Ceza tarlalarına geldik. Burası gitmek istediğim en son yerdi. İçimden ölünce buraya mı geleceğim acaba diye sordum ama sonra buraya gelmeyeceğimi düşündüm. Ben bu kadar kötü birisi değildim. Tamam, sürekli birilerine sataşıyordum ama olsun bu kadar kötü değilim. Elisyum'a gider miyim bilmiyorum ama buraya gitmeyeceğim kesindi. El’in sorusuna kendime geldim. Ne yapacağımızı soruyordu. Ah, bu sorunun cevabını bir bilsem. Bir ceza çeken ölü dikkatimi çekti. Önce yeri kazıp büyük bir çukur açıyor sonra bu çukuru tekrar dolduruyordu. Çok zor bir işti ama adamın bu cezayı hak ettiği gözlerinden belliydi. Resmen ben kötüyüm diyordu. El’e döndüm ve "Birilerine mi sorsak?" dedim. Elena bana yapma der gibi baktı. Haklıydı, etrafımızda kötülerden başka kimse yoktu ama başka da çaremiz yoktu. Her şansımızı denediğimizde ummadığımız yerlere çıkıyorduk.