Kano Gölü'nde

11- Kano Gölü'nde bir arkadaşınla rp yazacaksın.
Mekan: Kano gölü
Katılacaklar: Sen ve arkadaşın.(Maya ve Leo)


Hafta sonunda bulduğum fırsatı değerlendirip kampa geldiğime pişman olmak üzereydim. Kimse yoktu! Kardeşim Tom'la geziyor,hiç bir arkadaşım etrafta görünmüyordu. Kampta biraz gezdikten sonra hiç gitmediğim bir yere yöneldim. Kano Gölü. Oraya geldiğimde fark etmiştim ki kano süremeyecektim. Bir kişi daha gerekiyordu. Üzüntüyle iç çektim. Gölün yanına oturdum. Bare biraz gölü izleyeyim,dedim içimden. Doğa bana her zaman bana huzur vermişti. Bir hışırtı duydum. Elim refleks olarak boynumdaki,bir iple astığım Minator taşına gitti. Annem veni kuratarıp Minator'u bir taşa çevirmişti ve bana en çok lazım olduğu anda çalışacağını söylemişti. Ama arkamdakinin bir canavar olmadığını farkettim.
''Eee nasıl gidiyor?'' dedi Leonard ve yanıma oturdu.

''Ihhh...İyi,sanırım.'' Biraz sersemce davranıyordum,biliyorum. Bunun nedenini bilmiyordum. Şu can sıkıcı gün yüzünden mi yoksa Leo'ya aramızdaki gerginlik yüzünden mi?
''Sen nasılsın? Sere'yle olmadığına şaşırdım doğrusu.'' dedim dalga geçer gibi.
''Sere,daha okuldan gelmemiş.'' dedi Leo düşünceli düşünceli.
Leo ilkilmiş bir şekilde bana baktı.
''Eee...Sen niye buradasın May?'' dedi bana bakarak.
''Hiç.'' dedim uzatarak.
''Sen?'' dedim sıkıntıyla. Sonra gölkenarında bir kano gördüm ve parlak fikrimi paylaşmak için ona döndüm.

Böylece bir küreği ben bir küreği o,kürek çemeye başladık. Bu arada ben gergin bir şekilde Leo'ya baktım. Bir süre ikimizde etrafa bakmadan kürek çektik. Sonra benim gözüm göle takılınca gölmeye başladım. İki saattir tek taptığımız şey kendi etrafımızda dönmekmiş! Leo ilk önce bana deliymişim gibi baktı ama sonra o da anladı. İkimizde deli gibi gülüyorduk. Okul,dersler ve sınavlar bizim bütün sinirlerimizi bozmuştu herhalde. Sonunda gülme krizimiz bitince Leo elimdeki küreği aldı ve hala sırıtarak kürek çekmeye başladı. Gözüm iki saniye boyunca takılı kaldı ama sonra gözlerimi hızla suya çevirerek dişlerimi sıktım. Bu arada sonunda gölde ilerleyebiliyorduk.

Bütün gücümle ağır küreğe asılmaya devam ettim. Leo çok rahat bir biçimde kürek çekebiliyordu. Buna sinir olmuştum.
''Şey... Yani, sayılır...'' Birden yüzüm kızarmıştı, konu aramaya başladım.
''Eh, Sere ne yapıyor?'' Off! Niye hep bu konulardan konuşuyorduk ki!
''Ahh, boşver Leo, ben, sadece iyi arkadaş olmak istiyorum, aramızda şu gergin ortamı hiç sevmiyorum!''
Leo bu konuya nereden geldiğimi bilmiyordu tabii. Ama haklı olduğumu gösterir bir şekilde başını salladı. İşte şimdi biraz rahatlamıştım.

Leo niye bu kadar meraklıydı ki!
''Hiç!'' dedim. ''Sen şu küreğini çeksene!''
Sonra da gölden ona su fırlattım. O da geri çekildi ve aynısını yaptı. Kısa bir süre içinde kürekleri bırakmış su savaşı yapmaya başlamıştık. Sonra ikimizde aynı anda su almaya çalıştık. İşte olan o anda oldu. Kanodaki ağırlığımız sağ tarafa doğru geldiği için kano sallandı ve bizde gölü boyladık! Hemen suyun yüzüne çıktım. Leo suda olmaktan pek memnun değil gibiydi. Benim de giysilerim ıslanmıştı ama hiç takmadım. Etrafta biraz turladım.
''Maya! Buraya gel heyy!'' dedi Leo yerinden kıpırdamadan. Niye Zeus çocukları bu kadar abartır bilemiyordum. Bir Demeter çocuğu olarak çok şanslı olduğumu hissettim. Ben herkese dosttum. Tabii Hades'le annemin arası biraz limoniydi zaten ben de Hades'le iyi anlaşmaya o kadar meraklı değildim.
''Tamam Bay Şimşek geliyorum! Küçük bir su birikintisenden ne kadar korkuyorsun!''
Onu sinir etmek çok eğlenceliydi. Hızla yanına yüzdüm.

Neredeyse boğuluyordum! Leo niye bu kadar güçlü olmak zorunda! Ya da ben fazla güçsüzüm! Ama bunu düşünmek istemiyordum. Zaten hava kararmaya başlamıştı, karanlıkta kanoyu bulamazdım zaten. Bütün gücümle çırpındım. Sonra suyun altından nasıl kurtulacağımı düşündüm. Gözlerimi açtım -biraz yanıyordu- ve Leo'yu gıdıklamaya başladım. Hemen kollarını çekti ve bende suyun yüzeyine çıktım. Leo gülerken ben de ona kızmaya başladım.
''Seni şapşal...Şimşek kafa! Senin yüzünden az kalsın boğluyordum! Onu hafifçe batırdım ve ağzına su doldu.''
Ama hala benim ifademi gördüğü için gülüp duruyordu.

''Hımm....Evet!'' dedim gülerek.

Tabii bunu şaka olarak söylemiştim. Çünkü sorusunu sorduğundaki ciddi ifadesini daha fark etmiştim. Bu haliyle tam bir Zeus oğluna benziyordu. Biraz tırstığım söylenebilir. Leo'nun biraz daha şakacı olacağı zamanı iple çekiyordum. Daha önce onu hiç böyle görmemiştim!

Ciddi olmaya çalışsamda bir gülme tuttu.

''Hayatımda... duyduğum... en komik... lakap!'' dedim gülmemin arasından.

Sonra cümlemi fark ettim ve yanlış anladı mı diye baktım. Bunu kötü bir anlamda söylememiştim. Zaten Leo da biraz dalgın gibiydi. İçini burkan bir şeyler düşünüyor gibiydi. Ben de ona çaktırmadan kürekleri aldım. Ouff! Ne kadar ağırdılar böyle! Zorlukla tuttum ve hareket ettirmeye çalıştım. Bir tanesi gürültüyle suya düştü. Böylece Leo uyanmış oldu.

''Ah..Üzgünüm Leo.'' dedim. Onu bölmek istemiyordum.

''Önemli değil Maya, haydi gidelim.'' dedi sessizce ve küreği aldı. Onun üzgün olmasına üzülmüştüm. Ama anılar bazen böyle bir etki yaratabiliyor. Ben de babamla son görüşmemi hatırlamak istemiyordum. Leo kürekleri hızla çekmeye başladı.

(Leo,istersen senin yazacağın sonuncusu olsun)

O sırada akımdan annem geçiyordu. Onun ölmesi. Ben bir yaşımdayken ölmüştü annem. Bunun nedenini de daha öğrenenmemiştim. Teyzeme ne zamna bu soruyu sorsam ağlamaya başlardı. Bende onu üzmek istemediğimden üstüne gitmezdim. Annem konusunda çok hassas olduğum söylenebilir. Eniştemi bile kesip biçmeye kalktığıma göre. Aslında ben ondan nefret ederim. Biri onu kesip biçse sevinirim denebilir. Kampa geldiğimden beri annemi geri getirebilmek umuduyla yeralrtına gitmek istiyordum. Ama mümkün müydü bunu bile bilmiyordum. Maya'nın gürültüyle küreklerden birini düşürmesi dalgınlığım giderdi.

''Ah..Üzgünüm Leo.'' dedi.

''Önemli değil Maya, haydi gidelim.'' dedim ve kürek çekmeye başladım.

Tekrar karya vardığımızda hemen kanodan atladık. Üstümüz başımız ıslaktı. Birbirimize veda edip kulübelerimize yöneldik.

RP BİTMİŞTİR....