Uzun Aradan Sonra Gerçek Eğlence

26- Kulübende bir arkadaşını ağırlayacaksın.
Mekan: Ait olduğun kulübe
Katılacaklar: Sen ve arkadaşın.

Bugün Luna bizim kulübeye gelecekti. Heyecanlanmıştım. Daha önce hiçbir arkadaşımı kulübeye çağırmadığım içindir belki de. Her neyse hazırlanmıştım. Saçlarımı yapmış ve gözlerimi güzel gösterecek müthiş bir makyaj yapıp güzel gri bir bluz giydim. Altıma da siyah dar paça ve siyah, 10 cm ince topuklular.

Bir kaç dakika sonra Luna kulübenin girişinde belirdi. Hemen kapıya gidip sarıldım ve onu içeri davet ettim. "Luna! Nasılsın?" dedim ilk olarak. Ellerim titremeye başlamıştı.

"İyiyim. Sen? Ne yapıyorsun örneğin?" dedi. Kısa bir sohbetin ardından sevinerek benim odama geçtik. Odama girerken aklıma bir soru geldi? "Bir Afrodit kızı tarafından süslenmek ister misin?" diye sordum. Bana şaka mı yapıyorsun dercesine bakıyordu. "Bir Afrodit kızı tarafından süslenmeye kim hayır diyebilir ki?" dedi. Hayatımda attığım en güzel kahkahayı atmaya uğraşarak güldüm. "Peki öyleyse Bayan. Kendinizi Alexandra'nın süsleme yeteneğine bırakın." dedim ve makyaj masamın önündeki dönen sandalyeye oturttum.

Bir kaç eşya almam gerekiyordu. Maşa, düzleştirici, kurutma makinesi filan. Kendi saçımı yaparken kullandığım ve saç ıslatmak için kullandığım sprey kutusunu ve havluyu da yanıma alıp işe koyulmaya başladım.

İlk önce saçlarını ıslatmam gerekiyordu ve sprey kutusunun içindeki su sayesinde bir kaç saniye içerisinde saçını ıslatmayı başardım. Şimdide saçını taramaya başladım. Saçları çok güzeldi ve değerini bilmeliydi.

Luna bizim kulübeye girer girmez makyaj masama oturtmuş ve onu süslemeye başlamıştım. Çok eğlenceli bir işti bu bence. Kıskanılası saçları vardı Luna'nın. Adeta hayran kalmıştım. Benim saçlarımın kıvırcık-lüle arası bir şey olması düşünülünce gerçekten de güzel saçları vardı. Saçlarını tarama işini bitirdikten sonra bir saçlarını süzdüm. Acaba ne giderdi ona? Düz mü yoksa lüle mi? Bir düşündükten sonra maşayı elime alıp başladım saçlarını kıvırmaya. Saçının tamamını yapmayacaktım. Dalgalı ve hafif lüle arası olacaktı saçları. Gülümsedim ve hemen işime döndüm.

Birinin saçları ile uğraşmak beni mutlu ediyordu ama bu güzel saçla uğraşmak ayrı bir keyif veriyordu bana. Bir süreden sonra saçları bitmek üzereydi ki ona hayran kaldığımı fark ettim. Kolay kolay beğenmezdim birinin saçını. Fakat bu harika olmuştu. Doğal duruyordu ama yapılmıştı saçları.

Aynaya bakmasına fırsat vermeden bir bant bulup gözlerini kapattım. "Berbat mı oldu saçlarım?" diye sordu Luna. Düşünüp yanıt verdim. "Muhteşem oldu ama süpriz kalmasını istiyorum" dedim.

Şimdi makyaj sırasıydı. Saçı ile orantılı bir şey olmalıydı. Çok abartıya kaçmayacak fakat yeterince de güzel duracaktı. Doğal bir şekilde yüzüne teninin biraz daha koyu renginde astar yaptıktan sonra üzerinden bir kez daha geçtim astarın. Bir başka fırçamı alıp kırmızı parlak ruju sürmeye başladım dudağına. Hemen ardından gözlerine simsiyah bir kalem çektim ve onun üzerine altın sarısı bir far sürdüm. O iş de biter bitmez rimel ile kirpiklerini düzelttim ve işte! Bitmişti. "Şimdi yavaşça bandı çıkar ve aynaya bak!" dedim sevinçle.