Bugün kulübeden en sevdiğim bikinimi , altına da şortumu giyerek sabahın oldukça erken saatlerinde çıkmıştım ve Long Island kıyısına biraz kafa dinlemeye gelmiştim.Kumsal bomboştu.Long Island ıssızlığına bürünmüştü.Dalgalar masmaviydi,uçlarındaki köpükler ise bembeyaz.Suda ne yosun ne de başka bir şey vardı.Ufak bir kibrit çöpü bile yoktu.Denizin üstünden sahil boyu yürüyor,arkama bakıp bıraktığım ayak izlerine bakıyordum.Güneş daha yeni yeni ilk ışınlarını gösteriyordu.Manzara nefes kesiciydi.Yorulmaya başlayınca kumsala oturup ayaklarımı denize doğru uzattım.Ellerimi arkada koydum ve gözlerimi kapadım.İşte şimdi kendimi enerjik ve harika hissediyordum.Dalgalar yavaş yavaş artmaya başlıyor ve şortuma kadar geliyordu.Ama önemsemiyordum.Bu anın güzelliğini hiçbir şey bozamazdı."Suyu çok fazla seven bir Athena kızı,işte bu ilginç." ses sanki dalgalara göre hareket ediyordu , deniz gibiydi tam cevap verecekken aklıma bu kişinin tek bir kişi olabileceği aklıma geldi ve hemen ayağa kalktım ve üzerimdeki kum parçalarını silkeledim."Evet sanırım ilginç" dedim Poseidon'a dönerek."O kadar çok endişelenmene gerek yok.Seni yemeyeceğim." dedi ve kahkahayı bastı.Bir genç gibi konuşmaya 'çalışan' yaşlı bir tanrı.Hem de üç büyüklerden.İşte bu ilginçti.Kendimi zorlayarak gülmeye çalıştım."Ben o kadar da yaşlı değilim" dedi,sanki morali biraz bozulmuştu.Bu sefer düşüncelerimi biraz daha derine iterek "Onu kastetmemiştim" dedim.Eliyle 'neyse boşver' anlamına gelen bir hareket yaptı."Benim gitmem gerekiyor artıki,sen buranın biraz daha keyfini çıkar" dedi ve benim bir şey dememi beklemeden yok oldu.Aslında bu iyi bir şey çünkü ne karşılık verebileceğimi bilmiyordum.Sonra tekrardan ayaklarımı denize uzatarak oturdum ve Poseidon'un dediğini yaptım,rahatladım...