Etrafımızda oluşan hava baloncukları sayesinde nefes alabiliyorduk. Suyun altına daldığımızda ikimizin de ilk dikkatini çeken şey tabi ki Poseidon'un muhteşem krallığıydı. Çok derinlerde olmalıydı, ama o kadar büyüktü ki suyun yüzeyinden bile görünecekti neredeyse. Poseidon'u takip ederek onun şehrine girdik, oradan da doğruca sarayına. Komuta odası gibi görünen bir yere girdiğimizde durdu Poseidon.
"Evet, neymiş o mesaj?" diye sordu sert bir sesle.
"Efendim, mesaj bir kağıda yazılmış olduğu için suyun altına getiremezdik. Bu nedenle onu ezberledim." dedim yalan söyleyerek. O kağıdı okumamın tek sebebi merakıma yenik düşmüş olmamdı. "Poseidon, en yakın zamandagörüşmemiz gerekiyor. Bu savaşta tarafsız olmak sana hiçbir yarargetirmeyecek. İki taraftan biri kazanacak, diğer herkes ise kaybedecek.Senin de aklı başında biri olduğunu biliyorum, Hades'in yaptığıaptallığı yapmayacağına eminim. Beni bul en yakın zamanda, birlikte busavaşta hangi tarafta olacağımıza karar verelim. Ares." diyerek ezberlediğim mesajı okudum ve tanrı Poseidon'un cevabını beklemeye başladım.
"Hmm, bu haber biraz düşündürücü... Babanıza bu teklifini düşüneceğimi söyleyin, onunla en yakın zamanda görüşeceğiz." dedi.
"Peki efendim." dedi Mia. "Biz artık gitsek iyi olacak."
"Gitmek mi?" diye sordu Poseidon öfkeli bir sesle. "Denizime zarar verdiniz, bir ceza almadan gidebileceğinizi mi düşünüyorsunuz yoksa?"
"Ee, şey." diyebildi Mia. Benimse ağzımı bıçak açmıyordu. Bu görevde o kadar zorluğa Poseidon tarafından cezalandırılmak için mi göğüs germiştik?
"Neyse, bu seferlik sizi affediyorum." dedi Poseiodon gülümseyerek. "Yalnız yine de benim için bir şey yapacaksınız." diyerek Mia'ya bir kum doları uzattı. "Bu kum dolarını teknenizin orada yırtıp suya atın ki, yaptığınız kirlilik temizlensin."
Tanrıya bunu yapacağımızı garanti ederek, önünde saygıyla eğildikten sonra oradan çıktık. Hava baloncuklarımız sağolsun yüzeye çıkana kadar bir sorun yaşamadık. Ölüm korkusu o kadar sarmıştı ki duygularımızı, o güzelim krallığa tekrar bakamamıştım bile. Yüzeye çıkıp tekrar teknemize bindik.
"Hadi şu kum dolarını atalım da Poseidon gemimizi batırmasın." dedi Mia ve kum dolarını ortadan ikiye bölüp denize attı. Denize yaydığı temizliği hissedebiliyordum bile.
"Ucuz yırttık." dedim Mia'ya sırıtarak.
"Evet, öyle oldu. Ama bir dahaki sefere şansımız bu kadar yaver gitmeyebilir." dedi o da. "Bir daha buraya gelmek istemiyorum."
"Bu konuda sana tamamen katılıyorum, Poseidon mu? Benden uzak dursun." Kampa dönüyorduk sonunda, güven içinde... Görevimizi tamamlamış, babamızın mesajını iletmiştik. Ama hala o mesajda yazanlar içimi kemiriyordu, bu konuyu en yakın zamanda babamla görüşmem gerekiyordu.
(Poseidon'a Mesaj Rp'si bitmiştir.)