Olimpos Rpg Percy Jackson ve Olimposlular ile Olimpos Kahramanları serilerinden esinlenilerek oluşturulmuş, zirvedeki rpg forum sitesi. |
|
| Kano Gölünde Boğulmuyorum | |
| | Yazar | Mesaj |
---|
Barney Awesome Hermes'in Çocuğu
Mesaj Sayısı : 196 Kayıt tarihi : 23/04/11
| Konu: Kano Gölünde Boğulmuyorum Cuma Haz. 03, 2011 7:26 am | |
| Seth’in kız arkadaşı olduğundan beri kulübe içinde bulunma istatistikleri büyük bir düşüş yaşamıştı. Ben de buna bir son vermek istediğimden ya da yalnızlıktan sıkıldığımdan dolayı Seth’le beraber kano gölüne doğru gittim. Oturup gelen geçeni keserken Seth ağaçla antreman yapıyordu. Yanına gidip “Ne yapıyorsun, kafan mı güzel?” dedim alayla. “Antreman yapıyorum, sen de yapsan iyi olur. Geçen gece canavarların elinden zar zor kurtuldum zaten” dedi ve ağaçla olan kılıç randevusuna geri döndü. On dakika geçmeden yanıma geldi ve “Şu ağaçlara tırmanalım. Gelen kızları daha rahat görürsün” dedi. Teklifini kabul edip en yüksek gördüğüm ağaca tırmanmaya başladım. Seth’te hemen yanımda ki ağaca tırmandı. Biz öyle etrafa bakınırken göle yaklaşmakta olan kız dikkatimi çekmişti ve üstelik neredeyse ağaçtan düşmeme sebep oluyordu. Seth’e bakıp “Şimdi izle” dedim ve ağaçtan kıza görünmeden inmeye başladım. Kıza baktığımda gölün kenarına gelmiş kendi yansımasını seyrediyordu. Hemen göle atladım ve “Yardım edin! Yüzme bilmiyorum! Boğuluyorum!” diye bağırmaya başladım. Aslında çok iyi yüzerdim ve anladığınız üzere bu bir taktikti. Yaklaşık bir dakika sonra kız suya girip beni çekmeye başladı. Keşke biraz daha geç gelseydi, o zaman suni teneffüs yaptırma şansım olabilirdi ama hemen yardıma gelmişti. Lanet olsun! “Sen iyi misin?” diye sordu. “Acıı ıstıraap” diye inlemeye başladım.
En son Barney Awesome tarafından Cuma Haz. 03, 2011 7:45 am tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi | |
| | | Jill Violet Temple Artemis Avcısı
Mesaj Sayısı : 121 Kayıt tarihi : 26/05/11
| Konu: Geri: Kano Gölünde Boğulmuyorum Cuma Haz. 03, 2011 7:44 am | |
| Öğlene kadar uyumuştum, gözlerim de şişmişti. Hala uykulu olmanın verdiği rezillikle sürünerek kulübede ortalarda biraz dolandım. Kimse yoktu koca kulübede! Yüzümü soğuk suyla iyice yıkadım, biraz kendime geldikten sonra kahvaltı için mutfağa indim ama hiç olmadığım kadar üşengeç hissettim ve bir şey yemeden kendimi dışarı attım. Yolda bir kaç meleze selam verdim, ayaklarımın götürdüğü yere ilerledim. Hava güneşliydi, gökyüzünde tek bir bulut yoktu. Kendimi biraz mutlu hissettim, huzur bulabildiğim tek yere, Kano Gölü'ne ilerledim. Gölün kenarına oturup kendimi biraz izledim. Sabah saçlarımı örmüştüm, güzel duruyordu. Acaba annem de bana benziyor muydu? Nasıl biriydi? Apollon bana onu anlatır mıydı? Annemi düşünürken garip sesler duymaya başladım. “Yardım edin! Yüzme bilmiyorum! Boğuluyorum!” Göle bakmaya başladım, birileri çırpınıyordu. Vakit kaybetmeden göle atladım ve onu kenara çekmeye başladım. Ne kadar da ağırdı! Kenara çektiğimde ona şöyle bir baktım. Aslında gayet iyi görünüyordu, revirlik bir şeyi yoktu. “Sen iyi misin?” diye sordum. “Acıı ıstıraap” dedi inleyerek. Gülmemek için kendimi zor tuttum. "Bir şeyin yok adamım, kalk hadi" dedim gülümseyerek. "Emin misin bir şeyim olmadığına?" "Yüzme bilmediğin halde göle atlama manyaklığında bulunman dışında, hayır" dedim. Bu sefer o da gülümsedi. "Teşekkür ederim" dedi yattığı yerden doğrularak. Ben de yanına oturdum. "Sorun değil, bir daha boğulursan araman yeterli" dedim. İlk önce bir şey söyleyecekmiş gibi ağzını açtı, sonra sustu. Kaşımı kaldırdım ve 'Ne?' anlamında başımı salladım. "Şey, ben Barney Awesome. Hermes oğlu" dedi ıslak elini uzatarak. Umursamadan elini sıktım. "Ben de Jill. Apollon kızı" dedim. Artemis avcısı olduğumu söylememiştim. Nedenini de bilmiyordum. | |
| | | Barney Awesome Hermes'in Çocuğu
Mesaj Sayısı : 196 Kayıt tarihi : 23/04/11
| Konu: Geri: Kano Gölünde Boğulmuyorum C.tesi Haz. 04, 2011 9:24 pm | |
| “Şey, ben Barney Awesome. Hermes kulübesinden” dedim nihayet. “Ben de Jill. Apollon kızıyım” dedi. Apollon kulübesine yeni birinin geldiğini duymamıştım. Ayrıca karşımdaki kızla nasıl desem ; daha samimi olmak istiyordum. Anlarsınız ya! Bunun için de bir sohbet konusu gerekliydi bana. “Sanırım kampa yeni geldin” diyerek fikrimi belirttim. “Evet, kampa geleli yaklaşık bir hafta oluyor” dedi. “Alışabildin mi kampa?” “Evet. Yeni arkadaşlar falan. Geçinip gidiyoruz öyle” dediği anda ağaçtan bir kıkırdama sesi duyuldu. Jill hemen yayını çıkarıp okunu yerleştirdi ve “O ağaçtan bir ses mi geldi yoksa yanılıyor muyum?” dedi. Lanet olsun Seth! Kapa o çeneni, burada yaptığım işi mahvettin. “Ne? Ses mi? Yoo. Hiç sanmıyorum. Yanılmışsın işte. İndirsene yayını” Gözünü ağaçtan ayırmadan “Emin misin ses gelmediğine?” diye sordu. “Lanet olsun! Tabii ki eminim” dedim hemen. “Tamam, sanırım yanılmışım” dedi. “Olabilir, sakinleş artık” dedim. “Tamam, sakinim ama ben susadım. İçecek bir şeylerin var mı?” diye sordu. “Tabii ki. Biraz kola ister misin?” dedim. “Kola mı? Kola yasak değil mi kampta?” dedi kuşkuyla bakarak. “Ne? Ben Hermes’in oğluyum” dedim gülerek. Ağacın dibindeki çantadan kolayı çıkarıp Jill’e verdim. “Teşekkürler” dedi. “Ee güneşe baksana tam tepede. Baban yakınlarda olmalı. Sanırım bu günlük bu kadar kurtarma işi yeter. Kulübelerimize dönelim” dedim. Yüzünde hiç hoşlanmadığı bir ifade belirdi. “Barney sana söylemem gereken bir şey var. Ben Apollon kulübesinde kalmıyorum” dedi. “Neden? Yoksa...” Ve erkek bir melezin, bir kızdan duyabileceği en kötü cümleyi söyledi. “Barney, ben Apollon kulübesinde kalmıyorum. Çünkü ben bir avcıyım” | |
| | | Jill Violet Temple Artemis Avcısı
Mesaj Sayısı : 121 Kayıt tarihi : 26/05/11
| Konu: Geri: Kano Gölünde Boğulmuyorum Ptsi Haz. 06, 2011 6:10 am | |
| “Barney, ben Apollon kulübesinde kalmıyorum. Çünkü ben bir avcıyım” dedim sonunda. Yüzündeki hayal kırıklığını görünce biraz şaşırdım. Sanki biraz da üzülmüş gibiydi. "Neden daha önce söylemedin? Düşünmüştüm ki..." "Ne düşünmüştün? Çıkacağımızı falan mı?" dedim gülümseyerek. Sinsi veya küçümseyici bir gülüş değildi, sevimli sayılabilirdi. "Ben, şey..." dedi ama gerisini getiremedi. Kıpkırmızı kesilmişti, gözlerini kaçırıyordu. "Ben bir avcı olabilirim Barney, aynı zamanda hisleri olan biriyim. Söz vermiş olmam, kimseden hoşlanmayacağım anlamına gelmiyor" dedim ayağa kalkarken. Cevap vermesine fırsat bırakmadan iki adım attım ama hemen arkamdan kalktı ve yanıma geldi. "Yani, bir şansım olabilir mi?" diye sordu. Ne kadar cesur diye düşünmeden edemedim. "Evet, bu kamptaki tüm erkekler kadar" dedim umursamazca. "Bence benim biraz daha fazla" Evet, gayet cesurdu. Biraz da ukala. Gülmemeye çalıştım ama pek beceremedim. Biraz sessizce yürüdükten sonra durdum ve ona döndüm. "Barney, iyi düşün. Ben avcıyım, yeminim var. Aramızdaki şey en fazla platonik olabilir. El ele tutuştuğumuzda bile Artemis bizi izliyor olacak" dedim. "Umurumda değil" Cevabı beni şaşırtmıştı. "Bir de beni tavlamak var tabii. Zordur" dedim. "Sorun değil" Kahkaha attım. Bu biraz küçümseyiciydi. Sonra arkama bakmadan kulübeme doğru ilerledim.
| |
| | | | Kano Gölünde Boğulmuyorum | |
|
Similar topics | |
|
| Bu forumun müsaadesi var: | Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
| |
| |
| |
|