalan diğer işleri bitirip tekrar döneceğiz ve başka yemekler yapacağız. Daha az zahmetli yemekler.'' Derin bir iç çekerek gülümsedi ve Thalia ile mutfaktan çıktılar. Doğal olarak muhabbet edecek halleri yoktu. Mutfak berbat haldeydi. Hemen temizliğe başlamalıydım. Öncelikle tezgahı temizlemeli, sonra dünden kalan bulaşıkları yıkayıp çöpleri çıkarmalıydım. Yerleri de unutmamalıydı elbet. Şöyle bir bakındım, bulaşık suyu vardı. Kenarda boş bir kova duruyordu, kovanın kenarında da o pembe bezlerden. Sadece süpürge bulmam gerekecekti. Mutfaktan çıkıp malzemelerin olduğu yere doğru ilerleyerek süpürge buldum. Şansıma bıraktığım süpürgeyi kimse almamıştı. Yoksa süpürge bulmakla uğraşacaktım. Süpürgenin çaprazında temizlik maddeleri vardı. Onlardan da bir tane alıp mutfağa geri döndüm. Kovaya çeşmeden su doldurup, içine temizlik maddesi karıştırdım. Süpürgeyi kovaya batırıp, çıkardım. Yerleri hızla ve iyi bir şekilde silmeye çabaladım. Yaklaşık on dakika sonra yerler bitmişti. Süpürgeyi kenara koydum. Önce bulaşıklar ve çöpleri hallettikten sonra tezgahı temizlemeliydim çünkü bulaşık iyice batıracaktı. Vaktimi boşa harcamamalıydım. Bir kenarda yığılı bulaşıkları sırayla yıkamaya başladım. Elimde köpüklü bulaşık suları ve süngerle bulaşıkları hallederken yine bir şarkı eşlik ediyordu bana. Hem de söylemeyi fazlasıyla sevdiğim bir şarkı. Bu küçüklüğümden beri dinlediğim bir Sergio Endrigo şarkısıydı. Babam 5. yaşıma girdiğim doğum günümü kutlarken bir orkestra çağırıp çaldırmıştı bu şarkıyı. En önemlisi de, o söylemişti. Şarkının gerçeğini duyunca babamın ne kadar yetenekli olduğunu düşünmüştüm. Sesi şarkıyı söyleyene çok benziyordu. Babama hayranlığım oradan başlamıştı işte... Her yönüyle bir sanatçıydı o. Sadece moda kültürü değil, müzik kültürü de katmıştı bana. Onun sayesinde böyle olmuştum. Şimdi ne zaman Canzone Per Te aklıma gelse, ya da duysam, gözlerimi doldurur o şarkı. İçimde nedeni belirsiz bir özlem yaratır... Birkaç söz döküldü ağzımdan. ''È stato tanto grande e ormai, non sa morire. Per questo canto e canto te... La solitudine che tu mi hai regalato, io la coltivo, come un fiore...''
Bu şarkı beni köklerime, doğduğum ancak yaşamımı sürdürmediğim İtalya'ya götürmüştü. Milano'nun havası, ihtişamı, küçükken görmeye bayıldığım Gotik katedral Duomo di Milano, tarihi ve ilk gördüğüm alışveriş merkezi Galleria Vittorio Emanuele II... Peki ya Venedik ? Doğduğum yer olan Milano dışında İtalya'nın en sevdiğim yeriydi Venedik. Kanallar, San Marco Meydanı, o gösterişli gondollar... En kısa zamanda İtalya'yı gezmeliydim. Bir şarkı daha beni başka yerlere götürmüştü. Ve o arada yine bir işi bitirmiştim. Bulaşıklar tamamdı, son kez duruladıktan sonra hepsini dolaplara ve çekmecelere dizdim. Hazır elim suya değmişken tezgahı da şimdiden bitireyim diye düşündüm, çöpleri sonra çıkarırdım. Kovanın kenarında duran bezi alıp, su ve temizlik maddesine batırdıktan sonra tezgahı köşe bucak sildim. Sildikçe bezi lavaboda durulayıp kirleri akıtıyor, böylece bezin de temiz kalmasını sağlıyordum. Sonunda tezgah bitmişti, bir un zerresi bile bırakmamıştım. Bezi son kez durulayıp kovanın kenarına bıraktım tekrar. Ardından mutfak dolaplarının birinden büyük bir çöp torbası bulup açtım ve bulduğum çöpü içine doldurdum. Bunları yapmadan önce eldivenimi takmayı unutmamıştım çünkü ellerime özen gösterirdim. Bulduğum çöpü torbaya doldurduktan sonra torbayla beraber dışarı çıktım ve çöpleri atmam gereken yere attım. Mutfağa geri döndüğümde, odam kadar temiz olduğunu gördüm. Sözümü tutup, burayı da pırıl pırıl yapmıştım. İçimde derin bir rahatlama olmuştu...
En son Adriana Valentino tarafından Cuma Tem. 08, 2011 8:35 am tarihinde değiştirildi, toplamda 4 kere değiştirildi | |
| | | Alexandra Bethany Daniels Afrodit'in Çocuğu
Mesaj Sayısı : 1854 Kayıt tarihi : 05/09/10
| Konu: Geri: 14. Geleneksel Temizlik Denetlemesi Perş. Tem. 07, 2011 11:58 pm | |
| Odamı temizlemeye devam ederken makyaj malzemelerimi toparlamam gerektiğinin farkına vardım. Ne de olsa kıyafetlerimi toparlamıştım. Makyaj masama doğru ilerleyip çekmecemden bir büyük bez çıkarttım ve yere serdim. tüm şişelerin tozunu alıp teker teker beze koyduktan sonra masamın üzerini bastıra bastıra bir kaç kez sildim. Ne kadar süredir silinmemişti bu. Gerçek rengi kar beyazı olan masa şu an gri rengindeydi. Sil sil çıkmıyordu lekeler. Sinirlerim bozulmuştu. Niye normal bir şekilde çıkmıyordu bu leke Ayrıca ben onu daha 1 ay önce silmiştim en azından. Bu kadar çabuk gri olması insanı sinir ediyordu.
Elimdeki bezi yıkayıp tekrar masayı sildikten sonra teker teker malzemelerimi yerleştirdim. Aynamı da sildikten sonra teker teker tüm dolaplarımın dışlarının tozunu aldım ve İşimin bittiğinden emin olunca ellerimi yıkayıp mutfağa geri döndüm. Bugün sade bir menü yapıyorduk. Tabii mantı sayılmazsa. O ne feci bir şeydi hala aklımdan çıkartamıyordum. Neyse ki onun gibi güzel şeyi bırakıp köfte ve patates kroket yapmaya karar vermiştim. Onlar hem daha basitti ve doyurucuydu. Akşamın sonunda da güzel bir kapanış yapıp bir tatlı yapmak istiyordum ama ne yapacağıma karar vermeden patatesleri püre haline getirmeye ve köfteleri kızartmaya başladım. Yarım saate hazır olacaklarını bildiğim için Thalia'dan sofrayı hazırlamasını istedim.
Güzel bir kapanış yapmak istiyordum ama tatlıya vakit ayıramamıştım. Aceleyle pişenleri bir tabağa koyup herkesi sofraya çağırdım. Bu denetlemeyi atlatmıştık ama önümüzde yeni ve zorlu bir tanesi daha vardı. Ne yapıp edip onu da atlatacaktık ama puanımız iyi olmayacaktı. Çünkü, artık uyanan bir sürü kulübe vardı ve bu denetleme çok çekişmeli olmuştu. Sonuç hala belli olmasa da ilk 3 arasında olmak istiyordum. Yemekler bittikten sonra oturup sohbet etmeye başladık.
| |
| | | Alexandra Bethany Daniels Afrodit'in Çocuğu
Mesaj Sayısı : 1854 Kayıt tarihi : 05/09/10
| Konu: Geri: 14. Geleneksel Temizlik Denetlemesi Cuma Tem. 08, 2011 12:02 am | |
| | |
| | | | 14. Geleneksel Temizlik Denetlemesi | |
|
Similar topics | |
|
| Bu forumun müsaadesi var: | Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
| |
| |
| |
|