Joseph Glady Hekate'nin Çocuğu
Mesaj Sayısı : 15 Kayıt tarihi : 25/05/11
| Konu: Baba! Perş. Haz. 02, 2011 10:44 am | |
| Alışık olmadığı bulanık bakışlarıyla bulutlu gökyüzünü seyrediyordu. Uğultulu ve ağır ağır önünden geçen yırtıcı kuşlar bir an dikkatini çekiyor ardından yavaşça silüetleri beliren ağaçlara bırakıyorlardı yerlerini. Kaliteli fermente edilmiş purosunun, hava geçirmez saklama kabını, kuru elleriyle kavrayarak gözünün önüne iliştirdi. Beyaz renkli ağızlığı çıkarıp tozlu sehpanın üzerine bırakmasının ardından yaklaşık on dakika tüttürülmüş purosunu nemli dudaklarının arasına yerleştirdi. Pembe dudaklarıyla puroyu sıkıştırırken isteksizce dilini şapkasında gezdiriyordu. Başta tatmin olmasa da altın kaplama zipposu ile purosunu tüttürdükten sonra boğazının kuruluk hissi veren dumanla beraber nane tadı da hissediyordu. Halkalı dumanlar gözünün önünden ağır ağır geçerken Hakete geldi aklına. Üzerine siyah kabanını geçirdikten sonra tahta kapıyı araladı yavaşça. Ağzındaki puroyu hiç düşürmeden yakasını düzeltti bir çırpıda. Diğer monoton günlerinden birini daha yaşama ümidiyle büyük binanın yolunu tuttu. Verdiği duman hissinden gayrı yanında bir espresso olmaması çehresindeki edayı bozdu. Tatmin olmamışlığı belli olurken yüzünde binanın önüne geldi. Giyotin tipi kesicisiyle büyük purosunun yanan kısmını kestikten sonra biçimli elleriyle hava geçirmez kutusuna yerleştirdi purosunu. Mavimsi yeşile çalan pantolonunun sağ cebine yerleştirdikten sonra diliyle purodan kalma kuruluğu gidermek için dilini gezdirdi. Soğuk kişiliğini hiç bozmadan nemi biraz daha fazla hissetti vücudunda. Yükseğe çıktığının farkında iken emin adımlarla terasa doğru ilerledi. Zeus şimşeklerini andıran göze seyirlik hâller başladı bulutlu gökyüzünde. Çekici gözükmeyen şimşekler biraz ürkütmüştü Josh'ı. Kısa süre sonra kabanının yakasından akan damlacıklar etkisini arttırmasıyla bir silüet belirdi yanında. "Yakanı düzeltsen iyi olur evlat!" dedi boğuk bir ses. Az önce içmeyi bitirdiği puronun rahatlığı etkisini gösterirken aldırış bile etmedi babasına. Yağmur damlacıkları büyüyünce iki eliyle yakasını dikleştirdi. Purosunu koyduğu cebinden siyah ince bir lastik çıkardı yavaşça. İki elinin desteğiyle parlak, uzun ve sarı saçlarını topladı. Ensesinin rahatladığını hissedince elini tekrar cebine götürdü. Hava geçirmez kutuyu tekrar elinden geçirip düzenlice çıkardıktan sonra ince dudaklarına götürdü puroyu. İkinci kez baş parmağıyla zipposunu tuşladıktan sonra yakabilmişti. İki derin nefesle puronun düzgün yanmasından sonra üç parmağıyla ağzından çıkardı. Burnundan uzun dumanları çıkartırken gözlerini kıstı. "Baba." | |
|