Bart gönderdiğim Iris mesajını almıştı. Onu saraya davet etmiştim. Diğer çocuklarımın hemen hemen hepsiyle tanışmıştım. Ama Bart'ı tanımıyordum. Poseidon'un yokluğunda bundan iyi fırsat bulamazdım. Saray'da taht odasında oturmuş beklerken, nedime odaya girip saygıyla eğildi. ''Tanrıçam, misafiriniz geldi.'' Ayağa kalkarak, ''İçeri alın.'' dedim. Sırtımı kapıya dönüp beklemeye başladım. Kapıların açıldığını ve içeri birinin girdiğini duydum. Arkamı dönüp baktığımda Bart'la göz göze geldik. Uzun boylu ve benim aksime, tıpkı babası gibi esmerdi. ''Merhaba tanrıçam.'' diyerek başını eğdi. Gülümseyerek onu karşıladım, ''Hoş geldin, Bart. Lütfen yaklaş, seni daha yakından tanımak istiyorum.''