Huzur dolu bir şekilde gökyüzünü seyrederken "Bugün hava oldukça güneşli, değil mi Luna?" diye sordum yanımda yürüyen kardeşime. O da kısa bir süre gökyüzüne baktıktan sonra "Evet, öyle." diye cevap verdi. Kardeşlerimle vakit geçirmek her zaman iyi geliyordu bana. Şimdi olduğu gibi. Kardeşim Luna'nın yanında, bu güzel havada oldukça mutlu ve huzurluydum. Kulübemize yeni kardeşler geldikçe kamp daha güzel gözüküyordu gözüme. Ama bir eksiklik var gibiydi. Sanki... Sanki kamp biraz fazla sakindi. Bu alışılmadık bir şeydi aslında. Kampta çoğu zaman insana heyecan verecek bir olay bulunurdu, kamp bu denli sakin olmazdı pek. Belki de bundan memnun olmam gerekirdi ama nedense pek memnun değildim. Belki de bu duruma alışık olmadığım içindi. O sırada "Kamp bugün fazla sakin sanki." dedi Luna içimi okumuş gibi. Başımı onaylar anlamda sallayarak "Bana da öyle geldi." dedim. Sonra da "Biraz macera fena olmazdı." diye ekledim. Evet, ihtiyacım olan buydu. Macera. Ama kardeşim Luna bunu istiyor muydu, ondan emin değildim işte. Eğer o da benimle aynı fikirdeyse ona bir göreve çıkmayı ya da bir maceraya atılmayı önerecektim. Luna bana "Haklısın kardeşim, biraz macera olsa hiç de fena olmazdı." dedi. İşte, benim beklediğim cevap da buydu. "Öyleyse niçin tehlikeli bir maceraya atılmıyoruz?" diye sordum. Bu soruyu melez olmayan birine sorsaydım bana deliymişim gibi bakardı herhalde. Ama Luna benim gibi bir melezdi ve bana sanki o da bunu dememi bekliyormuş gibi bakıyordu. "Bu, harika olur Appz!" dedi heyecanla. Onun bu olumlu cevabı beni de heyecanlandırmıştı. "Haydi o halde, kulübemize gidip yanımıza gerekli eşyaları alalım. Böyle elimizi kolumuzu sallayarak gidemeyiz ya." dedim. Luna da başını sallayarak "Haklısın." dedi ve hızlı adımlarla kulübeye doğru yürümeye başladık. İçimde bulunan bu heyecanla artık her şey daha canlı gözüküyordu gözüme. Sanki etraftaki çimenler, çiçekler, ağaçlar vb. daha canlı renklere bürünmüştü. Sonunda kulübeye ulaştığımızda birbirimize bakarak gülümsedik ve odalarımıza koştuk. Dolabımı açtığımda ne giyeceğim hakkında hiçbir fikrim yoktu ama bir macera yaşamak için sabırsızlanıyordum. Dolabımdan hemen bir kot pantolon ve mavi renkte bir bluz kaptım. Sanırım bir macera için uygun ve sorun çıkartmayacak cinsteydiler. Kıyafetlerimi çabucak giydikten ve saçımı yine mavi bir tokayla sıkıca bağladıktan sonra sıra çantamı hazırlamaya gelmişti. Hemen bir sırt çantasını aldım ve içine gerekebileceğini düşündüğüm malzemeleri doldurmaya başladım. Gerçi daha nereye gideceğimiz bile belli değildi. Bu yüzden neleri alıp neleri almamam gerektiğini pek bilmiyordum ama yine de kafama göre dolduruyordum çantamı işte. Sırt çantama malzemelerin hepsini koyduktan sonra çantanın fermuarını kapattım ve bir şey unutup unutmadığımı anlamak için etrafıma bir göz gezdirdim. Sanırım artık hazırdım, her şey tamamdı. Çantayı elime aldım ve içimdeki heyecanı bastırmaya çalışarak ortak salona doğru yürüdüm.