El yürümekte çok zorlanıyordu. Belli ki kötüydü ama bana iyi olduğunu, birazdan geçeceğini söyledi. Ne yaptıysam onu dinlenmesine ikna edemedim. Buradan hemen giitmek istiyordu. Bunu bende çok istiyordum ama burdan nasıl çıkacağımızı bilmiyordum. Bunun için dolanıyorduk. Bir çıkış yolu arıyorduk. Ancak çok yavaş yürüdüğümüzden burada saatlerce kalacağımızı biliyordum. Tek istediğim şey bize saldıran bir canavarın olmamasıydı ama bir melez olaraktan bunun imkansız bir şey olduğunu biliyordum. Hele hele yeraltına izinsiz inmişken! Uzun bir süre daha yürüdükten sonra karşımıza bir ırmak çıktı ama bu ırmak bildiğim ırmaklara hiç benzemiyordu. Bir kere rengi farklıydı. Ondan sonra içinde bir sürü şey vardı. Anladığım kadarıyla burası Styks ırmağıydı. Ben buraya ik defa geldiğim için tanımam uzun sürmüştü ve buraya gelmeyi hiç beklemiyordum. Anlaşılan yanlış yerdeydik.