Kulübede canım sıkılıyordu. Bugün farklı bir şeyler yapmak istiyordum. Mesela... Mesela voleybol oynamak... Evet, bu olabilirdi! Uuzn zamandır voleybol oynamıyordum. 5. sınıftayken gittiğim okulda bir arkadaşımla ya da tek başıma voleybol oynardım. Voleybolu severdim de, ama artık unutmuştum. Kuralları hatırlıyordum tabii, çok güzel servis de atabiliyordum. Ama ya birisi çıkıp onunla oynamamı söylerse? O zaman biterdim işte. Ya da, amaan, kurallara göre oynardım. Kazanamazsam ne ala, kazanırsam pekala.
Bu düşüncelerle voleybol sahasına doğru yol aldım. Voleybol sahası boştu, etrafta bir kutu içinde voleybol topları ve uzun bir fileden başka bir şey yoktu. Bol bol güneşi de unutmayalım! Herhalde birisi bana güneş tepedeyken gel oynayalım demezdi. Birkaç dakika sonra terden sırılsıklam olurduk çünkü.
Voleybol toplarının olduğu sepete gittim ve en sertinden bir top alıp bulabildiğim en gölge köşede duvarla oynamaya başladım. Paslanmadığımı görmek beni rahatlatmıştı. 5. sınıftaki yeteneklerimi kaybetmemişim demek oluyordu bu. 5. sınıfta bayağı güzel voleybol oynardım aslında. Hatta beden hocası okul takımına girmemi önermişti ama ben istememiştim. Zaten o olaydan kısa bir süre sonra da okuldan atılmıştım.
Biraz da duvardan uzaklaşıp duvara servis atacak mesafeye geldim ve servis atmaya başladım. Bir süre daha böyle devam ediyorken bir kızın bana "Selam," dediğini duydum. Kanım donmuştu adeta. Bu kız benimle voleybol oynamak istemesin diye tüm tanrılara dua etmeye başladım. Çünkü bana voleybol oynamayı teklif ederse reddedemezdim.